Buldan: Kardeş Aile Kampanyasını başlatıyoruz; yalnız değilsiniz HDP yanınızda

Partimiz, Korona Virüsün ekonomik etkilerini azaltmak amacıyla Kardeş Aile Kampanyası başlattı. Kampanyanın duyurusunu Eş Genel Başkanımız Pervin Buldan partisinin sosyal medya hesapları aracılığıbaşlyla yaptı. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Buldan, şöyle konuştu:

Helin Bölek'in ölümünden iktidar sorumludur

Sözlerime başlarken, iki gün önce kaybettiğiniz Grup Yorum üyesi Helin Bölek’i saygı ve minnetle anıyorum. Sevgili Helin iki gün önce yaşama gözlerini kapattı. Sevgili Helin ve Grup Yorum üyeleri sadece sanatlarını yapmak için şarkılarını ve türkülerini serbestçe söylemek için, konserlerinin yasaklanmaması için açlık grevine başladılar. Daha sonrasında ölüm orucuna çevirdikleri eylemlerinin sonucunda Helin yaşama gözlerini kapattı. Bu ölümden elbette ki iktidarı sorumlu tutuyoruz. Helin ve arkadaşlarının talepleri yerine getirilmeyecek talepler değildi. Şarkılarını özgürce söyleyebilmelerinin, halkın içinde türkülerini rahatça söyleyebilmelerinin yasaklandığı bir dönemde Grup Yorum üyelerine böylesi bir baskıyı reva görenler Helin'in ölümüne neden olanlardır. Grup Yorum’a ve Helin'in ailesine başsağlığı diliyorum bir kez daha.

MYK toplantımızı bugün yine sabah itibariyle online olarak üzerinden gerçekleştirdik. Ben MYK toplantısına ara vererek bu açıklamayı yapıyorum. Toplantımızda hem Korona Virüs salgını ile mücadele yöntemlerini hem hükümetin bu dönemde yetersiz kaldığı konuları ve tabi ki Türkiye’nin gündeminde olan, salı günü Genel Kurul gündemine gelecek infaz yasasını bütün boyutlarıyla ele almaya çalıştık.

Ülkeler arası dayanışmanın önemli olduğu günlerden geçiyoruz

Korona Virüsün tüm dünyayı esaret altına aldığı bu dönemde yaşananlar, ölüm haberleri, pozitif vaka sayıları hepimizi üzen haberler. Tüm dünyada aslında gün geçtikçe korona salgınının çok daha boyutlandığı, ölüm sayılarının, pozitif vaka durumlarının gün geçtikçe arttığı bir dönemi yaşıyoruz. Amerika ve Avrupa'da her gün binlerce insanın yaşamını yitirdiğine tanıklık ediyoruz. Bu aynı zamanda ülkeler arası dayanışma ve yardımlaşmanın da önemli olduğunu göstergesidir.

Hükümetin bugüne kadar yaptıkları yeterli değil

Türkiye’de ölüm ve pozitif vaka sayılarının gün geçtikçe artması bizim de Türkiye toplumu olarak çok daha sıkı önlemler almamız gerektiğinin gösteriyor. Bugüne kadar yapılanların çok yeterli olmadığını, insanların hala caddelerde dolaştığını, aynı zamanda işlerine gitmek durumunda kaldıklarını görüyoruz.

Sosyal devlet olmadığı için insanlar çalışmak zorunda

Bugün sosyal bir devlet olmamamızdan kaynaklı insanlar geleceklerini düşünerek evlerinden çıkmak zorunda kalıyorlar. Çünkü kazanabilecekleri, çalışabilecekleri mekanların hala kapanmadığını, işçinin, emekçinin hala üretime devam ettiğini görebiliyoruz.

Yaşam durmalıdır, üretim durmalıdır, Türkiye tamamen eve kapanmalıdır

Bizler HDP olarak tüm Türkiye toplumuna "lütfen ama lütfen evde kalın" demek, bunu tekrar etmek istiyoruz. Yaşam durmalıdır, üretim durmalıdır. Türkiye tamamen eve kapanmalıdır. Türkiye hükümeti, devleti bir bütün olarak toplumuna bu güvenceyi verebilmelidir.

Türkiye'de vatandaşa güvence verilmiyor

Bakıyoruz Avrupa’daki örneklere ülkeleri yönetenler kendi vatandaşlarına yurttaşlarına evlerinizden çıkmayın biz sizlerin geleceğini garanti altına alıyoruz güvencesi verirken Türkiye’de bu güvencenin olmadığını, ülkeyi yönetenlerin vatandaştan para talep ettiğini ve vatandaşa sadece bir iban numarası verebildiğini görüyoruz.

Ne pahasına olursa olsun yaşamak için evlerinizde kalın, üretimi durdurun, işe gitmeyin

Ülkenin içerisinde bulunduğu acizliği, çıkmazı, Türkiye toplumuna bedel olarak ödettiği bir süreci yaşıyoruz. Sosyal güvencesi olmayan insanların iş yerlerine gittiğini, çalışmak zorunda kaldığını, evlerinde kalamadığını hep birlikte görebiliyoruz. Ancak biz HDP olarak Türkiye toplumuna bir kez daha şu çağrıyı yapıyoruz: Ne pahasına olursa olsun lütfen yaşamak için evlerinizde kalın, üretimi durdurun, çalışmayın. İş yerinize gitmeyin. Yaşamak için evlerinizde kalmaya devam edin. Türkiye toplumu bu çağrıyı mutlaka ama mutlaka almalı ve evlerinde kalmalıdır. Hükümetin bu cesaretsiz, bu moralsiz, kendi toplumuna güvence vermediği bu dönemde insanlar kendilerini güvence altına almalı karantinaya girmeli ve sosyal mesafesini kısıtlamalıdır.

Hükümet infaz yasasına ilişkin bildiğini okudu

Evet değerli arkadaşlarım, Türkiye’nin bir başka gündemi olan cezaevi gündemi de bize şunu gösteriyor ki cezaevlerinde olan insanlar en korumasız durumdaki insanlardır. Bugün ceza infaz kanunun cezaevlerini boşaltacağına dair algının yanlış bir algı olduğunu belirtmek istiyorum. Bu teklife ilişkin hükümet görüş ve düşüncelerimizi aldı ancak görüş ve düşüncelerimizi hiçbir şekilde bu yasaya yansıtmadı ve kendi bildiğini okudu.

İnfaz yasası tüm mahpusları kapsamalıdır

Bu yasa tüm cezaevlerinin boşaltılması gereken bir yasa haline gelmelidir. Cezaevleri en savunmasız, en korunmasız yerlerdir bizim gözümüzde. Cezaevlerinde binlerce insan var. Düşüncelerinden dolayı, yapmış oldukları açıklamalardan dolayı, siyaset yaptıklarından dolayı, yazdıklarından dolayı suçsuz, günahsız yere cezaevinde yatan binlerce insanın olduğunu biliyoruz. Bu insanların ölüme terk edilmemesi, cezaevlerinin ölüm mekanı olmaktan çıkarılması için bu yasanın eşit olması ve tüm mahpusları kapsaması acildir, elzemdir.

Cezaevlerinde yaşanacak bir ölümün altından hiç kimse kalkamaz

Bu yasa komisyondan taslak olarak bize getirilen haliyle çıktı ve bu şekilde Genel Kurul'a getirilecektir. Bir kez daha tüm siyasi partilere, milletvekillerine buradan seslenmek istiyorum; Genel Kurul'a geldiği andan itibaren de bu yasanın değişme imkanı vardır. Tüm tutuklu ve hükümlüleri kapsayacak bir şekilde bir yasanın çıkması için vicdani muhasebemizi yapmalıyız. Cezaevlerinden çıkacak en ufak bir olumsuzluğun ya da yaşanacak bir ölümün altından hiç kimsenin kalkamayacağını hepimizin bilincimize yerleştirmesi gerektiğini düşünüyorum. Yoksa cezaevlerinde yaşanacak ölümlerden hepimiz sorumlu oluruz.

Tüm cezaevleri boşaltılmalı, cezaevleri karantina merkezleri haline getirilmelidir

Hiçbir cezaevi ayrımı yapmadan, tutuklu ve hükümlü ayrımı yapmadan tüm cezaevlerinden bu yasa kapsamında boşaltılmalıdır. Cezaevlerinin birer karantina merkezi haline getirilmesini HDP olarak öneriyoruz ve bu teklifi sizlere iletiyoruz.

İnfaz yasa teklifinde değişiklik yapmak için geç değil

Cezaevlerinde binlerce insan var ve onların dışarıda bekleyen aileleri, çocukları, sevdikleri, milyonlar var. Bu milyonların gözü kulağı salı günü Genel Kurul'a gelecek infaz yasasında.

Bu infaz yazasında bir değişikilik yapmakta hala geç kalmadığımızı özelliklere belirtmek istiyorum. Hala tüm toplumu kapsayacak, toplumun vicdanını rahatlatacak şekilde, adli ve siyasi hiçbir ayrım yapmadan, tüm tutuklu ve hükümlüleri kapsayacak şekilde bir düzenlemeye mutlaka ama mutlaka ihtiyaç var. Bu anlamda yapılan çağrılara mutlaka kulak verilmelidir. Cezaevlerindeki insanların yakınlarının çağrıları, yine Türkiye toplumunu vicdanlı insanlarının yaptığı çağrılar var. Aynı zamanda Avrupa Konseyi, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Parlamentosu’ndan yapılan çağrılarda da cezaevlerinin boşaltılması talep ediliyor. Bu çağrıların da mutlaka ama mutlaka dikkate alınması gerekiyor.

Sayın Öcalan risk grubundadır

Bir diğer önemli mesele elbette ki, İmralı Cezaevi’dir. İmralı Cezaevi’nde sadece Sayın Öcalan’ın kaldığı değil aynı zamanda başka tutuklu ve hükümlülerin de olduğu bir cezaevi. Sayın Öcalan da bir risk grubundadır. Hem yaşı itibariyle hem de İmralı Cezaevi’ndeki koşullardan kaynaklı kronik rahatsızlıkları nedeniyle risk grubunda olan insanların içerisindedir.

Dolayısıyla mutlaka ama mutlaka oradan bir bir sesin, bir görüntünün Türkiye toplumuna ulaşması gerekiyor. Telefon hakkının sayın Öcalan’ın da kullanabileceği şekilde düzenlenmesi, ailesi ile görüntülü telefon hakkını kullanması ama aynı zamanda İmralı Cezaevi’ne bağımsız bir sağlık heyetinin gitmesi, orada tetkikleri yapması ve oradan haberlerin Türkiye toplumuna ulaşması oldukça önemlidir.

Asla umutsuz olmayın

HDP olarak sizlere şunu söylüyoruz: Asla umutsuz olmayın, asla karamsarlığa kapılmayın, umut ve cesaret bu süreçte hepimizin sarıldığı bir kavram olmalıdır. Cesaretli olmalıyız, kaygıya kapılmamalıyız, umutlu olmalıyız ve bu günleri kolaylıkla aşacağımızı mutlaka ama mutlaka bilmeliyiz.

Kardeş Aile kampanyasını başlatıyoruz

HDP olarak yeni bir dayanışma kampanyası örgütledik. İhtiyaç sahibi olan her insana, ihtiyaç sahibi olan her kesime mutlaka ulaşmanın yol ve yöntemlerini arayıp bulmak ve bu insanlara bir şekilde ulaşmak bizlerin gündeminde olan bir meseledir. Bu kapsamda Kardeş Aile Kampanyası’nı bugün itibariyle başlatmış oluyoruz. Bu bir dayanışma ve birlikte olma kampanyasıdır. Buradan kampanyamızın sloganı olan ‘Bizler Paylaşıyoruz Bizler Dayanışıyoruz' sloganını tüm Türkiye’ye iletmek istiyorum.

Sloganımız: Bizler Paylaşıyoruz Bizler Dayanışıyoruz

Kendi binanızda ihtiyaç sahibi olan insanlarla paylaşın, mutlaka dayanışın. Kendi sokağınızda ihtiyaç sahibi olan insanlarla dayanışma içerisinde olun. Kendi mahallenizde dayanışma içerisinde olun. Kendi kentlerinizde, ilçelerinizde ihtiyaç sahibi olan insanlarla paylaşın.

Bu süreçte, böyle bir kampanyaya, dayanışmaya ve birlikteliğe ihtiyacımız var. Bu dayanışma bizleri ayakta tutacak olan bir dayanışmadır. Bu dayanışma bizlerin gelecekte birbirine olan güvenini, birbirine olan umudunu, birbirine olan bağlılığını bir kez daha pekiştirecek olan bir kampanyadır. Evet, Bizler Paylaşıyoruz Bizler Dayanışıyoruz. Hem milletvekili grubumuz hem MYK üyelerimiz hem de il ve ilçe örgütlerimiz halkımıza ulaşarak bu kampanyayı çok hızlı bir şekilde büyütecek.

Yalnız değilsiniz HDP sizin yanınızda

Hükümet, HDP’nin her türlü kampanyasını engelleyerek bunun önüne geçmek istemektedir. Bizler, belediyelerimiz aracılığıyla yapacağımız örgütlenme kampanyasını, dayanışma kampanyasını bugün itibariyle gerçekleştiremiyoruz. Çünkü hükümetin önümüze koymuş olduğu bir engel var, bir yasaklama var. Ancak bizler sizlere ulaşabilmenin yol ve yöntemlerini arıyoruz ve buluyoruz. Bu yöntemlerle sizlere mutlaka ulaşacağımızı buradan bir kez daha ifade ediyoruz. Yalnız değilsiniz, umutsuz da olmayın. Yalnız değilsiniz HDP sizin yanınızda. Genciyle, kadınıyla, yaşlısıyla il ve ilçe örgütleriyle, milletvekilleriyle, MYK’sıyla ve farklı kurullarıyla halkımızın yanında olmaya devam edeceğiz.

Bugünler geçecek sağlıklı günlere kavuşacağız

Bu dayanışmayı büyüteceğimizin, bu dayanışma ile birlikte bu zor günleri aşabileceğimizin inancını yürekten paylaşıyorum. Evet bugünler de geçecek. Bu günler mutlaka ama mutlaka geçecek. Bizler sağlıklı günlere, sağlıklı yarınlara bu dayanışma duygularımızla birlikte gireceğiz. Sağlıklı günlere yakında kavuşacağımız umuduyla, hepinizi bir kez daha selamlıyorum.

5 Nisan 2020