
Binlerce yıllık tarihi ve kültürü sular altında bırakacak olan Ilısu Barajı'nı protesto etmek amacıyla Ekoloji Komisyonu üyelerimiz, Eş Genel Başkan Yardımcılarımız Hişyar Özsoy ve Murat Çepni ile milletvekillerimiz Ayşe Acar Başaran, Dersim Dağ, Erdal Aydemir, Feleknas Uca, Hüseyin Kaçmaz, Mehmet Tiryaki, Meral Danış Beştaş, Necdet İpekyüz, Nuran İmir, Semra Güzel ve Züleyha Gülüm Ilısu Köyü'ne gitmek istedi.
Ancak kolluk güçleri yoğun güvenlik önlemleri alarak bir çok yerde vekilleri ve bölgeye gitmek isteyenleri engelledi. Baraj bölgesine sadece vekillerin gitmesine izin verileceği için, Milletvekillerimiz jandarma ablukasında kısa bir açıklama yaptı. Burada konuşan Ekoloji’den Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcımız Murat Çepni şunları söyledi:
HDP milletvekilleri il ve ilçe örgütleri olarak Ilısu’da yapılmak istenen barajla ilgili bir basın açıklaması yapmak için bugün buradayız. Fakat baraja gidişimiz engellenmiş durumda. Sadece vekiller gidebilir dedikleri ve biz buradaki herkesle topluca gitmek istediğimiz için açıklamayı burada yapmak zorunda kaldık.
İnsanlığa karşı sorumluluğumuz engelleniyor, bu bir zorbalıktır
Biz insanlık tarihine karşı olan sorumluluğumuzu yerine getirmek için buradayken ve kolluk kuvvetlerinin bizim bu açıklamamızın önündeki bütün engelleri kaldırması, bize kolaylık sağlaması gerekirken tam tersine engelliyor. Aslında burada çok daha büyük bir kalabalık olacaktı. Yarın da yine Dicle’de suya atlama etkinliği yapılacak. Fakat kolluk kuvvetleri barajı yapan şirketin önündeki bütün engelleri kaldırırken bizim burada bu basın açıklamasını yapmamızı engelliyor. Biz bunu buradan protesto ediyoruz. Bu engeller tarihimize, kültürümüze karşı yapılan bu cinayet girişimlerinin önünde olmalıdır. Halkın demokratik tepkisinin önünde değil. Biz vekillerin yapmak istediği bu eylemin engellenmesi kanunsuz ve hukuksuzdur. Bir zorbalıktır.
12 bin yıllık insanlık tarihi yok edilmeye ve silinmeye çalışılıyor
12 bin yıllık bir tarihten bahsediyoruz. 12 bin yılda Perslerden, Artuklulara, Osmanlı’ya kadar çok sayıda medeniyetin bir birini büyüttüğü Hasankeyf medeniyeti bugün sular altında bırakılmaya çalışılıyor. Ilısu barajı ile 12 bin yıllık insanlık tarihi sular altında bırakılmaya ve yok edilmeye çalışılıyor. Bugüne kadar 2 kez saldırıya uğradı burası, tümüyle yerle bir edildi Moğollar tarafından. Fakat burası kendisini toparlayabildi. Ancak AKP hükümeti tarafından burası tümüyle yok edilmek isteniyor. Burası bırakın yok edilmeyi, daha açığa çıkarılmamış arkeolojik kalıntılarla dolu. Yani iktidarın görevi bunları açığa çıkarmaya çalışmaktır. Oysa tam tersini yapmaktadır. Burada endemik bitkiler, hayvan yaşamı var. Bu projeyle Dicle yok edilmeye çalışılıyor. Binlerce yıllık Dicle ekosistemi yok edilmek isteniyor.
Hiçbir iktidar bu konuda tek başına inisiyatif kullanamaz, karar veremez
12 bin yıllık bir tarih için, insanlığın kültürel birikimi için hiçbir iktidar tek başına karar veremez. Bu birikim hangi ülkenin sınırlarında ise o ülkenin inisiyatifinde olamaz, o iktidar insanlık tarihi için karar veremez. Burası için karar verecek tek merci tüm dünya insanlığıdır. Başta da saydığım gibi üzerinde çok sayıda medeniyet yaşamış ve bir kültür mirası biriktirmiştir. Oysa AKP kendi renksizliği ile bütün renklere savaş açmıştır. Tarihi kendi ideolojik arka planı ile başlatmış ve onun dışında bütün tarihi yok etmeye çalışıyor. Onlar için varsa yoksa para, beton ve inşaat. Paraya tahvil etmedikleri hiçbir şey onlar için değer barındırmıyor. Hasankeyf'i yok etmek insanlığa karşı açılmış bir savaştır. Dolayısıyla biz bütün dünya halklarını buna tepki vermek üzere göreve davet ediyoruz.
13 Temmuz 2019