Belediye eşbaşkan adaylarımızı tanıttık: Bizim olanı almaya geliyoruz

Partimiz Diyarbakır’da şimdiye kadar belirlediği illerin belediye başkan adaylarını Ayaz Elegance Konferans Salonu’nda yaptığı toplantı ile tanıttı. DBP Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan, DDKD’den Halim İpek, Devrimci Parti Genel Başkanı Özgür Oran, DTK Eş Başkanı Berdan Öztürk, Halkevleri Eş Genel Başkanları Dilşat Aktaş ve Nuri Günay, HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, KKP’den Emel Çiftyürek, PDK’den Sertaç Bucak, SYKP Eş Başkanı Cavit Uğur, TİP Genel Başkanı Erkan Baş, İnsan ve Özgürlük Partisi’nden Ahmet Kaya, KESK Eş Başkanı  Mehmet Bozgeyik, Çok sayıda davetli ve belediye başkan adayının katıldığı ve dün akşam polisler tarafından basılan salon hınca hınç doldu. Programda Türkiye’deki alternatif belediyecilik deneyimleri ve Kürt belediyelerinin son 15-20 yıllık deneyimlerine yönelik sinevizyon gösterimi yapıldı. Program’da konuşan Eş Genel Başkanlarımız Sezai Temelli ve Pervin Buldan, şunları söyledi: 

Pervin Buldan: Partimizin değerli eşbaşkan adayları, ittifak partilerimizin sayın genel başkanları, eski belediye eşbaşkanlarımız, hepinizi saygı ve sevgi ile selamlıyorum. Aday tanıtım toplantımıza hepiniz hoş geldiniz. 78 gündür Diyarbakır Cezaevi’nden inanç ve kararlılıkla sürdürülen bir direniş var ve bu direnişi sürdüren Sevgili Leyla Güven’e buradan kucak dolusu sevgi ve selam gönderiyorum. Eşitlik ve adalet için, özgür yarınlar için bedenini 78 gündür açlık grevine yatıran Sevgili Leyla Güven’i selamlıyorum. 

Yine bir çok cezaevinde bedenini açlık grevine yatıran ve cezaevlerine yayılan bu onurlu yaşam için bedenlerini açlık grevlerine yatıran sevgili Sebahat Tuncel’e Hewlêr’e, Strazburg’a ve bütün yoldaşlarımıza sevgi ve selamlarımızı gönderiyoruz. Leyla Güven’e destek amaçlı Sevgili Sebahat Tuncel ve Selma Irmak da bedenlerini açlık grevine yatırdılar. Sevgili Aysel Tuğluk 10 günlük açlık grevi başlatmış durumda. Bütün arkadaşlarımıza sevgi ve saygılarımı iletiyor ve buradan birlikte kazanacağımızın sözünü veriyoruz. Leyla Güven’in taşıdığı bayrak hepimizindir. Onun talebi hepimizin talebidir. Onun sözü hepimizin sözüdür. Zindanlarda, bulunduğumuz her yerde mücadelemiz birdir. Zafer direnenlerin olacaktır. Mutlaka kazanacağız arkadaşlar. Mutlaka kazanacağız, yine cezaevlerinde rehin olarak tutulan ve Sevgili Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ başta olmak üzere bütün siyasetçi arkadaşlarımıza buradan sevgi ve selamlarımızı gönderiyorum. Tutsak olan bütün yoldaşlarımıza sevgilerimizi gönderiyoruz. Partimizin belediye başkanları iken görevlerinden alınan Sevgili Gülten Kışanak, Tuncer Bakırhan, Dilek Hatipoğlu, Bekir Kaya başta olmak üzere bütün belediye başkanlarımıza sevgile ve selamlarımızı gönderiyoruz.  

Emeklerinden, duruşlarından dolayı en içten teşekkürlerimi sunuyorum. Aday belirleme sürecinin sonunda belirlediğimiz adaylarımızı tanıtmak için burdayız. Halkımızın adayları olduğunu belirtmek isterim. 

Halkımızın belediyelerini kazanacağız

Kazanacağımız belediyeler halkımızın belediyeleri olacak, halkımız bu belediyeleri yönetecek. Aynı zamanda bu belediyeler kadınların, gençlerin, emekçilerin belediyeleri olacak ve bu belediyeleri hep birlikte yöneteceğiz. İrade gaspının adını kayyum olarak koymuş olsalar da kayyumların atandığı günden beri yerleştikleri belediyelerde yaptıklarını buradan anlatmaya gerek duymuyoruz. Hepiniz görüyor ve tanık oluyorsunuz ki, kayyumlar atandıkları günden itibaren, Kürt halkının tüm değerleri ve inançlarına hakaret eden, inançları ve kimlikleri ayaklar altına almaya çalışan, halkın iradesi ile oynamaya çalışan bir zihniyettir

31 Mart’ta kayyumları göndereceğiz

Kayyumların yolsuzlukları ve halka karşı yaptıkları gün yüzü gibi ortadadır. Tutuklanan Belediye eşbaşkanlarımızın hiçbir şekilde yolsuzluklara bulaşmadıklarını biliyoruz, ama bunu bilmelerine rağmen onları rehin aldılar ve yerlerine kayyumlar atadılar. O kayyumlar 31 Mart günü gidecekler, hep birlikte göndereceğiz onları. Çünkü halkımız 31 Mart tarihini büyük bir sabırsızlıkla bekliyor. Bu halk kendisine de kentine de her zaman sahip çıkarak 31 Mart tarihinde bir kez daha yöneteceğini gösterecektir. Halkımız çok kararlıdır. AKP’ye sandıkta gereken cevabı vereceğini şimdiden belli etmiştir. Bunu bildikleri için hileye başvuruyorlar. Seçmenleri silip, onların yerine hayali seçmenleri getirip, kendilerine göre kazanmanın yollarını arıyorlar. 

Sandıkları uzaya da taşısanız halkımız iradesine sahip çıkacaktır

Ama şunu bilsinler ki Kürt halkı onlara geçit vermeyecekler, sizler sandıkları uzaya da Saray’a da taşısanız, halkımız iradesine ve oyuna sahip çıkacaktır, Tıpkı 7 Haziran, 1 Kasım ve 24 Haziran’da olduğu gibi bütün hilelerinize karşı halkımız el ele verecek ve sizlerin oyunlarınız ve usülsüzlüklerinizle baş edecektir. Kürdistani partileri ile yaptığımız ittifakın büyük bir önem taşıdığını belirtmek istiyorum. Adaylarımızı bugünden itibaren halkımıza emanet ediyoruz. HDP olarak belirlemiş olduğumuz eşbaşkan adaylarımızı, ittifaklarımızın kendilerinin belirlemiş olduğu adayları halkımıza emanet ediyor, onlarla birlikte bu sürecin üstesinden geleceğimizi bir kez daha ifade ediyorum. Bu karar ve inançla hepimizin yolu açık olsun. 

Kazanan biz olacağız, kazanan Kürtler olacak, gençler, kadınlar ve kazanan sizler ve bizler olacağız. Hepinizi saygı ve sevgi ile selamlıyor, teşekkür ediyorum. 

Sezai Temelli: Merhaba değerli yoldaşlar, merhaba zulme karşı direnişi kendine şiar edinen mücadele arkadaşlarım! Hepinizi saygı ve sevgi ile selamlıyorum. 

Kürt halkının değerli evladı direnişin adı Leyla Güven, bu ülkeye barış gelsin diye bedenini açlık grevine yatırdı. Leyla Güven Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kalkması için başlattığı süresiz ve dönüşümsüz açlık grevinin 78. gününe geldik. Bir halk ve barış sevdalısının tarihte eşi benzeri görülmemiş direnişi önünde hep birlikte saygıyla eğiliyoruz. Kendisine buradan sevgilerimi, selamlarımı yolluyorum. Hepimiz Leyla Güven’iz. Leyla Güven haklıdır, tecrit bir an önce sonlanmalıdır! 

İmralı’da devreye konulan mutlak tecrit Türkiye ve Ortadoğu’daki barış imkanını yok ediyor

İmralı’da devreye konan mutlak tecridi devletin rutin baskı politikaları olarak görmek büyük yanılgıdır. Leyla Güven’in onurlu direnişini anlamak, bu tarihi yanılgıya düşmemektir.  Bugün mutlak tecrit Ortadoğu’da ve Türkiye’de barış imkânlarını yok etmek için devrededir. Çünkü zalim iktidarlar, koltuklarını kaybetmemek için barışı değil, savaşı seçiyorlar. Türk, Kürt, Arap, Ermeni, Süryani halklar umurlarında bile değil, halkları birbirine kırdırmak, bunu yapabilmek için de Sayın Öcalan’ın sesini kesmek için durmadan hukuksuzluk yapmaya devam ediyorlar. Üzerimizdeki büyük sorumluluğun gereği olarak bizler, her an Leyla Güven’i ve büyük direnişini aklımızda tutarak, aynı inançla, aynı ruhla 31 Mart Yerel Yönetimler seçimlerine hazırlanacağız. 

31 Mart seçimleri Kürtçe’ye yönelik baskılara karşı demokrasi referandumudur

31 Mart seçimleri, Türkiye’de faşizme karşı, faşizmin halklara uyguladığı baskılara karşı, kayyumlara karşı, Kürtlere, tarihsel-kültürel değerlerine ve Kürtçe’ye yönelik baskılara karşı demokrasi referandumudur. Kürtlerin önünde büyük bir fırsat vardır. Kürdistani partiler ve yapılar ittifakı ile ortaya çıkan birlik iradesinin 31 Mart’ta onaylanması, Kürtleri tarihin en şanlı sayfalarına; AKP-MHP ittifakını ise tarihin kara kaplı sayfalarına yazdıracaktır.

Türkiye halkları için demokrasi referandumudur

31 Mart’ta gerçekleşecek seçimler sadece Kürtler için değil, aynı zamanda tüm Türkiye halkları için de bir demokrasi referandumudur. Türkiye’de diktatörlüğe özenen bu zihniyetin son bulması için halkların birlikte karar vereceği bir seçimdir 31 Mart seçimi. Bu kadar da önemlidir ve tarihi bir öneme sahiptir. 

HDP batıda da kilit parti konumundadır

Kürt halkı 31 Mart gününe az önce söylediğim gibi bir referandum günü olarak bakıyor. O gün kayyumla hesaplaşma günü olacak. O gün AKP-MHP ittifakıyla hesaplaşma günü olacak. Hangi partiden olursa, hangi düşünceden olursa olsun Kürt halkı faşizme karşı, kayyuma karşı yekvücut olmuş, özlenen ittifakını sağlamıştır. HDP, Batı’da da kilit parti konumundadır. Anketler geliyor önümüze görüyoruz. Her yerde ittifaklar başa baş. AKP ve CHP adayları Ankara ve İstanbul’da başa baş gidiyor. Bu seçimlerin kaderini belirleyecek olan parti HDP’dir. Halkımız bu tarihi süreçte rolünü her yerde oynayacak, AKP-MHP ittifakına, faşizme büyük bir darbe vuracaktır. 

96 belediyemize kayyum atayan halkın iradesini yok sayan, vesayetçi, faşist anlayışa karşı 31 Mart bizim için bu anlayışı tarihin çöp sepetine süpürüp atma günüdür. Bu ülkede Kürtlerin olduğunu, Kürtlerin kendi seçtikleri ile kendilerini yönetme hakkı olduğunu, Kürtlerin kendilerini yöneterek bu baskıcı, sömürücü düzene son vereceğini ilan etme referandumudur 31 Mart seçimleri. 

İnkar sürsün mü sürmesin mi’nin cevabın vereceğiz

31 Mart’ta sandığa gittiğimizde, pusulayı elimize aldığımızda Kürt sorunu devam etsin mi, etmesin mi sorusunun cevabını da vereceğiz. Savaş ve inkâr sürsün mü, sürmesin mi sorusunun cevabını vereceğiz. Her gün evimizden, aşımızdan çalan bu iktidarın ekonomide krize yol açan uygulamaları sürsün mü sürmesin mi sorusunun da cevabını vereceğiz. 
Anadilinde eğitime karşı olanlara sözümüzün olup olmadığını göstereceğiz.
AKP-MHP ittifakı işgal ile seçim gündemini birlikte işletiyor. Kan, barut kokusu ve baskı ile sandık iradesini teslim almaya çalışıyor. Yetmiyor, hayali seçmenlerle hırsızlık yapıyor. Bunların hepsine itirazlarımızı yaptık, yapmaya devam ediyoruz. 

Bizler iktidarın bu savaş çığırtkanlığına, halklar arasına bin yıllık düşmanlık tohumu ekmesine karşı her yerde direneceğiz. Bu direnişin bir yanı 31 Mart yerel seçimleridir. AKP-MHP ittifakını geriye püskürtmek için, savaş tamtamlarını ellerinden almak için 31 Mart’ta büyük bir ders vereceğiz.

Mınbiç’te, Rojava’da, Suriye’de ve Ortadoğu’da barışın savunulması, buradan, 31 Mart seçimlerindeki başarımızdan geçiyor. Biz Amed’de, Şırnak’ta, Ağrı’da, İstanbul’da, Mersin’de başarılı oldukça, AKP-MHP ittifakı, Rojava’daki tehditlerinden vazgeçmek zorunda olacak. Her bir aday arkadaşımızın da bu ruhla çalışmalara yoğunlaşması gerekiyor.

Kürtleri tehdit edenler katledenler kaçınılmaz olarak kaybedecektir

Unutmayın yoldaşlarım, 21. Yüzyıl aynı zamanda Kürt halkının yüzyılıdır. Kürt halkı tüm dünyada küresel güç gibi kavramların alt üst edilebileceğini gösteren bir halktır. Direnmenin tüm denklemleri alt üst edebileceğini bu yüzden gösterdi. Kürtler ile ilgili işgal, baskı, asimilasyon planı yapsa da, Kürtler öz gücün ve kendi kendini yönetmenin önemini gösterecektir. Güney Kürdistanı açlıkla tehdit edenler, Rojava’da katliam çağrısı yapanlar kaçınılmaz olarak kaybedecektir. Kürt halkının kazanımları engellenemeyecektir. Bunun için ödenmesi gereken bir bedel varsa, bu bedeli sakınmadan, kaçınmadan ödeyeceğimizi belirtmek isteriz. 

AKP- MHP ittifakını 31 Mart’ta tarihin çöp sepetine atacağız.

Elbette kazanımlar bu coğrafyada bedeller ile elde ediliyor. Kürt halkı ve dostları yeteri kadar bedel ödedi. Artık dediğimiz gibi kazanma vaktidir. Ortadoğu halklarının ve Türkiye halklarının kazanma zamanıdır. İmralı’da mutlak tecrit koşullarında direnen Sayın Abdullah Öcalan’ın sözleri buradan tekrarlamak istiyorum: “Zamanın ruhunu okuyamayanlar, tarihin çöp sepetine giderler. Suyun akışına direnenler, uçuruma sürüklenirler.” Bu kirli ittifak ne zamanın ruhunu okuyabildi ne de suyun akışını anlayabildi. Bu sebeple AKP-MHP ittifakını 31 Mart’ta tarihin çöp sepetine atacağız.

Bu seçimlerde kral çıplak diyeceğiz

Bizler, 31 Mart’ta başaracağız ve Türkiye’de tek adam rejimi meşruiyet ararken, biz “kral çıplak” diyeceğiz. AKP-MHP ittifakının bütün yetkileri Saray’da toplamasına karşı, bizler yerel demokrasi anlayışımızla yetkiyi mahallelere, sokaklara taşıyacağız. Eşbaşkanlık sistemini güçlü bir şekilde oluşturduk. Bu seçimlerle bir kez daha kadın temsiliyetini en üst düzeyde sağlamış olacağız. Bizim adaylarımız Saray’ın kirlenmiş koridorlarında tepeden belirlenmedi, halk kendi adayını kendi belirledi. HDP’nin adayları bir yerlerden atanıyor diyen kirli zihniyete sormak gerekiyor. 

Adaylarımız demokrasi kahramanlarıdır

Bizim adaylarımız ortada, işte halk, işte irade! Ranta bulaşmış değil, hizmet aşkıyla yanıp tutuşan adaylarla büyük güne hazırlanıyoruz! Halk yoklamasından önce aday belirlemek için halkımızın kapısını çaldık. Kapı kapı dolaştı arkadaşlarımız. Her bir güzel kentimize, halkımıza layık adaylarımızı belirledik. Her bir adayımız, hayatını demokrasi mücadelesine adamış, halkına hizmet etmek için, iradesine sahip çıkmak için elini değil, gövdesini taşın altına koymuş özgürlük için tutuşan demokrasi kahramanlarıdır. Ben daha şimdiden demokrasi kahramanı arkadaşlarımızı gösterecekleri emek için tebrik ediyor, hepsine sonsuz başarılar diliyorum.

Sevgi ile aşk ile hizmet edeceğiz

Elbette bu seçim sonucunda kazandığımız belediyeler ile biricik olan halkımıza hizmet de edeceğiz. Hem de sevgi ile, aşk ile, bedel ödeyenlerin öğrettikleri ile, emek ile, güzellik ile hizmet edeceğiz. Yaptığımız her bir proje ile örnek belediyeler oluşturacağız.  Geçmişten çıkarmamız gereken bir ders varsa dersimizi de çıkararak hizmet edeceğiz. Kendi ürettiklerimizi şehirlerimiz için kullanarak hizmet üreteceğiz. Üreten biz yöneten de biz olacağız. Tarihimize dokunulmaması için, çocuklarımıza, şehirlerimizi miras bırakmak için çabalayacağız. Dayanışma ve örgütlenme ağlarını kurarak tüm dünyaya demokrasi vahasının ne olduğunu göstereceğiz.

Radikal demokrasi halkın karar alma süreçlerine doğrudan dahil olmasıdır

Radikal demokrasi ilkemizi yerel yönetimlere işliyoruz. Bizim için radikal demokrasi, halkın tüm karar alma süreçlerine doğrudan dahil olmasıdır. Bizim için radikal demokrasi, halkın kendi kararlarını kendisinin doğrudan alabilmesidir. Bu seçimler kayyum zihniyetine karşı radikal demokrasi anlayışımızın zaferi olarak tarihe geçecektir. 

Bugünden itibaren çok yönlü çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bir yandan adaylarımızı en demokratik yöntemlerle seçtirmeye çalışacağız. Diğer yandan seçim güvenliğini en etkin şekilde sağlamak için genel merkezimiz ve il-ilçe başkanlıklarımızla, üyelerimizle hilelere aman vermeyeceğiz. 

AKP ve MHP ittifakını tarihinin en büyük yenilgisine uğratacağız

Öte yandan yüz yıllık geçmişle yüzleşme ve Ortadoğu’nun yüzyıllık geleceğinin barış içerisinde yaşanmasının manifestosu olarak yazılan Seçim Bildirgemizi nihayete erdireceğiz.  Son olarak ise en sevdiğimiz yerde olacağız: Sokaklarda, halkımızın yanında olacağız… Sokaklarda halkımızla buluşacağız, dertleri ile dertleneceğiz; neşelerine ortak olacağız. Geçmişteki hatalarımızdan dersler çıkartarak halkımızın sorunlarını çözmeye talip olacağız. Yönetimi kayyumlardan alıp halkımıza vereceğiz. Batı’da AKP-MHP ittifakını tarihin en büyük yenilgisine uğratacağız. Bize ait olanı almaya geliyoruz. Alacağız da. 

Sözlerime son verirken, başta Leyla Güven olmak üzere cezaevlerindeki tüm yoldaşlarımı selamlıyorum. Gültan ve Fırat başkanları da buradan selamlıyorum. Amed’i ve tüm kentleri kayyumun ve Saray’ın elinden mutlaka alacağımızın sözünü de buradan tüm yoldaşlarıma vermek istiyorum. Bizler tarihe değer verenleriz, özgürlük için yanıp tutuşanlarız, adalet ve eşitlik için yan yana mücadele edenleriz. Yarınları kurmak için, geçmişin takipçisi, şimdinin emekçileriyiz.  

Bizler suyuz, dereyiz, ağacız, dağız, ırmağız, patikayız, cadde ve sokağız, yankıyız, zılgıtız, müziğiz, kadınız, genciz, velhasıl yaşamı kuranlarız… 

Bizler irade gaspına, hafızasızlaştırmaya, kimliksizleştirmeye, talana, yolsuzluğa, merkezi dayatmalara ve kırım kültürüne karşı teslim olmayıp, demokrasiye cesaret edenleriz...  

Bizler ekmeğimizi, emeğimizi, davamızı, inançlarımızı, onurumuzu, sanatımızı, köylerimizi, pazarımızı, bahçemizi, sözümüzü, özümüzü, aşkımızı,  Başûr, Bakur, Rojhilat ve Rojava'mızı savunmaya devam edeceğiz. Onların hepsi bizimdir. 

Bundan dolayı YA ME YE diyoruz.... Yola YA ME YE diyerek çıkıyoruz... Diyoruz ki zulme karşı direniş YA ME YE, barış YA ME YE, kent YA ME YE, gelecek YA ME YE, özgürlük YA ME YE… Tecridi de kıracağız, kentlerimizi de biz yöneteceğiz. Dost ve düşman bilsin ki biz kazanacağız mutlaka kazanacağız. Hepimizin yolu açık olsun, serkeftin hevalno. 

 24 ocak 2018