Bülbül: NATO, AB, CPT ve AİHM tecrit suçunun ortağıdır

Milletvekillerimizin İmralı tecridine karşı başlattığı adalet nöbeti 15’inci gününde devam etti. Nöbete milletvekillerimiz Kemal Bülbül, Abdullah Koç, Muazzez Orhan, Sıddık Taş, Hüseyin Kaçmaz, Erdal Aydemir, Murat Çepni, Kemal Peköz, Celadet Gaydalı ve Nuran İmir katıldı. Burada açıklama yapan Kemal Bülbül, şunları söyledi:

Tecride karşı 21 Aralık’tan bu yana sürdüğümüz adalet nöbetimiz devam ediyor. Tecrit kaldırılana kadar da devam edecek. Bildiğiniz üzere İmralı’da hiçbir hukuk sistemine uymayan, Anayasaya ve yasalara uymayan bir sistem var.

Bu sistemin tarafları var. Bu sistemin taraflarından bir tanesi olan AKP-MHP hükümeti, tecridi sistematik hale getirerek insan hak ve özgürlüklerine ve insanlığın kendisine karşı suç işliyor. Tecrit hukuki bir suçtur. Bu suçun tarafı AKP-MHP hükümeti, aynı zamanda savcılar ve hukuk kurumunun kendisidir. Bunun dışında NATO, CPT, Avrupa Birliği ve AİHM de bu suçun tarafıdır. Zira burada uluslararası bir komplo ve uluslararası bir sistem söz konusu. AB Türkiye’de insan hak ve özgürlüklerine dair gelişmeleri titizlikle izler ve bu konuda raporlar yayınlarken, İmralı’daki sisteme dair hiçbir zaman bir cümle sarf etmemiştir. Yine CPT gitmiş orada inceleme yapmıştır, ancak incelemelerini Türkiye ve dünya kamuoyu ile paylaşmamıştır.  Bu durum demokratik kamuoyunda, Kürt halkında ve HDP’de ciddi bir endişeye ve kaygıya yol açmaktadır. Hem sağlık hem güvenlik hem de iletişim açısından. 

İmralı’daki tecrit Kürtlere ve kurumlarına darbe ve kayyım olarak yansıyor

İmralı’da uygulanan sistem, sadece bir insanı tecrit edip sosyal, siyasal, kültürel yaşamdan, ailesi ve avukatlarıyla iletişimden koparmaktan ibaret basit bir şey değildir. Bu, siyasi bir ablukadır. Bu siyasi abluka da dışarıda Kürt halkına, onun kurumlarına karşı tecrit olarak, darbe olarak, kayyım olarak devam etmektedir. Kadına karşı, gençliğe karşı tecrit ve saldırı olarak, vekillere dokunulmazlık olarak, parti yöneticilerimize haksız ve hukuksuz yere şafak darbeleriyle gözaltı ve tutuklama olarak devam etmektedir. Bir bütün olarak Türkiye’ye karşı psikolojik özel savaş olarak devam etmektedir. 

Tecride karşı olmak demokrasiyi, özgürlükleri ve adaleti savunmaktır

Tecride karşı olmak demokrasiyi, insan hak ve özgürlüklerini, eşitliği ve adaleti savunmak demektir. Sayın Öcalan bugüne kadar adada ürettiği ve ifade ettiği görüşlerle Ortadoğu'nun, Türkiye’nin ve Kürt halkının, Türkiye halklarının eşit, özgür ve bir arada ortak yaşamını savunmuştur. Ve bu düşünceleri savunmak da asla suç değildir, meşru ve demokratik bir haktır. Biz de bu meşru ve demokratik hakkı ifade etmek için buradayız. Sayın Öcalan’la Türkiye’de barışın ve demokrasinin, Kürt sorununun çözümünün, kilitlenmiş bu tecrit sisteminin demokratik şekilde çözümünün sağlanması için görüşme yapılması gerektiği kanısındayız. Ama biz de burada tecrit altındayız.

Tecrit suçtur, demokratik çözüm için Sayın Öcalan ile görüşme sağlanmalıdır

Adalet Bakanlığına gitmemiz engelleniyor, Adalet Bakanlığının önü teneke ile kapanmış. Adalet Bakanlığı teneke bakanlığı olmuş. Teneke bakanlığı, tenekelerden bizim sesimizi duyamıyor. Bu kadar teneke bir yaklaşım, bu kadar paslı kirli bir yaklaşım olamaz! Türkiye’nin 3’üncü büyük partisinin milletvekilleri, yöneticileri, kitlesi, demokratik kurum ve kuruluşlar, binlerce avukat, binlerce akademisyen, toplumsal barışı savunuyor ama bu toplumsal barışı savunmak Sayın Fincancı’ya karşı tutuklama, akademisyenlere ihraç olarak yansıyor. Dolayısıyla adada uygulanan tecrit sistemi, sadece adaya mahsus değildir; Ortadoğu’ya, Türkiye’ye ve Kürdistan’a mahsus bir tecrittir. Bu tecrit suçtur ve bu suçun yargılaması da hukuk, adalet ve demokrasi önünde bir gün mutlaka yapılacaktır. Şu anda biz tecrit altında olabiliriz. Şu anda bizi tecrit altında tutan ırkçı ve tekçi sistem, kendisini büyük güvenlik içinde hissedebilir. Bu sahte bir güvendir; bu hukuk mesnetinden yoksun, suç işleyen bir güvendir. Hukuk böyle diyor, adalet böyle diyor, evrensel düşünce böyle diyor, insan hak ve özgürlükleri böyle diyor. Tecrit suçtur. Bir an önce tecride son verilmelidir ve demokratik barışçıl çözüm için Sayın Öcalan ile görüşme sağlanmalıdır.

11 Ocak 2023

Etiketler: #tecrit , #adalet nöbeti