Beştaş: Türkiye “üçüncü dünya ülkesi” konumuna düştü

Adana Milletvekilimiz Meral Danış Beştaş, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında müftülere nikah yetkisi veren tasarıya ilişkin açıklamalarda bulundu. AKP hükümetine düzenlemeyi Meclis Genel Kuruluna indirmemesi çağrısında bulunan Beştaş, gazetecilerin soruları üzerine ABD’nin Türkiye’ye ilişkin vize kararını ve TSK'nin İdlib operasyonunu da değerlendirdi. Beştaş, şöyle konuştu: 

Müftülere nikah kıyma yetkisi veren düzenleme maalesef komisyondan geçti. Hatta sadece müftülere değil imamlara da nikah kıyma yetkisi verilmiş oldu. Bu mesele 40 milyon kadının hayatını doğrudan etkileyen, bugüne kadarki kazanımlara tümüyle göz diken bir öneri olarak önümüzde duruyor. 

Kimse nikah kuyruğunda değil

Bu tasarıyla ilgili, kamuoyunu yanıltmaya çalışıyorlar. Onların gerekçeleri; nikah işlemlerini hızlandırmak, kolay ve seri hizmet sunmak. Bu gerekçeler işin arka planındaki gerçekleri kapatmak amacını taşıyor. Bu gerekçeler baştan sona bir safsata. Nikah kıymak için kimse kuyrukta değil şu anda. Herkes istediği güne, saate nikah için randevu alabiliyor. Bu konuda bir talep yok, rahatsızlık, şikayet yok. 

Hükümetin amacı bizi eve kapatmak 

Müftüler üst düzey dini görevlilerdir. Kadının haklarını, yaşamını dini kurallara evriltmek için adım atılmıştır. Ders kitaplarında da kadının görevini tümüyle ev ve çocuklar olarak sınırlayan bir hükümet yaklaşımıyla karşı karşıyayız. Biz çok iyi anne de oluruz, evimize de bakarız, kariyer de yaparız. Bizi çalışmaktan, siyaset yapmaktan alıkoyamazsınız. Hükümetin amacı bizi eve kapatmaktır. 

“Müftüler boşasın” diyebilirler

Önümüzdeki günlerde kadın hakları da tartışılacak. “Nafaka neye göre verilsin, mal paylaşımını neye göre yapalım, boşanma nasıl olsun” diyecekler. “Nasıl olsa müftü nikah kıyıyor, boşanma için de mahkemeye gitmesinler, müftüler boşasınlar” diyecekler.  Kadının yasadan kaynaklı haklarını, nafaka, mal rejiminden faydalanması gibi haklarını budamak istiyorlar. Erkek egemen sistemi dini referanslarla bezeyerek kabul ettirmeye çalışıyorlar. 

Çocuk yaşta evliliğin önü yasal olarak açılıyor

Dini referanslara göre, İslam hukukuna göre çok eşli evliliğe izin verilir. Yarın öbür gün bu doğrultuda medeni kanunu da değiştirebilirler. Çocuk yaşta evliliğin önünü yasal olarak da açabilirler. 2015'te Meclis’e çocuk evliliklerini meşrulaştıran bir öneri gelmişti. Kamuoyu tepkisiyle o geri çekildi ama AKP iktidarı arkadan dolanarak yasalaştırdı. 12 yaşın üzerinde rıza varsa ya da evlenme vaadi varsa beraat gerekçesi kabule dilecek. Çocuk istismarı devam edecek. Çocuk evlilikleri hiç önlenmedi, önlenmek istenmedi. Çocuk evlilikleri konusunda Türkiye 2. sırada. 

İstismarcılara af geliyor

Evde yapılan doğumların nüfus müdürlüğüne bildirilmesi düzenlemesi var bir de: Biz çocuğun tecavüze uğradığını öğrenmenin, bu tecavüzü kanıtlamanın yolu resmi tutanaklardır, hastane raporlarıdır. Şimdi doğumlar doğrudan nüfus müdürlüğüne bildiriliyor, tecavüzün üstü kapatılıyor. Kayıt dışı doğumların, istismarın yolunu açan bir düzenlemedir. İstismarcılara af geliyor. 

Bu düzenleme kadınları diri diri gömmektir 

Kadınlara hayatı cehennem kılma konusunda yemin içmişler. Bu düzenlemeler kadınların üzerine toprak örtmek, diri diri gömmektir. Ama biz kadınlar bu toplumun yarısıyız. Bu düzenlemeleri kabul etmeyeceğiz. 

Temel amaç müftü nikahını mecburi kılmak 

Türkiye dini referansları kollayan bir siyaset anlayışıyla ilerliyor. Doğru Türkiye’nin ezici çoğunluğu aynı inanca mensup ama farklı olanlar bir kişi bile olsa korunmak zorunda. Toplumda ayrışma başlayacak; nikahı müftü mü kıydı belediye memuru mu? Yakında bir mahalle baskısı toplumsal yaşamın her alanına sirayet edecek. Zaten temel amaç da bu ayrışmayı her kesime sirayet ettirmek ve herkesi müftü nikahı kıymaya mecbur etmek. 

Tasarıyı Meclis’e getirmeyin

Bu tasarıyı Meclis’e getirmeyin. Ayrışmayı daha fazla derinleştirmeyin. Kadınlar bu ülkede her şeyin yarısıdır. Nüfus olarak da, güç olarak da, irade olarak da. Kadınlar “oldu” demeden hiçbir şey oldu bittiye getirilemez. Bunu geçirseniz bile kadın kazanımlarını ellerinden alamazsınız. Buna izin vermeyeceğiz. 

AKP içinde siyaset yapan kadınlara da sesleniyoruz. Bizim ikinci sınıf vatandaş olarak görünmemize izin vermeyin. Kadınların ortak paydası kadın olmaktır. Tüm siyasi partilerdeki kadınlar bu meseleye karşı ortaklaşmalıdır. 

Soru: İdlib harekatı başladı. TSK’nin Afrin’e doğru da gideceği konuşuluyor. Cumhurbaşkanı ve Bahçeli’nin açıklamaları söz konusu. Ayrıca ABD ile vize krizi gündemde. Nasıl değerlendirirsiniz? 

Sayın Bahçeli’nin “İdlib’den sonra Afrin’e gidilmeli” açıklaması var sanırım. Şu anda Türkiye’de eşbaşkanlığı bizden daha iyi işleten bir parti var o da MHP. Bahçeli eşbaşkan olarak rolünü oynamaya çalışıyor. Ama bizim eşbaşkanlığımız iki erkeğin değil bir kadın ve bir erkeğin 
eşbaşkanlığıdır. 

Türkiye’nin dahiyane dış politikasının sonuçlarını izliyoruz. Yandaş medya aracılığıyla Türkiye’de yaşananlar normalmiş gibi hatta kahramanlıkmış gibi sunuluyor. Ama dünya her şeyin farkında. Başlarını kuma gömseler de her gün yeni, bir sarsıntı yaşanıyor. 

ABD açıkça “biz size güvenmiyoruz” diyor. “Ben başka bir ülkenin vatandaşlarını öyle istediğim gibi tutuklarım” diyor. İşte sonucu böyle olur, vizelerin iptali olur. ABD açıkça Türkiye’ye, Erdoğan hükümetine “biz size güvenmiyoruz” diyor. Trump’la görüşmesinde aramızda bir sorun yok demesine bakmayın. Asıl olan budur.  

Türkiye “üçüncü dünya ülkesi” konumuna düştü

Cumhurbaşkanı itibardan bahsediyor. “İtibarın tasarrufu olmaz” açıklaması yapmıştı Cumhurbaşkanlığı. Peki, şimdi Türkiye’nin yerlerde sürünen itibarı var. Bunu nasıl toparlayacaksınız? ABD’nin bu kararıyla Türkiye “üçüncü dünya ülkesi” konumuna düştü. İtibarı toparlamak için daha mı çok saray yapacaksınız, daha çok para mı harcayacaksınız? Yeni Beştepeler mi geliyor? Buna cevap versinler.

Ekonomik maliyet yurttaşlara ödetilecek 

ABD ile ilişkilerin bu noktaya gelmesinin tek sorumlusu Erdoğan ve AKP hükümetidir. Ama maalesef bedelini gene halklar ödeyecek, Türkiye yurttaşları ödeyecek. Çünkü ekonomik maliyeti yeni vergilerle karşılanacak. Olan gene yoksullara olacak. 

Türkiye’nin adımlarının arkasında tek sebep var: Kürt düşmanlığı

İdlib meselesi de vize meselesi de Hükümetin Suriye’de yaptığı kirli pazarlıkların da sonucu. ABD’nin kararı. İdlib’e girilmesi, cihatçılarla işbirliği yapılması kabul edilebilir değildir ABD için. Üstelik Türkiye’nin tüm bu adımlarının arkasında tek bir sebep vardır: Kürt düşmanlığı. Kürtler hak sahibi olmasın diye cihatçılarla işbirliği yapılmaktadır. Bu artık gün gibi ortadadır. 

Rusya’yla birlikte İdlib’i Esat’a verme pazarlığı yapıyorsun

Sen yıllarca cihatçıların nefes borusu oldun, şimdi cihatçılara gönderdiğin silahlar İdlib’de bu ülkenin gençlerine doğrultulacak. İdlib harekatıyla ortaya çıkacak realite bu.  Tıpkı Cerablus’ta olduğu gibi yoksul halkların çocukları ateş altında olacak.  Sen yıllarca Diktatör Esed dedin.  Şimdi Rusya’yla birlikte İdlib’i Esat’a verme pazarlığı yapıyorsun. Bu siyasetsizliktir. Bu siyasetsizlik Türkiye’nin itibarını yerlerde süründürmeye devam ediyor. Tüm bunlar ABD ile olan ilişkilerin, yanlış siyasetin, Suriye’yle ilgili pazarlıkların, Türkiye’de demokrasinin, geriye gidişinin sonuçları ve neticesidir. 

9 Ekim 2017