Demokratik siyaset hakkının önündeki engellerin kaldırılması

Grup Başkanvekillerimiz Meral Danış Beştaş ve Saruhan Oluç, yurttaşların seçme ve seçilme haklarının güvence altına alınması ile demokratik siyasetin önündeki yasal, siyasal ve uygulamaya dair engellerin kaldırılması amacıyla Meclis Araştırması açılması için TBMM Başkanlığına başvurdu:

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Yurttaşların seçme ve seçilme haklarının güvence altına alınması ile demokratik siyasetin önündeki yasal, siyasal ve uygulamaya dair engellerin kaldırılması amacıyla Anayasa’nın 98’inci ve İçtüzüğün 104’üncü ve 105 inci maddeleri gereğince Meclis araştırması açılması için gereğini arz ve teklif ederim.

GEREKÇE

Türkiye demokrasisi, sivil, askeri ve/veya bürokratik vesayet odaklarının yoğun müdahaleleriyle hayatta kalmaya çalışmış, büyük darbeler alarak bugünlere gelebilmiştir. Demokratik siyaset yapma çabaları her zaman yasal engeller, zor ve baskı pratikleriyle karşı karşıya kalmıştır. Vesayet odaklarına karşı mücadele, aynı zamanda Türkiye’de demokrasi ve toplumu savunma mücadelesinin kendisi olagelmiştir.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, yürütme erkinde aşırı güç tahkimi, gitgide otoriterleşen, baskıcı ve zora dayalı bir rejimin de inşasında önemli rol oynayarak, demokratik rejimlerin en başat kurallarından olan güçler ayrılığı ilkesinin yok edilmesine neden olmuştur. Yürütme erkinin yasama ve yargı erkine karşı mutlak konumu, başta partimiz olmak üzere demokratik siyasette ısrar eden her türlü siyasi ve toplumsal muhalefeti bastırmak amacıyla kullanılmaktadır.

HDP’ye dönük engelleme çabaları, yasal bir görünüme kavuşturulmak istense de, esasen kendisine oy veren yurttaşların seçme ve seçilme özgürlüğüne ve hakkına doğrudan müdahale anlamına gelmektedir. HDP’li milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılarak önceki dönem eşbaşkanlarıyla birlikte cezaevine konulması, yurttaşların iradelerinin hiçe sayılarak HDP’li belediyelere kayyum atanması, HDP üye ve yöneticilerine dönük gözaltı ve tutuklama furyasının sürmesi, iktidarın demokratik siyaseti engelleme yönelimine sadece birkaç örnek olarak sayılabilir.

HDP’ye açılan kapatma davası sonuçlanmadan önce partimizin Hazine yardımına konulan “bloke” kararı ile, Kobane kumpas davasında savunmaların alınmadan davanın hızla karara bağlanmaya çalışılması, partimiz bileşenlerinden olan Demokratik Bölgeler Partisi Genel Merkezi’ne dönük tüm yasaları çiğneyen bir operasyonla partinin Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır’ın gözaltına alınması ve sonrasında tutuklanması, bunlar dışında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na dönük hukuksuz bir mahkeme kararıyla siyaset yasağı verilmesi, iktidar ittifakının yargı eliyle demokratik siyasete müdahalesinin açık göstergeleridir.

Demokratik siyaset hakkı sadece Anayasa’da değil tüm uluslararası sözleşmelerde ve demokratik ülke anayasalarında açıkça tanımlanmış ve insanlık tarihinin yüzlerce yıl süren mücadeleleri sonucunda kazanılmış bir haktır. Türkiye Büyük Millet Meclisi de doğrudan kendi varlık sebebi olan bu hakkın önündeki yasal, politik ve uygulamaya dair engellerin kaldırılması için bir araştırma komisyonu kurarak yol haritasını belirlemelidir.

10 Ocak 2023