Cumhurbaşkanı adayı ve HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin Antalya Şaranpol Durukan Düğün salonunda halk toplantısı düzenledi. Toplantıya çok sayıda kişinin yanı sıra Antalya'ya bulunan STK temsilcileri de katıldı. Toplantıda konuşan Demirtaş, Türkiye'de insanlık ve demokrasi için mücadele edenlerin sürekli devletin tekçi ırkçı mantığıyla karşı karşıya kaldıklarını ifade ederek, "Bizler toplumda çoğu zaman toplumu-devleti bölmeye çalışan insanlar, guruplar, halklar olarak adlandırıldık. Şimdi geldiğimiz noktada çok iyi görülüyor ve anlaşılıyor ki asıl bu toplumu bölen şey devletin politikalarıdır, yani seksen yıldır bize uyguladıkları bütün politikalar toplumu bölmeye hücrelerine kadar parçalamaya dönüktü ve bunu maalesef önemli ölçüde başardılar" diye belirtti.

Yıllarca devletin medya aracılığıyla halkları bir birine düşürdüğünü belirten Demirtaş, "Bunu kendi eliyle başbakan, bakanların söylemiyle, yargının desteğiyle Türkiye'ye bu şekilde söylediler. Yıllarca 'Aleviler sapkın bir inanca sahiptir' diye Alevileri kötülediler, yakın zamana kadar yine 'müslümanlar rejim için tehdittir' diyerek onlar üzerinden bir kamplaşmaya kalktılar. Yıllarca kadın cinsiyet kimliğini yok saymak için kadını eşit birer yurttaş olarak kabul etmemek için onu kötülediler. Ermeni zaten halen küfürdür bu ülkede, Rum hakaret, Yahudi aşağılayıcı bir terimdir, Yezidi başbakanın da sık sık kullandığı bir hakaret sözcüğüdür. Yani şu anda devlet gibi düşünmeyen başbakan gibi düşünmeyen onun baktığı pencereden dünyaya bakmayan herkes bu ülkede insan yerine konulmayacak, mümkünse bu ülkeyi terk etmesi gereken 'yaratıklardır', bunların bakışı budur" şeklinde konuştu.

Devletin yaratmak istediği bu insan tipinin onuru elinden alınmış ruhu elinden alınmış et yığınından başka bir şey olmadığına dikkat çeken Demirtaş şöyle devam etti: "İnsan çünkü anadiliyle birlikte vardır, insan inancıyla birlikte vardır, insan onuruyla birlikte vardır, insanı diğer canlılardan ayıran şey budur. Biz statü için aday olmadık" dedi. "Elbetteki mücadelesinin içinde yetiştiğim Kürt Özgürlük hareketiyle gurur duyuyorum" diyen Demirtaş, katıldığı bir toplantıda bir kadının kendisine "sen daha Türk'üm diyemiyorsun nasıl cumhurbaşkanı olacaksın" dediğini hatırlatarak, "Türk olsaydım Türküm derdim. Ben Kürdüm ve bu kimliğimle Cumhurbaşkanı adayıyım, ancak ben sadece Kürt halkının adayı değilim. Bütün ötekileştirilen, yoksulların, emekçilerin ortak adayıyım. Ve ben cumhurbaşkanlığı seçimlerine sadece Kürtlerin hakkını korumak kollamak için girmedim tam tersine bütün bu halkların kimlikleri aynı derecede sahiplenecek bir anlayışla seçime girdim. Cumhurbaşkanlığı için Türk olmak gerekmiyor, eğer Türk olmak yeterliyse Kenan Evren 'Türküm' diyordu, yeterli miydi? Orada oturacak kişinin etnik kimliği önemli değil mezhebi, inancı önemli değil; vicdanlı mıdır, dürüst müdür, halktan yana mıdır bunlar önemlidir. Mesele bizim açımızdan bir seçimin ötesinde yeni yaşamı inşa etme meselesidir. Başbakan kimlik siyasetinin ırkçılığın daniskasını yapıyor, mezhepçilik yapıyor . Bizler kazanmış kesim olarak korku ve kaygılardan kurtulmuş olarak yolumuza devam edeceğiz Türkiye'nin buna ihtiyacı var hepimizin buna ihtiyacı var."

26.07.2014