Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaşın Berlindeki panelde bir soruya verdiği çarpıtılan yanıtı
Partimizin, önceki partilerimizde de, aslında 2007 yılından bu yana partimizin resmi programında özerklik, Türkiye için bir yerinden yönetim modeli olarak resmi teklifimiz ve önerimiz olarak duruyor. Bu bizim parti programımızın bir parçası zaten. 

Eğer son, Kürt bölgelerinin bazı yerlerinde ilan edilen özyönetimleri kast ediyorsanız, bu partimizin ilan ettiği, HDP'nin ilan ettiği bir özyönetim ilanı değil, bunu öncelikle belirtmem gerekiyor. Doğrudan oradaki sivil halk meclislerinin, orada yaşayan insanların, özellikle gençlerin, kadınların öncülüğünü yaptıkları grupların ilanıydı. 

Partimiz bu konuya şöyle yaklaştı her zaman; dünyada hiçbir demokrasi yoktur ki, yerinden yönetim modelini geliştirmemiş olsun. Şu anda demokrasiyle yönetilen bütün ülkelerde, ama tamamında istisnasız, yerel yönetim güçlüdür. Ya federaldir, ya kanton sistemi vardır, ya da bir tür özerklikler tanınmıştır, eyalet sistemi vardır. Ama hiçbiri katı merkezi yönetim anlayışıyla yönetilmiyor. Demokrasiler için söylüyorum. 

Biz de ülkemiz için böyle bir modeli tartışmak ve geliştirmek istedik. Ve Türkiye gibi büyük bir coğrafya, yüzölçümü olarak çok büyük; nüfus olarak 80 milyon gibi kalabalık bir nüfusa sahip; kültürel açıdan çok kültürlü, çok dilli, çok inançlı bir ülke. Böyle bir ülkenin artık yeni yüzyılda tek bir merkezden, tek bir kişi tarafından ya da tek bir merkezi hükümet tarafından tümüyle yönetilmesi demokrasiye uygun değil dedik. Yerel yönetim, yerinden yönetim modellerinin tartışılması gerektiğini önerdik, savunduk. 

Bu, iki açıdan iki temel sorunumuzu çözecekti. Birincisi, Kürt sorunu gibi tarihi 100 yıla dayanan sorunu çözmemize yardımcı olacak. Çünkü Kürtler de, Kürt halkı da bu tür yönetim modelleriyle ülke bölünmeden, sınırlar yeniden çizilmeden yönetime katılma hakkını elde edecekler, kendini yönetebilme hakkını elde edebilecekler. Ama aynı zamanda Türkiye'nin genel demokrasi sorunu da, Türkiye'deki diğer yurttaşların da yönetime katılma hakkı bu şekilde en azından sağlanabilecekti. Fakat hiçbir zaman bu konu Türkiye'de açıklıkla tartışılmadı. Evet, 2007'den beri biz bunu Parlamento'ya teklif ediyoruz, kamuoyunda tartışmak istiyoruz. Ama her zaman bunu bir bölücülük, ülkeyi bölme girişimi olarak ele aldılar ve tartışmayı hiçbir zaman kabul etmediler.

Örneğin şu anda ülkemizde başkanlık sistemini tartışmak serbesttir. Hatta tartışmamak suçtur. Yani başkanlık sistemini tartışmayanlar 'vatan haini'dir. Neredeyse o noktaya geldik. Özerklik de bir idari modeldir ve bunu tartışmak suçtur. Tartışamazsınız. İlan edilmiş olması, vesaire, bütün bunlarla ilgili handikapları anlayabiliyorum, partimiz bunun tartışılmasını istiyor. 

Biz özerkliğin, açık söylüyorum öyle ilan edilerek elde edilebilecek, veya inşa edilebilecek bir süreç olduğunu düşünmüyoruz. Özerklik ilanı yapan halk meclisleri veya bölgeler, daha çok Hükümet'i bunu tartışmaya, mevcut durumu anlamaya, mevcut durumu tanımaya zorlamak açısından yapıyorlar. Bizim görebildiğimiz o.

Hükümet bütün bunları cesaretle tartışabilse, belki de o çatışma ortamını sonlandırmak çok daha mümkün olacak.

Ama özerklik ilan etti diye 29 belediye başkanı, ilan etti diye değil düzeltiyorum, ilan açıklamasını yapanların yanında durdu diye, açıklama okunurken orada durdu diye, dinledi diye, 29 belediye başkanı görevden alındı. Bunlardan 14'ü halen tutuklu. İkisine 15 yıl ağır hapis cezası verildi ve birçoğu da açığa alındı, görevden alındı. Seçilmiş belediye başkanları.

Dolayısıyla Hükümet'in bu sert tutumu, sert yaklaşımı tartışmaya kapalı, anlamaya kapalı tutumu aslında bütün bu olup bitenlerin bir anda bir çatışma, savaş ortamına dönüşmesine yol açtı.

Partimiz demokrasi mücadelesi içinde bütün bu modellerin tartışılabileceğini ve hangisi halk tarafından destek görüyorsa onun pratikleşebileceğini savunuyor.

Bunun için özgür, eşit, adil bir siyasi ortama ihtiyaç var. Medya özgürlüğüne ihtiyaç var. Bunların hiçbiri Türkiye'de olmadığı için, şu anda zaten gerilim yaşıyoruz. Her gün de maalesef ki, tansiyon çok yüksek.