Buldan: HDP’nin rengi, cesareti, kararlılığı Adıyaman’a yansımış, siz HDP’yi HDP yapanlarsınız

Eş Genel Başkanımız Pervin Buldan ve beraberindeki heyet Adıyaman’da esnaf ziyareti ve halk buluşması gerçekleştirdi. Esnaf ziyaretinde coşkuyla karşılanan heyetimiz sorunları dinledi, çözüm önerilerimizi paylaştı. Buldan daha sonra tütün işçiliği yapan bir aileyi ziyaret ederek sohbet etti.

Halk buluşmasında konuşan Buldan, şunları söyledi:

Adıyaman'da HDP birinci parti olacak, bunun başka yolu yok

Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. Ben il eşbaşkanımdan söz aldım; Adıyaman’da HDP birinci parti olacak. Bunun başka yolu yok, başka alternatifi yok. Zaten biraz önce yaptığımız esnaf ziyaretinde gördüğümüz alakadan HDP’nin birinci parti olduğu gözlerden kaçmıyor. Başta il örgütüme, çalışan, emek veren ve halkımızla buluşmaları gerçekleştiren her bir arkadaşımıza sonsuz teşekkür ediyorum. Çalışmalarında başarılar diliyorum. Hepinizin emeğine sağlık. 

HDP’nin rengi, cesareti, kararlılığı Adıyaman’a yansımış, siz HDP’yi HDP yapanlarsınız

Adıyaman bir HDP kentidir. Diliyle, kültürüyle, inançlarıyla, Türküyle, Kürdüyle, Alevisiyle, Sünnisiyle HDP’nin rengi, cesareti, kararlılığı Adıyaman’a yansımış. Bu açık bir şekilde görünüyor. Gittiğimiz her yerde aynı ilgiyle karşılaşıyoruz. Sadece burada değil, sadece Adıyaman'da değil; Nusaybin’den Cizre’ye, Manisa’dan Antalya’ya, Kars'tan Hakkari’ye Türkiye’nin her bir karış toprağında HDP’nin eşbaşkanları, milletvekilleri, MYK üyeleri ve her bir ferdi nereye giderse gitsin büyük bir coşku, büyük bir heyecan ve teveccühle karşılaşıyor. İşte siz HDP’yi HDP yapanlarsınız. HDP’ye rengini, coşkusunu, kararlılığını veren sizlersiniz sevgili halkımız. İyi ki varsınız, iyi ki buradasınız.

İktidara yönelik büyük bir öfke var, iktidarın değişmesi için büyük bir kararlılık var

Bu ilgi ve alaka, bu teveccüh elbette AKP ve MHP’den bıkıldığının, zulümden ve zorbalıktan bıkıldığının, açlığı, yoksulluğu, sefaleti bu ülkeye reva gören anlayıştan bıkıldığının çok açık bir göstergesidir. Artık Türkiye’nin her yerinde AKP ve MHP iktidarına karşı büyük bir öfke var ve onların gitmesi için büyük bir kararlılık var. Halk AKP ve MHP’yi iktidardan indirmek için seçimleri dört gözle bekliyor, sandıkların kurulmasını bekliyor. Bunun için HDP gittiği her yerde büyük bir umut olmaya devam ediyor, büyük bir coşkuyla karşılanıyor. 

HDP’nin coşkuyla karşılandığını gören iktidar panikliyor, panikledikçe saldırıyor

Demokrasinin, adaletin, barışın önündeki en büyük engelin AKP-MHP iktidarı olduğunu herkes biliyor. İşte AKP-MHP iktidarı da bunu bildiği için, HDP’nin umut olmaya başladığını gördüğü için, HDP’nin her yerde coşku ile karşılandığını gördüğü için çok fena panikliyor. Bugün HDP’ye, Kürtlere, demokratlara, muhaliflere saldırmasının sebebi de budur. Korktukları için bugün HDP’ye, Kürtlere bu kadar saldırıyorlar. HDP’ye her gün operasyonları gerçekleştiriyorlar. HDP’den korktukları için bu kadar paniklemiş durumdalar. 

Siyaseten değil kumpas davalarıyla karşımıza çıkanlar bilsinler ki HDP bu düzeni değiştirecek

Bizim karşımıza siyaseten çıkmıyorlar, bizim karşımıza meydanlarda çıkmıyorlar. Bizim karşımıza kumpas davalarıyla çıkıyorlar, kapatma davasıyla, Kobanî Kumpas Davası ve anti demokratik davalarla çıkıyorlar. Her bir davanın arka planında Saray'ın olduğunu, AKP ve MHP’nin genel başkanlarının ve onların yaverlerinin olduğunu biliyoruz. Bize açılan davaların Saray'ın talimatlarıyla hazırlandığını çok iyi biliyoruz. İşte bizim karşımıza siyaseten çıkamadıkları, sözleriyle ve duruşlarıyla çıkamadıkları için bu kumpas davalarla çıkıyorlar. Ama şunu bilsinler ki HDP bu düzeni değiştirecek; bu ülkeye adaleti, barışı ve demokrasiyi mutlaka getirecek. Bunun için HDP boş durmuyor, gece gündüz çalışıyor. Halkın içinde halkın arasında çalışmaya ve mücadele etmeye ve aynı zamanda onların kumpaslarına karşı direnmeye devam ediyor. Bu kumpas davalarının tutmayacağını biliyorlar. O davaların dosyalarında hazırladıkları iddianamelerde gerçek hiçbir şeyin olmadığını onlar da biliyorlar. Tek yaptığımız şey bu ülkeye demokrasinin, kardeşliğin, barışın, adaletin hakim olmasını sağlamaktır. Ama onlar barıştan da demokrasiden de adaletten de kardeşlikten de korkuyorlar. 

Emek ve Özgürlük İttifakını daha da büyüteceğiz

Bugün bu ülkede adaletin, demokrasinin, barışın, kardeşliğin gerçekten yaşam bulması için HDP’ye ihtiyaç vardır. HDP de bunu bildiği için kendisini genişleten, büyüten ve her geçen gün bu ülke tarihine adını yazdıran bir parti haline geldi, gelmeye devam edecek. İki gün önce, İstanbul’da Emek ve Özgürlük İttifakı’nın kurulduğu gün büyük bir coşkuyu ve heyecanı yaşadık. O sinerji Türkiye'nin her yerine moral verdi, güç verdi, vermeye devam edecek. Onunla sınırlı kalmayacağız. İki gün önce deklare edilen Emek ve Özgürlük İttifakı sadece 6 parti ile sınırlı kalmayacak. Bu ülkede ötekileştirilen, yok sayılan, inkar edilen; inancından, kimliğinden, dilinden dolayı inkar edilen kim varsa onun ayağına gideceğiz, onlarla birlikte olacağız ve onları da bu birlikteliğe mutlaka dahil edeceğiz. Çünkü halkın AKP’den kurtuluşu bu anlamda büyümekten, genişlemekten geçiyor.

En kısa zamanda geniş bir Kürdistani ittifakı da kuracağız

Sadece Türkiye'deki sol ve sosyalist güçlerle değil Kürtlerle de büyük bir Kürdistanı ittifakı en kısa zamanda kuracağız ve gerçekleştireceğiz. Ekim ayı programımızda Kürdistani partilerle ve Kürt çevrelerle yapacağımız buluşmalar genişlemenin ve büyümenin bir parçası olarak ele alınacak. Kanaat önderlerimiz ve yöre derneklerimizle, Kürdistani partilerle bu ülkede başka bir ittifakın da olduğunu göstereceğiz. Bu ittifaklar çerçevesinde şimdiye kadar bize oy vermeyen, bizim elimizi tutmayan, başka partilere oy veren her bir yurttaşımıza mutlaka ulaşmak zorundayız. Bu iş de sizlere düşüyor, Adıyaman halkına düşüyor. Adıyaman'da HDP artık birinci partidir. Bunu görmemiz için bu buluşmaları mutlaka gerçekleştirmeliyiz.

Rantın, rüşvetin, çeteleşmenin ve her türlü kötülüğün başında bu iktidar var

Bu ülkeyi yönetenlerin rantın, rüşvetin, çetenin ve akla gelebilecek her türlü kötü işlerin başında olduğunu biliyoruz. Bu ülkeyi yönetenlerin adı artık yolsuzluklarla, çetelerle anılıyor. Bu ülkeyi yönetenlerin adı artık Türkiye'deki işçi sınıfını ve çalışanları perişan etmekle anılıyor. Her yere gidiyoruz ve görüyoruz; işçi perişan, esnaf perişan, kadınlara ve Kürtlere karşı büyük bir düşmanlık var. Gençler yarınlarını göremiyor, umutla yarınlarına bakamıyor. Bu ülkede hem gençlerin hem kadınların geleceğini; aynı zamanda işçinin, emekçinin, esnafın da geleceğini düşünen bir partiyiz. AKP-MHP iktidarı bu ülkeye hiçbir şey vaat etmiyor. Adıyaman halkı ve Adıyamanlı işçi bunu iyi bilir. Tütün üreticisi ve işçisi bunu iyi biliyor. 

AKP iktidarı tütün üreticisinin ahının altında kalacak

Biraz önce buraya gelmeden önce tütün işçileriyle bir araya geldik. Tütün işçilerinin yaşadıkları sorunların takipçisi olacağımıza hem onlara söz verdim hem de burada Adıyaman halkına söz veriyorum. AKP hükümeti tütün üreticisinin ahının altında kalacak. Bir kadın arkadaşımız şöyle dedi. “Biz tütünle doğduk, tütünle büyüdük, tütünle gelin olduk, tütünle öleceğiz; kefenimiz de tütün parasıyla olacak. Ama tütünden elde ettiğimiz para yok” dedi. Adıyaman'ın tek geçim kaynağı olan tütünün üzerine bile bu kadar çöreklenen ve kendi menfaati için tütün işçisini bu hale getiren, esnafı bu hale getiren AKP hükümetine hem tütün işçilerinin hem de esnafın seçimlerde vereceği büyük bir ders vardır. Buna yürekten inanıyoruz. Biz HDP olarak tütün işçilerinin, esnafın sorunlarını, burada yaşanan bütün sorunları TBMM’de gündem yaptık, bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz. Araştırma önergeleri verdik, kanun teklifleri verdik. Geçmiş dönem milletvekilimiz Sevgili Behçet Yıldırım verdiği önergelerle ve yaptığı çalışmalarla Adıyaman işçilerinin yaşadığı sorunları gündeme getirdi. Önerge verdi ama bütün bu önergeler AKP ve MHP oylarıyla reddedildi. Çünkü işçilerin sorunlarının ortaya çıkmasını istemeyen bir iktidar var. Biz ne olursa olsun Adıyaman halkının, tütün işçilerinin ve esnafın sorunlarını çözülene kadar mutlaka her platforma taşıyacağız. 

Kendi koltuklarını korumak için bir gün Rojava’yı bir gün Yunanistan’ı tehdit ediyorlar

Bugün bu ülkeyi yönetenler adalete, barışa ve demokrasiye düşmanlık yaptılar. Ülkeyi bir savaş konsepti, bir adaletsizlikle yönettiler. Seçimlerde gideceklerini biliyorlar. Gidip de geri gelmeyeceklerini de çok iyi biliyorlar. Başta Adıyaman halkı olmak üzere, Türkiye’nin her yerinde AKP’nin savaş konseptine de adaletsizliğine de hukuksuzluğuna da karşı çıkan milyonlar bu düzenin değişmesini istiyor. Her gün hakaretler yağdıranlar, HDP’yi hedef haline getirenler, kendi koltuklarını korumak için savaşa sarılanlar, bir gün Rojava'yı bir gün Yunanistan'ı tehdit edenler bilsinler ki; Türkiye halkları, Kürtler ve Türkiye’de yaşayan bütün insanlar sizin savaş sarmalınıza asla izin vermeyecek. 

HDP milyonların yüreğinde, kapısına kilit vurmakla kapanmaz

Bu ülkede savaşı istemeyen, savaşa karşı çıkan milyonlarca insan var. Ve bu milyonlar ülkeye barışın, adaletin, demokrasinin gelmesi için mücadele ediyorlar. Onların ise yaptıkları tek şey tutuklamak, HDP’yi hedef haline getirmek, HDP ve Kürtlere saldırmaktır. Başka yaptıkları hiçbir şey yok. Bugün cezaevleri binlerce HDPli ile dolmuş taşıyor. Cezaevleri hasta tutsaklarla dolmuş taşıyor. Cezası bitenler bile serbest bırakılmıyor. Tam bir rehine siyaseti. Bu siyasetle HDP’yi bitiririz, yok ederiz sanıyorlar. Oysa bilmiyorlar ki HDP ülkenin her yerinde ve ülkenin her yerinde yaşayan insanların yüreğinde, beyninde yaşayan ve asla silinmeyecek bitmeyecek bir parti haline gelmiş. HDP dört duvar arasına sığmayacak kadar büyük bir partidir. HDP kapısına kilit vurularak kapatılacak bir parti değildir. 

Sayın Öcalan’dan iki yıldır haber alınamıyor, tecrit bir zihniyet haline geldi

HDP, eş genel başkanları da dahil olmak üzere milletvekilleri, belediye eşbaşkanları cezaevlerinde olan bir partidir. Bu mücadele cezaevinde bile sürüyor. Selam olsun cezaevlerindeki bütün arkadaşlarımıza. Cezaevlerindeki hak ihlalleri ve yaşanan sorunlar, HDP’nin birinci gündemlerinden biridir. Tecrit bu ülkede bir zihniyet halini almış. İmralı'da Sayın Öcalan’a uygulanan tecrit politikası Türkiye’nin her yerine yayılmış durumda. Düşünün bir insan cezaevinde ve uzun süredir ne ailesi ne avukatlarıyla görüşme yapamıyor. Bu ülkenin kendi yasalarını bile uygulamayan, kendi çıkardıkları yasaları bile tanımayan bir iktidar, böyle bir anlayış gitmeye mahkumdur. Türkiye halkları AKP-MHP iktidarına mahkum ve mecbur olmayacaktır. Çünkü yeni bir ittifak bloku var. Yeni tercihler, yeni siyaset alanları var. Bütün bunlarla birlikte önümüzdeki seçimlerde insanlar tercihini  yapacaktır. Ya aydınlıktan yana yeni yarınlardan yana bir tercih yapılacak ya da bu karanlık düzenin devamı için tercihte bulunulacak. Ama biz inanıyoruz Türkiye halkları aydınlıktan, barıştan, demokrasiden, adaletten ve yeni bir Türkiye’den yana tercihini mutlaka kullanacak ve AKP’yi mutlaka tarihin çöp sepetine gönderecek. 

Büyük bir zafer kazanacağımıza inanıyorum, bunun için çok çalışmalıyız

Bugün Kobanî Kumpas Davasında arkadaşlarımız bir kez daha konuşuyor. Ben buraya gelirken sizin hemşeriniz Sevgili Sırrı Süreyya Önder ile telefonla görüştüm. "Adıyaman'a senin memleketine gidiyorum" dedim. Kobanî Kumpas Davasında ifadesi olduğu için bugün buraya gelmedi ama en kısa zamanda Adıyaman'a geleceğini, sizlerle birlikte olacağını söyledi. Sevgili arkadaşlarım hepinize çalışmalarınızda başarılar diliyorum, hepimizin yolu açık olsun. Kazanacağımıza, büyük bir zafer kazanacağımıza yürekten inanalım. Buna göre çalışma yapalım. Ben Adıyaman halkına inanıyorum. Geçen dönemlere kıyasla çok daha yüksek oranda oy alacağımıza inanıyorum. Ama bunun için çalışmalarımıza devam edeceğiz. Gece gündüz çalışacağız. Kadınından erkeğine, yaşlısından gencine hep birlikte çalışacağız ve büyük başarıyı hep birlikte elde edeceğiz. Hepinize geldiğiniz için teşekkür ediyorum, önünüzde saygıyla, minnetle ve şükranla eğiliyorum.

26 Eylül 2022