Ebru Günay: Savaşa karşı barışı, ölüme karşı yaşamı, tecride karşı özgürlüğü savunmaya devam edeceğiz

Parti Sözcümüz ve Mardin Milletvekilimiz Ebru Günay, 4. Olağan Büyük Kongremizin ardından seçilen Merkez Yürütme Kurulunun ilk toplantısında yapılan görevlendirmelere ve gündeme dair açıklamalarda bulundu. Günay, şunları söyledi: 

23 Şubat'ta Ankara'da büyük bir kongre gerçekleştirdik. Bu kongre sonrasında 29 Şubat'ta Kadın Meclisimiz toplandı. 1 Mart'ta da Parti Meclisimiz toplanarak MYK'mizi seçti. Dün parti MYK'miz ilk toplantısını gerçekleştirip kurullarını seçti. Bu toplantılarımıza, halkımızın kongredeki katılımı, coşkusu ve morali yansıdı. Bu coşku ve moral parti kararlaşmamızı ve tartışmalarımızı derin bir şekilde etkiledi. 

Tabii biz bu toplantılarımızı gerçekleştirirken Türkiye’de iki can alıcı ve yakıcı sorun tartışılıyordu. Bunlardan ilki Türkiye’nin sürüklendiği savaş ve bu savaş sonucu yaşanan mülteci kriziydi. Bunlar bizim MYK ve PM toplantılarımızda çok yoğun tartışılan konular oldu. 

AKP ve MHP savaşın yarattığı yıkım üzerinden iktidarını yükseltiyor 

Türkiye’nin Rusya ve ABD arasında bir oraya bir buraya savrulan bir denge politikası var. Bu denge politikası Türkiye’yi ciddi bir savaşa sürüklüyor. Özellikle AKP - MHP ittifakı kendi iktidarını savaş ve çatışmalar üzerine kurarak savaşın yarattığı yıkımları görmüyor. Bu yıkımlar üzerinden iktidarını sürdürmeye çalışıyor. AKP - MHP ittifakının içeride ve dışarıda savaşa dayalı yönetimi, artık kaçınılmaz bir biçimde faşizmi, milliyetçiliği, ırkçılığı, maçoluğu, nefret söylemini ve cinsiyetçiliği kışkırtan bir yerden siyaset üretiyor. Bütün hak alanları bunun üzerinden takip ediliyor. Buna karşı HDP'nin yürüttüğü barış siyaseti var. Bu barış siyasetini kadının kurtuluşu, antifaşizm, ifade özgürlüğü ve pozitif ayrımcılık için bir dinamik olarak ele alıyoruz. Bu, kurullarımızda bir kez daha kendini gösterdi. 

Savaş karşıtı mücadelemizin ne kadar haklı olduğu ortaya çıktı  

Partimiz kurulduğu günden bugüne varlık gerekçesini savaş politikalarına karşı, barış ve çözüm mücadelesi hattı üzerine kurdu. Nitekim barış mücadelesi ve savaş karşıtlığının bir sonucu olarak parlamentoda gündeme gelen bütün savaş tezkerelerine hayır diyen tek parti konumundayız. Savaş tezkerelerine 'hayır' dedik, savaşa karşıtlığını yüksek sesle dile getirdik. Yaşanan son gelişmeler ve mülteci krizi de aslında savaşa karşı hayır politikamızın ne kadar önemli olduğunu ortaya koydu ve bizi bir kez daha haklı çıkardı. Bu çizgimizden asla taviz vermeyeceğiz. Kurulduğumuz günden bu yana nasıl mücadele ettiysek bundan sonra da tam bir seferberlik ruhuyla savaşa karşı mücadele etmeye devam edeceğiz. Çünkü biz savaşın bu topluma neler kaybettirdiğini çok yakinen görüyor ve biliyoruz. 

Savaşa karşı barışı, ölüme karşı yaşamı, tecride karşı özgürlüğü savunmaya devam edeceğiz

Dün MYK  toplantımızda öne çıkan çok net bir politik hat vardı; bunu sizlerle paylaşmak isterim. Bizler savaşa karşı barışı, ölüme karşı yaşamı, tecride karşı özgürlüğü savunmaya devam edeceğiz. Bu temelde de buradan bütün demokratlara, barış ve demokrasiden yana alan tavır alan bütün demokrasi güçlerine, demokrasi ittifakına, savaşa karşı barışı, ölüme karşı yaşamı, tecride karşı özgürlüğü  savunmaya, bu konuda aktif rol almaya davet ediyorum. Savaşın kördüğüme neden olan politikalarının başında tecrit politikası geliyor. Kürt sorunu ve Suriye'de derinleşen savaş konusunda çözüme ilişkin projeye sahip aktörlerin başında Sayın Öcalan geliyor. 

Sayın Öcalan bir kez daha çözüm iradesini ortaya koydu

Bildiğiniz üzere Sayın Öcalan ve diğer mahpuslar bir aile görüşmesi gerçekleştirdi. Basına yansıdığı gibi Sayın Öcalan bu görüşmede Kürt sorunun çözümü konusunda bir kez daha iradesini ortaya koydu. Ama biz geçmiş deneyimlerimizden ve geçmiş durumlardan da biliyoruz ki AKP hükümeti her seferinde bu çözüm iradesini karşılıksız bıraktı. Savaş ve tecrit politikalarındaki ısrar bu çağrıları karşılıksız bıraktı. 

Bağımsız heyetler adaya gitmeli 

Başta Kürt sorunu olmak üzere birçok sorunun çözümüne katkı sağlayabilmesi açısından Sayın Öcalan üzerindeki tecrit bir an önce kaldırılmalıdır. Aile görüşmesi kuşkusuz önemli ancak bununla beraber bir an önce avukat görüşmelerinin de önü açılmalıdır. Ve daha da önemlisi adaya bağımsız ve tarafsız heyetlerin giderek inceleme ve gözlemler yapması bizim açımızdan elzemdir. 

AKP, mültecileri politik bir araç gibi kullanıyor

Savaşın sonuçlarının en can yakıcı olanını mülteciler yaşıyor. AKP'nin mültecileri politik bir araç ve silah gibi kullandığını bir kez daha gördük, günlerdir bunun tanıklığını yapıyoruz. Hiçbir temel hak, özellikle yaşam hakkı pazarlık konusu yapılamaz, yapılmamalıdır. 

Edirne'deki mültecilere yardım ulaştırmak üzere yardım kampanyası hazırlıklarımız başladı

Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi özellikle mülteci kadınlar, yoksulluk, tecavüz, cinsel ve siyasal istismarla yüz yüze kalıyor. Kadın Meclisimizin çağrısı ile sınır kapılarında bekleyen başta kadın ve çocuklar başta olmak üzere bütün mülteciler için insani yardım kampanyası hazırlıklarını yapıyoruz. Yakın zamanda Elazığ ve Van'da yaşanan deprem ve çığda olduğu gibi bir yardım hazırlığımız var. Buradan herkesi, tüm vicdan sahibi insanları, demokrasi güçlerini bu konuda duyarlı olmaya ve insani yardım ulaştırma konusunda duyarlı olmaya davet ediyorum.  

'Özgürlükte ısrarlı mücadelede kararlıyız' şiarıyla 8 Mart'ı karşılıyoruz 

Biliyorsunuz önümüzde 8 Mart var. 8 Mart'ı kadın mücadelesinin en aktif savunucularından olan HDP Kadın Meclisi ile beraber büyük bir coşku ile karşılıyoruz. Biz bu dönemi "özgürlükte ısrarlı mücadelede kararlıyız" sloganıyla karşılıyoruz. Her mahallede, sokakta, evde eylem ve etkinlik yaparak kadın perspektifimizi ve mücadelemizi güçlendirmeye çalışıyoruz. 

Kadın mücadelesi engellenemez: 8 Mart'ta alanlarda olacağız

AKP hükümeti kadın karşıtı politikaları ve erkek egemen tavrı ile bir algı yaratmaya çalışıyor. Bunun, yerellerde mülki amirlere verdiği bir güç ve pervasızlık var. Bunun yarattığı engellerle karşılaşıyoruz. Kadın mücadelesi hiçbir koşulda yasaklara sığdırılamaz, engellenemez. Biz kadınlar olarak dünyanın ve Türkiye’nin her yerinde, her köşesinde, kadın mücadelesini yükseltmeye devam edeceğiz. Bu konuda bizi yasaklarla sınırlandıramayacaklar. Bütün kadınların 8 Mart Kadınlar Günü'nü kutluyorum. Bütün kadınları 8 Mart'ı alanlarda, coşku ile halaylarla kutlamaya davet ediyorum.

5 Mart 2020