Ekonomi yönetimi halkı yanıltıyor

Ekonomide son günlerde yaşanan gelişmeleri Türkiye’nin krize doğru sürüklenmesi olarak değil de, ekonominin güçlü olduğunun göstergesi olarak okuyan ekonomiden sorumlu Bakanlar ve hükümete yakın uzmanlar halkı yanıltarak başkanlık hayalini pazarlıyor. Başkanlık sisteminin hayata geçmesi için olası bir referanduma kadar halkı bu gibi yalan, yanlış haberlerle ve ellerindeki medya gücüyle oyalamaya çalışanlar, aslında kendilerini kandırıyor. 

Dolardaki son günlerde yaşanan tehlikeli artışın ekonomiye getirdiği ilave maliyetin boyutunu dış borç stokuna bile bakarak anlamak olanaklıdır. 420 milyar dolara ulaşan dış borç stokunun 170 milyar dolarlık kısmı bu yıl geri ödenmek zorundadır. Yıl sonu hedefi 2,95 olan kurun şu anda 3,30’a çıktığını düşündüğümüzde, sırf kur farkından dolayı 55 milyar liralık bir ek maliyet şimdiden gerçekleşmiş durumdadır. 

Diğer taraftan cari açıktan kaynaklanan döviz ihtiyacı da hesaba katıldığında, kur farkının yaratacağı ilave maliyetlerin halkın sırtına getireceği yükler maalesef en kısa zamanda görülecektir. Döviz ihtiyacının artması yurtdışı fon maliyetlerini de artıracağından iktisadi sıkışma kaçınılmazdır. Enflasyonun maliyet etkisiyle yükselmesi ve büyümedeki daralmanın yanı sıra, işsizlik ve yoksulluk gibi kronikleşmiş sorunların daha da derinleşmesi ilk başta görülecek gelişmelerdir. 

Ekonomide yaşanan tüm bu olumsuzlukları gizleme çabası Saray’ın siyasi ikbali için yaratılan bir yanılsamadan başka bir şey değildir. 2001’de de olduğu gibi, ekonominin gerçekleri tüm uyuyanları uyandıracak ve yanılsama yaratanların yalanlarını açığa çıkaracak kadar güçlü bir etkiye sahiptir. 

Siyasi iktidarın, başta ekonomi olmak üzere halkı yanıltma çabalarına karşı, üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz. Ekonomideki bu gidişatın durdurulması, demokratik siyaset mücadelemizin de bir parçasıdır ve bu mücadeleyi tüm emek güçleriyle birlikte sürdüreceğiz.