Buldan Amed Newrozunda konuştu: Bu meydana iyi bakın, çözüm iradesinin arkasındayız

Bugün Diyarbakır başta olmak üzere Ağrı, Siirt, Muş ve Cizre’nin de aralarında olduğu 14 merkezde Newroz kutlamaları gerçekleştirildi. 15 Mart’tan bu yana yapılan Newroz kutlamalarının finali niteliğinde olan Amed Newroz kutlamasına Eş Genel Başkanımız Pervin Buldan, DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Mardin Büyükşehir Belediye Eşbaşkanımız Ahmet Türk ve Kürdistani ittifak partilerinin temsilcileri ile çok sayıda yabancı delegasyon katıldı. Sabah saatlerinde, 2017'de Amed Newroz alanında katledilen Kemal Kurkut için anma yapıldı.

Polisin ulusal kıyafetleri gerekçe göstererek kitlenin alana girmesine zaman zaman müdahale edip izin vermemesine rağmen Diyarbakır Newroz alanı hınca hınç oldu. Polisin saldırısı nedeniyle geç başlayan ve yüz binlerce insanın katıldığı Amed Newroz kutlaması büyük bir coşku ile devam ediyor. Konuşmaların yapıldığı ve cezaevlerinde rehin tutulan Kürt siyasetçilerden gelen mesajların okunduğu Newroz alanında kitleye seslenen Buldan şunları söyledi: 

Gelê me yê Amedê, gelê me yê hêja, dayikên hêja, ciwanên xurt hûn bi xêr hatine li ser seran li ser çavan hatine. Cejna we ya Newrozê pîroz be. Îro cejna Newrozê ye. Îro roja biratiyê ye, roja wekheviyê ye. Newroz ji bo me hemûyan ji bo cîhanê pîroz be.

Cezaevindeki bütün arkadaşlarımız burada bizimle birlikte 

Sevgili halkımız, yurt içinden ve dışından gelen sevgili misafirlerimiz, STK’ların değerli temsilcileri, sevgili kadın arkadaşlarım, sevgili gençler hepinizi partim adına selamlıyorum, hoş geldiniz sefalar getirdiniz. İnanın Newroz ateşinin yandığı her meydanda, başta Amed olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanında 3 gündür yanan bütün Newroz ateşlerinde Selahattin Demirtaş var, Figen Yüksekdağ var. Yanan bütün Newroz ateşlerinde Gültan Kışanak var, Sebahat Tuncel var, Aysel Tuğluk var, Ayla Akat var, Selçuk Mızraklı var, Ayşe Gökkan var, Leyla Güven var, Hülya Alökmen var. Cezaevindeki bütün arkadaşlarımız buradalar, bu meydandalar. Buradan cezaevindeki bütün arkadaşlarımıza sevgilerimizi, saygılarımızı, selamlarımızı gönderiyorum. 

Bu Newroz hepimize barışı, adaleti ve demokrasiyi getirsin 

Deniz Poyraz ve Kemal Kurkut şahsında yaşamını yitiren bütün arkadaşlarımızı ve yoldaşlarımızı bir kez daha rahmet ve minnetle anıyorum, onların bize bıraktığı mirasa sahip çıkacağımıza söz veriyorum. Newroz diriliştir, aynı zamanda umuttur; Newroz aynı zamanda kardeşlik, barış ve cesarettir. Newroz bu kadim topraklarda yüzyıllardır kutlanan bir bayramdır. Bu bayramın bizlere, halkımıza hepimize barışı, adaleti, demokrasiyi getirmesini yürekten temenni ediyorum. 

Newroz Kürtlerin ulusal bayramıdır, direnen herkesin bayramıdır

Newroz ulusal birlik iradesinde bütünleşmektir. Newroz kadınlardır, Newroz gençlerdir, gençliktir. Hepimizin bayramı kutlu olsun. Newroz pîroz be! Newroz sadece Kürtlerin değil bugün her yerde direnen işçilerin, emekçilerin, milyonların bayramıdır. Aynı zamanda zalimlere boyun eğmeyen mazlumların bayramıdır. Onurlu bir yaşam için mücadele eden halklarımızın bayramıdır. Her dilden halaydır, türküdür, horondur. Hepinizin bayramını yürekten kutluyorum.

Amed bugün bir kez daha tarih yazdı

Bugün Amed halkı bir kez daha tarih yazdı. Sizler bir kez daha Newroz'da hiç kimseye boyun eğmediğinizi gösterdiniz ve tarih yazdınız. Bu tarih elbette demokrasinin, barışın, adaletin yol haritasıdır. İşte bu yol haritasına hep birlikte sahip çıkacağımızı; asla adaletten, barıştan, demokrasiden vazgeçmeyeceğimizi sizler bugün ilan ettiniz. Barışta, eşit ortak yaşamda, onurlu bir yaşamda sonuna kadar kararlı olduğunuzu bir kez daha dünyaya gösterdiniz, Türkiye halklarına gösterdiniz. 

Herkes bu meydana iyi baksın: Bu yasaklı düzeni kabul etmeyeceğimizi herkese gösterdik

Herkes bu meydana iyi baksın, bu meydandan verilen mesajları iyi okusun. Ankara bu meydanı görsün, Ankara Amed’i görsün. Sizler "şimdi kazanma zamanı" diyerek büyük bir fotoğrafın ortaya çıkmasını sağladınız. Adı, tarihi, kimliği, kültürü yasaklayan bu yasaklı düzeni kabul etmeyeceğinizi bir kez daha herkese gösterdiniz. İnkarla, yok saymayla, kayyımla, cezaevine koymakla, katletmekle bizleri bitiremeyeceklerini bir kez daha gösterdiniz, sizlere teşekkür ediyoruz. Bu yüzyıl büyük acılarla geçti, zulümlerle geçti. Bu yüzyıl tarihe cezaevlerine atılan siyasetçilerle geçti, kayyımların irademizi gasp etmesiyle geçti ama önümüzdeki yüzyılda bunların bir kez daha tekerrür etmeyeceğine bu alandan söz veriyoruz. 

9 yıl önce bu meydanda ilan edilen çözüm iradesine, Dolmabahçe Mutabakatına bağlıyız

Sevgili Amedliler, 9 yıl önce 2013'te bu meydanda bir çözüm mektubu okundu. Bu mektup tarihi çözümün yol haritasıydı. İmralı’dan Sayın Öcalan’ın kaleme aldığı bu tarihi deklarasyonun, ortak geleceğin birlikte kurulacağını ilan eden bu mektubun burada okunmasının üzerinden tam 9 yıl geçti. 9 yılda yaşananlar çözüm mektubunun güncelliğini ve aciliyetini bizlere gösterdi. Biz HDP olarak, Kürtler olarak 2015'teki Dolmabahçe Mutabakatının da 2013'te Amed Newrozunda okunan o mektubun da arkasında olduğumuzu ve onu savunduğumuzu bir kez daha ilan ediyoruz. 

Çözümden korkan bir iktidarın bu ülkeyi ne hale getirdiğini hepimiz gördük, görüyoruz. Bu iktidar aklı barışa tecrit uyguladı, bu iktidar aklı demokrasiye tecrit uyguladı. Bu iktidar aklı halkların kardeşliğine, özgürlüğüne, kimliğimize, dilimize, kültürümüze tecrit uyguladı. Demokratik siyasete karşı darbe politikalarını hayata geçiren bir iktidarla karşı karşıyayız. Bu ülkeyi getirdikleri durum ortada. Bu ülkenin halklarını, işçisini, emekçisini, kadınını, gençliğini açlığa, sefalete, yoksulluğa, işsizliğe mahkum eden bir iktidar var karşımızda. Ama biz bu iktidarın yaptığı bütün zalimliğe, haksızlığa, hukuksuzluğa itiraz etmeye ve bu iktidarı göndermeye buradan söz veriyoruz. 

Bu meydanlar Öcalan’a uygulanan tecridin kabul edilmediğinin teyididir

Bizlere zulüm ettiler, zor kullandılar ancak başaramadıklarını da aslında biliyorlar. Bir kez daha diyoruz ki bu halk bu meydanda olduğu sürece siz asla kazanamayacaksınız, asla başaramayacaksınız. Bugün bu meydanlar işte bunun teyididir. Bu meydanlar bir kez daha 2013’teki mektubun arkasında olduğumuzun teyididir. Bu meydanlar Selahattinlerin, Figenlerin, Gültenlerin, Sebahatlerin cezaevinde olmasına karşı çıkmanın teyididir. Bu meydanlar Sayın Öcalan’a uygulanan tecridi kabul etmediğimizin teyididir.

Türkiye’nin büyük barışa ihtiyacı var ve biz bunun için sorumluluk almaya hazırız

Bizler Kürt halkı olarak, Türkiye halkları olarak, HDP olarak barışın ne kadar elzem olduğunu, sadece Türkiye’nin değil tüm dünyanın bir gerçeği olduğunu bir kez daha ilan ediyoruz. Ukrayna savaşı bizlere bir kez daha barışın aciliyetini göstermiştir. Bunun için HDP olarak diyoruz ki büyük barışlara ihtiyaç var ve bu büyük barışlar sadece Türkiye’de değil dünyanın her yerinde hayata geçmek zorundadır. Bizler büyük barış için, halklarımızın ortak geleceği için her türlü sorumluluğu almaya hazırız. Barışın etrafında büyük bir kenetlenmeye ihtiyaç olduğunu ilan ediyoruz. Türkü ile Kürdü ile Alevisi ile Ermenisi ile Süryanisi ile Lazı ile Çerkezi ile bu topraklarda yaşayan bütün halklarla birlikte büyük barışın aciliyetini vurguluyoruz. Barış bu ülkeye geldiği zaman, bütün ülkelere geldiği zaman arkasından nelerin geleceğini biliyoruz. Savaşlar acıdır, kandır, gözyaşıdır; barışlar ise umuttur, gelecektir. Bunun için diyoruz ki büyük barışın tam da zamanıdır. Şimdi barış, hemen barış, büyük barış diyoruz. 

Kürt sorunu şiddetle, inkarla, çözdüm demekle çözülmez: Çözüm için anahtar partiyiz

Barıştan başka da bir çıkar yol olmadığını çok iyi biliyoruz Türkiye’de siyaset yapan herkesin öncelikli gündemi barış olmalıdır. Siyaset bunun için vardır, parlamento bunun için vardır. Herkes elini taşın altına koymalı ve bu ülkenin büyük barışı için mücadele etmelidir. Bunun altını önemle çizmek istiyorum. Bizler biliyoruz ki bugün bu ülkenin en büyük sorunu Kürt sorunudur. "Kürt sorunu yoktur" diyerek bu sorun çözülmez, "bu sorunu çözdük" yalanıyla bu sorun çözülmez. Ama korkarak ve sinerek değil; cesaretle, umutla ve Türkiye halklarının geleceği için, Kürtlerin geleceği için Kürt sorununun acilen çözülmesine ihtiyaç var. Bizler Kürt sorununun da Türkiye’deki bütün diğer sorunların da kadın sorununun da ekoloji sorununun da ekonomik sorununun da, yani yaşanan bütün krizlerin çözümü için elimizi taşın altına koymaya hazırız. HDP anahtar partidir; şu anda ülkedeki kilitlenmiş bütün sorunları çözmek için sorumluluk almayı bilen, üstlenen bir partiyiz. Bunu da hayata geçireceğimizi özellikle ifade ediyoruz. Biz biliyoruz ki inkarla, baskıyla, cezaeviyle bu sorunlar çözülmez. Eğer bir halkın iradesini cezaevine koyarsanız, bir halkın iradesini kayyımla gasp ederseniz, bir halkın iradesine siz eğer dil uzatırsanız Kürt sorunu çözülmez. Birbirimizi anlayarak, birbirimize güç vererek sorunları temel noktalarda ortaya koyup muhataplarıyla birlikte çözmek en doğru yoldur. Bu yol ülkeyi büyük barışlara götürür. 

8 Mart’tan Newroz'a her yerde insanlar "boyun eğmeyeceğiz" diyor

Çünkü inkarla ve baskıyla, yok saymayla bu meydanları boş bırakmayı asla beceremezsiniz. 8 Mart'ta kadınlar size her yerde gösterdi. 8 Mart’ta kadınlar alanlarda, meydanlarda Türkiye’nin her yerinde zılgıtlarıyla, renkleriyle asla size biat etmeyeceklerini, sizin önünüzde diz çökmeyeceklerini, meydanı boş bırakmayacaklarını gösterdiler. Şimdi de Newroz'da 3 gündür Türkiye’nin her yerinde milyonlarca insan bir kez daha gösterdi ve şunu dedi: Size boyun eğmeyeceğiz, size biat etmeyeceğiz, sizin önünüzde diz çökmeyeceğiz. 

27 Eylül’de açıkladığımız deklarasyon geçerliliğini koruyor

Elbette bu sorunları toplumla birlikte çözeceğimize inanıyoruz. O yüzden el ele, yürek yüreğe bütün sorunlar karşısında, her türlü baskıya ve engellemeye rağmen asla taviz vermeden, korkmadan, direnerek mücadelemizi sonuna kadar götüreceğimize söz veriyoruz. Biz HDP olarak 27 Eylül’de Ankara’da açıkladığımız deklarasyonumuzun arkasındayız. Bu deklarasyon Türkiye’nin barışına, adaletine, demokrasisine büyük katkı sunacak bir deklarasyondur. O yüzden yanımızda olmayan, bizimle beraber olmayan her kesime buradan bir kez daha çağrımızı yapmak istiyoruz. Esas sorunların çözümünün halkla birlikte olacağına inanıyoruz, toplumla birlikte gerçekleşeceğine yürekten inanıyoruz. Bu ülkeye barışı biz getireceğiz. Bu ülkeye demokrasiyi, adaleti, her türlü özgürlüğü, hakkı ve hukuku biz getireceğiz ama halkımızla birlikte getireceğiz. Bir kez daha bu Newroz'un barışa, adalete, özgürlüğe vesile olmasını yürekten temenni ediyorum. Hepinize teşekkür ediyorum, hepinizin önünde saygıyla eğiliyorum. An serkeftin an serkeftin. Jin jiyan azadî.

21 Mart 2022