Bugün Meclis’te el kaldırmaya hazırlanan darbecilerin dün Meclis’te tanklarla yürüyen darbecilerden farkı yoktur

Merkez Yürütme Kurulumuzun hafta sonu yapılan toplantısının sonuç bildirisi:

Merkez Yürütme Kurulumuz ve Meclis Grubumuz geçtiğimiz hafta sonu (27 Şubat 2021) yaptığı toplantılarda iktidardaki ittifakın milyonlarca seçmenimizi ve partimizi hedef alan topyekûn saldırılarını değerlendirilmiştir.

Demokratik meşruiyetini yitirmiş olan iktidar blokunun saldırgan siyasetine karşı uygulanacak hamleler irdelenmiştir. İktidarın içeride ve dışarıda uyguladığı yanlış politikalar yüzünden uçurumun eşiğine gelmiş Türkiye’nin bu durumdan çıkabilmesi için partimize düşen görev ve sorumluluklar tartışılmıştır.

1. Yaşadığımız karanlık süreç sadece HDP’yi değil, tüm toplumsal ve siyasal muhalefeti yakından ilgilendirmektedir. Susturulmak istenen, iktidar bloku dışındaki herkestir, Türkiye’de demokrasi isteyen bütün toplumsal kesimler ve muhalefet partileridir. O nedenle iktidarın politikalarından zarar görenler, ancak hep birlikte direnerek ve sesimizi yükselterek, mücadeleyle bu çıkmazı aşabiliriz. Şunu bir kez daha vurgulamak isteriz ki, iktidar blokunun baskılarına asla boyun eğmeyecek, tersine demokratik direnişi yükselterek demokratik siyasal mücadelemizi mutlaka başarıya ulaştıracağız.

2. Pandemi süresince halk sağlığına sadece siyasi kazanç ve yandaş sermaye gruplarının kârları üzerinden yaklaşan AKP-MHP iktidarının yasaklara dayanan pandemi yönetimine karşı, partimiz yüksek bir halk sağlığı bilinciyle, bundan sonrası için zorunlu haller dışında internet üzerinden yapılan çalışmaları sona erdirme ve mahallelerden sokaklara, sokaklardan evlere toplumsal örgütlülüğü genişleterek sürdürme kararı almıştır.

3. Türkiye halklarına tekçiliği, eşitsizliği, adaletsizliği, cinsiyetçiliği ve emek sömürüsünü dayatan AKP-MHP iktidarına karşı demokratik cumhuriyet mücadelemizi ilmek ilmek örmeye devam edeceğiz. Partimiz, Türkiye halklarının geleceği için üstlendiği sorumluluğu sonuna kadar kararlılıkla götürecektir. Bugün tüm yaşam alanlarını kar hırsı ve baskılarla yaşanmaz kılan bu iktidar blokuna karşı mücadelemiz devam ediyor.

Demokrasi, insan hak ve özgürlüklerini garanti altına alıyorsa demokrasidir…

İktidar bloku açısından demokrasinin bugünkü tanımı, devletin ve kamu yönetiminin imkanlarının iktidardaki azınlık için kötüye kullanılmasıdır. Buna ‘hayır’ diyoruz!

Zulmün, adaletsizliğin, hukuksuzluğun, zorbalığın ve faşizme yürüyüşün üssü haline gelen AKP-MHP iktidarına karşı HDP; eşitliğin, adaletin, ortak mücadele ve ortak yaşamın demokratik odağıdır.

HDP’nin tarihsel rolü ve misyonunu hala idrak edememiş olanlar, 7 Haziran 2015 ve 31 Mart 2019 seçimlerinde tek parti iktidarını felce uğratan adımlarımızı bir kez daha hatırlasınlar. Türkiye halklarının kalbinde “kazanabiliriz” güvenini nasıl yaygınlaştırdığımızı ve ülkenin dört bir yanına umudu nasıl serpiştirdiğimizi unutmasınlar. İktidar şunu bilsin ki, daha değiştirip-dönüştüreceğimiz çok şey var!

İktidarın saldırılarına boyun eğmeksizin, Türkiye halklarının gövdesinde dallanıp, budaklanıyoruz. Bugün Türkiye’nin her yerinde gerçekleştirdiğimiz adalet buluşmaları, iş ve aş buluşmaları; her geçen gün yaygınlaşan örgütlülüğümüz, güçlünün karşısında zayıfın, haksızın karşısında haklının, zalimin karşısında mazlumun sesi olduğumuz Meclis kürsüsü ve kadın mücadelesinin geniş yelpazesi bunun örnekleridir.

HDP’nin mayası sağlamdır

Karanlık mekanlarda parti kapatma hazırlıkları veya Meclis’te dokunulmazlıkları kaldırma kumpası planlayanlar, HDP’nin ve onun bağrında doğduğu, büyüdüğü, siyasal güç ve hüviyet kazandığı halkların siyasi iradesi karşısında tarihsel olarak da güncel olarak da demokratik meşruiyete sahip değillerdir. HDP mayası tuttu, HDP önüne çıkan bütün sınavları geçti ve umut milyonların yüreğinde büyüdü.

AKP-MHP iktidarının Anayasa’yı, hukuku ve uluslararası demokratik sözleşmeleri hiçe sayarak sürdürdüğü saldırılar karşısında partimiz durmaksızın mücadelesini büyütüyor. Siyasetin demokratikleştirilmesi ve topluma ait kılınması için sürdürdüğümüz çalışmaların sonuçları, tüm saldırılara rağmen ayakta duran ve direnen partimizde yansımaktadır.

4 Kasım 2016’da partimize yapılan dokunulmazlık darbesine karşı kararlı ve direngen duruşumuz bugün de aynı kararlılıkla sürmektedir ve sürecektir. AKP-MHP iktidarı, bu kararlı duruştan bir ders çıkaramamış olacak ki, parti kapatma söylemlerinden tutalım, dokunulmazlıkların kaldırılmasına, milletvekilliklerinin gaspı ve kadın temsiliyetine darbe vurulmasına; rehin alma siyasetinden uyduruk fezlekeler düzenlemeye kadar türlü hile, oyun ve yalana başvurmaktadır. Bugün mecliste el kaldırmaya hazırlanan darbecilerin dün meclise tanklarla yürüyen darbecilerden farkı yoktur.

Yürütmeye ve iktidara bağlı, taraflı yargının hazırladığı fezlekeler ve çıkarılan yargı kararları ile Meclis’te siyasal darbe hazırlığı yapanların planlarını boşa çıkarmak ve demokrasiye alan açmak için üzerimize düşen ciddi sorumluluğun bilincindeyiz. Saraylarda hazırlanan siyasal darbe planlarını Meclis’te etkisiz hale getirmek, Türkiye halklarının demokratik geleceği için siyasal ve toplumsal muhalefetin de tarihi sorumluluğudur.

Halkın TBMM’ye gönderdiği her bir milletvekilinin demokrasi sınavından başarıyla geçmesinin yolu, HDP’nin demokratik siyasetten tasfiye edilmesi planlarının karşısında durmaktır. Seçilmiş iradeye, Kürt halkının ve Türkiye demokrasi mücadelesinin siyasal iradesine yönelik hazırlanan fezleke oyunları bir demokrasi ayıbıdır ve amasız fakatsız reddedilmelidir. Geçmiş hataların tekrarı Türkiye’ye kaybettirecektir. Bölgesel barışın tesisi için çalışacağız…

HDP, Avrupa’dan Amerika’ya, Ortadoğu’dan Uzak Doğu’ya kadar dünyanın birçok yerinde diplomasi yürüterek, Türkiye’nin demokratikleşmesi ve bölgesel barışın tesisi için çalışmalarını sürdürecektir.AKP-MHP iktidarı sadece Türkiye içinde değil, sınırların dışında da gerginlik peşinde, bölgeyi istikrarsızlık, şiddet, savaş ve on yıllarca sürecek toplumsal ayrışmalarla karşı karşıya bırakmaktadır. Bu emellerini gerçekleştirmek için ülkenin evlatlarını ölüme sürüklemekte, halkı ise daha fazla açlığa ve yoksulluğa mahkûm etmektedir; ölüm ve açlık politikaları ile siyaseti ve demokrasiyi vesayet altında tutmaya çalışmaktadır.

HDP olarak biliyoruz ki, hep birlikte ülkeyi iktidar blokunun yoksulluk, açlık ve ölüm politikalarından kurtarabiliriz. Hep birlikte bu ülkenin gençlerine mutlu ve huzurlu bir gelecek inşa edebiliriz. Umudumuz başlangıç noktamızdır. Cesaretimiz, kararlılığımız ve inancımız en büyük dayanağımızdır.  

Kadınların ve gençliğin partisiyiz, onların mücadelesiyle gurur duyuyoruz

İktidarın HDP’ye yönelik saldırıları, partimizin çığır açan, göz kamaştıran ve ezberleri bozan kazanımlarını hedef alıyor. İktidar blokunun kadın düşmanlığı her şeyden önce HDP’nin kendisini bir kadın partisi olarak dosta düşmana kabul ettirmiş olmasına katlanamıyor; başta eş başkanımız Pervin Buldan olmak üzere TBMM’de kadının eşit temsilinin ana kaynağı olan HDP’nin kadın vekillerinin dokunulmazlıklarına göz dikiyor. Kadınlara itibar suikastı düzenliyor, savaş poltikalarının başarısızlığını temize çekmek için önceki dönem Kadın Meclisi sözcümüz Dilan Dirayet Taşdemir’i kriminalize etmeye çabalıyor. Ne yaparlarsa yapsınlar, HDP TBMM’de ve dışarıda, erkek adaletin ve erkek siyasetin karşısında kadınların özgürlük ve haklarının yıkılmaz kalesi olmaya devam edecek, HDP’li kadınlar 8 Mart Dünya Kadınlar gününde her eğilimden kadınlarla birlikte sokaklarda özgürlük bayrağını yükseltecektir.

HDP, genç bir partidir, gençlerin partisidir; çalışan, emekçi ve öğrenci gençliğin göz bebeğidir, gençler de HDP’nin hayat kaynağıdır. İktidar bu hayat kaynağına göz dikmiştir. Cumhurbaşkanı’nın sözüm ona “adalet reformu” kapsamında bundan böyle göz altıların mesai saatleri içinde yapılacağına dair mizahi açıklamalarını, HDP gençliği acı bir tebessümle karşılıyor. O bu tuhaf vaatlerini sıralarken, HDP gençliği, 1990’ların “beyaz Toroslar”ının yerini alan siyah transporterlerle kaçırılıyor, HDP sempatilerinin bedelini ‘dehşete uğratılarak’, ‘ajanlaşma’ya zorlanarak ödemeye zorlanıyorlar. HDP gençleri yalnız bırakmıyor ve bırakmayacak.

Onların cesaret ve güvenine layık olmaya, öğrencilerin özgür, özerk ve demokratik üniversite mücadelesini Boğaziçi’nde ve direnişin olduğu her yerde sahiplemenye devam edeceğiz; inşaatlarda, imalathanelerde, kargo, hizmet ya da sağlık sektöründe çalışan gençlerin emeklerinin hakkı için, özgürlük ve barış için verdikleri mücadeleyi TBMM’ye taşımayı görevimiz bileceğiz.

Diz çökmüyoruz, boyun eğmiyoruz. Mutlaka başaracağız!

AKP-MHP iktidarının saldırganlığının nedeni, iktidarı kaybetme korkusudur. İktidar bloğu, demokratik yöntemlerle iktidarda kalma şansı olmadığını adı gibi bildiğinden, tecrit zihniyetinde ve kayyım rejiminde ısrar etmektedir.

Türkiye halkları, HDP’nin direniş geleneğinin stratejik aklıyla bütünleşmiş olduğundan emin olmalıdır. HDP iktidar blokunun her saldırı hamlesine vereceği yanıtla, iktidarın politikalarını boşa çıkartacak; demokrasiyi Türkiye halkları ile birlikte kazanacaktır. Hiçbir baskı, despotik yöntem ve çöktürme planı HDP’yi bu mücadelesi ve kararlılığından vazgeçiremeyecektir.

Yalan iktidarının yaydığı karanlık, hakikatin ışığına dayanamayacaktır. Tarih şahittir: Bugüne kadar Kürt halkı ve Türkiye demokrasi güçleri diz çökmedi, boyun eğmedi. Bugünden sonra da demokratik bir cumhuriyeti kazanmak ve var etmek için mücadele edeceğiz. Mutlaka başaracağız!

3 Mart 2021