Dilan Dirayet Taşdemir: Darbeyle mücadele, geçmişle hesaplaşarak olur

Ağrı Milletvekilimiz Dilan Dirayet Taşdemir, Meclis Genel Kurulu'nda bir konuma yaptı ve şunları söyledi:

Bugün Suruç katliamının yıl dönümü. Bundan bir yıl önce Suruç'ta 33 genç Kobanê'ye sadece umutlarını alarak, oradaki, Kobanê'de yaşayan halkla dayanışmak için gittiler ama maalesef IŞİD barbarlığının patlattığı bombalar sonucunda 33 genç katledildi. Üzerinden bir yıl geçmiş olmasına rağmen hala  bu davada biz bir adım yol alamadık, üstüne üstlük dosyaya gizlilik kararı getirildi. Asker ve sivil bürokrasi içerisinde bunlara, bu katliama yardım ve yataklık edenler, aslında, etkin bir soruşturmayla açığa çıkarılmadı. Dolayısıyla, belki bizler 20 Temmuz 2015'te Suruç'ta gerçekleşen katliam karşısında Meclis olarak bir irade göstermiş olsaydık bugün bu tartışmaları, bu darbe girişimleri karşısında da ortak ruhu göstermiş olacaktık. Belki bugün burada bunları konuşmuyor olacaktık. Demokratik bir ortamı ve demokratik ortamın reformlarını konuşacaktık.

Türkiye tarihi de aslında bir anlamıyla darbeler tarihidir. Hiçbir zaman bizler 7 Haziran kadar bu darbeci anlayış ve zihniyetle mücadele edecek zemini, koşulları aslında bulmadık. Maalesef o koşullar derinleşen savaş politikalarıyla ortadan kaldırıldı, bir anlamda yapılan politika ve uygulamalar, 15 Temmuz'da yaşananın da, yaşanılanların da zemini oldu.  

15 Temmuz'da yaşananlar aslında bir yıla yakındır ülkenin bir yarısında yaşanıyordu. Nusaybin'de Cizre'de, Silopi'de, Yüksekova'da, İdil'de yaşananlar aslında 15 Temmuz'da yaşananlardan geri kalmadı, o yaşananların da bir devamıydı. İnsanların evleri tanklarla yıkıldı, içinde kadınların ve çocukların olduğu onlarca kişi, onlarca sivil katledildi, aylara varan sokağa çıkma yasakları ilan edildi, bu yasaklar halen de devam ediyor ve bu katliamlar burada hala devam ediyor. Daha iki gün önce Yüksekova'da, 57 yaşında Sürme İnce adında bir kadın karakoldan açılan ateş sonucunda yaşamını yitirdi. Sürme İnce, eşi ot biçerken onun yanında, onun gözlerinin önünde katledildi. Bu da diğer davalarda, diğer dosyalarda ya da Kürdistan'daki diğer olaylardaki gibi umarız faili meçhul olarak kalmaz, etkin bir soruşturmaya tabi tutulur.

Eğer bizler darbeyle hesaplaşmak istiyorsak sadece 15 Temmuz gecesi yaşananlarla değil, aslında ondan önceki süreçle de hesaplaşmak zorundayız. Bakın, bugün onlarca general gözaltında; Roboski katliamını yapan, Sur ve Cizre operasyonlarını yürüten ve onlarca siyasi soykırım operasyonuna imza atan yargıç, hakim, savcı bugün gözaltında.

Dolayısıyla, eğer biz burada gerçek demokrasiyi tesis etmek istiyorsak 15 Temmuz'daki darbe suçuyla değil, bundan önceki süreçle de hesaplaşılması gerekir.