Emeğimiz ve Özgürlüğümüz için 1 Mayıs’ta Alanlardayız.

8 Martta kadınların yolunu açtığı, Newroz’da Kürtlerin yükselttiği HAYIRın sesi 1 Mayısta emekçilerin elleriyle alanlara taşınacak.

8 Mart’ta sesini duyduğumuz, Newroz’da yüzünü gördüğümüz, referandumda ilan ettiğimiz HAYIRı 1 Mayıs’ta haykırmaya devam edeceğiz. Her buluşmamızda olduğu gibi 1 Mayıs’ta da, erkek egemenliği ve devlet zoruna tahsis edilmiş sokaklarımızı korku iklimi ile sarmalanmış tenhalığı dağıtarak emekçilerin, Kürtlerin, kadınların ve lgbtilerin, devrimci ve demokratların direnci ve neşesiyle donatacağız.

Savaş sürecinın başlatılması, aynı zamanda emeğin gaspının hız kazandığı bir süreçtir. Kürtleri ve iradesini hedef alarak hoyratlaşan faşist ittifak, her zaman olduğu gibi Türkiye’deki tüm muhaliflere yönelen bir yumruğa dönüştü. AKP Hükümeti savaşın toz bulutu arasında emekçilere işveren karşısında güvence sağlayan hakların bir bir geri alındığı, eşitliği yok eden, yaşam alanlarına el koyan çok sayıda düzenlemeyi hızla geçirdi.

AKP ile birlikte işvereni kollayan bakanlar döneminden işveren bakanlar dönemine geçtik. 1 milyon ev işçisinin hala işçi sayılmaması, 1.5 milyon taşeron işçinin kadrolarının verilmemiş olması, nüfusun yarısını oluşturan kadınlar için çalışmanın radikal bir durum gibi sunulması hükümetin halkçılık yalanının ifşasdır. Bir siyasal parti değil şirket olan AKP eliyle, emeğimiz istihdam bürolarınca kiralanan bir hammaddeye dönüştürülüyor.

15 yılda her 100 kadının 30’unu bile çalışma hayatına katamamış olması, hükümetin kadın ve emek politikalarının ilanıdır. Kadınların farklı değer ve isteklerinin hayata geçmesinin önünü açmakla yükümlü olduğu halde, “en büyük kariyerlerinin annelik olduğunu” söyleyerek kadınların bütün potansiyellerini anneliğe indirgeyen, evi işaret ederek yaşamın diğer alanlarını kadınlara kapatan bir hükümet, bizim nezdimizde meşru değildir.

AKP çocuk bakımı ile ilgili sorumluluklarını ninelere yıkarak hizmeti ucuza kapatmanın yolunu yaptı. 34 ülke içinde çalışma saatlerinin en yüksek olduğu ülkeyiz. Buna karşın çalışma saatleri kısaltılmadan “kadınlara yarı zamanlı çalışma getiriyoruz” yalanıyla geçici çalışma uygulamaya konuldu.

Hükümet için ne Kütahya’da bırakacak yeri olmadığı için iki evladı yanarak can veren ev işçisi, ne boşandığı için eşi vefat eden kadınlara verilen sosyal destekten faydalanamayan kadınlar, ne de tek adam sultasına razı olmadığı için işlerinden atılan kadınlar emekçidir. AKP için kadın olarak kabul edilmenin formülü kendi belediyelerince kadınların nasıl dövüleceğini anlatan IŞİDvari kölelik kitapçıklarında yazılanlara boyun eğmek ya da AKP’nin kadın ve emek düşmanı politikalarına göz yumarak saltanaltlarının devamı için hizmet etmektir.

Şimdi kıdem tazminatının fona bağlandığı, işverenin ödeme yükümlülüklerinin emekçilerin emeğiyle ödenmesi için Hükümet tarafından teminat verildiği yeni düzenlemelerle karşı karşıyayız. AKP’nin övündüğü mega projelerin hiçbirinin parası ödenmedi, borç olarak gelecek kuşakların omuzlarına yüklendi. Bu yüzden 1 Mayıs’ta geleceğimize, sokaklarımıza, sesimize, soluğumuza sahip çıkacağız.
İğnemizi elimizden alıp “düğmeyi dikin” dediler; Biz o düğmeleri elimizle diktik. Bu 1 Mayıs sadece evi ve işi üretirken harcadığımız emeğimize değil, HAYIR’ı örgütleyen emeğimize de sahip çıkmanın adresidir.

Emeğimiz ve özgürlüğümüz için 1 Mayıs alanlarındayız.

Yaşasın 1 Mayıs!
Bijî 1ê Gulanê!

Dilan Dirayet Taşdemir
HDP Kadın Meclisi Sözcüsü
1 Mayıs 2017