Mardin Büyükşehir Belediyesi tarafından verilen iftar yemeğinde halk ve seçilmişler bir araya geldi. İftar yemeğine yüzlerce yurttaşın yanı sıra HDP Eş Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, Mardin Müftülüğünü temsilen Mehmet Ferhat Akkoyun ve Süryani Metropoliti Saliba Özmen, Mardin Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanları Februniye Akyol ve Ahmet Türk, HDP Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım, HDP Şırnak Milletvekili Selma Irmak, HDP yöneticileri, Barış Anneleri İnisiyatifi üyeleri, TUHAD-DER, MEYA-DER, STK temsilcileri, HDP ilçe yöneticileri ve Derik, Kızıltepe, Dargeçit, Artuklu, Savur, Ömerli, Mazıdağı ve Nusaybin belediye eş başkanları katıldı.

İftar yemeğinden önce bir konuşma yapan Mardin Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Ahmet Türk, Ramazan ayının dinler ve halklar arası diyaloga vesile olmasını diledi. Belediye çalışmaları hakkında da bilgi veren Türk, kısa zamanda sistem oluşturup, halk meclisleri, sivil toplum kuruluşları ve muhtarlarla ortaklaşarak halka hizmet edeceklerini ifade etti.

Cumhurbaşkanlığı seçiminin üç değil, iki aday arasında yaşanacağına dikkat çeken Türk, "Birinci aday AKP, MHP ve CHP'nin belirlediği sistem adaylarıdır. Onları tek aday saymak lazım. İkinci aday ise HDP'nin halkların, emekçilerin, inançların adayı Selahattin Demirtaş. Oylarımızı barışı sağlayacak olan anlayışın adayına vereceğiz'' diye konutu.

HDP'nin Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş ise, IŞİD çetecilerinin saldırılarına dikkat çekerek, Ortadoğu'da büyük bir barbarlığın yaşandığını söyledi. Demirtaş, bu yaşananlardan dolayı barışın en acil ihtiyaç olduğuna dikkat çekerek, "Mardin bugün kendi içinde iç barışı sağlayan büyük modeldir. Bugün burada inanç kesiminden kim varsa yıllardır barış içinde yaşadılar. Bu son derece örnek bir modeldir" dedi.

Dünyanın en zengin liderinin bugün Türkiye'yi yönettiğini ifade eden Demirtaş, devleti yönetenlerin halktan bir insanın olması gerektiğini söyledi. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin bunun için bir fırsat olduğunu belirten Demirtaş, "Karşımızda iki aday yok. Tek anlayış var. Bu anlayışa göre devlet kutsaldır. Bu anlayışa göre devlet babadır. Döver de sever de. Bizim anlayışımıza göre devlet hizmetkardır, hizmetçidir. Biz bu anlayışı oturtana kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Biz Çankaya koltuk hasrete ile aday olmadık. Birileri gibi bunun kabusunu görmüyoruz. Çankaya'ya çıkarız, çıkmayız. Buna halk karar verecek. Ama çıkmasak da biliyoruz ki bu değerler bu ülke için savunulacak en haklı değerlerdir. Koltuk için değerlerimizi satmadık satmayacağız. İstiyoruz ki Çankaya'da bu anlayış temsil edilsin. İstiyoruz ki Cumhurun başına bu anlayış bu ilkeler gelsin. Devlet dileğimiz insanların icat ettiği bir mekanizmadır. Allah'ın emri değil, tartışılmaz değişmez değil. Devlet vatandaşından büyük olamaz. Büyük devlet diye bir şey yoktur. Büyük demokrasi vardır. Büyük halklar vardır. Devlet memurunun düğmesini söksen altı aydan başlıyor. Ama vatandaşın evladını sokak ortasında öldürsen gözaltına bile alınmıyorsun. Devlet anlayışı bumudur? Allah bizi onlara köle olalım diye mi yarattı. İşte onları rahatsız eden bu eşitlikçi tavrımızdır" dedi.

Adayları mal beyanları üzerinden de eleştiren Demirtaş, kendi malının mülkünün halkın kendilerine duyduğu sevgi ve verdiği destek olduğunu belirterek, "Sadece kendilerinin değil çocuklarının eşinin ve varsa başkasının adına mallarının mülkünün de beyanını yapsınlar. Ne bir yakınımın ne kardeşimin ne uzak bir dostumun, akrabamın, arkadaşımın üstünde bana ait tek bir kuruş mal yoktur. Açıkça söylüyorum. Şimdi Recep Tayyip Erdoğan ve İhsanoğlu da bu taahhüdünde bulunabiliyor mu? Malını mülkünü halkından saklayan yarın öbür gün bu ülkeyi nasıl yönetecek. Halk buna nasıl inanacak" diye konuştu.

Demirtaş, MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin düzenlemiş olduğu basın toplantısında adaylığına ilişkin yapmış olduğu eleştirileri kastederek, şunları söyledi: "Bakın birileri bizim adaylığımız için 'meşru değildir' diyor. Ben özellikle Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu'nun buna cevap vermesini bekliyorum. Halen bekliyorum dünden beri suskunluğunu koruyor, kendisini aday gösteren bir genel başkan bizim için bunların 'adaylığı meşru değil' diyor. YSK'nın bunların adaylığını iptal etmesi lazım diyor. Şimdi Sayın İhsanoğlu susuyor, halen cevap vermiş değil. Merak ediyorum ne diyecek. Kendisi bu görüşe katılıyor mu? Kendisi aynen kendi genel başkanı gibi mi düşünüyor katılmıyor mu bunları açıklaması lazım. Böyle susarak olmaz biz merak ediyoruz ne düşünüyor. Çünkü birileri bize ancak köleliği laik görüyor. Bunlar 'bizim kapıcımız, temizlikçimiz, mahallemizde bakkal olabilir' diyorlar. Şunu herkes aklının bir köşesine yazsın. Onurumuz haysiyetimiz yani temsil ettiğimiz bütün kesimlerin bize emanet ettiği o irade asla sizin karşınızda boyun bükmez. Önce siz haddinizi bileceksiniz. Biz Türkiye toplumunun aydınlık geleceği için halklarımızın özgürlüğü için canımızdan vazgeçeriz."

07.07.2014