Beştaş: Barolara yönelik yasa teklifi yürütmenin savunmaya darbesidir

Grup Başkanvekilimiz Meral Danış Beştaş, Meclis'te basın toplantısı düzenleyerek gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi. HDP milletvekillerinin de avukat cübbeleriyle yer aldığı açıklamada konuşan ve barolar düzenlemesi başta olmak gelişmeleri değerlendiren Beştaş, şöyle konuştu: 

Bildiğiniz gibi dün barolara ilişkin kanun teklifi Meclis Başkanlığına sunuldu. Takvime göre yarın saat 16’da Adalet Komisyonunda görüşülecek. Dün Genel Kurulda da çok yoğun bir tartışma vardı baroların yapısını değiştiren çoklu baroya dair. Şu an itibariyle bütün illerde onbinlerce avukat alanlarda. Bu baro teklifine karşı itirazlarını ve kabul etmeyeceklerini tüm Türkiye ve dünyaya ilan ediyorlar. Avukatlık mesleğinin çok çok önemli bir meslek olduğunu, savunmanın teminatı olduğunu biz de bir kez daha ifade etmek istiyoruz. Avukatlık Kanunun 76 ve 95. maddelerine göre avukatlar hukuk devletini, insan haklarını savunmak ve bunları yaşama geçirmek için mücadele sorumluluğundadırlar. Yani, bizler için avukatlar için insan haklarını, hukukunun üstünlüğünü savunmak sadece bir hak değil bir görevdir. 

Amaç halkı savunmasız bırakmaktır

Hayatın her alanında tekçiliği savunan, her türlü antidemokratik hukuk dışı uygulamayı hayata geçiren iktidar aklı çoklu baroyu garip bir şekilde demokrasi adına savunmaktadır. Burada amaç halkı savunmasız bırakmaktır. Çünkü önce hukuku ortadan kaldıran, hukuk devleti ilkelerini yerle bir eden iktidar, şimdi de halkı hukuk güvenliğinden yoksun bırakmaya çalışıyor. Herkesi emir komutasına almaya çalışan iktidar şimdi de avukatları emir komutasına almaya çalışmaktadır. Çoklu baro ile baroları bölmek ve savunmayı çökertmek istiyorlar. Bu yolla savunma çöktüğünde tamamen yargı bitecektir. İktidar bugün tüm ülkenin kurumlarını etkisi altına almış olmasına karşın barolar ve meslek örgütlerine söz geçirememenin sıkıntısını yaşıyor. Bu nedenle barolara ve seçimlerine müdahale etmek istiyor. Onları etkileyemeyince de bölmek parçalamak, işlevsizleştirmek istiyor. Buradaki amacı; avukatların bütünlüğünü bozmak, çoğunluğu temsil eden avukatların temsil hakkını kısıtlamak ve muhalif görülen sesleri bastırmaktan başka bir şey değildir.

Erdoğan ve AKP’yi eleştiren barolar hizaya getirilmek isteniyor

Bugün neden barolar hedefte; bunun 2 temel sebebi var. AKP ve Erdoğan'ın AKP’nin başarısızlığını, icraatlarını; hukukun üstünlüğünün ve hukuk devleti ilkesinin nasıl bir yerle edildiğini, yargının nasıl taraflı ve bağımlı olduğunu, yürütmeye ve siyasete bağlı olduğunu en sert dille ifade eden kurumların başında barolar ve avukatlar gelmektedir. AYM Başkanı defalarca yaptığı konuşmalarda hukukun bittiğini ve bir solunum cihazına bağlı olduğunu birinci dereceden ifade etmiştir. Bugün itibariyle yargıya olan güven % 10-20’lerde tarihin en dip seviyelerindedir. İkinci sebep de TBB ve Metin Feyzioğlu'nun koltuğunu kaybetmesidir. Öte yandan Feyzioğlu’nun biat sürecini hepimiz çok yakında biliyoruz. Dün itibariyle 78 baronun bildirisi Feyzioğlu’na da hukukçulara da önemli bir yanıt niteliğindedir. Burada Erdoğan ve AKP'ye karşı eleştiri seviyesinin düşürülmesi, baroların hizaya getirilmesi hedeflenmektedir. 

Teklif baroların sorunlarına çare üretmiyor

Bu konuda avukatların yüzlerce sorunu olduğunu ve bu teklifin bu sorunlarını hiçbirine çare üretmediğini söylemeye gerek yok. Çözme iradesi olmamasının yanı sıra bu teklifin getiriliş ve tartışılma biçimine itiraz ettiğimizi de ifade etmek istiyoruz. Barolar ile ilgili talepler ortada dururken, bu kadar bu kadar sorun dururken neden baroların hiçbir talebi dikkate alınmıyor? Barolar sendika değil ki çoklu örgütlenmeye gitsin. Mevcudu 2002’yi bulmayan avukatlar istemedikleri barolara üye olmak zorunda kalacaklar. Hatta Anadolu barolarında bu durum daha da vahim olacak. 

Bu teklif hak arama özgürlüğünün yollarını tıkayacak

Bu teklifin sadece avukatları ve baroları ilgilendirmediğini söylemek isterim. Bu teklif herkesin hak arama özgürlüğü ve yollarını tıkayacak bir tekliftir. Avukatların meslek odası olan barolar kamu kurumu niteliğinde olmanın yanında insan hakların ve hukukun üstünlüğünü savunmak ve bu davalara müdahil olmak görevlerine de sahiptir. Bu konuda ücretsiz hukuk desteği sunan adli yardımın, CMK desteğinin nitelikli bir şekilde alınmaması sonucunu doğuracaktır. Vatandaşların hak kayıpları anlamına gelecektir, çoklu baro hayata geçirilirse, kadın cinayetleri mağdurlarının adalete erişimi da imkansız hale gelecektir. Avukatlar ve barolar toplumun en büyük güvenceleri arasındadır.  

Kamplaşma ve kutuplaşma barolara sirayet etsin istiyorlar

Evet, avukatlar ve barolar toplumun en büyük güvenceleri arasındadır. Pandemi sebebiyle sınırlı katılımlı bir komisyon toplantısı planlanarak, Cumhurbaşkanının en yüksek düzeyde talimat vererek, ben yaptım oldu bitti şeklinde bu teklif yasalaştırılmak isteniyor. Baro başkanlarının yürüyüşüne kolluk ve iktidarın nasıl yaklaştığını gördük. Ankara girişinde 27 saat baro başkanlarına işkence yapıldı, pek fena muamele yapıldı. Her türlü yöntem kullanıldı ama buna rağmen barolar yürümeyi başardı ve seslerini duyurdular. Birkaç temsilcinin bile olacağı bir tartışmanın hiçbir yönünün kabul edilir olmadığını da ifade etmek istiyorum. İktidar tabii ki demokrasi düşkünü olduğu için değil anti demokratik yaklaşım sebebiyle bu teklifte ısrarcıdır. Amacı baroları bölmektir; yandaş barolar ve avukatlar yaratmaktır. Muhalif avukat ve baroların itibarsızlaşmasını sağlamaktır. Düşünün bir avukatsınız, iktidara muhalifsiniz ve iktidar tarafından vatan haini ve terörist olarak kodlanıyorsunuz. Bunu birileri meydan meydan bağırıyor. Bu durumda iş yapma koşullarınız ve savcı karşısındaki pozisyonunuz nasıl olur? İktidar diyor ki avukatların düşüncesi bilinsin kim yandaş kim bana karşı bilinsin ve ona göre iş verilsin. Toplumun her yerinde yaşatılan kutuplaştırma ve kamplaştırma siyaseti şimdi de barolara sirayet edilmek istenmektedir. 

Barolara yönelik yasa teklifi yürütmenin savunmaya darbesidir

Bu teklif yürütmenin savunmaya darbesidir, savunmayı ele geçirme girişimidir. Yandaş savcı, hakim ve avukat olsun istiyorlar, adaleti bitirmek istiyorlar, hak hukuk kalmasın istiyorlar. Yasamaya, dokunulmazlık ve vekillerini düşürülmesi yoluyla darbe yapan, yerel yönetimlere kayyım atayan iktidar şimdi de yargının diri ayağı olan savunmaya darbe yapıyor. Darbeciliği her yönü ile devam ettiriyor. KHK ile on binlerce insanın işsiz kaldığını hepimiz biliyoruz. Dün KHK’lı hocamız Haluk Savaş bu yolda verdiği mücadelede maalesef nefessiz kaldı ve yaşamını yitirdi. Kendisini saygı ve minnetle anmak istiyorum. 

Avukatları işsiz ve aç bırakma gayesi var

Neden buraya geldim, burada avukatları işsiz ve aç bırakmak gayesi var aynı zamanda? "Muhalif görürsek yok edeceğiz" diyen zihniyet avukatları bölmek için iş başında. Muhalif avukatların bir kısmı zaten cezaevinde, bir kısmını da güçsüz bırakıp kendisine biat ettirmeye çalışıyorlar. Evet, burada sadece avukatların geleceği değil yargıya, savunmaya, hak aramaya ihtiyaç duyan herkesin geleceğinin söz konusu olduğunu önemle ifade etmek istiyorum. Bu nedenle çoklu baro yapılanması kanun teklifinin gündemden derhal düşürülmesini sağlamak, bunun geri çekilmesi için her türlü çalışmayı muhalefeti yapmak herkesin boynunun borcudur. Aksi halde hepimizi herkesi karanlık bir gelecek bekliyor. Silahların eşitliği ilkesi yargının önemli ilkelerinden biridir. Savcı ve savunma makamının eşit şartlarda yargıda temsilini gösteren bir sistemdir. Burada savcı ve avukat kimliği birleştirilmek isteniyor. Daha da ilerisini söyleyeyim. Savcının da avukatların da mahkemenin de iktidara bağlı biat ettiği bir sistemde bir sistemde çekişmeli bir yargı değil uyumlu bir yargı, iktidarın istediği kararları alabileceği bir yargı hedefleniyor. Tek direnen güç olan adil yargı hakkını savunan avukatların sindirilmesi demek Orta Çağ karanlığına girmemiz demek. Adil olmayan mahkemeler çoklu baro sistemiyle Engizisyon mahkemeleriyle yarışır hale gelecektir. İşkencenin, ayrımcılığın, haksızlığın, adaletsizliğin ayyuka çıktığı şu günlerde tek güvenebileceğimiz yapı savunmadır.

Baro teklifini geri çekin, bölmekten vazgeçin

Bir kez daha Ankara’dan HDP’nin hukukçu vekilleri olarak bu teklifi geri çekin diyoruz. Bölmekten vazgeçin diyoruz. Biz HDP olarak hayatın her alanında çoğulculuğu savunan bir partiyiz. Çok kimlikli, çok kültürlü, çok inançlı bir toplumda bölmek değil birleştirmek hedef olmalıdır. Çoğulculuk hayatın her alanında olması gereken bir durumdur. Fakat hayatın her alanında tekliği savunan bir iktidar anlayışı baroları aslında çoğulculuk temelinde değil bölme temelinde ve kendisine biat ettirme temelinde bir tutum sergilemektedir. Şuna inanmamızı da beklemesinler; aman çoğulcu baro, çoklu baro demokrasinin gereğidir. Onlar demokrasiden anlamazlar. Onlar demokratik işleyişi sadece kendilerine bağımlı ve biat çerçevesinde değerlendiren bir anlayışın temsilcileridir. 

Kadın cinayetleri, işkence suçları tümüyle cezasız hale gelecektir

82 milyona sesleniyorum. Bu teklif hepinizin hak arama yollarını ortadan kaldıracaktır. Sizin tazminat davanız, boşanma davanız, bir ceza yargılamanız, bir icra takibiniz olsun, herhangi bir mahkemede herhangi bir işinizde biat eden avukat gerçeği, çoklu baro gerçeği hak aramayı, avukat seçme özgürlüğünüzü ortadan kaldıracaktır. Kadın cinayetleri daha fazla cezasız kalacaktır. İşkence suçu zaten cezasız bırakılıyor, çok çok üst boyutlarda artık işkence tartışılamayacak hale gelecektir. Ve 82 milyonun hepsinin hayatının bir döneminde mutlaka yolu adliyelerle ve avukatlarla kesişir, hepimiz adına hep birlikte bu mücadeleyi yürütmeliyiz. 

Güvenlik soruşturması düzenlemesi ile partili devlet kurma adımı atılıyor

Güvenlik Soruşturması Tasarısı komisyondan geçti. Ona ilişkin de birkaç noktayı ifade etmek istiyorum. AYM iptal etmişti 27 Mart 2020 tarihinde güvenlik soruşturmasına ilişkin kanunu. AYM, herkesin özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahip olduğunu ve ailenin hayatına, hayatın gizliliğine dokunulamayacağını belirtmişti. Şimdi kaçak bir şekilde bu iptal kararından sonra AKP iktidarı bu teklifi geçirmeye çalıştı ama bunu kabul etmedik. Başaramadılar şimdi hukuk devleti ilkelerini başka bir alanda yerle bir etmek için bu düzenlemeyi komisyondan geçirdiler. Bu düzenleme ile kamu görevi yürütmek için 3 temel ilke olan serbestlik, eşitlik ve görevin gerektirdiği ilkelerden başka niteliklerin aranmaması ilkelerinin açık ve aleni bir şekilde ihlal edildiğini görüyoruz. 

Siz ülkenin kaynaklarına konmak isterseniz biz de demokrasi ve özgürlük için göz kırpmadan bedel ödemeye hazırız

Bu kanun teklifi Anayasa'yı ve uluslararası hukuku hiçe saymaktadır. Bu kanun teklifinin amacı milli güvenlik gibi bahaneler değil parti devleti kurmaktır, AKPli olmayan hiç kimsenin işe giremeyeceği bir düzenlemedir. Kamuda işe girmek AKP’nin lütfu değil anayasal bir haktır. Bütün toplumun ve yurttaşların bu temel hakkı vardır. AKP parti devletini daha fazla tahkim etmek için kötülüğü her geçen gün sıradanlaştırmaya devam ediyor. Tüm kamu görevlilerini AKP’li yapmak isteyen düzenlemeyle toplumu karşı karşıya bırakan bu anlayışı asla kabul etmeyeceğiz, etmiyoruz. Bu ülke AKP için rantın ve israfın ülkesi ise bizler için ezilenler ve direnenler için bedel ödemenin ülkesidir. Siz bu ülkenin kaynaklarına konmak isterken bizler eşitlik, adalet ve demokrasi için göz kırpmadan bedel ödedik, bedel ödemeye hazırız. Güvenlik soruşturmasına ilişkin teklifi de hiçbir şekilde kabul etmediğimizi belirtiyoruz. Kamu görevine girecek olanların AKP’li kimliğine sahip olmasıyla, Türkiye yurttaşlarının işe girmedeki eşit ve serbest olma ilkesi yerle bir edilmektedir. 

AKP üniversite kapatan parti olarak kötü bir namla tarihe geçti

Son olarak şunu söylemek istiyorum. Dün Şehir Üniversitesini Cumhurbaşkanlığı bir genelge ile kapattı. Törenle açtıkları üniversiteyi genelgeyle kapattılar. Fişlemelerle Şehir Üniversitesini kapatarak bir kez daha kötü namla tarihe geçtiler: Üniversite kapatan iktidar. Şehir Üniversitesinin kapatılması AKP iktidarının demokrasi ve hukuktan ne kadar uzaklaştığını gösteren bir başka örnektir. 

Son olarak bir kez daha bütün avukat ve vekil arkadaşlarım adına söylüyorum: Baroları bölmeyin, avukatları bölmeyin, yargıyı ve halkı savunmasız bırakmayın. Bu teklifin geçmemesi için nasıl meslektaşlarımız dışarıda direniyorsa bizler de burada direneceğiz ve bu yasanın geçmesini engelleyeceğiz.

1 Temmuz 2020