Buldan: 8 Martların, Newrozların, 1 Mayısların iradesini 14 Mayıs’taki demokrasi zaferiyle buluşturacağız

Halkların Demokratik Kongresi 12’inci Genel Kadın Konferansı çok sayıda kadının katılımıyla gerçekleştirildi. Eş Genel Başkanımız Pervin Buldan ve bileşen partilerin eş genel başkanlarının ve sözcülerinin katıldığı konferansta, seçimlerin önemine ve değişim iradesine vurgu yapıldı. Konferans’ta konuşan HDK Eş Sözcüsü Esengül Demir ile Eş Genel Başkanımız Pervin Buldan şunları söyledi:

Esengül Demir: Bu kıskacın içinden çıkmanın yolunu bulmamız lazım

Dünyanın pek çok yerinde devam eden savaşlar ve bu savaşlarda öncelikli olarak kadınların yaşadığı ağır saldırılar ve koşullar, aç doymaz kapitalist sitemin haklara yönelik bitmez talepleri var. Bize dayatılan bu kıskacın içinden çıkmanın yollarını bulmaya çalışıyoruz. Bu distopik dünyadan çıkmamız gerekiyor. Bu kıskacın içinden çıkmanın yolunu bulmamız lazım.

Zaman zaman buluyoruz, en fazla da kadınlar yapıyor. Bu faşist rejime karşı kadınlar ölümü göze alarak alanlara çıktı. İran’da Mahsa Emini şahsında kadınlar alanlara çıktılar. Rojava’da kadınlar IŞİD barbarlığına karşı büyük bedellerle verdiği mücadelede zafere ulaştı. Biz bu kadınlardan ilham alıyoruz. Bu kadınların yürüttüğü mücadele karanlık, sağcı, gerici, ırkçı distopik dünyadan çıkışımızın ışığı olacaktır.

Bu sistemle yaşamak zorunda olmadığımızı biliyoruz

Türkiye’ye gelirsek; 20 yıldır toplumun, kadınların, gençlerin, LGBTİ+ bireylerin ve doğanın başına musallat olmuş faşist ve ırkçı AKP-MHP blokuna karşı mücadele yürütüyoruz.  Yirmi, yirmi beş yaşına gelmiş genç insanlar bu topraklarda başka bir anlayışla karşılaşmadılar. Hayatın bundan ibaret olduğunu sanıyor gençlik. Oysa biz yaşamın başka seçenekleri olduğunu, bize dayatılan bu sistemle yaşamak zorunda olmadığımızı biliyoruz. Bu ülkede 12 Eylül cunta rejiminin baskılarını yaşamış olan onlarca yoldaşımız var burada. O en karanlık dönemler bile bitti. Şimdi bizler genç kuşağa da başka bir dünya mümkün, mücadeleyle mümkün diyebiliriz.

Hayatlarımız için sokaklardayız

Bu rejimin bize dayattığı savaş siyasetinin sonuçları var. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Kürtleri yok sayan bütün politikalarının sonuçlarını bu topluma dayatıyor; yoksullukla, açlıkla onun ötesinde kimliklerimizi ve haklarımızı gasp ederek dayatıyor. Tepkisiz kalmamızı dayatıyor. Bu tepkisizlik ve kabullenme halli bizden beklenen bir tutum. Biz bunu kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz. Hayatlarımız için, haklarımız için sokaklardayız ve mücadele ediyoruz.

Kadınlara karşı özel savaş siyaseti normalleştirilmeye çalışılıyor

Nefret söylemiyle kutuplaştırma siyasetinin içine bizleri hapsetmeye çalışsalar da buna karşı mücadelemiz büyüyerek devam edecektir. AKP-MHP iktidarının yaptığı bir başka yöntem var.  Kadınlara dönük özellikle özel savaş siyaseti çerçevesinde uygulanan şiddeti ve kolluk güçlerinin kadınlar, toplum ve bu ülkedeki muhalefet üzerindeki baskısını normalleştirmeye çalışıyor. Bu normalleştirmeyi de yasanın gücünü arkasına alarak sağlamaya çalışıyor.

Dolayısıyla bu korkunç karanlık günler, dünyanın başka yerlerinde de yaşanırken, bizim topraklarımızda daha katmerli ve sancılı bir şekilde yaşanmaktadır. Bu savaş yöntemlerini İpek Er cinayetinde ve Gülistan Doku’nun kaybedilişinde gördük. Bu savaş yöntemlerini Kürdistan’da kaybedilen, yok edilen kadınların hikayelerinde gördük. Bu savaş politikalarını basın emekçilerinin kendi görevlerini yapmaya çalışırken uğradığı saldırılarda gördük.

Anayasa değişikliği kazanılmış hakları gasp etmeye çalışıyor

Dolayısıyla bu bir yeni dönem aklı ve yöntemi. Bu yeni dönem aklına teslim olmamak, bu aklı ve siyaseti yok edebilmek için de seçimler araçsa bunu iyi kullanmak gerekiyor. Sokaklarda mücadelemizi zaten veriyoruz. Uluslararası dayanışma yöntemleriyle kadınlarla bu mücadeleyi ortaklaştırıyoruz. Ama AKP-MHP zihniyetinin gitmesi için seçim aracının da iyi kullanılması gerekiyor. En önemli özne kadınlardır. Kadınlar kendisine dayatılan ne yasaları kabul ediyor ne de bu yasalarla kendi haklarının gasp edilmesini. İstanbul Sözleşmesini hukuksuz bir şekilde fesheden bu blok, yeni bir yasa ile kadınların kazanılmış haklarını gasp etmeye çalışıyor. Anayasa değişikliği, Ailenin Korunması Kanunuyla kadınların kazanımlarını, kadınların birey olmaktan kaynaklı haklarını aile kavramı içine sıkıştırmaya çalışıyor.

Temel insan hakları referandum konusu yapılamaz

Temel insan hakları bir yasa ile sınırlandırılamaz, referandum konusu olamaz. LGBTİ+ bireylerin varlığının da bu yasaların içine sıkıştırılarak yok sayılmaya çalışıldığını çok iyi biliyoruz. Bu kavram üzerinden LGTBİ’lilerin ötekileştirilmesini, onlara dönük nefret suçlarının toplum nezdinde karşılık bulmasını da bu yasanın içine sokmaya çalıştıklarını görüyoruz. Bu tehlikeyi gören bir yerden hem LGBTİ+ bireyler hem de kadınlar ortak mücadeleyi büyüterek sürdüreceklerdir.  

Savaş siyasetine dur demek için daha çok yana yana gelmeye ihtiyacımız var

Bu sistemin savaş siyasetinin sonuçlarından biri olduğunu ortaya koymak gerekiyor. AKP- MHP iktidarı; sürdürdüğü savaş siyasetinin sonuçlarından kaynakları olarak toplumun kendi özlük haklarını savunmasının önüne çeşitli bariyerler koymakta ve onu susturmaya ve sindirmeye çalışmaktadır. Ne savaş siyasetine teslim olma ne de toplumsal taleplerimizi bu savaş siyasetinin gölgesinde kaybetmeye, bu iktidara teslim etmeye niyetimiz var. Onun için diyoruz ki; bu ülkenin bütün halkları, bütün ezilen kesimleri, kadınları, gençleri, emekçileri, ekolojik mücadele yürütenleri, LGBTİ+ bireyleri, çocukları ve canlılarının talepleri için güçlerimizi birleştirmeye; hem savaş siyasetine karşı dur demek hem de gelecekte özgür gelecekte yeni bir dünya kurabilmek için daha çok dayanışmaya, daha çok yana yana gelmeye ihtiyacımız var.

Ne haklarımızdan ne yaşamımızdan vazgeçeceğiz

Daha çok ittifaklar kurmaya ihtiyacımız var. Dedik ki dünyanın bir köşesinde 3 kadın dirense hepimizi etkiliyor, hepimize ışık oluyor, yeni politikalar üretmek için ilham oluyor. Biz de Türkiye’deki bütün direnen kadınlar, mücadele alanında buluşanlar olarak diyoruz ki; isyanımız erkek egemenliğine karşı, ısrarımız eşit özgür yaşamdır. Ne haklarımızdan ne yaşamımızdan vazgeçeceğiz. 

Pervin Buldan: Bu düzeni değiştirmeye çok az kaldı

Hepinizi saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum. Gerek HDK’nin kuruluş aşamasında gerekse de mücadelesinde önemli roller üstlenmiş ancak faşist rejimin baskıları nedeniyle aramızda olmayan, cezaevlerinde bizimle dayanışma içerisinde olan, sürgünde olan bütün kadın arkadaşlarımı sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum. Onlara buradan HDK’in kuruluş mücadelesine katkılarından dolayı teşekkürlerimi iletmek istiyorum. Çok az kaldı; özgür yarınlarda mutlaka buluşacağız. Bu sözümüzü bir kez daha buradan da ifade etmek isterim. Ortak mücadelemizin zaferini hep birlikte kutlayacağımız günlerin yakın olduğunu da belirtmek isterim. Bu zafer omuzlarımızda taşıdığımız tarihsel sorumluluğumuz ve bu mücadelede birlikte yürürken yitirdiğimiz kadın yoldaşlarımıza mücadele sözümüz, bütün kadınlara onur borcumuzdur.

HDK’nin tarihsel misyonu faşizme karşı en güçlü alternatiftir

Her yeni kongre ile geleceğe daha güçlü hazırlanıyor, mücadelemizle daha kararlı yol alıyoruz. Ülkenin bir ucundan diğer ucuna bütün ezilenlerin ve kadınların ortak mücadelesini bir çatı altında örgütleyen HDK; geniş katılımlı siyasette, eşit temsiliyet ve demokratik mücadelede ve muhalefette çok önemli bir misyona ve role sahiptir. HDK’nin üstlendiği bu tarihsel misyon ülkenin içine çekilmek istendiği karanlık faşizme karşı tekçi, otoriter erkek rejime karşı en güçlü alternatiflerden birisi olmaya devam ediyor.

HDP, HDK’den büyük güç almaktadır

Yeni dönemin inşasında önemli bir iddiaya ve güce sahiptir ayrıca. Hakları gasp edilen ve yok sayılan bütün kesimlerin ortak mücadelesi, çatısı ve gücü olmaya çalışan bir Halkların Demokratik Kongresi var. Özellikle belirtmek isterim ki HDK’nin bugün gerçekleştirilen kadın konferansından, bütün kadınlar gibi bir kadın partisi olarak HDP de büyük bir güç almaktadır. Bu güç ile yoluna devam edeceğini de özellikle belirtmek isterim. Bundan 12 yıl önce “Umuda Yolculuk” sloganıyla yola çıktığımız HDK’yle birlikte bugüne kadar kat ettiğimiz mesafe bizleri umut etmenin çok daha ötesine taşımıştır, taşımaya devam edecektir.

Kadınlar yeni yaşamın kurucu gücüdür

Şimdi büyük değişimin, ülkenin demokratik inşasında yer almanın arifesinde olduğumuz bir süreçten geçiyoruz. Biz kadınlar yeni yaşamın kurucu gücüyüz diyoruz. Kadınlar olarak tahtını salladığımız AKP-MHP erkek ittifakı da kadınların bu büyük yürüyüşünün ve cesaretinin elbette ki farkındadır. Bu nedenle geride bıraktığımız 2022 yılında da kadınlara açtıkları savaşa dört elle sarıldıklarını hep birlikte gördük ve deneyimledik.

İstanbul Sözleşmesini feshederek kadınları güvencesizliğe, şiddete ve katliama açık bir yaşama mahkum etmeye çalıştıklarını gördük. 2022 yılında tam 334 kadın erkek şiddeti sonucu katledildi. Cinayetlerin bir faili cana kast eden erkek, diğer faili ise yargı politikalarıyla ona güç veren eller oldu. Kadına yönelik suçlara yolu açan da yine erkek iktidar oldu. Derinleştirdikleri yoksullukla, işsizlikle, adaletsizlikle ve savaş politikalarıyla iktidarın bizzat kendisi bu iktidar şiddetinin hedefi haline getirdi. Kadın siyasetçiden kadın sanatçıya, bilim insanına, gazeteciye ve meslek örgütlerinin temsilcilerine kadar her kesimden kadın, bu iktidar ve yandaş medyanın lincine ve Saray yargısının tehdidine maruz bırakıldı. Geçtiğimiz dönemde bu böyleydi, şu an içinde bulunduğumuz dönemde de aynı anlayış ve zihniyet devam ediyor. Bizler kadına yönelik şiddetin politik olduğunu biliyor ve bunu her fırsatta ifade ediyoruz. 

Kadınlar olarak daha fazla mücadele ile kazanmaya devam edeceğiz

Bunun yanı sıra kadın üzerinde, kadının siyaseti ve muhalif mücadelesi üzerinde iktidar tarafından doğrudan yöneltilen bir politik şiddet de mevcuttur. Demokrasi ve eşitlik mücadelesi yürüten binlerce kadın yoldaşımız bugün cezaevlerinde esir tutulmaktadır. Kadınlar göç yollarına ve sürgünlere zorlanmaktadır. Politik kimliği sebebiyle kadına yönelik saldırılar her gün tırmandırılarak sürdürülmektedir. Kadın vekillerimizin dokunulmazlıkları kaldırılarak kadın siyasetine ve iradesine darbe vurulmaya her dönem devam edilmektedir. Genelde bütün kadınlar özelde Kürt kadınlar üzerinde özel bir şiddet ve kırıma uğratma politikası yürütülmüştür, yürütülmeye devam etmektedir. Herkes iyi görsün ki biz kadınlar kadın mücadele tarihimizi ne kadar sömürü, baskı ve şiddet varsa ondan daha fazla direniş diyerek ve mücadele ortaya koyarak kazandık, kazanmaya da devam edeceğiz.

Tecrit politikasını kırana kadar mücadelemize devam edeceğiz

2022 yılı da biz kadınlar için direniş ve mücadele yılı olarak tarihe geçmiştir. Eylem ve etkinliklerimizle alanları ve sokakları asla terk etmediğimize bütün dünya tanıktır. Engellemelere karşı sokaklarda, meydanlarda, parlamentoda kadınların sesini yükselttik ve yükseltmeye de devam edeceğiz. Baskıcı erkek rejime karşı sözümüzle, eylem ve etkinliklerimizle direndik ve kadın şehrimizi koyduk. Bundan sonra da koymaya devam edeceğiz.

Kadınlar olarak hakikatlerin izini sürmeye, adaletin arayıcısı olmaya devam ettik. Bundan sonra da bu mücadelemizi devam ettireceğimizi özellikle ifade etmek isterim. Kadınlar hukuksuzluklara karşı adalet nöbetlerinde, kadınlar savaşa karşı barış nöbetlerinde, kadınlar tecride karşı hukuk ve adalet mücadelesinde ısrar etmeye devam edecek. Aynı kararlılıkla bu mücadeleye devam edeceğiz. Hep birlikte bu mücadeleyi büyüteceğiz, ta ki bütün bu hukuksuzluklar ve tecrit politikası kırılana kadar. Kadınlar yaşamın her alanında dilini, kültürünü, hakkını, doğasını, toprağını ve suyunu en ön saflarda yer alarak savunmaya devam etti. Bundan sonra da devam edecektir. 2023, kadınlar açısından tüm bu mücadelelerin daha da büyüceği ve ortak kazanımlara dönüşeceği bir yıl olacaktır.

Seçimlerin belirleyeni kadınlar olacaktır

Şimdi önümüzde bir seçim var. Bu seçimler sadece iktidarı ve cumhurbaşkanını belirleme seçimleri asla değildir. Hiçbir arkadaşım bu seçimlere böyle yaklaşmamalıdır. Ülkenin geleceğini belirleyecek nitelikte tarihi bir öneme sahip bir seçim sürecine gireceğimizin altını önemle çizmek isterim. Hiç kuşku yok ki bu seçimlerin belirleyeni yine biz kadınlar olacağız.

Bu düzeni değiştirmek için 2023 seçimleri tarihi bir fırsattır ve biz sorumluluğumuzun farkındayız

Bunda sonuna kadar kararlı olduğumuzu özellikle belirtmek isterim. O nedenle şimdi bu ortak mücadele gücümüzü, ortak mücadele birikimimizin ışığında seçimlere taşıma vaktidir. Bizler demokratik tutum belgemizi açıklayarak seçimlerin startını bir buçuk yıl önce Ankara’da verdik. Emek ve Özgürlük İttifakımızı ve Kürt ittifakımızı kurduk. Bu ittifaklarımızı daha da genişleteceğiz, büyüteceğiz. Bunun yanı sıra her zaman olduğu gibi kadın ittifakımızın en temel gücümüz olduğunu, en temel mücadele ortaklığımız olduğunu belirtmek isterim. Zaman, eşitsizlikler üzerinden saltanatlarını sürdürenlerin sefasına, buyurganlığına, tekçi anlayışına son verme zamanıdır. 2023 seçimleri bu açıdan tarihi bir fırsattır. Bu fırsatı zafer ile buluşturmak için HDP olarak sorumluluğumuzun farkındayız. Bu farkındalığı seçimlere kadar yapacağımız çalışmalarla ortaya koyacağız. Bu farkındalığın yanı sıra tarihsel sorumluluğumuzun gereğini yerine getireceğimizi belirtmek isterim. Bu mücadelemizin adı elbette 3’üncü yoldur. Ne statüko ne de restorasyon; yeni bir başlangıç, yeni bir dönem, yeni bir yüzyıl diyoruz. Bu iddialarla seçimlere kadar ve ondan sonra da yürüneceğini belirtmek isterim.

Direnen, üreten, mücadele eden kadın iradesini HDP’de, Emek ve Özgürlük İttifakı’nda buluşturma zamanıdır

Sürekli kriz üreten bu erkek ve tekçi sistem değişmeden Türkiye’nin değişmeyeceğini hepimiz biliyoruz. Krizlerin son bulmayacağının hepimiz farkındayız. Erkek siyasetle demokratik dönüşümün gerçekleşmeyeceğini hepimiz biliyoruz. Bu sistemi baştan aşağı değiştirmek, hak temelli bir toplumsal sözleşmeye ve eşit yurttaşlığa dayanan demokratik bir düzeni birlikte inşa etmek de biz kadınların mücadelesiyle başarılacak bir yoldur. Bu değişim ve dönüşüm siyasetinin kurucu gücü bizleriz, yani kadınlardır. Değiştirirse kadınlar değiştirir, dönüştürürse kadınlar dönüştürür. Kadınlar değiştirecek, kadınlar dönüştürecek. Gücümüze inanalım, daha fazla örgütlenelim ve mücadele ortaklığımızı daha fazla büyütelim. Tüm kadınların sesi olmak için daha fazla yol alalım. Üreten kadınlar, direnen kadınlar, yaşamı var eden kadınlar. Hakça, eşitçe, kadınca bir yeni düzeni kurabilecek güce ve iradeye sahiptir kadınlar. Şimdi bu iradeyi ortak bir seste HDP’de, Emek ve Özgürlük İttifakı’nda buluşturma zamanıdır. Bileşenlerimizle ve ittifaklarımızla bu yolda yürümenin zamanıdır. Bu seçimler bizimdir Sevgili Kadınlar. Bayların, beylerin söz kurduğu bir düzende değil kadınların inşa ettiği, kadınların sözünü kurduğu ve yönettiği bir sistemde yaşamak istiyoruz.

8 Martların, Newrozların ve 1 Mayısların iradesini 14 Mayıs’taki demokrasi zaferiyle buluşturacağız

14 Mayıs’ta yapılacak seçimler, biz kadınlar için bir dönüm noktası olacaktır. Seçimlere böyle bakmamız ve böyle yaklaşmamız gerektiğini de özellikle belirtmek istiyorum. AKP-MHP ittifakının erkek saltanatına son vermek için 14 Mayıs’ta tarihin en büyük kadın çıkışını yapmaya hep birlikte hazırlanalım. Bunu başaracağımıza yürekten inanıyorum. 8 Martların Newrozların, 1 Mayısların ortak iradesini şimdi 14 Mayıs’taki demokrasi zaferiyle buluşturma zamandır. Kadınların öncülüğünde gerçekleşecek demokrasi baharı için hep birlikte “biz kazanacağız” diye haykırmanın zamanıdır.

Bu yüzyıl kadınların yüzyılı olacaktır, ilham kaynağımız Jin Jiyan Azadî sloganıdır

Eşitlikçi, adil, demokratik ve ekolojik bir sistemi biz kadınlar inşa edeceğiz. Bu nedenle her bölgeden, her köyden, her evden, her işyerinden kadınlarla elbirliği, yürek birliği içerisinde olalım. Seçimlere en güçlü şekilde hep birlikte hazırlanalım. Hep söyledik yine söylüyoruz, bu yüzyıl kadınların yüzyılı olacaktır. İlham kaynağımız, motivasyonumuz ve şiarımız tabii ki Jin, jiyan, azadî’dir.

Jin diyerek yola çıktık, jiyan diyerek büyüdük ve büyük yol aldık. Azadî diyerek büyük özgürlüğü mutlaka kazanacağız. Hepimize bir kez daha kolay gelsin. Son olarak sloganımızı bir kez daha hep birlikte söyleyelim: Jin Jiyan Azadî!

28 Ocak 2023