Bilgen: Kobanî olaylarını halen savunuyoruz, keşke hiç kimse ölmeseydi

Yedi aylık tutukluluk sürecinin ardından RS FM’de Yavuz Oğhan'dan Bidebunudinle programına konuk olan Kars Milletvekilimiz Ayhan Bilgen şunları söyledi:

"Yaşadığımız sürecin hukuki izahını yapmak çok mümkün değil. Nasıl gazeteciler keyfi nedenlerle, akla mantığa sığmayacak ilişkilendirmelerle aylarca tutuklu alıkonmuş vaziyettelerse, nasıl insan hakları savunucuları rutin bir eğitim toplantısından sonra casuslukla suçlanabiliyorlarsa, milletvekilleri de yıldırma ve sindirme politikasının parçası olarak bu muameleye tabii oluyor."

Savcılığın tahliyeye karşı itirazına da değinen Bilgen, "Ceza Muhakeme Kanunu'nda tahliyeye karşı itiraz yolu kapalı. Ama benim tahliyemden sonra savcılık itirazda bulundu. Bu yüzden işin hukuki değil, siyasi boyutunu konuşmak gerekiyor" dedi.

Kobanî'yle ilgili her şey masaya yatırılmalı

"Kobanî olaylarında 50'nin üzerinde insan hayatını kaybetti. Biz o olayların faillerinin cezalandırılmasını istiyoruz. Yasin Börü ve beraberindekiler haricinde kimsenin failleri hakkında bir gelişme yaşanmıyor. Kobanî olayları bir toplumsal duyarlılıktır, biz halen onu savunuyoruz. Keşke hiç bu olaylar yaşanmasaydı, kimse hayatını kaybetmeseydi. O olaylarda kimin ne kadar payı varsa, o dönem görevli olan güvenlik görevlilerinin bugün cezaevinde olması gibi her şeyi masaya yatırmak, her şeyle hesaplaşmak gerekiyor."

"Biz Kobanî olaylarının gerekçe gösterilerek baskı kurulmasını kabul etmiyoruz. Benimle ilgili TBMM’ye gönderilen fezlekede örgüt üyeliğiyle ilgili bir iddia yok. Halkı suça tahrik iddiası var. Meclis’e 214. maddeden gönderilen fezlekeyle ilgili dokunulmazlığımız kaldırılınca yargılama başladı. Bu suçtan tutuklama olamadığı için Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, örgüt üyeliği suçlamasını ekledi. Üstelik fezleke gönderildikten sonra bu ekleme yapıldı. Böyle bir hukuk olabilir mi? Bir ülkede suç ve ceza ilişkisi bu kadar keyfileşiyorsa orada hukuk devletinden söz etmek mümkün değil.”

12 Eylül 2017