Demokratik ve barışçıl çözümü mümkün olan sorunların çatışma ve güvenlikçi politikalar eksenine sıkıştırılmasına ilişkin önergemiz

Grup Başkanvekillerimiz Meral Danış Beştaş ve Saruhan Oluç, Türkiye’de demokratik ve barışçıl çözümü mümkün olan sorunların çatışma ve güvenlikçi politikalar eksenine sıkıştırılmasının ekonomik maliyetinin tespit edilmesi, bunun ülke ekonomisi ile refah düzeyine ve yurttaşların iktisadi yaşamına olan etkilerinin araştırılması amacıyla Meclis Araştırması açılması için TBMM Başkanlığına önerge verdi:

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Türkiye’de tarihsel, toplumsal ve siyasal kökleri bulunan, müzakere ve diyalog yöntemleriyle, demokratik ve barışçı çözümü mümkün olan sorunların çatışma ve güvenlikçi politikalar eksenine sıkıştırılması sadece insani değil büyük bir ekonomik maliyeti de beraberinde getirmektedir. Bu kapsamda güvenlikçi politikaların ekonomik maliyetinin tespit edilmesi, bunun ülke ekonomisi ile refah düzeyine ve yurttaşların iktisadi yaşamına olan etkilerinin araştırılması amacıyla Anayasa’nın 98’inci, İç Tüzüğün 104’üncü ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis araştırması açılması için gereğini arz ve teklif ederiz.

GEREKÇE

Her ne kadar diyaloga, müzakereye ve barışa kapı aralandığı dönemlerde güvenlikçi politikalar kısmi düzeyde gerilese de bu politikalar ve uygulamalar uzun yıllardır süreklilik arz etmektedir. Yakın tarihteki son döneme bakacak olursak, 2015 yılı itibarıyla güvenlikçi politikalar ülke içerisinde ve Türkiye sınırları dışında daha geniş bir biçimde devreye sokulmuş ve çeşitli isimler altında askeri harekatlar ve operasyonlarla sürdürülmüştür.

Merkezi Londra’da bulunan Democratic Progress Institute’ün (Demokratik İlerleme Enstitüsü) hazırladığı raporda, Türkiye’nin Kürt sorununun çözümünde güvenlikçi politikaları tercih etmesi nedeniyle son 40 yılda 3 trilyon 865 milyar 358 milyon dolar kaybettiği kaydedilmiştir. Aynı rapor, silahlı çatışmaların doğrudan maliyetleri, yatırımlardaki azalma ve verimlilik kayıpları, doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının frenlenmesi ve turizm gelirlerindeki azalma şeklindeki gelişmelerle silahlı çatışmaların ekonomik büyümeyi ve kalkınmayı da yavaşlattığını ortaya koymuştur.

Benzer şekilde, Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) raporuna göre, Türkiye’nin askeri harcamaları 2020’de 17,7 milyar dolar civarıyla yüksek askeri harcama yapan ülkeler arasında 17. sırada yer almaktadır. Rapora göre 2009-2019 yılları arasında Türkiye’nin askeri harcamaları yüzde 27 artmıştır. “İç güvenlik” için yapılan harcamaları dikkate almayan SIPRI verileri, Türkiye’nin özellikle 2015’ten sonra askeri harcamalarının hızla arttığını göstermiştir. 2015 yılında 15,9 milyar dolar olan askeri harcamaların yıllık bazda artarak, 2019’da 20,4 milyar dolara ulaştığı kaydedilmiştir.

Öte yandan yıllardır devam eden güvenlikçi politikaların ekonomiye maliyeti her sene düzenlenen merkezi bütçelerde de açık biçimde ortaya çıkmaktadır. Sonuç olarak GSYH içindeki payı açısından hem NATO üyesi ülkelerin hem de genel olarak diğer ülkelerin ortalamasının üzerinde olan Türkiye’nin savunma harcamaları bugün yaşanmakta olan derin ekonomik buhranın ve çoklu krizin başlıca sebeplerinden biridir.

Ekonomik göstergeler bu gerçeği ortaya koymaktadır. TÜİK verilerine göre dahi, aylar arasında ufak tefek oynamalar olsa da geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 20lerde, enflasyon oranı yüzde 80lerdedir. Türk İş’in aylık belirlemelerine göre açlık sınırı 7000 TLye ulaşmış, yoksulluk sınırı ise 21 bin TLyi aşmıştır. Dolar döviz kuru 18 TLyi geçmiş; dış borç 451 milyar doları ve yurttaşların borcu 1.2 trilyon TLyi aşmıştır. Cari açık, bütçe açığı, dış ticaret açığı verileri ise yakın tarihin en vahim göstergelerindendir. 

Türkiye’nin yıllardır yürüttüğü güvenlikçi politikaların nasıl bir ekonomik buhrana ve çoklu krize yol açtığının en yakın ve açık örneği Sri Lanka’dır. Diyalog, uzlaşı, müzakere ve barışa yatırım yapmak yerine ülkenin bütün kaynaklarını güvenlikçi politikalara yatırmasının bir sonucu olarak Sri Lanka ekonomisi iflas etmiştir. Türkiye’nin benzer bir sonucu yaşamaması için yakın tarihteki dünya deneyimlerini göz önünde bulundurması ve gerekli tedbirlerin bir an önce alması bugün her zamankinden daha elzemdir. Bu amaçla güvenlikçi politikaların maliyetinin açığa çıkarılması, bu politikaları tek seçenek olarak devreye koymanın sonuçlarının tespit edilmesi, bunun ülke refahı ile halkın yaşamına etkisinin ve yol açtığı ekonomik buhranın ve çoklu krizin etkilerinin değerlendirilmesi, çıkış yollarının ve önerilerinin tartışılması amacıyla bir Meclis araştırması açılması elzemdir.

1 Eylül 2022