
HDP Merkez Yürütme Kurulu, yaptığı toplantıda bölgede ve ülkedeki son siyasal gelişmeleri ve sürmekte olan ilçe-il kongrelerini değerlendirdi. Ezilenlerin, yoksulların, horlananların, işçi ve emekçilerin mücadele tarihinde yepyeni ufuklar açan Ekim Devrimi’nin 100üncü yılını, 20. ve 21. Yüzyıldaki tüm diğer devrimleri ve dönüştürücü toplumsal mücadeleleri bir kez daha saygıyla selamladı. Yapılan tartışmalar sonunda şu konuların kamuoyuyla paylaşılması kararı alındı:
I. Bugün toplumun huzura, barışa ve adalete ihtiyacı vardır. Türkiye, iç ve dış politikasında çatışmacı, kutuplaştırıcı ve savaşçı değil, barışçı ve müzakereci bir politikaya sahip olmalıdır. İmralı’da sürdürülen ağır, hukuk ve insanlık dışı tecrit politikası gerginlik, kutuplaşma ve çatışma demektir; Kürt halkına yönelik bölgesel düşmanlık demektir; Kürt ile ilgili her şeyin karşısında olmak demektir. Ama sadece bu da değildir. Türkiye’nin demokratikleşmesi adımlarına; bu coğrafyadaki tüm halkların, inançların ve kültürlerin eşit bir biçimde birarada yaşaması anlayışına da karşı olmak demektir.
Sayın Öcalan, barışın ve çözümün gerçekleşmesi için aklıyla, fikriyle, önerileriyle ve tüm varlığıyla son derece ciddi katkılar yapmış olan; önümüzdeki dönemde de hem bölgesel hem yerel düzeyde barışçı ve demokratik adımlarla sorunların çözüme ulaşmasını sağlayacak önemli bir kişiliktir. Barış ve çözüm isteyenler, demokratik kamuoyu tecrit konusuna duyarsız kalmamalıdır. Tecrit bir an evvel sonlandırılmalı, İmralı Adası'na aile, avukat veya siyasi bir heyet bir an önce gitmelidir.
II. Demokratik siyasete yönelik ağır baskı ve saldırılar devam etmektedir. Bu konuda HDP’nin, yönetici ve vekilleri, üye ve seçmenleri kararlı duruşlarından taviz vermemiştir ve vermeyecektir. Toplumsal ve tarihsel sorunlarımızı demokratik siyaset, barış, müzakere ve diyalogla çözme konusundaki ilkesel duruş ve tutumumuz hangi baskı ve zor uygulanırsa uygulansın devam edecektir.
Eş Genel Başkan ve vekillerimizin rehin tutulmalarına halen son verilmemiştir. Bu konuda gerek iç gerekse uluslararası hukuk alanındaki çabalarımız sürmektedir. Er ya da geç hukukun üstünlüğü konusunda bir sonuç alacağımıza olan inanç ve kararlılıkla, 6-7 Aralık 2017 tarihlerinde Ankara’da olacak Eş Genel Başkan duruşmalarımıza destek ve katılım çağrısı yapıyoruz. Demokratik kamuoyunun, vicdan sahibi yurttaşlarımızın bu konudaki destek ve dayanışmalarının son derece kıymetli olduğunu bir kez daha vurguluyoruz. Ağır iktidar baskısı ve yönlendirmesi altındaki mahkemelere, yargıç ve savcılara bir kez daha adalet ve hukuk çağrısı yapıyoruz.
III. Siyasi iktidar toplumdaki tüm muhalif sesleri susturma ve sindirme uygulamalarına devam etmektedir. Düşünce ve ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri yapma hakkı gibi en temel demokratik hak ve özgürlüklerin engellendiği uygulamalar doludizgin sürmektedir. İHD Eşbaşkanı Öztürk Türkdoğan ve kurum yöneticilerine, ÇHD Başkanı Selçuk Kozağaçlı’ya yönelik gözaltı uygulamaları bunun son örnekleridir.
İktidarın uygulamaları karşısında demokrasi, barış ve emek güçlerinin ortak mücadelesi ve birlikte davranışı her zamankinden daha yakıcı bir ihtiyaç olarak önümüzde durmaktadır. Sürekli OHAL ve KHK rejimi karşısında demokrasi ve hak mücadeleleri bu zeminin önemli bir konusudur.
İktidarın kadın haklarını ve kazanımlarını gasp etme, kadınları erkek egemenliğine mahkum etme yönündeki zihniyeti ve uygulamaları da ortak kadın mücadelesinin yakıcı bir ihtiyaç olduğunu göstermektedir. Kadın Meclisimizin ‘Böyle Gitmez! Kadınlar İzin Vermez!’ kampanyası ile kadınlara karşı geliştirilen her türlü şiddet karşısındaki çalışmalar ve eylemler, kadınların özgürlük ve eşitlik mücadelesini büyütmektedir.
Bugün demokrat, vicdan sahibi tüm yurttaşların; evrensel insan hak ve özgürlüklerinden, demokratik hukuk ilkelerinden ve hukukun üstünlüğünden yana tüm siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının, demokratik örgütlerin, kadın örgütlerinin, sendika ve meslek birliklerinin, derneklerin, yurttaş girişimlerinin, gençlik hareketlerinin bir araya geleceği zeminlerin acilen yaratılması gereklidir. Örgütsel kıskançlıkların ve rekabetin anlam taşımadığı bu dönemde her kurum, kuruluş ve yapı üzerine düşen sorumlulukla ve ciddiyetle davranmalıdır.
IV. Son günlerde yeniden gündemleştirilmeye çalışılan seçim barajları, siyasi partilerin açık ittifak yapabilmeleri ve seçim sistemi gibi konular demokratik ciddiyetten uzak bir şekilde tartışılmaktadır. Demokratik ortamda yapılan, temsilde adaleti sağlayan ve koruyan, toplumdaki tüm farklı siyasi görüşlerin temsilini gözetecek barajsız ve engelsiz demokratik seçim sistemlerini ilkesel olarak hep savunduk. Bundan sonra da şu veya bu partiyi engellemek veya tasfiye etmek kaygılarıyla hazırlanacak seçim sistemlerinin karşısında olacağız. Bizim için bu konular demokrasi, temsilde adalet ve çoğulculuk açısından ilkeseldir ve öyle olmaya devam edecektir.
V. HDP, üyeleri ve seçmenleri, il ve ilçe örgütleri, vekilleri, tüm kurum, kuruluş ve ittifakları ile demokrasi ve barış mücadelesini kararlılıkla sürdürecektir. Bu alandaki en ufak bir katkı ve destek, gösterilecek en küçük bir dayanışma bile tarihsel önemdedir ve kıymetlidir. İl ve ilçe kongrelerimizde bu kararlılık ve örgütlülük bir kez daha gösterilmektedir. Önümüzdeki ay tamamlanacak olan kongreler sürecimizin sonunda yapılacak Büyük Kongremizde de bu irade perçinlenecektir.
Halkların Demokratik Partisi
Merkez Yürütme Kurulu
11 Kasım 2017