Buldan: Alevisiyle Sünnisiyle Kürtler yüzyıllardır bu ülkede her türlü acıyı ve zulmü yaşıyor

Eş Genel Başkanımız Pervin Buldan, Herkes İçin Adalet kampanyamız kapsamında ve Koçgiri Katliamının yüzüncü yıldönümü vesilesiyle Koçgiri Derneği ve Maltepe Cemevi Derneği’ni ziyaret etti. Maltepe Cemevi Derneği Başkanı Erdinç Yılmaz’ın karşıladığı Buldan’a Halklar ve İnançlar Komisyonu üyelerimiz Turgut Öker ve Nesimi Aday ile milletvekillerimiz Fatma Kurtulan, Ali Kenanoğlu ve Zeynel Özen eşlik etti. 

Maltepe Cemevi Derneği ziyaretinde dernek yöneticileri, partimiz ile dayanışmalarını iletti. Ümraniye Koçgiri Kültür Derneği’nde ise heyetimizi eşbaşkanlar Rıza  Karaman ve Hatice Doğan ile Yönetim Kurulu Üyeleri ve dernek üyeleri karşıladı. Burada konuşan Buldan şunları söyledi:  

Hepinizi partim ve heyetim adına saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. Koçgiri Kıyımının yüzüncü yılında, sizlerle birlikte olmanın ve yaşadığımız acıyı paylaşmanın onurunu yaşıyoruz. Elbette ki sözlerime başlarken Alişer, Zarife Hanım ve Nuri Dersimi şahsında yaşamını yitiren bütün Alevi yurttaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. 

Tabii ki yaşadığımız acıların birbirinden çok farkı yok. Alevi Kürtlerle, Sünni Kürtlerin yüzyıllardır yaşadığı acılar birbirine benzerdir. Katliamlar, inkar, imha ve asimilasyon politikaları yüzyıldır devam eden devlet aklıdır. Bugün Türkiye’de demokrasiyi ve barışı savunanların, barış ve demokrasi mücadelesi verenlerin ne ile karşılaştığını hepimiz biliyoruz. 

Koçgiri'de yüz yıl önce de Alevi Kürtler, hak ve adalet mücadelesini dile getirdiler ama sonuçta katliamlarla karşı karşıya kaldılar. Dersim Katliamının, Koçgiri Katliamının, Maraş ve Çorum katliamlarının Zilan ve Roboski katliamlarından hiçbir farkı yoktur. Bugün Roboski Katliamı Kürtlerin yaşadığı en acı, en trajik katliamlardan birisidir. Zilan ve Ağrı’da yaşananlar da birbirine benzerdir. 

Hakikatlerin araştırılma ve yüzleşme önerisinde bulunurken bunu ülkede yaşanan bütün acılar için öneriyoruz

Köy yaklamalar, sürgünler, cezaevlerinde işkenceler bütün bunlar yüzyıllardır var olan ve halen devam eden bir anlayıştır. Ancak şunu ifade etmek isterim ki; sadece sizin değil, bu ülkeyi yönetenlerin de tüm bu yaşananların, çekilen acıların açığa çıkarılması için bir sorumluluğu vardır. HDP olarak bir Hakikatleri Araştırma ve Yüzleşme Komisyonu talep ederken hem Alevi hem de Sünni Kürtler için hem de bu ülkede zulme uğrayan, baskı gören şiddete uğrayan her kesim için talep ediyoruz. Failli meçhuller dönemi yaşandı, cezaevleri süreçleri halen yaşanıyor. Demokratik siyasetin önü kapatılmaya çalışılıyor, seçilen belediye eşbaşkanları cezaevlerine konuluyor, yerlerine kayyımlar atanıyor. Seçilen milletvekillerinin vekillikleri düşürülüyor, cezaevlerine gönderiliyor ve bugün hala bu ülkede bir parti kapatmadan söz ediliyor. Yani yüz yıldır bu ülkenin demokratikleşmesi için, yaşanan acıların son bulması için herhangi bir somut adımın atılmadığını görüyoruz. Aksine daha da derinleşen, gittikçe katmerleşen devasa sorunlarla karşı karşıyayız.  

Yüzleşmenin yaşanmaması bu ülke için büyük bir utançtır

O yüzden biz bugün Koçgiri Katliamının 100. yılını anarken, sadece bu katliamın değil buna benzer katliamların yaşanmış olmasından büyük bir utanç duyuyoruz. Bu ülkenin vatandaşları olarak, bu ülkenin birer ferdi olarak, aynı zamanda siyasetçileri olarak halen bir yüzleşmenin olmaması büyük bir utançtır. Alişer'in hala bir mezarının olmaması, Zarife Hanımın hala bir  mezar taşı olmaması, Şeyh Said’in bir mezarının olmaması bu ülke için utanç vericidir. 

AKP hükümeti katliamların üzerini kapatmak için çaba sarf ediyor

Bütün bu meseleleri başta Alevi milletvekillerimiz olmak üzere diğer milletvekillerimiz de her yerde her platformda dile getiriyor, büyük çaba sarf ediyor. Fakat AKP hükümeti ve geçmişte yönetenlerde dahil bu ülkeyi yönetenler bu katliamların bırakın açığa çıkmasını üzerini kapatmak ve daha da derinleştirmek için büyük bir çaba sarf ediyorlar. 

Başlattığımız “Herkes İçin Adalet” kampanyası 83 milyonu kapsıyor

Biz Sünni Kürtler de benzer acıları çok yaşadık. Her türlü acıyı, zulmü, baskıyı şiddeti gördük, hala da görmeye devam ediyoruz. Bugün bu yaşananlar tarihsel olarak bu ülkenin tarihine kara bir leke olarak geçiyor. Bu ülkeyi yönetenler belki bunun farkında değiller ama bunun üzerinden 100 yılı bırakın, 200 yıl da geçse bu halkın onurlu fertleri bu meselelerin açığa çıkması için mücadelelerini yürütecektir. Bu ülkenin, bu devletin her birimize özür borcu olduğunu biliyoruz. Yaşadığımız acılardan dolayı çocuklarımıza, evlatlarımıza torunlarımıza birer özür borcu var. Bu katliamlar bilerek ve planlı bir şekilde işlendiği için, bu katliamların üzeri örtüldüğü için hepimize özür borçları var. Bu mücadele elbette sadece sizin değil bizim de mücadelemizdir. HDP’nin başlattığı “Herkes İçin Adalet” kampanyası çerçevesinde biz sadece kendimiz için değil, Türkiye’de yaşayan 83 milyon için adalet talebini dile getiriyoruz ve bunun mücadelesini veriyoruz. Başta Kürt sorunu olmak üzere çözülmesi gereken binlerce sorunun olduğunu biliyoruz. Eğer Kürt sorunu demokratik yöntemlerle çözülürse bu ülkede demokratikleşmenin, özgürlüğün, barışın hakim kılınacağı bir ortam yaratılacaktır. 

Dolayısıyla bu mücadelede hep birlikte omuz omuza yürümek önemlidir. Hak ve adalet talebini hepimizin çokça dillendirdiği ama bir türlü somut adım atılmadığı bir dönemde bunu daha fazla dillendirmek bu talebi her anlamda ifade etmek bizler için önemlidir. 

Ben bir kez daha bu katliamdan kaynaklı sizlere, sizlerin şahsında tüm Alevi yurttaşlarımıza başsağlığı diliyorum. Bu konunun diğer meselelerle birlikte bir an önce açığa çıkarılması ve çözüme kavuşturulması için de bu mücadelede sizlerin yanındayız.

26 Mart 2021