Buldan Urfa’da: Herkes bir an önce istifa etmenizi bekliyor, neyi bekliyorsunuz!

Eş Genel Başkanımız Pervin Buldan, DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Kürt siyasetçi Ahmet Türk ve milletvekillerimizden oluşan heyet, Urfa’da kriz koordinasyon merkezimizin çalışmalarına katıldı. Birecik, Suruç ve Urfa merkezdeki deprem bölgelerinde yürütülen çalışmalara katılan Buldan, Türk ve Öztürk, Birecik’teki yardım merkezinde açıklama yaptı. 

Ahmet Türk: Halklar birbiriyle kucaklaşırken, iktidar halkla diyalog kuranları tehdit ediyor

Çok canımızı kaybettik. Kaybettiğimiz canlara Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Ancak görebildiğimiz kadarıyla bu felaketin üstüne bir de iktidar ve devletin felaketi eklendi. Eğer devletin engellemeleri olmasaydı inanın ki halkımız büyük bir dayanışma içinde birbirini sahiplenerek yaralarını sarabilir, birçok insanı sağ çıkarabilirdi. Ancak iki gün devletin ortada olmaması ve sonrasında STÖ’lere müdahale etmesi maalesef ölümlerin artmasına neden oldu. Duyarsız bir devletin halka gördüğü reva budur. İnanıyoruz ki, geleceği bütün acılara rağmen en doğru şekilde kurabilmek için hepimiz canla başla çalışacağız. Sivil toplum örgütlerinin, partimiz HDP’nin her yere birinci günde yetişmiş olması, bizler açısından çok önemlidir. Sivil toplum örgütlerimiz, dost partilerimiz ve gerçekten yüreği yanan insanların ilk günden harekete geçmesi bizi mutlu etmektedir. Halkların birbiriyle kucaklaştığı bir süreci de yaşadık. Ama bugün bile sivil toplum örgütlerini, halkla diyalog kuranları tehdit eden bir mantıkla karşı karşıyayız. Geçen gün AKP Sözcüsü Ömer Çelik, “Biz her şeyi not alıyoruz” diyor.  Hala halkı tehdit eden, can kurtarmak isteyenleri tehdit eden bir devletle karşı karşıyayız. Bugün Birecik’te hasarlar var. 19’a yakın insanımız yaşamını yitirdi, onlara Allah’tan rahmet diliyoruz. Diğer yerlere göre daha az bir ölümle karşı karşıyayız. Keşke hiçbiri olmasaydı. Ama sonuç olarak Adıyaman, Maraş, Hatay, Pazarcık, Elbistan’a ve diğer yerlere baktığımızda, bu tabloya şükürler edecek hale geldik. Eğer devlet bugün görevini yapmak istiyorsa; halkla ve sivil toplum örgütleriyle birlikte, gerçekten bu işin altından kalkabilecek yurttaşlarımızla birlikte geleceği inşa edecek bir çalışma içinde olmalıdır. Ama görüyoruz ki böyle bir anlayış yok. Tekrar bütün yaşamını yitirenlere Allah'tan rahmet diliyorum. 

Berdan Ozturk: Bi pereyên ku pê êrişê kurdan dikin dikaribûn avahiyên saxlemtir ava bikirana 

Kedkarên çapemeniyê, em jî wekî KCD’ê îro li Bîrecikê ne. Li vir avahiyek tenê hatiye hilweşandin û 19 insanên me di vê bînayê de jiyana xwe ji dest dane. Em rihmetê ji wan re dixwazin, ji malbat û gelê xwe re sersaxiyê dixwazin. Ev erdhej cara yekemîn nîne gelek caran li vê herêmê erdhej pêk hatiye. Em baş dizanin evqas mirovên me ku jiyana xwe ji dest dane sedema vê ev pergala desthilatdar e. Tedbîr negirtina wan e, mudaxele nekirina wan e. Ji ber vê yekê berpirsiyar e. Yên ku neyartiya gelê Kurd dike, yên ku di 7 salan de hemû derfetên dewletê li dijî gelê Kurd bi kar anîn bi wan pereyan dikarîbûn bînayên bihêz çêkirina. Evqas mirovên me mexdûr nedibûn. Serê gelê me sax be.

Buldan: Hala iktidarın gitmediği bölgeler, giremediği köyler var

Öncelikle hepimize büyük geçmiş olsun. Depremin yaşandığı kentlerden Urfa’dayız, Urfa’nın Birecik ilçesindeyiz. Urfa diğer şehirlere göre, yıkımın ve can kaybının az olduğu bir kent. Ahmet Abi’nin de ifade ettiği gibi keşke hiç olmasaydı. Urfa’da 20’ye binanın yıkıldığı, 300’e yakın insanın yaşamını yitirdiği bilgisini aldık. Bu sayıların resmi sayılar olduğunu, yıkımın ve can kaybının çok daha fazla olduğunu hepimiz biliyoruz. Depremin yaşandığı bütün kentlerde yüz binlerce insanın yaşamını yitirdiği gerçeğinin de farkındayız. Her ne kadar sayılar 30 binin üzerinde, 40 bine yakın olsa da, biz bu sayının çok daha fazla olduğunu biliyoruz. Çünkü hala enkazların altında insanlar var. Depremin olduğu ilk günden itibaren bütün kurullarımızla birlikte depremzedelerle olmaya çalıştık. Onların yaralarını sarmaya çalıştık. Onların soğuktan ve açlıktan, en fazla da acıdan en az etkilenebileceği bir süreci yaratmaya çalıştık. Ve Adıyaman’da, Pazarcık’ta, Maraş’ta, Elbistan’da, yine Antep’te, Hatay’da ve burada ilk iki gün AKP-MHP iktidarının olmadığını hepimiz biliyoruz. İnsanlar yaralarını dayanışarak sarmaya çalıştı, bir nebze de olsa hafifletmeye çalıştı. Ancak şunu ifade etmek isterim. Sadece ilk iki gün değil hala iktidarın gidemediği giremediği köyler var. Oralarda hala enkazların altında insanlar. İlk günden beri şunu söyledik. Gönüllüler, HDP’liler, STÖ’ler, meslek örgütleri ve kendisine insanım diyen herkes depremzedelerle birlikte olmaya çalıştı. Ancak bizlerin yanında olmayan, depremzedelerin yanında olmayan iktidar 3 günden sonra ortaya çıktı ve bu sefer engellemelere başladı.

AKP hükümeti ile halk arasında büyük bir fay hattı oluştu

Kayyım anlayışı başından beri bu ülkenin yöneticilerinde var. Belediyelere atanan kayyımlar, üniversitelere atanan kayyımlar yetmedi bu sefer dayanışma gösterilen, depremzedelerin ortak yaşam alanı olan yardım malzemelerinin boşaltıldığı yerlere kayyımlar atadılar. En üzücü olanı da bağış toplamak adıyla iki gün önce bütün kanallarda ortak yayın yapıldı. İnsanların acısı üzerinde tepinen bir iktidar gördük. Bu yapılan bağışların nereye gideceğinin takipçisi olacağımızın sözünü veriyoruz. Geçmiş dönemde yaşanan deprem bağışlarının nereye gittiğini hiç kimse bilmiyor. Ama bu son toplanan bağışların biz takipçisi olacağız. Bugün AKP hükümeti ile halkımız arasında büyük bir fay hattı oluştuğunu söylemek isterim. Büyük bir öfke var; yapılan yardımların engellenmesine öfke var, enkazların altında insanların kalmasına öfke var. Canlarını kurtarıp soğuktan ve açlıktan mağdur olan insanların öfkesi var. Bu öfke AKP’nin seçimlerde gitmesine mutlaka sebep olacaktır.

Binlerce insan hayatını kaybetti, tek bir yetkili istifa etmedi

Bu ülkeyi yönetemiyorsunuz, yönetemediğiniz için bu tablodan birebir sorumlusunuz. Binlerce insanın yaşamını yitirmesine rağmen tek yetkilinin bile istifa etmediği bir iktidar ile karşı karşıyayız. Herkesin sorumlu olduğu, bütün bakanların ve Cumhurbaşkanının kayıplardan sorumlu olduğu bir dönemde hiç kimse o koltuktan kalkma ve istifa etme cesaretini gösteremedi. Çünkü onların düşüncesi Türkiye halkları değil, Aleviler ve Kürtler değil. Sadece kendi iktidarlarını ve geleceklerini düşünen bir iktidarla karşı karşıyayız.

Herkes bir an önce istifa etmenizi bekliyor

Depremde yaşanan can kayıplarına ilişkin timsah gözyaşları dökmelerine gerek yok. Hiç kimse onlardan gözyaşı dökmelerini beklemiyor. Hiç kimse onlardan TV’lere çıkıp şov yapmalarını istemiyor. Herkesin bir tek isteği var; bir an önce hepsinin birlikte istifa etmesi. Bu kadar açık ve net konuşuyoruz. Neyi bekliyorsunuz? Enkazın altından binlerce insanın daha çıkmasını mı bekliyorsunuz istifa etmek için? İnsanda biraz vicdan olur, insanda biraz yüz olur! Siyaseten de vicdanen de ahlaken de yapılması gereken tek şey istifadır.

Bu halk sizi gönderecek, bizler ortak mücadeleyle bu yaraları saracağız

Siz bırakın bu halk dayanışarak yaralarını zaten sarar. Bu yaraları sarmak için sizin timsah gözyaşı dökmenize gerek yok. Şunu bilin, gideceksiniz. Bu halkın öfkesi ve yaşadığı acılar sizi gönderecek. Bu halkın yapacağı elbette çok şey var. Ama bununla birlikte bütün siyasi partilerin, sivil toplum örgütlerinin, meslek örgütlerinin, kendisine insanım diyen herkesin ortak mücadelesiyle bu yaraları sarmaya gücü de var yetkisi de var kararlılığı da var. Bir kez daha Urfa ve diğer illerde yaşamlarını yitiren bütün insanlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyorum. Evlerinde, hastanelerde, çadırlarda yaralı olan ve iyileşmeyi bekleyen bütün insanlarımıza acil şifalar diliyorum. Söz veriyoruz; bu yaraları birlikte saracağız, bu yıkılan kentleri birlikte inşa edeceğiz. 

18 Şubat 2023

Etiketler: #deprem , #maraş depremi