
Van Milletvekilimiz Bedia Özgökçe Ertan Meclis’te devam eden bütçe görüşmelerinde Başbakanlık ve Başbakanlığa bağlı bazı kurumların bütçelerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. AFAD bütçesine ilişkin değerlendirmeleri sırasında Türkiye'deki sığınmacıların durumuna dikkat çeken Ertan şöyle konuştu:
Başbakan Yardımcısı, “2011 yılından itibaren Türkiye’ye gelen yabancılara kapımızı açtık ve bunu biz başardık” dedi. Ama mültecilik hukukunda zaten en problemli alan yabancıların ya da dışarıdan gelenlerin “misafir” olarak tanımlanması kısmında yatar. “Misafir” olarak tanımlarsanız onların statüsünü belirsiz hale getirmiş olursunuz. Türkiye’deki en büyük problemlerden biri de bu. Sığınma prosedürüne dahil etmek için “sığınmacılık” statüsünün tanınması gerekiyor ve bunun bir prosedürü var yasayla da tanımlanmış.
Kamplar sivil toplumun denetimine açık değil
Evini, yurdunu, barkını, anılarını, mezarlarını bırakmak zorunda kalıp ülkemize sığınmış olan insanların öncelikle bu statüsü zaten sıkıntılıdır. Kamplarda bulunan yabancıların sadece yüzde 10’u kalabiliyor. Ve bu kamplarda cinsel istismar vakaları, şiddet haberleri ve silahlı güçlerin, özellikle IŞİD mensuplarının varlığı şeklindeki haberler düştü basına. Sivil toplum alanının denetimine açık değil bu kamplar.
Türkiye'nin uygulamaları sığınma hukukuna aykırı
Bu insanlar bin bir zor koşul altında ülkemize sığındılar. Kapılarımızı açtık, kamplarımızı açtık ama onların misafirlik sürelerinin bittiğini ve gitmeleri gerektiğini söyleyenlerde bizleriz. Diyarbakır’da Şengal’den gelenlerin kaldığı kampın boşaltılmasının ardından Mardin Midyat’taki AFAD kampına yerleştirilen yaklaşık 200 Ezidi’nin kampı terk etmeleri istenmiş. Çıkmalarını sağlamak için de çadırları yıkılmış. Bu iddialar da çok vahim, açıklığa kavuşturulması gerekiyor. Mültecilik hukukunda en önemli ilkelerden biri geri göndermeme ilkesi ve açık kapı ilkesidir.
Suriye sınırına duvar örüldü. Geçen yıl özellikle İran sınırına 144 kilometrelik duvar örüleceği haberini aldık, basına da yansıdı. 144 kilometrelik duvarın bütçesi hangi kalemden karşılanacaktır. İran idam cezasının uygulandığı bir ülkedir ve geçen yıl boyunca 800’ü aşkın idam cezası uygulanmıştır. Böyle bir duvar örülmesi sığınma hukukunun neresine tekabül eder?
Bürokrasiden bilgi almak istediğimizde hangi partiden olduğumuz soruluyor
Toplu halde insanların sınır dışı edildiği haberlerini alıyoruz. Yaşanan sıkıntılarla ilgili bilgi almaya çalıştığımızda örneğin Göç İdaresi Müdürlüğünden hangi partiden milletvekili olduğumuz soruluyor. Birçok bürokrat veya birçok idare bunu yapıyor, bilgiye ulaşmamız engelleniyor. Bu alanlar sivil topluma, denetime, şeffaflığa uzak olduğu müddetçe çok sayıda ihlale ev sahibi olmuş olacağız.
31 Ekim 2017