Buldan: Amacımız AKP’yi bu seçimlerde tarihe, tarihin çöplüğüne gömmektir

Eş Genel Başkanımız Pervin Buldan Bianet'in sorularını yanıtladı:

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, 7 Ocak’ta partisinin Kars İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada HDP’nin cumhurbaşkanı adayı çıkaracağını ve kendi adayıyla seçimlere gireceğini açıklamıştı.

Buldan’ın aday çıkışının ardından kamuoyunda tartışmalar başladı. HDP’nin aday çıkarması durumunda “AKP’nin kazanacağı” ve hatta “HDP’nin AKP ile anlaştığı” yorumları yapıldı.

Seçimin belirleyici gücü olarak görülen HDP'nin kapatılması davası ise devam ediyor. 

Peki, HDP AKP ile anlaştı mı, seçim sürecinde yol haritası ne olacak, HDP kapatılırsa ne yapılacak?

HDP Eş Genel Başkanı Buldan, açıklamasının ardından başlayan tartışmaları dair sorularımızı yanıtladı.

Buldan, HDP’nin kendi adayını çıkaracağını bu konuda geri adım atmayacaklarını vurguladı. Şubat ayı başında adayın kamuoyuna açıklanacağını ifade etti.

Buldan'ın sorularımıza yanıtları şöyle: 

"Tek amacımız AKP- MHP blokunu göndermek"

HDP'nin kendi adayını çıkaracağını söylemenizin ardından sosyal medyada "AKP ile anlaştığınıza" dair yorumlar yapıldı. Bazı gazeteciler kendi adayınızı çıkarmanızın sadece iktidara kazandıracağı şeklinde değerlendirmeler yaptı. HDP'nin AKP ile anlaşması gibi bir durum söz konusu olur mu?

Bizim aday çıkarmamızın AKP’nin işine yarayacağı söylentilerine kesinlikle katılmıyorum. Tam tersine biz her zaman olduğu gibi AKP rejimini bitirmek-devirmek, AKP- MHP bloğunu göndermek için uzun süredir bir mücadele yürütüyoruz ve bu mücadelemizi bu seçimlerde de sürdürmekte kararlıyız. Bunun altını özellikle çizmek istiyorum.

Aday çıkarmamızın bu kadar yankı uyandırmasını çok normal karşılıyorum çünkü şimdiye kadar HDP’ye hep çantada keklik gözüyle bakanlar sadece bir tarafa yamaymış gibi algılayanlar HDP’nin bir siyasi parti olduğunu ya da HDP’nin bir irade olduğunu unutarak bu söylemlerini sürdürdüler ve bu algıyı yaratmaya çalıştılar.

Oysa HDP bugün Türkiye’de üçüncü büyük parti ve bir irade, belirleyen bir güç. Gücünü, irade olduğunu son seçimlerde ortaya koymuştu ve hâlâ aynı iddiayla yürüyen ve bu iddiasını gittikçe büyüten, bu iddia doğrultusunda da bu seçimlerde bir kez daha belirleyen bir güç olduğunu ispat edecek bir parti.

Dolayısıyla cumhurbaşkanı adayımızı çıkarmamak için herhangi sebebimiz yok aksine cumhurbaşkanı adayımızı çıkarmamız için birçok nedenimiz vardı. Ayrıca bu karar sadece benim söylemim üzerinden algılanmaması gerekiyor. Karar mekanizmalarımız bu konuda hazırlık yaptığını, kurullarımızın bu noktada kararlı olduğunu ifade eden birçok söylemimiz olmuştu. Son aşamada HDP’nin bu seçimlerde kendi adayıyla var olduğunu, var olacağını belirttik ve bunun arkasındayız.

Aday çıkarma meselesinin AKP’ye göz kırpmak veya AKP’nin kazanmasına zemin hazırlayan bir yol olduğunu ifade edenlere de şunu söylemek isterim: Bizim tek amacımız AKP’yi bu seçimlerde tarihe ve tarihin çöplüğüne gömmektir, bu kadar net söylüyorum.

"AYM kararıyla ilişkisi yok"

Açıklamanız AYM’nin, HDP’nin hazine yardımına tedbiren bloke kararı konmasının hemen ardından geldi, kurullarınızda görüşüldüğünü ve öncesi olduğunu belirttiniz. AYM’nin kararı bu açıklamanızı hızlandırdı mı yoksa zamanlama tamamen tesadüf mü?

Hayır, AYM kararıyla ilişkisi yok. AYM’nin kararını siyasi bir karar olarak algıladığımız için çok büyük bir şok yaşamadık, tahmin ettiğimiz bir karardı. AYM’nin kararının hukuki bir karar olmadığı zaten gerekçelerine baktığında da anlayabilirsiniz.

Milletvekillerinin konuşmaları, katıldıkları programlarda verdikleri demeçler gerekçe olarak sunulmuş bu da alınan kararın siyasi olduğunu açıkça gösteriyor. Biz cumhurbaşkanı adayı çıkarma kararımızı AYM’den bağımsız olarak daha önce ilan etmiştik sadece tesadüf olarak aynı zamanlara geldi.

"Diyarbakır Anneleri AKP önünde oturmalı"

AYM’nin gerekçeli kararında 13 Kasım 2022’de Taksim’de yaşanan patlamayı “yeteri kadar kınamadığınız da” ifade ediliyor. Savcı, HDP Diyarbakır’da il binası önünde oturan ailelerin eylemlerinin devam etmesini de gerekçe olarak gösteriyor. Ne sürülen gerekçelerle ilgili ne düşünüyorsunuz?

Taksim’deki patlamayı kınadık, kınamaya da devam edeceğiz. Bu tür eylemlerin asla tasvip edilmeyeceğini partimiz her zaman ifade etmiştir ve bunun önünde de durmuştur. “Yeteri kadar kınamamak” ne anlama geliyor bu Anayasa Mahkemesi’nin takdiridir. Ama biz bu tür eylemleri kınadığımızı her zaman söyledik, söylemeye de devam edeceğiz.

İkincisi Diyarbakır’da partimizin önünde oturan annelerin eylemi için başından beri doğru yerde oturmadıklarını söyledik. Haklı olabilirler, kendi açılarından yaptıklarının doğru olduğunu düşünebilirler buna elbette saygı duyarız fakat oturdukları yer ve zemin partimizin önü değildir. Çözümün kaynağına inmek gerekiyor, çözüm nedir; Kürt sorunun demokratik yöntemlerle çözümüdür.

Biz her zaman Kürt sorununun diyalog ve müzakereyle çözülmesi gerektiğini ifade ettik ve Diyarbakır’da oturan ailelerin de çözümü HDP’nin önünde oturarak değil asıl AKP’nin önünde oturmalarının çok daha faydalı olacağını düşünüyoruz. Fakat sorun amaç burada HDP’yi kriminalize etmek, sıkıştırmak ve farklı bir algı yaratmak olduğunu biliyoruz. Bu nedenle oradaki ailelerin oturması gereken yer HDP il binasının önü değil, ya Meclis’in önüdür ya da AKP genel merkezinin önüdür.

HDP’nin yapma siyaset yapma amaçlarından biri de elbette Kürt sorununun çözümüdür. Bu mesele üzerinde çok fazla kafa yoran bu konuda çözüm yollarını sürekli ifade eden bir partidir. Ayrıca bir barış süreci yaşandı ve barış sürecinin bu ülkede yarattığı havanın ne kadar olumlu olduğunu hep birlikte deneyimledik.

Burada HDP’nin rolünün de ne kadar büyük olduğunu herkes biliyor bunu gizlemeye gerek yok. Biz her yerde söylüyoruz. Dolayısıyla sorunun kaynağına inmeden HDP’yi ötekileştirmeye çalışan bir anlayışın ve bu anlayışa hizmet eden durumların ortadan kalkması gerektiğini düşünüyoruz. Esas mesele biraz anlayış meselesi.

"HDP bir çatı parti ve bileşenleri var"

Tekrar kendi adayınızı çıkarma açıklamanıza döneceğim. Kendi adayınızı çıkaracağınızı duyurmanızın hemen ardında Emek ve Özgürlük İttifakı içinde yer alan EMEP ve TİP bir açıklama yaptı ve ortak aday çıkarmaktan yana olduklarını belirttiler. Emek ve Özgürlük İttifakı aday çıkarma konusunda mutabık değil mi?

Öyle düşünüyor olabilirler fakat HDP bir çatı partisi ve bileşenlerimiz var. Biz HDP olarak kendi adayımızla çıkmayı daha uygun gördüğümüzü düşünüyoruz. Bu ayın 24’ünde ittifak partileriyle bir toplantımız olacak ve bu konu netleşecek. Bu konu üzerinde EMEP ve TİP yaptığı açıklamaları elbette saygıyla karşılıyoruz, sonuçta herkes kendi siyasetini yapıyor biz de kendi siyasetimizi yapıyoruz ancak ortak bir noktada buluşacağımızı düşünüyoruz.

Bu konuda büyük bir sıkıntı yaşayacağımızı düşünmüyoruz, temaslarımız devam ediyor mutlaka bir ortak noktada buluşacağız. Ayrı bir yerden bakmak siyasetin gereği olabilir ama elbette ittifak partilerinin ortaklaşacağı bir sonuç olacaktır. 24’ünde yapacağımız toplantının ardından açıklamamızı yapacağız.

"İttifakımızda bir görüş ayrılığı yok"

15 Ocak'ta Kartal Meydanı'nda Emek ve Özgürlük İttifakı olarak ilk mitinginizi yaptınız. TİP mitingde konuşma yapmadı, basında da çok çeşitli iddialar yer aldı. Siz az önce sorun olmadığını belirttiniz fakat tekrar sormak istiyorum; İttifakın ortaklaşamadığı noktalar var mı?

TİP'in o gün konuşmamasının gerekçelerini çok bilmiyorum, Sayın Erkan Baş bir an da konuşmayacağını ifade etti. Az önce de ifade ettiğim gibi ayın 24'ünde yapacağımız toplantıda bu konuyu değerlendireceğiz ama şu an ittifak içinde herhangi bir görüş ayrılığı veya farklı bir anlayış yok.

Yolumuza devam edeceğimiz, görkemli bir mitin yaptık önümüzdeki dönemlerde ittifak olarak mitinglerimiz devam edecek. Bu bir seçim İttifakı değil, bir mücadele ittifakı, böyle bir ittifaktan söz ediyoruz. Bir görüş ayrılığı olmadığını da çok rahatlıkla söyleyebilirim.

"İYİ Parti hariç tüm partilerle görüştük"

6'lı Masa ile temaslarınız da oldukça merak konusu, bugüne kadar 6’lı Masa veya 6’lı Masa içinde yer alan partilerle temaslarınız oldu mu?

Bir dönem İYİ Parti hariç CHP, DEVA, Gelecek, Saadet Partisiyle genel başkanlar düzeyinde basına açık görüşmelerimiz oldu. Bunu çok gizli saklı yapmadık. Hatta görüşmelerimizde seçim güvenliği başta olmak üzere seçimlere kadar ve seçimlerden sonra yapılması gerekenler üzerinden görüş alış verişinde bulunduk. Çok olumlu, çok pozitif görüşmeler oldu, hemen hemen tüm konularda hem fikir olduk.

Görüştüğümüz her siyasi parti ile çok olumlu görüşmeler yaptık ve şu konuda hem fikirdik: Bu ülkede seçimlere kadar bir yol temizliğine ihtiyaç var. Çünkü neyi elinize alıyorsanız elinizde kalıyor. Hukuk, adalet, demokrasi, toplumsal sorunlar bütün bunlara baktığımızda büyük haksızlıklar yaşandığı noktasında hepimiz ortaklaştık ve bu anlamda birlikte hareket etmeye de ihtiyaç olduğunu söylemiştik.

Daha sonra genel başkanlar düzeyinde değil ama oluşturduğumuz heyetler birer komisyon şeklinde sürekli bir araya geldiler. Yol temizliği nasıl olmalı, seçimlere kadar nasıl bir yol temizliği yapılmalı, seçim güvenliği, sandık güvenliği nasıl sağlanmalı gibi konularda sürekli bir temas oldu ve bu temaslar hâlâ devam ediyor.

Biz seçim güvenliğini sandık güvenliğini çok önemsiyoruz. AKP’nin seçimi kaybetmemek için ne tür oyunlara ve hilelere de başvuracağını biliyoruz. Her seçimde yaptığı gibi bu seçimde de oyunlara başvuracaktır. Dolayısıyla seçim güvenliğine, sandık güvenliğine dair neler yapılabileceğine dair temaslarımız oluyor. Temaslarımız daha çok bunlar üzerinden gerçekleşiyor. Bunun dışında farklı konularda herhangi bir temas şu ana kadar olmadı.

"Ortak aday görüşmemiz olmadı"

Yani ortak aday çıkarma konusunda bir görüşme gerçekleşmediniz doğru mu anlıyorum?

Hayır bu konuda görüşmelerimiz olmadı. Dediğim gibi Türkiye’nin temel meseleleri üzerinden görüşmeler yapılmıştı, cezaevlerindeki siyasetçilerin durumu, belediyelere atanan kayyımlar, parlamento vesayet bütün bunlar üzerinde görüşmeler yapmıştık, ortak aday konusunda o zamanda görüşmemiz olmadı, şu anda da yok.

"Yıkım büyük hep birlikte inşa edebiliriz"

Yol temizliğinden söz ettiniz, seçime kadar yapılması gerektiğini belirttiğiniz, yol temizliğinden kastettiğiniz nedir?

Seçime kadarki süreçte bizim başımıza gelen, belediyelerimize atanan kayyımlar, siyasetçilerimizin hâlâ cezaevinde olması, HDP’yi kriminalize eden basında dahi ambargo uygulandığı bir dönemde, büyük saldırılarla karşı karşıya kalmamızın sadece HDP’ye dönük olmadığını, saldırıların sadece HDP’ye yönelik algılanmaması gerektiğini, HDP’li belediyelere yönelik her saldırının bütün demokrasi güçlerine ve siyasi partilere yönelik olduğunu bunu herkesin kavraması gerektiğini ve ortak bir itiraza ihtiyaç olduğunu konuşmuştuk.

Belediyelerimize atanan kayyımlarda güçlü itirazlar gelmedi şu an bakıyoruz, bize yapılan başka partilere de yapılıyor eğer bize yapılana büyük bir tepki konulsaydı bugün İstanbul Büyükşehir Belediyesi böyle bir durumla karşı karşıya kalmayacaktı.

Yani yol temizliği dediğimiz; seçime kadarki süreçte baskı ve saldırılarda ortak bir itiraza, ortak bir sese ihtiyaç olduğuna dair görüş belirtmiştik. Buna kimse itiraz etmedi ancak beklediğimiz gibi de olmadı. Fakat bugün bizim yaşadıklarımızı başka partiler yaşıyor.

Seçim sonrası yeniden inşa için ortak bir tavır geliştirmek zorunluluğu var. Çünkü AKP çok büyük bir yıkım ve tahribat yarattı, inşa etmenin çok kolay olmayacağını da biliyoruz. Fakat yeni yönetim tüm demokrasi güçleriyle birlikte ortak bir tavır içinde hareket ederse daha kısa süre içinde bir düzelme yaşanabilir diye umut ediyoruz.

Bu nedenle hem seçim öncesinde hem seçim sonrasında tüm demokrasi güçlerinin birlikte hareket etmesinin önemli olduğunu düşünüyorum.

"AKP'nin her hamlesine karşı tedbir aldık"

Toplumdaki en büyük kaygılardan biri de seçim güvenliğiyle ilgili, çalışmalarınız olduğundan söz ettiniz, çalışmalarınız nelerdir?

Seçim güvenliğiyle ilgili çalışmalarımızı yaklaşık üç ay önce başlattık, seçmenimizin bu konuda rahat olmasını istiyoruz. Her türlü hileye ve oy çalınmasına karşı diğer siyasi partiler ve demokrasi güçleriyle birlikte ortak kararlar aldık.

Çalışmalarımız bitme aşamasına geldi, sandık görevlilerimizin, avukatlarımızın isimleri dahi belli bu konuda bir sıkıntımız yok. Ancak seçimin yapılacağı son güne kadar çalışmalarımız devam edecek. AKP'nin yapacağı her türlü hamleye karşı tedbirlerimizi aldık.

"6'lı Masa bizim adayımıza oy versin"

Geçtiğimiz günlerde Grup Başkanvekili Saruhan Oluç katıldığı televizyon programında 6’lı Masa’yı eleştirmiş ve “Bir düğün yapılıyor, davetiye gönderiliyor ama bize düğüne gelmeyin, takınızı da gönderin fakat zarfın üstüne isminizi yazmayın, diyorlar” demişti. Yine Garo Paylan katıldığı bir yayında “Bizimle daha güç elinizde değilken yan yana gelmeye çekiniyoruz, gücü elinize geçirdiğinizde size nasıl güveneceğiz” dedi. 6’lı Masa, HDP’den ne bekliyor?

6’lı Masa bizden ‘yanımızda görünmeyin, biz sizinle ortak fotoğraf vermeyelim ama bu iktidarı değiştirmek için koşulsuz şartsız, bizim belirleyeceğimiz adaya oy verin’ beklentisi içinde. Ancak bu şu an itibariyle mümkün olmayan bir şey.

Biz kendi adayımızla Cumhurbaşkanlığı seçiminde çok büyük bir yarış içine gireceğiz, bunu çok açık ve net söylüyorum. Belki 6’lı Masa’nın adayı bizim adayımızı destekleme kararı alacak.

Türkiye toplumuna güven vermeyen, Türkiye toplumuna kararlılık ifade etmeyen, bütün sorunların çözümüne güvence vermeyen ve belli bir kesimi dışlayan adayın kazanma şansının olmayacağını düşünüyoruz.

Bizim adayımız Türkiye toplumunu kapsayan, tüm krizlerin, sorunların çözümüne çare bulacak olan ve bu konuda güvence verecek olan Türkiye halklarının kabul edebileceği gerçekten çok samimi ve vicdanının sesini dinleyerek oy verebileceği bir insan olacak.

Bizim 6’lı Masa lehine adayımızı çekilmemiz düşünülüyor da 6’lı Masa'nın çekmesi neden düşünülmüyor? 6’lı Masa adayını çeksin, bizim adayımıza oy versinler. Bu kadar net konuşuyoruz. Çıkaracağımız aday 6’lı Masa’nın adayında çok daha kapsayıcı, çok daha güven verici ve Türkiye toplumunun vicdanına seslenecek birisi olacak. Bizim adayımız ikinci turda da yarışabilir.

Yani isim belli...

Şu an değil, bir hafta 10 gün içinde belli olacak. Elbette elimizde isimler var, isimler üzerinden konuşuyoruz görüşmeler yapıyoruz ama henüz netleşen bir isim yok. Fakat belirlemeye çalıştığımız her isim çok kıymetli az önce saydığım tüm özelliklere sahip isimler.

Adaylar arasında kadınlar da yer alıyor mu?

Elbette kadınlar da erkekler de var kısa zamanda adayımızı açıklayacağız, muhtemelen şubat başında açıklayacağız.

"Aday çıkaracağız, geri adım yok"

Adayınızın kriterlerini belirttiniz, anladığım kadarıyla adaylık için şu andan itibaren bir ortaklaşma ya da görüşmeniz olmayacak.

Kendi adayımız olacak ve kendi adayımız için bir seferberlik ruhuyla yoğun bir çalışma başlatacağız. Dolayısıyla diğer partilerin adayı kim olursa olsun, Cumhur İttifakı'nın adayı belli ama Millet İttifakı'nın da adayı kim olursa olsun bizim açımızdan önemli olan bizim kendi adayımız. Kendi adayımızın kazanması ve ikinci tura kalabilmesi için büyük çalışma içinde olacağız. Bu konuda bir geri adım yok.

"6'lı Masa adayları üzerinden tartışma yürütmedik"

Aday çıkarma konusunda kararlı olduğunuzu belirttiniz ancak Ahmet Türk önceki gün verdiği bir röportajda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığına sıcak bakılabileceğini belirtti. Daha önce de Kemal Kılıçdaroğlu üzerinden benzer açıklamalar yapılmıştı. Emek ve Özgürlük İttifakı'nın Kemal Kılıçdaroğlu aday gösterildiği takdirde destekleme durumu var mı?

Biz kendi adayımızı çıkarıyorken böyle bir kararı neden verelim. Başından beri 6'lı Masa'nın adaylarının isimleri üzerinden bir tartışma yürütmedik. Kriterler ve durdurduğumuz nokta ve deklarasyonumuz ortadayken başka bir partinin çıkaracağı aday üzerinden değerlendirme yapmayı asla doğru bulmuyoruz.

Biz bir siyasi parti olarak kendi adayımızı çıkarıyoruz ve şu an konuşacağımız tek şey HDP'nin kendi adayının nasıl kazanacağıdır. Türkiye toplumun HDP'nin adayı etrafında kenetlenmesini sağlayacak formülleri bulmaktır. Bunun dışında diğer partilerin çıkaracakları adayların bizim açımızdan değerlendirilmesi gibi bir durum söz konusu değil.

"Çağrımıza karşılık veren olmadı"

Peki sizin 6’lı Masa’dan beklentileriniz nedir? Mesela görüşmelerinizde Kürt sorunu üzerinden somut politikalar ortaya koyan bir parti var mı?

Bizim sadece Kürt sorunu üzerinden gitmiyoruz. 27 Eylül 2021’de bir deklarasyon yayınladık, tüm muhalif kesimlere, demokrasi güçlerine çağrı yaptık. 11 maddelik bir deklarasyondu ve sadece Kürt meselesini kapsamıyordu.

Adalet, kadın, ekoloji ve daha birçok meseleyi kapsıyordu ve bu sorunların çözümüne dair çok kapsayıcı ve hiç kimsenin itiraz edemeyeceği bir deklarasyondu. Ve şöyle bir çağrı yaptık: Bu deklarasyon üzerinden görüşmeye tartışmaya açığız ve bu değişmez bir deklarasyon da değil, bunu değiştirebilir, üzerinde oynayabiliriz.

Fakat şu güne kadar bu deklarasyon üzerinden buna 6’lı Masa’da dahil olmak üzere bizimle görüşmeye geçen olmadı. Sadece Kürt meselesi değil bütün meselelere dair görüşümüz anlayışımız ve çözümümüz yer alıyor ancak böyle bir temas olmadı. Dolayısıyla biz hâlâ aynı noktadayız.

"Adayımızın birinci turda kazanma şansı yüksek"

Kamuoyunda oldukça tartışılan bir diğer konu da HDP’nin aday çıkarması durumunda seçimin ikinci tura kalması ve HDP’nin burada alacağı pozisyon. Seçim ikinci tura kalırsa HDP’nin tutumu ne olacak?

Şu an birinci tura yoğunlaşıyoruz, ikinci tura kalacağı zaman veya öyle bir aşamaya geldiğimizde kurullarımızla yeniden bir karar vereceğiz. Ama şu an tek hedefimiz kendi adayımızın birinci turda kazanması yönünde.

6’lı Masa’nın adayının bizim adayımız lehine çekilmesi durumunda adayımızın birinci turda kazanma şansının çok yüksek olduğunu söylemek isterim.

"Kapatılırsak seçmenimiz alternatifsiz değil"

Yakın zamanda HDP’nin seçime kadar kapatılmaması için bir başvuru yaptınız, hazine yardımınıza konulan tedbir kararını da düşündüğünüzde başvurunuza nasıl bir yanıt verileceğini düşünüyorsunuz?

Anayasa Mahkemesi siyasi saiklerle değil kendi içtihatlarına uygun bir karar vermek zorunda.  Siyasi baskılar üzerinden verilecek bir kararla kendisini tartışılır bir duruma getirmemek için kendi iradesiyle karar vermek zorunda. Biz Anayasa Mahkemesi’nin MHP’nin, AKP’nin, Saray’ın baskısı altında olmadan karar vermesini bekliyoruz.

İddianamede yer alan hiçbir gerekçenin partimizi kapatmaya yeterli olmadığını belirtiyoruz. İddianamenin MHP’nin baskısıyla Saray’da hazırlandığını başından beridir söylüyoruz. Anayasa Mahkemesi’nin bütün bu tartışmalar dışında alacağı bir kararın pozitif bir karar olacağını düşünüyoruz. Bu konuda Anayasa Mahkemesi’ne güvenimiz sonsuz, umut ediyor ve diliyoruz ki; hiçbir baskı kalmadan karar verecektir.

Geçmişte de partilerimiz kapatıldı fakat biz hep daha da büyüdük. Şimdi de HDP kapatılırsa seçmenimiz alternatifsiz değil, seçmenimiz kesinlikle bu konuda rahat olsun, seçimlere girmenin yol ve yöntemleri her zaman vardır.

Biz geçmişte hazine yardımı almıyorduk, yüzde 10 barajını da aşamıyorduk. Fakat 2015 seçimlerinde hazine yardımı almadan HDP ile seçime girdik ve yüzde 10 barajını çok rahat aştık.

"Anayasa değişikliği ciddi sorunlar yaratacak"

Son olarak seçime yönelik bir girişim olarak yorumlanan Anayasa değişikliği görüşmelerine katılmayacağınızı belirttiniz. Anayasa değişikliği teklifini siz nasıl yorumluyorsunuz? Neden niçin şimdi yapılıyor?

Anayasa değişikliği tamamen AKP’nin siyasi bir hamlesi, seçimlere kazanabilmek için oynadığı oyunlardan biri ancak çok tehlikeli iki maddeden söz ediyoruz. Biz her iki maddenin değiştirilmesini de doğru bulmuyoruz. Elbette türbanla bir sorunumuz yok, meseleye sadece türban olarak bakılmasının yanlış olduğunu düşünüyoruz.

Kadınların kılık kıyafeti üzerinden yapılacak bir değişikle ilgili kadın örgütlerinin görüşü alınmadan sadece AKP’nin aldığı bir kararlar hayata geçirilmesinin ileride ciddi sorunlar yaratacağını düşünüyoruz.

Bu nedenle ‘biz bu oyunda yokuz’ diyoruz. Bu durumu seçmenimize çok rahatlıkla anlatabiliriz böyle bir kaygımız da yok. Seçim hamlesi olduğunu biliyoruz, komisyonda yer almayacağımızı açıkladık genel kurulda da tavrımızı net olarak ortaya koyacağız.

Röportaj: Ruken Tuncel

20 Ocak 2023