
İstanbul Milletvekilimiz Celal Doğan ve Ankara Milletvekilimiz Sırrı Süreyya Önder, Meclis'te düzenledikleri basın toplantısında partimizin cezaevinde tutulan milletvekillerinin Anayasa Mahkemesine yaptıkları bireysel başvurularla ilgili karar alınmamasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Doğan, “En zor zamanlarda karanlıkları aydınlatacak olan hukukun ışığıdır” ifadesini kullanırken, Önder, Anayasa Mahkemesi’ne seslenerek, “Sizden beklediğimiz kendi hukukunuza uymanızdır” dedi.
Doğan ve Önder, şu ifadeleri kullandı:
Celal Doğan:
Anayasada bireysel başvuru hakkı yeni bir kurum. 2011 yılında gündeme gelen bu müessese hukukta bir devrim olarak nitelendirildi ve alkışlandı. Anayasa kurumu bu düzenlemeyle alınan kararlarla Avrupa’da klasman atladı. Balbay ve Haberal kararları da Türkiye ve dünyada örnek gösterildi. Bizim milletvekillerimizin de AYM başvurusu var ama nedense bu arkadaşlarımızın durumunu görüşecek bir toplantı olmadı. Buradaki durumun siyasi hiçbir tarafı yok. Tamamen hukuksal açıdan bakarak bu toplantıyı yapıyoruz.
AYM’nin durumu referandumun temel meselelerinden
Anayasa Mahkemesi’nin bugün bu kararı vermemesinin nedenlerini araştırmak durumunda kaldım. “Acaba siyasi bir mesele mi var, acaba konjonktürel bir durum mu var” gibi AYM üzerinde gölge yaratacak tartışmalar var. AYM’nin durumu referandumun da temel meselelerinden biri. AYM’nin tarafsızlığını koruyup koruyamayacağı da günün temel tartışma konularından.
Karanlıkları aydınlatacak olan hukukun ışığıdır
AYM üyelerine hukuku hatırlatmak için bu toplantıyı yapmıyoruz. Eminiz ki AYM üyeleri ve başkanının bilgisine, vicdanına en ufak bir serzenişimiz yok. "Acaba bu mesele onların önüne hangi nedenden dolayı mı gelmiyor? Referandum ortamı mı, siyasi baskı mı" gibi tartışmalardan azade olarak şunu söylüyorum en zor zamanlarda karanlıkları aydınlatacak olan hukukun ışığıdır.
ABD Başkanı da olsa…
ABD Başkanı Trump’ın 7 İslam ülkesiyle ilgili vize kısıtlaması ABD’de yargı kararı ile askıya alındı. Demokrasilerde erkler ayrılığının önemi bu kararla ortaya çıkmıştır. Baştaki adam Amerikan başkanı da olsa erkler ayrılığı varsa hukuk güvence altında olur.
Bulutların adil bir kararla dağıtılması gerekir
AYM’nin adalete yapacağı en büyük yardım kendi içinden çıkacak. Paralel yapı operasyonlarıyla binlerce hakim ve savcı açığa alındı. Adaletin aldığı bu kocaman yaraları siyasilerin alacağı kararlarla tamir etmek mümkün eğil. Adalet kendi yarasını kendisi sarmalıdır. Bu da, alınacak adil kararlarla mümkündür. 132 günden bu yana başvurunun cevapsız kalmasıyla ilgili bulutların adil bir kararla dağıtılması gerekir.
Türkiye’yi rahatlatacak olan AYM’’nin vereceği karardır
Türkiye’yi rahata kavuşturacak, siyasi ortamı normalleştirecek olan evet ya da hayır kararı değildir. En büyük rahatlama normalleşme, siyasi ortamdaki uyumdur. Bu da AYM’nin vereceği kararla mümkün olacaktır. AYM önündeki işler ne kadar fazla olursa olsun hiçbiri arkadaşlarımızın cezaevinde tutulmasından önemli değildir. Karar olumlu olur olumsuz olur, önemli olan hukuk dışına çıkılmamasıdır. Bulunulan yerden geriye gidilmemesidir.
1961 ihtilalinde Menderesi asma kararı veren Başol, ‘sizi buraya gönderen irade bu idam kararını vermemi istiyor’ demişti. Bu, hukuk tarihinde akılda kalan en önemli ifadelerden biridir. Odur ki yargıç hiçbir iradeden etkilenmeden kendi hukukuyla objektif karar verdiği zaman karanlıkları aydınlatma şansına sahip olur.
Sırrı Süreyya Önder:
Hukukun insan hayatındaki yeri ile ilgili hukuk tarihinde kristalize olmuş bir anekdot var. “Berlin’de yargıçlar var” anekdotu. Bu, idarenin keyfi tasarruflarına karşın yurttaşın en önemli güvencesinin hukuk olduğu bahsiyle ilgilidir. Sayın anayasa mahkemesi yargıçları bu anekdotu çok iyi bilirler. Bu duygunun yurttaşların elinden alınması adalet duygusunu yok eder.
Bu meselenin HDP’li vekilleri seven, sevmeyen herkesi ilgilendiren bir boyutu var. Hakkınız meşru zeminlerde savunulamıyorsa, adaletsizlik her yere sinmişse hukuk dışı yollara tevessül edenlere söyleyecek sözünüz kalmaz. Biz hep buranın imkanlarını ve işlerliğini referans göstermek durumundayız. Bu referansı elimizden almanın faturası büyüktür.
AYM kararı yol açmasın diye içtihat uygulanmıyor
Bir diğer boyut, İdris Baluken; Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinin oy birliği ile tahliye edildi. AYM mahkemesi içtihadı tahliye gerekçeleri arasında en başta sayılıyordu. Siyasi iradenin bu baskıyı kurmadığına ikna olmamız mümkün değil. İdris Bey’i oy birliğiyle tahliye eden Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararına rağmen hukuk tarihimizde görülmemiş bir uygulamayla başka mahkemeden yeniden tutuklama kararı çıktı. İdris Bey yeniden, kendisini oy birliği ile tahliye eden mahkemenin huzuruna çıkacak. AYM bunları da gözeten bir yerden bakmak zorundadır. Hükümet muhtemelen bu yol olmasın, içtihatlar hatırlanmasın ve biz HDP’li vekiller ve eşbaşkanlar referandum süreci dışında tutalım istiyor.
Nedamet şansı bile bulamayacaksınız
Medyadaki sansür, tek sese indirgenmiş ortam; bugün yaptıklarınızın sessiz sedası akıp gitmesine yol açabilir. Siz, “Yaptık ve bir tepki olmadı” diye okuyabilirsiniz ama siz bu ülkenin utanç tarihine her gün bir briket daha ekliyorsunuz. Tarihte bu tasarrufların sahipleri saklanacak delik arıyorlar. Gelinen noktada, bunun yaratacağı fatura size nedamet şansı bile vermeyecek.
İstediğimiz kendi hukukunuza uymanızdır
Herkesin AYM’ye gözünü dikmiş bir hali var. Bu, muktedirler açısından da, mağdurlar açısından da, demokrasiden yana olan insanlar açısından da böyle. Sadece karar yetmez ve zamanında olması da hak aramanın mağduriyete dönüşmemesi için önemli bir noktadır. AYM’ye seslenmek istiyorum. Sizden istediğimiz, sadece kendi hukukunuza saygı göstermeniz ve uymanızdır. Zamana yayarak sorumluluktan uzak tutamazsınız kendinizi.
15 Mart 2017