Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş, 7 Haziran'da gerçekleşecek olan genel seçimlerine ilişkin ittifak görüşmeleri için Kars Milletvekilimiz Mülkiye Birtane ile DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek ile birlikte Diyarbakır'da bazı Kürdistani parti ve oluşumların temsilcileriyle bugün bir araya gelecek. Sırasıyla Devrimci Demokrat Kürt Derneği (DDKD), Katılımcı Demokrasi Partisi (KADEP), Azadi Hareketi, Öze Dönüş Platformu ve Özgürlük ve Sosyalizm Partisi (ÖSP) yöneticileri ile gün boyunca yapılacak olan görüşmelerde seçime ilişkin tartışmalar yürütecek.

Demirtaş, bu görüşmeler öncesinde basın mensuplarının önceki gün YPG/YPJ'nin bilgisi ve katılımı ile Türk askerlerince Süleyman Şah Türbesi'ne düzenlenen operasyona ile demokratik diyalog ve çözüm sürecine ilişkin sorularını yanıtladı.

Demirtaş, Süleyman Şah Türbesi operasyonunun hükümetin Suriye politikasının başından beri yanlış ve hatalar üzerine inşa edilen bir dış politika olduğunu bir kez daha gösterdiğini ifade ederek sözlerine başladı ve IŞİD'in Türkiye için de tehdit olacağını defalarca dile getirdiklerini anımsattı.

'IŞİD, Türkiye'ye dönük tehditlerini artıracaktır'

Hükümetin IŞİD'e karşı mücadele konusunda bugüne kadar net bir tutum almadığını belirten Demirtaş, şunları söyledi: "Şimdi geldiğimiz noktada görülüyor ki IŞİD, yavaş yavaş Türkiye'yi tehdit etmeye başladı. Bence bundan sonra daha fazla bir tehdit oluşturacak. Sadece Süleyman Şah Türbesi'yle de yetinmeyeceklerdir. Yapabilecekleri her yerde Türkiye'ye dönük tehditlerini artıracaklardır. Şimdi bu tehdide karşı hükümetin çok sağlıklı bir pozisyon alması lazım. IŞİD ve IŞİD zihniyetiyle mücadele konusunda bölgedeki demokrasi güçleriyle özellikle PYD ile işbirliğinin ne kadar önemli olduğunu görmesi lazım. Tam da işte IŞİD, Kobanê'ye saldırırken, askeri koridorun ne demek olduğunu işte Süleyman Şah koridorunda gördük. Eğer Kobanê'ye IŞİD saldırısının ilk günlerinde Türkiye üzerinde bir koridor açılsa ve Cizirê'den Kobanê'ye ilk günlerde askeri yardım yani Kürtlerin kendi arasındaki askeri yardımın gitmesi sağlansaydı, IŞİD ilk günlerde o topraklardan atılabilinirdi. Fakat gelinen noktada hükümetin sonuç itibariyle ortada büyük bir zafer varmış gibi işte Süleyman Şahı bir yerden bir yer taşımayı başarmışsa bundan büyük bir zafer çıkarmış gibi bir sunum yapmasını da doğru bulmuyoruz. Ortada belki siyasi ve askeri bir zafer de yok ama bu hatalardan ne kadar erken dönülürse o kadar doğru olacağını gösteren de bir ibretlik olay oldu.

'Rojava ve Türkiye ilişkisi sonsuza kadar düşmanlıklar ve korkular üzerine kurulamaz'

Bizce PYD burada aslında Türkiye ile aslında en ufak bir düşmanlık ilişkisinin olmadığını ve olamayacağını da ortaya koydu. Türkiye'nin dostu düşmanı iyi ayırması lazım. Oradaki PYD güçleri, orada yaşayan halk, Türkiye için tehdit yada düşman değil, tam tersine IŞİD, Türkiye'nin düşmanıdır. Buna göre dost düşman ayrımını iyi yapılarak bir ilişki, politika oluşturulmasında biz fayda görüyoruz. Umarım Türkiye ile resmi olarak PYD ve Rojava bölgesi arasında olması gereken ilişkinin gelişmesine yardımcı olur. Çünkü sonuçta Rojava ve Türkiye ilişkisi sonsuza kadar düşmanlıklar ve korkular üzerine kurulamaz. Karşılıklı ilişkilerin geliştirilmesini hep destekledik buna da olursa bu tür ilişkiler desteklemeye devam ederiz."

'Henüz somut bir şey yok!'

Demokratik diyalog ve çözüm sürecine ilişkin yöneltilen soruyu da yanıtlayan Demirtaş, "Ortak bir mutabakat üzerine açıklama noktasında gelinmedi. Çünkü hükümetin tek yanlı dayatması, hükümetin manipülasyonları nedeniyle ortak açıklama yapılamadı. Yoksa biz barış müzakerelerinin bir an önce başlamasını destekliyoruz. Bunun için çaba sarf ediyoruz. Türkiye halklarının bugün en acil ihtiyacının barış olduğunu bilinci ve sorumluluk göreviyle bu meseleye yaklaşıyoruz. Henüz ortaya somut bir şey çıkmış değil" ifadelerini kullandı.

HDP heyetinin sabah saatlerinde Kandil'e gittiğini hatırlatan Demirtaş, heyetin dönüşünün ardından Ankara'da tekrardan karşılıklı görüşmelerin yapılacağını söyledi. Demirtaş sonucun olumlu olması durumunda neticeleri paylaşacaklarını da dile getirdi.

Demirtaş, bu açıklamalarının ardından ilk olarak Genel Başkanı İmam Taşçıer başkanlığındaki DDKD heyeti ile basına kapalı olarak görüşme gerçekleştirdi.

DDKD ile yapılacak olan görüşmenin ardından KADEP Genel Başkanı Lütfi Baksi, AZADİ Hareketi sözcüsü Adem Geveri, Med Zehra, Öze Dönüş Platformu ve ÖSP temsilcileriyle görüşmeler gün boyunca basına kapalı olarak devam edecek.

23.02.2015