Doğan: HDPli belediyelerin PKK’ye verdikleri tek kuruş tespit edildi mi?

İstanbul Milletvekilimiz Celal Doğan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda İçişleri Bakanlığı bütçesi üzerine değerlendirmelerde bulundu. Doğan, şöyle konuştu: 

AKP’li belediye başkanlarının istifasıyla ilgili konu hepimizin malumu. Biliyoruz ki AKP’li belediye başkanlarının rızaya dayansın, dayanmasın bir istifası söz konusu olmuştur, statüleri de bellidir: Müstafi belediye başkanlarıdırlar. Yani artık bu arkadaşların terminolojideki yeri budur; müstafidirler. Yerel demokratik anlayışın gelecekteki imajı konusunda bu müstafiliğin ne gibi sonuçları olacağını tarihte göreceğiz.

Yerel yönetimler demokrasinin yeşerdiği vahalardır, ormanlardır, sulardır, çeşmelerdir. Yani yerel yönetimler, demokrasimizi besleyen en büyük kanallardır. Yerel yönetimler demokrasiye insan yetiştiren en önemli kaynaklardan birisidir.

Erdoğan belediye başkanıyken İçişleri denetiminin azaltılmasından yanaydı

Bugün 80’in üzerinde HDP’li belediye başkanının görevini şu anda kayyumlar yapmaktadır. Eski bir belediye başkanı olarak da 15 yıl boyunca sayısız müfettiş tahkikatına maruz kalmış arkadaşlardan birisiyim. Bu, gayet doğaldır. Yani muhalefette de olsanız, iktidar da olsanız Sayıştay'ın, İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin tasallut ve tasarrufu altında bulunan insanlarsınız. Sayın Cumhurbaşkanı Belediye Başkanıyken o da çok şikâyet ederdi ve “Artık bizim neredeyse belediye başkanlarımızın binasında müfettişlerin odası ikame edilmiştir, başımızı çıkaracak halimiz yok” derdi. İçişleri denetiminin azalmasından yana bir düşünce sahibiydi.

HDP'li belediyelerin PKK’ye verdikleri tek kuruş tespit edildi mi?

HDP’li belediye başkanlarıyla ilgili kamuoyunda verilen imaj şuydu: “PKK’ye para yardımı yapıyorsunuz.” Görevden alınan belediye başkanlarının maddi olarak PKK’ye verdikleri tek kuruşun tespiti var mıdır, yok mudur? Maddi yardım konusunda kayda geçmiş böyle bir müfettiş raporu var mıdır?

İkincisi; belediye başkanlıklarında genellikle müfettiş raporundan sonra tanzimen bir fezleke söz konusu olur. Bu fezleke belediye başkanına tebliğ edilir, belediye başkanı belli bir süre içerisinde Danıştay'a gider. Danıştay'dan lüzumumuhakeme kararı çıktığı takdirde bu arkadaşlarımızın İçişleri Bakanlığı tarafından açığa alınması ve dava sonunun beklenmesi istenirdi. Bu prosedür uygulanmadı, uygulanmamasının sebebi de Türkiye'nin olağanüstü halle idare edilmesi. Belediye başkanlarının vatandaştan aldığı seçilme teminatının sonucunda bu noktaya getirilmesinin iç yüzünü de öğrenmek istiyorum. Gerçekten, bu konuda bir inceleme yapıldı mı?

15 Kasım 2017