Buldan: Bu ülkede katil ve terörist arıyorlarsa Roboskî Katliamını yapanlara baksınlar

Eş Genel Başkanımız Pervin Buldan, 9'uncu yıldönümünde Roboskî Katliamı anmasında konuştu:

Roboskî Katliamı’nın 9’uncu yılında, hayatını kaybedenler Eş Genel Başkanımız Pervin Buldan, HDK Eş Sözcüsü İdil Uğurlu, DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, DBP Eş Genel Başkanları Saliha Aydeniz, Keskin Bayındır, Parti Sözcümüz Ebru Günay, MYK ve PM üyelerimiz, Milletvekillerimiz Alican Önlü, Feleknas Uca, Hasan Özgüneş, Hüseyin Kaçmaz, Kemal Bülbül, Nuran İmir, Sezai Temelli, Tayip Temel'in de katılımıyla anıldı. Roboskî’deki mezarlıkta yapılan anmada Roboskîli aileler adına Zeki Tosun ile HDP Eş Genel Başkanımız Pervin Buldan konuştu. Buldan ve Tosun şunları söyledi:

Zeki Tosun:

Em jî di serî de bi ser navê malbatên Roboskiyê xêrhatinê li hevserokê partiya me û parlementerên me dikin. Hûn ser seran, ser çavan re hatine. 

Ev komkujiya ku 9 sal ewil pêk hat, li ser gelê Roboskiyê pêk hat. Em edaletê dixwazin lê îro qatilên me di navbera me de digerin, têne parastin. Komkujiya Roboskiyê ji bo me hemûyan êşeke mezin e, em tu car ji bîr nakin. Hûn hemû bi xêr hatine ser seran, ser çavan re hatine. 

Pervin Buldan: 

Sevgili aileler, acılı ailelerimiz, basının değerli emekçileri, sevgili partili arkadaşlarım hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Burada bir kez daha Roboskî Katliamı'nın 9. yıldönümünde bir aradayız. Adalet çığlıklarının yükseldiği Roboskî Katliamının açığa çıkarılması talebinin çokça dillendirdiği bir dönemdeyiz. Bu katliamda yaşamını yitiren 34 canımıza Allah’tan rahmet diliyorum, acılı ailelerimizin, hepimizin başı sağ olsun. 

Roboskî kaza değil, açık bir katliamdır 

Roboskî’nin üzerinden 9 yıl geçti. Bu acılı süreç, bu katliam sadece burayla sınırlı kalmayan, sınırları aşan tarifsiz bir acıdır. Bu bir kaza değil elbette ki. Bu açık bir katliamdır. Devletin, hükümetin bilerek, isteyerek Roboskî halkının üzerine bombalar yağdırdığı ve açıkça işlediği bir katliamdır. 

Bu dağlar bu taşlar burada yaşayan insanlar Kürt halkının acılı tarihinin hafızasıdır

Bu tarih, yıllardır bu tür acılara tanıklık etmiştir. Bu dağlar, bu taşlar, burada yaşayan insanlar bu acılı süreçlerin hafızasıdır. Kürd’e karşı işlenen insanlık suçlarının hafızasıdır. Kürd'e karşı yapılan hukuksuzlukların hafızasıdır. Tahrip edilen mezarlıkların, katledilen insanların ve faili meçhullerin hafızasıdır. Bu dağlar, bu taşlar acının, gözyaşının, öfkenin, hafızasıdır. Bu hafıza Kürt halkının tarihsel hafızasıdır. Asla unutulmayacak olan, hesabı bir gün mutlaka sorulacak olan tarihsel bir katliamdan bahsediyoruz. 

Bizi en çok öldüren şey Kürd’e karşı yapılan hukuksuzluktur 

Bu coğrafyada buna benzer katliamlar yaşandı, yapıldı. Maraş katliamı, Dêrsim katliamı, Zîlan katliamı, Roboskî katliamından farklı değildir. Sur, Cizre katliamları bu katliamdan farklı katliamlar değildir. Ama bizi en çok öldüren şey Kürd’e karşı yapılan hukuksuzluktur. Bizi en fazla öldüren Kürt düşmanlığı zihniyeti ve politikasıdır. 

İşte bizi en çok acıtan, inciten bizi en fazla öldüren bu Kürt düşmanlığıdır. Dünyanın herhangi bir ülkesinde o ülkeyi yönetenler kendi yurttaşının bırakın canını, tırnağına zarar gelse onurlu bir şekilde istifa ederler. Ama bizim ülkemizde bırakın onurlu bir şekilde istifa etmeyi bu katliamı gerçekleştirenler korundular, kollandılar, yargı önüne çıkarılmadılar, cezalandırılmadılar. 

Katliam kararı 28 Aralık 2011 tarihli MGK toplantısında alındı

Her şey bilinmesine rağmen, 28 Aralık 2011 tarihinde MGK toplantısı kararıyla bu katliamın gerçekleştirilmesi bilinmesine rağmen, başka bir ülkenin değil bu ülkenin savaş uçaklarından atılan bombalarla insanlar katledilmesine rağmen o dönemin Milli Güvenlik yetkilileri,  dönemin başbakanı, o dönemin bütün sorumluları bilinirken hiçbir şekilde işlem yapılmaması, hiçbir şekilde bu insanların yargı önüne çıkarılmaması ve cezalandırılmaması Kürt düşmanlığının, bir halka yapılan zulmün göstergesidir. Her şey ortadayken, 34 insanımızın canı bilerek, isteyerek alınırken bu cinayeti işleyenler, bu katliamı gerçekleştirenler henüz yargı önüne çıkarılmadılar. 

Roboskî, tarihimizin en acılı katliamlarından birisidir. Biz bu meseleye böyle yaklaşıyoruz. Bu mesele çözülene kadar da siyaseten bu sürecin açıklığa kavuşturulması başta olmak üzere, hukuken yapılması gereken ne varsa yapmaya hazır olduğumuzu ifade etmek istiyorum. O dönem bazı eksiklikler yaşanmıştır. Roboskîli aileler Anayasa Mahkemesi'ne başvurmuş ancak irtibatta olan Şırnak Barosu’nun eksik evrak vermesi sebebiyle AYM bu dosyayı kabul etmemiştir. 

HDP olarak bizim de eksik kaldığımız yönler oldu!

Aileler davayı AİHM’e taşımıştır. Ancak AİHM Türkiye'deki iç hukuk yolları tükenmediği gerekçesiyle davayı kabul etmemiştir. O dönemin Şırnak Barosu’nun bu meselede büyük eksiklikler yaptığı, yetersiz kaldığı ortadadır. Bir an önce o dönemki Şırnak Barosu’nda yetkili olanların, bu konuda eksiklik yapanların açığa çıkması tarihi bir sorumluluktur. HDP olarak bizim de elbette ki hukuken eksik kaldığımız yönler olmuştur. Denetim ve takip sürecini iyi yapmamış, süreci hukuken iyi takip edememiş ve bu takipsizlik sonucunda bu kararla karşı karşıya kalmamız bizim büyük eksikliğimizdir. 

Devran dönecek AKP gidecek ve Roboskî dosyası yeniden açılacak

Ancak her şey bitmiş tükenmiş anlamına gelmemelidir. Bu devran bitecek AKP elbette gidecek. AKP’nin gitmesiyle yeni hükümetler bu işin peşini bırakmayacaklar. Biz de HDP olarak bundan sonra siyaseten yaptığımız her şeyi aynı zamanda hukuken de yapacağımızın sözünü bir kez daha veriyoruz. Yaşadığımız büyük bir eksiklik var evrakları takip etmediğimiz gibi Hukuk Komisyonumuzun yaptığı eksiklikleri bir şekilde telafi etmek zorundayız. Yoksa bu işin acılı ailelerin bu şekilde yaşamasına hiçbirimizin gönlü razı olmaz. Çünkü bu acı sadece bu ailelerin acısı değil. Bu acı aynı zamanda hepimizin ortak acısıdır.

AİHM’in Demirtaş kararı Roboskî dosyasını da çok yakından ilgilendiriyor

Şimdi AİHM’in Selahattin Demirtaş ile ilgili verdiği karar önemli bir karar olduğu gibi aynı zamanda Roboskî dosyasını da çok yakından ilgilendiren bir karardır. Türkiye’deki tüm hukuksuzlukların, Türkiye’de yaşanan bütün usulsüzlüklerin, Kürt halkına yapılan haksızlıkların tamamını kapsayan önemli bir karardır AİHM’in verdiği Demirtaş kararı. Bu karar doğrultusunda bütün davaların, dosyaların Kürt halkına yapılan bütün haksızlık ve hukuksuzlukların bu kararla birlikte telafi edilmesi elbette mümkündür. 

Roboskî yargılamasında yeni bir sayfa açın

O yüzden siyasi iradeye buradan açık bir çağrı yapmak isteriz. Bu sayfayı yeniden açmak zorundasınız. “Bu olay Ankara'nın karanlık dehlizlerinde kalmayacak” demiştiniz. Ancak hala bu olay Ankara’nın karanlık dehlizlerinde. O karanlık dehlizlerden bir an önce bunu çıkarmak, gereğini yapmak, cezalandırmak sizlere yeni bir sayfa açar. 

Bu olay Ankara'nın dehlizlerinde asılı duruyor

Katliamın yapıldığı günün ertesinde gazete manşetleri “Devlet halkını bombaladı” diye manşet atmıştı. O dönem başbakan olan Erdoğan şöyle demişti; “Devlet halkını bombalamaz”. Neden böyle bir açıklama yapmıştı? Olayın üzerini kapatmak, sorumluları kollamak için. Ancak bombaları atanlar belliydi, her şey planlıydı, buna rağmen ikiyüzlülükle, riyakarlıkla “devlet halkını bombalamaz” diye açıklama yapanlar daha sonra “bu olay karanlık dehlizlerde kaybolmayacak” diye açıklama yaptı. Hala bu olay Ankara'nın dehlizlerinde asılı duruyor. 

Bu ülkede katil ve terörist arıyorlarsa Roboskî Katliamı'nı yapanlara baksınlar

Bu ailelere her gün zulüm yapanlar, suçu işleyenleri değil, aileleri cezalandıranlar, bu ailenin çocuklarından biri olan Ferhat Encü’yü yıllarca cezaevinde tutanlar, şu anda Veli Encü’yü cezaevinde tutanlar bilsinler ki bu ülkede eğer bir katil ve terörist arıyorlarsa Roboski Katliamını yapanlara bir dönüp baksınlar. 

Siyaseten de hukuken de yapılması gereken ne varsa bizler yapacağız

Dolayısıyla biz HDP olarak acılı ailelerimizin taleplerini gerçekleşmesini sonuna kadar savunacağız ve yanlarında olacağız. Bu işin sorumluları bir gün elbet yargı önüne çıkacak ve yargılanacaklar. Bu işten kimsenin kuşkusu olmasın siyaseten de hukuken de yapılması gereken ne varsa bizler yapacağız. Burada ailelerimizin huzurunda bir kez daha söz veriyoruz. Acınızı yürekten paylaşıyoruz. Bir kez daha yaşamını yitiren 34 canımıza Allah’tan rahmet diliyorum hepimizin başı sağ olsun diyorum. 

28 Aralık 2020