
Partimizin “Paris'te katledilen; Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez ile ilgili soruşturmayı yavaşlatan güçlerin ve ilişkilerin araştırılması" amacıyla sunduğu önerge, AKP ve MHP oylarıyla reddedildi. Önerge üzerine söz alan Ağrı Milletvekilimiz Dilan Dirayet Taşdemir, şöyle konuştu:
Bundan beş yıl önce bugün, Paris'te 3 Kürt siyasetçi kadın, 3 devrimci kadın uluslararası bir komplo sonucu katledildi. 3 siyasetçinin katil zanlısı olan Ömer Güney 23 Ocakta hâkim karşısına çıkacaktı ama 17 Aralıkta Ömer Güney'in öldüğü açıklandı. Ömer Güney'in ilişkileri ve bu uluslararası komplo sonucu gerçekleşen katliamın boyutuna baktığımızda, Ömer Güney'in ölümünün şüpheli olduğunu söylemek isteriz. Çünkü Ömer Güney'in ilişkileri ve bu uluslararası komploda yer alan güçlerin açığa çıkması bu mahkemede birçok sorunun da cevabı olacaktı. Bununla yüzleşmek istemeyen bu komplonun ortakları, açıkçası, bunun da örtbas edilmesi için bunu engellediler.
Ömer Güney'in ilişkileri çokça tartışıldı, özellikle Millî İstihbarat Teşkilatıyla olan ilişkiler günlerce medyada yer aldı. Ömer Güney'in, bu katliamın tetikçisinin bu eylemi yaparken, bu katliamı yaparken Millî İstihbaratın yönlendirmesi ve emriyle yaptığına dair basında çokça belge ve tanığın ifadesi yer aldı.
MİT’in siyasi cinayet işlemek gibi bir görevi var mı?
Paris katliamının üzerinden beş yıl geçti ama daha birkaç ay önce yine Almanya'da bir operasyon oldu. Bu operasyonda onlarca Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı gözaltına alındı ve bu operasyonun yapılma gerekçesi, Alman polisinin ifadeleriyle, yine Avrupa'da Kürt siyasetçilerine yönelik suikast olacağına dair istihbaratın alındığı söylendi ve yine bu operasyonda MİT'in ilişkili olduğu görüşleri ifade edildi. Yine, daha geçen hafta, Akit gazetesi yazarı ve aynı zamanda eski Refah Partisi Milletvekili Şevki Yılmaz şöyle bir demeçte bulunarak "MİT'i göreve davet ediyorum -özellikle bizim milletvekillerini hedef göstererek- kelle almasını istiyorum." şeklinde bir beyanda bulundu. Dolayısıyla, şunu sormak isteriz: MİT'in siyasi cinayet işlemek gibi ya da buna davet etmek gibi bir görevi var mı? Yok ise neden bunu ifade eden şahsa yönelik herhangi bir soruşturma, herhangi bir açıklama yapılmadı? Paris katliamı, Almanya'daki operasyon ve son dönemdeki yapılan açıklamalar, bize, bunun bir siyasi yöntem olarak kullanılmak istendiğini, bunun mesajının verilmek istendiğini açıkça ifade ediyor.
Kürt iseniz, kadın iseniz katliamların aydınlanmama geleneği var
Bu devlet geleneğinde eğer Kürt iseniz, kadın iseniz ve eğer devrimci ve muhalifseniz katliamların aydınlanmama geleneği var. Bu geleneği biz Musa Anter'den biliyoruz, biz Ceylan Önkol'dan biliyoruz, biz Roboski katliamından biliyoruz. Yine bu katliamın diğer bir nedeni de aslında kadın mücadelesine ve kadın öncülüğünedir. 9 Ocak 2013'te Paris'teki 3 kadın siyasetçinin katliamının ardından bu sefer de Silopi'de 3 Kürt siyasetçi kadın, kadın özgürlük mücadelesinin öncüsü 3 kadın katledildi. Bu bir tesadüf değildir, bu bir zihniyetin aslında aynı zihniyetin yaptığı politikanın sonuçlarıdır. Dolayısıyla, kadın mücadelesine, kadın özgürlüğüne karşı duyulan kinin, öfkenin, nefretin ve kadın düşmanı politikaların bir sonucudur. Çünkü sizin bu topluma dayatmak istediğiniz aslında kafanızdaki dünyaya tekçi, cinsiyetçi gömleğe karşı direnen kadınlardır. Sizin bu yapmak istediğiniz rejimin önünde engel olarak gördüğünüz kadın özgürlük mücadelesini veren kadınlardır. Ama şunu bilin ki, bizler kadınlar olarak bu cinayetler aydınlanana kadar bu mücadelenin arkasında olacağız, takipçisi olacağız, ta ki eşit, özgür ve adil bir dünya gelene kadar.
9 Ocak 2017