Buldan: Ülkenin dört bir yanında felaket var, iktidar sadece seyrediyor

Eş Genel Başkanımız Pervin Buldan, “HDP’liyiz Her Yerdeyiz” programımız kapsamında Bingöl’deydi. DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, MYK üyelerimiz Alican Önlü, Ömer Önen, Ekoloji Komisyonu Eş Sözcümüz Menekşe Kızıldere, milletvekillerimiz Hişyar Özsoy ve Erdal Aydemir ile PM üyelerimizin eşlik ettiği Buldan, Bingöl’de kalabalık bir grup tarafından coşkuyla karşılandı. 

Bayındır: Tecrit ve inkar politikalarından vazgeçin

Buldan’dan önce Kürtçe bir konuşma yapan DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır yaşanan gelişmelerin önemine işaret ederek, “AKP tarafından halkımıza zulüm uygulanıyor, halkımızın iradesi kırılmak isteniyor. Halkımızın özgürlük yürüyüşünü engellemek istiyorlar. Ama biz Kürdistan’da sokak sokak geziyoruz. Halkımız tarihi bir duruş sergiliyor. Bu tarihi duruşu bugün burada Bingöl’de de gördük. Halkımızın bu duruşu özgür geleceği şekillendirecektir. Diyoruz ki bu yüzyıl Kürtlerin yüzyılıdır ve hiç kimse bunu engelleyemeyecektir” şeklinde konuştu. “Kürt halkına ne kadar saldırırsanız saldırın halkımız geri adım atmayacaktır” diyen Bayındır, Kürt sorununda çözüm adresinin Öcalan olduğunu belirterek “Sayın Öcalan bunu 2013-2015 yılları arasında gösterdi. O yüzden tecrit ve inkar politikalarından vazgeçin. Halkımız çözüm istiyor” diye konuştu.  

Daha sonra Bingöl İl Binamız önünde toplanan kitleye hitaben konuşan Buldan şunları söyledi:

Sevgili halkımız, hepinizi sevgiyle selamlıyorum. Hun bi xêr hatine ser seran ser çavan hatine. Hepinize en derin sevgilerimi ve saygılarımı sunuyorum. Bugün burada olmaktan, sizlerle bir arada olmaktan büyük bir onur ve gurur duyduğumu ifade etmek istiyorum. Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. 

Bingöl deyince benim aklıma birçok insan gelir. Ama yol arkadaşım, birlikte mücadele ettiğim ancak şu an Sincan Cezaevinde olan İdris Baluken’in bu mücadeleye kattığı büyük değerlerin, büyük emeklerin olduğunu biliyoruz. O şu an haksız bir şekilde cezaevinde ve iradesi, özgürlüğü gasp edilmiş durumda. Buradan İdris Baluken’e binlerce selam gönderiyoruz. İdris Baluken’in barış istemekten başka, bu ülkeye demokrasiyi, insan haklarını, adaleti, Kürt sorununun çözümüne katkı sunmaktan başka yaptığı bir şey yok. Birlikte barış ve müzakere sürecinde yol arkadaşlığı yaptığım İdris Baluken bunları yaptığı ve bu mücadeleyi verdiği için cezaevine gönderildi.

Masayı deviren AKP hükümetidir

Barış ve müzakere süreci bu ülkenin en onurlu süreçlerinden biriydi. O süreçte hep birlikte bu ülkeye adalet gelsin diye, Kürt sorunu çözülsün diye, barış gelsin diye aylarca ve yıllarca bütün gücümüzle bu mücadeleye omuz verdik, bu mücadele için çaba sarf ettik. Ancak o sürecin kıymetini bilmediler, o masayı devirdiler. O masayı devirmekle de bu ülkede bir kez daha çatışmalı bir sürecin önünü açtılar. O masayı deviren bu ülkenin iktidar partisi AKP'dir. Bunu herkesin çok iyi bilmesi gerekiyor.

Tecrit artık her insana uygulanıyor

O masa devrilmemiş olsaydı barış ve müzakere süreci ortadan kalkmamış olsaydı ne İdris Baluken ne Selahattin Demirtaş ne Figen Yüksekdağ ne Sebahat Tuncel ne Gültan Kışanak bugün cezaevinde olacaktı. O masa devrilmemiş olsaydı bugün bu ülke tecritle yönetiliyor olmayacaktı. O masanın devrilmesiyle birlikte bu süreçte rol alan ve mücadele verenler, bu mücadelenin başarıya ulaşması için emek verenler ne yazık ki cezaevine gönderildi ve bu ülkeye tecrit hakim oldu. Tecrit sadece İmralı'da değil. Sadece Sayın Öcalan üzerinde de değil. Bugün artık tecrit ülkenin her yerinde, her kentinde, her sokağında, her mahallesinde, her insana uygulanıyor. 

Ülkenin dört bir yanında felaket var, iktidar sadece seyrediyor

Bugün Kürde, Aleviye, kadına, ülkelerinden kaçan mültecilere, sığınmacılara, ülkede dini, dili, ırkı, mezhebi AKP’den farklı olanlara, AKP gibi düşünmeyen ve hareket etmeyenlere düşmanlık politikası izleyen bir zihniyet ile karşı karşıyayız. Bu ülke şu an felaketlerle mücadele ediyor. Ülkenin dört bir yanında felaketler var, seller var, orman yangınları var. İnsanlar yaşamını yitiriyor, ırkçı saldırılar var, Kürtler katlediliyor. Bu ülkeyi yönetenler sadece bu manzarayı seyrediyor. Buna müdahale edecek ne güçleri ne iradeleri var ne de bunun için kafaları çalışıyor. Tek bildikleri şey Kürde nasıl düşmanlık edebilirim, bu ülkede barış isteyenleri nasıl cezaevine gönderebilirim, mültecileri nasıl bu ülkeden gönderebilirim, ırkçı saldırıları nasıl teşvik edebilirim. İşte uğraştıkları tek şey bu. Bir de HDP’yi kapatmak için yol ve yöntem için bulmaya çalışıyorlar.

Kapatma dosyasında tek bir doğru yok

HDP hakkında, HDP’nin her bir üyesi hakkında, milletvekilleri hakkında yalanla, dolanla, adaletsiz hukuksuz bir şekilde dosyalar hazırladılar. Bir kapatma davası açtılar. Bu kapatma dosyasında tek bir doğru yok. Bütün yalanları o dosyanın içerisine koyup HDP’ye iftira atarak bir kapatma davası açtılar. Şunu Türkiye’yi yönetenlerin çok iyi bilmesi gerekiyor; HDP bir binadan ibaret değildir, kapısına kilit vurulacak bir parti asla değildir. Biz HDP’yi asla kapattırmayacağız. HDP’yi kapatmak isteyenlerin hevesleri kursaklarında kalacak. HDP yeni doğmuş bir bebek değil. HDP bu ülkede filizlenmiş, bu topraklarda can bulmuş gittikçe büyüyen çoğalan, bu ülkeye umut veren bir parti haline gelmiştir. HDP’yi kapatmak kolay değildir. HDP’ye oy veren her bir insanın HDP’ye sahip çıkacağını herkesin çok iyi bilmesi gerekiyor.

Halkın yanında olan bir cumhurbaşkanı yok, halkın kafasına çay atan bir cumhurbaşkanı var

Sevgili yoldaşlarım, sevgili Bingöl halkı. Ülkenin dört bir yanında felaketler var. Başkale ve Karadeniz’de de sel felaketi bugün ülkenin en önemli gündemlerinden bir tanesi. Kastamonu’da onlarca kayıp var. Bugün Cumhurbaşkanı Kastamonu'ya gidiyor, oraların yaralarını sarmaya gidiyor denildi. Ama biliyoruz ki oranın yaralarını sarmaya gidecek bir cumhurbaşkanı yok. Bu ülkede yaşanan felaketlerde halkımızın yanında olan bir cumhurbaşkanı yok. Bütün felaketlerde gidip oradaki halkın kafasına birer paket çay atmaktan başka hiçbir işe yaramayan bir cumhurbaşkanı var. 

Yangın söndürme uçağı yerine savaş uçağı aldılar

Yine yanan ormanlarımız var. Orada canlılar yaşamını yitirdi. Ancak hükümet sadece seyretmekle kaldı. Savaş uçaklarına yatırılan paralarla, savaş politikalarına yatırılan paralarla bu ülkede çıkan yangınları söndürmek için onlarca uçak alınabilirdi. Ama onlar paraları yangın söndürme uçakları değil savaş uçakları almaya ayırdılar. Bu ülkenin bütün gelirleri, kaynakları savaş politikalarına ayrılıyor. Onun için bu ülkenin ekonomisi bugün iflas etmiş durumda. Her felakette aynı acı yaşanıyor.

Savaş politikalarına parlamentoda evet diyen partiler tutumlarını gözden geçirmeli

Pandemi döneminde hatırlarsınız Türkiye halkları baş başa bırakıldı. Pandemide işçinin, esnafın, işverenin hali ortada. Onlar da bu pandemiden dolayı şu an büyük bir mağduriyet yaşıyorlar. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi iki gün önce Ankara’da mültecilere bir saldırı gerçekleştirildi. Mültecilerin bulunduğu yerde dükkanlar yağmalandı, insanlar darp edildi. Bu insanlar bu ülkeye sığınmacı olarak geldiler. Geliş sebepleri kendi ülkelerindeki savaşlardır. Hiç kimse kendi ülkesi güllük gülistanlık iken ülkesini terk edip başka bir yere gitmez. Ama Suriye'de de Afganistan'da da savaşlar olduğu için Afganlar da Suriyeliler de bizim ülkemize sığınmacı olarak geldiler. İlk başta bu savaş politikalarını irdelememiz gerekiyor. Savaş politikalarına parlamentoda evet diyen partilerin bu tutumlarını bir kez daha gözden geçirmesi gerekiyor. Sizler parlamentoda savaşlara, tezkerelere evet derseniz o ülkelerde çıkan savaşlar sonucunda insanlar ülkelerini terk edip başka ülkelere gitmek zorunda kalıyorlar. Bizim ülkemize de milyonlarca insan geldi. 

Görevimiz mültecilere insanca yaşam hakkı tanımak, savaş bitince ülkelerine geri göndermektir

Bizim görevimiz onlara insanca yaşam hakkı tanımak ve sonunda güvenli bir şekilde, ülkelerindeki durum düzelir düzelmez kendi ülkelerine göndermektir. Onları darp etmek değil, dükkanlarını yağlamak, onları dövmek, onlara hakaret etmek değil. Bu AKP hükümetinin zihniyetidir. Biz bu zihniyete karşıyız. HDP; insanın yanındadır, mazlumun yanındadır, acı çekenin, inkar edilenin yanındadır. 

Düşmanlıktan başka bir şey yapmayan AKP ve MHP’nin miadı dolmuştur

Şimdi hepimizin görevi nerede bir felaket varsa oradaki yaraları sarmaktır. Biliyorsunuz Konya’da ırkçı bir saldırı gerçekleşti ve bu saldırı sonucu 7 Kürt yaşamını kaybetti. Kürtler yıllardır acı çekiyor. Yıllardır gözyaşı döküyor ama en fazla acıyı, bedeli AKP’nin iktidar olduğu bu dönemde yaşadı. Onun için diyoruz; artık AKP’nin miadı dolmuştur ve onları göndermek için seçimleri bekliyoruz. Onlar da gideceklerini biliyorlar. Artık son demlerini yaşadıklarını görüyorlar ve biliyorlar. Yapılan bütün anketlerde AKP ve MHP’nin oy kaybettiği görülüyor. Çünkü bu iki ortak parti bu ülkede Kürde, kadına, Aleviye, HDP’ye düşmanlık yapıyor. Düşmanlıktan başka bir siyaset izlemiyorlar. Onun için seçimleri dört gözle bekliyoruz. Biz inanıyoruz ki Türkiye halkları da yapılacak ilk seçimde AKP’yi yolculayacak ve bu ülkede demokratik bir yönetimin inşasını mutlaka ama mutlaka gerçekleştirecek.

AKP’nin sonu Kürt sorununu çözmediği için çözülmektir, yok olmaktır

AKP’nin gidiş sebeplerinden biri de Kürt sorununu çözmemesidir ve tarihe böyle geçecektir. Her zaman söyledik bir kez daha söylüyoruz: Kürt sorununu çözmeyen iktidarların çözülme ve bu ülkeyi terk etme gibi bir gelenekleri var. Geçmişte de iktidar olan partiler Kürt sorununu çözmedikleri için kendileri çözüldüler, bir bir tarihin çöp sepetine gittiler. AKP’nin sonu da budur; Kürt sorununu çözmediği için çözülmektir, yok olmaktır ve gitmektir.  

Ülkenin dört bir yanını gezmeye ve ezilenlerin yanında olmaya devam edeceğiz 

Sevgili Bingöl halkı, HDP’liyiz Her Yerdeyiz programımızın bugünkü durağında sizlerle bir araya geldik. Geldiğiniz için hepinize teşekkür ediyorum. Hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın. Karamsarlığa asla kapılmasın. Bu ülkede HDP olduğu sürece, HDP var olduğu sürece hiç kimse kendisini yalnız hissetmesin, sahipsiz zannetmesin. Biz her yerdeyiz, her yerde olmaya devam edeceğiz. Nerede bir ezilen, yok sayılan, inkar edilen varsa, nerede bir kadın katlediliyorsa, gençlerin ellerinden işleri alınıyorsa, geleceğe umutla bakamıyorlarsa işte orada HDP vardır. HDP oradadır. Yarın Batman’da olacağız. Sonra Şırnak’a gideceğiz ve sonrasında da ülkenin dört bir yanını gezmeye devam edeceğiz. Biz her yerdeyiz siz de bizimle birlikte olmaya devam edin. Ta ki bu ülkeye barış gelene kadar, bu ülkeye demokrasi gelene, adalet gelene kadar. İdris Baluken, Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Gültan Kışanak, Sebahat Tuncel arkadaşlarımız özgürlüklerine kavuşana kadar biz bu yola çıktık. Bu yolu sonuna kadar yürümeye devam edeceğiz. Başaracağımıza ve kazanacağımıza inanıyoruz. Bu başarı hepimizin başarısı olacak. Bu başarı Bingöl halkının da başarısı olacak. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Yolunuz, yolumuz açık olsun!

13 Ağustos 2021