Engellemelere rağmen bayram ziyareti için cezaevlerindeydik

Cezaevlerinde tutulan eşbaşkanlarımız, milletvekillerimiz ve siyasetçilerimizi ziyaret etmek isteyen partililerimiz, tüm engellemelere rağmen cezaevleri önünde bir araya geldi.

Kandıra, Edirne ve Silivri cezaevlerine giden heyetlerde milletvekillerimiz Hüda Kaya, Erdal Ataş, Garo Paylan, Pervin Buldan ve Berdan Öztürk yer aldı.

Manisa, İzmir, Muğla ve İstanbul'un çok sayıda ilçesinden yola çıkan partililerimizin araçları bağlandı, şehirlerarası otobüslerle gidişleri dahi engellendi. Buna rağmen cezaevlerine ulaşmayı başaran HDP'liler, cezaevlerinin önünde açıklama yaptı. Açıklamalarda şunlar ifade edildi:

EDİRNE CEZAEVİ 

Pervin Buldan: 

Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş ve Hakkari Milletvekilimiz Abdullah Zeydan’ın bulunduğu cezaevi önünden Türkiye halklarına mesaj vermek ve tutuklu arkadaşlarımızın bayramını kutlamak üzere geldik. Bugün bayramın üçüncü günü ve biz ne yazık ki bir kez daha cezaevi önündeyiz. Bugün Türkiye’nin birçok cezaevinde sadece söylemlerinden dolayı tutuklu bulunan arkadaşlarımız bayramı cezaevinde geçiriyorlar. 

Milletvekilinin yeri cezaevi değildir

Türkiye’de hukuktan adaletten bahsetmek mümkün değil. Eğer bugün Türkiye’de adalet olsaydı seçilmiş belediye başkanları, milletvekilleri cezaevinde olmazdı. Bir milletvekilinin yeri, bir belediye başkanının yeri cezaevi değildir. Onlar siyasi faaliyetlerini yürüten arkadaşlarımızdır ve sadece düşüncelerinden dolayı cezaevlerindedirler. 

Hukukun ayaklar altına alındığı bir dönemden geçiyoruz

Sayın Selahattin Demirtaş ve Abdullah Zeydan’ın bayramını kutluyoruz. Bugün Türkiye’de hukuktan ve adaletten bahsedemediğimiz gibi insan hak ve özgürlüklerinden de bahsedemiyoruz. Adaletin bittiği, hukukun ayaklar altına alındığı bir dönemden geçiyoruz. 4 Kasım’dan beri cezaevinde olan arkadaşlarımızın serbest bırakılmalarını bir kez daha talep ediyoruz. 

Adaletin aranması gereken yer Gever’dir, Cizre’dir, Silop’dir

Adalet yürüyüşünü gerçekleştiren arkadaşlara da sesleniyoruz. Adalet yürüyüşü sadece Ankara’dan Maltepe’ye kadar olmamalı. Adalet yürüyüşü Ankara’da başlamış olabilir, ancak adaletin aranması gereken yer aynı zamanda Gever’dir, Sur’dur, Cizre’dir, Silopi’dir. 

Adalet yürüyüşünün bitmesi gereken yer Edirne Cezaevi’dir

Bugün adaletin aranması gereken yer sadece Maltepe Cezaevi değildir. Edirne Cezaevi’dir, Silivri Cezaevi’dir, Kandıra Cezaevi’dir, Sincan Cezaevi’dir. Sadece 1 milletvekili için adalet aranmaz, sadece bir milletvekili tutuklandı diye adalet arayışı eksiktir. Bir adalet yürüyüşünün bitmesi gereken nokta Edirne Cezaevi’dir, tam da burasıdır. 

Adaleti sadece 1 milletvekili için değil 10 milletvekili için aramalısınız 

Siz adaleti sadece kendiniz için aramayın. Adaleti tüm Türkiye halkları ve toplumu için aramalısınız. Adaleti sadece bir milletvekili için değil 10 milletvekili için aramalısınız. Adaleti belediye başkanları için de aramalısınız. Adaleti siyaset yapan tüm tutuklu arkadaşlar için aramalısınız.. Eğer bunu yaparsanız adı adalet arayışı olur. 

Adalet Bakanı'na çağrı yapmanın bir anlamı olmadığını da düşünüyoruz. Biz Anayasa Mahkemesi'ne çağrı yapıyoruz. Anayasa Mahkemesi bir an önce kararını vermelidir. Eşbaşkanlarımızın ve milletvekillerimizin serbest bırakılmasını talep ediyoruz. Bu taleple birlikte tüm Türkiye toplumunun adalet arayışını bir kez daha haykırıyoruz. 


KANDIRA CEZAEVİ 

Hüda Kaya: 

Bugün bayramın üçüncü günü. Arkadaşlarımız yolda durduruldu. Burada gönüllerimizin Eş Genel Başkanı sevgili Figen Yüksekdağ’ı ve diğer bütün kadın vekillerimizin ve belediye eşbaşkanlarımızın bayramlarını kutluyoruz. Ama gerçek bayramlar özgürlüklerin yolu açıldığında, adalet gerçekleştiğinde, insanlık, vicdan, barış yaşam içinde var olduğunda kutlanacak.

Orucun manası özgürlüklerin yolunu açmaktır 

Ramazan bitti, oruçlar tutuldu, iftarlar yapıldı ve bugün bayram kutlanıyor. Ama oruçlar sadece açlıktan ibaret kalmamalıdır. Orucun manası Hz. İsa’nın ifadesiyle boyundurukları kırmak, zincirleri parçalamak, özgürlüklerin yolunu açmaktır. Hz. Muhammed’in ifadesiyle insanı kötü eden her şeyden uzak kalmaktır. Yoksa bize açlıktan başka bir şey kalmayacaktır. Dolayısıyla bizler açlıklarımızı özgürlüğün, adaletin, barışın pratiği haline dönüştürmek için uğraşıyoruz. 

Önümüzdeki bayramları mahkum olan, tutsak olan bütün arkadaşlarımızla özgür bir şekilde kutlayacağız. Her birine sevgilerimizi yolluyoruz. Özgür bayramlarda buluşmak üzere. 



SİLİVRİ CEZAEVİ

Garo Paylan:

Bizlere, yoldaşlarımızın rehin tutulduğu cezaevleri önünde "basın açıklaması yapmanız dahi yasaktır" diyebiliyorlar. Böyle bir zulmü bayram günü dahi devam ettirebiliyorlar. Onların bu zulmü varsa bizim de inadımız var. Yüzlerce, binlerce ödediğimiz bedelimiz var. Bu inatla, bu gemi o limana ulaşacak. Er ya da geç bizler kazanacağız.

Burada olan yoldaşlarımız aylardır tutsaklar. Sevgili Ayhan Bilgen, Selma Irmak, Sebahat Tuncel, il ve ilçe yöneticilerimiz…. Hepsi ile yeniden bir arada olacağımız günlerin özlemiyle hepinizi selamlıyorum.


SİNCAN CEZAEVİ

Müslüm Doğan: 

Türkiye’de yaşayan tüm halkların bayramını kutluyorum. Cezaevinde bulunan Semih, Nuriye ve yoldaşlarının, Grup Başkanvekilimiz İdris Baluken’in ve tüm yoldaşlarımızın bayramını kutluyoruz. Bu ülkede gerçekten nereye gideceği belli olmayan bir rejimle karşı karşıyayız. Halklarımızın ortak birikimi olan değerleri bayram günü sahiplenmiyorsak ne zaman sahipleneceğiz. OHAL’le insanları işinden etmek kolay ama yeniden yurttaş olarak kazanmak zor. Demokratik bir ülkeyi kabullenmek neden bu kadar zor. Ülkede her gün oluk oluk kan akıyor. Çocuklar ölüyor. Bir damla daha kan akmasını artık bu bayram günü kabul edemeyiz. Burası bizim ortak vatanımız, başka bir vatanımız yok. Kardeşliği tesis edemezsek barışa da ulaşamayız. İnsanların bir arada yaşamasını engelleyen koşulları yok etmemiz lazım. Adaletin olmadığı yerde barış da olmaz. Bir an önce hükümetin bu baskılardan, şiddetten vazgeçmesini istiyoruz. 

27 Haziran 2017