
Cezaevi Komisyonu Sözcümüz ve Muş Milletvekilimiz Burcu Çelik ve Ankara Milletvekilimiz Sırrı Süreyya Önder, cezaevlerinde devam eden açlık grevlerine ilişkin Meclis’te basın toplantısı düzenledi.
Çelik, açlık grevlerinin cezaevlerindeki keyfi ve hukuksuz uygulamaların bir sonucu olduğunu belirtirken; Önder de, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'dan Pazartesi günü görüşmek üzere randevu aldıklarını söyledi.
Çelik ve Önder’in konuşmalarından öne çıkanlar şöyle:
Burcu Çelik:
Türkiye cezaevlerinde devam eden ihlaller yeni başlamadı. Yaklaşık 2 yıldır bulunduğumuz her platformdan bunu anlatmaya çalıştık. Açlık grevleri bir sonuç olarak ortaya çıktı. Bugün artık çözümü konuşmamız gerekiyor. Bu sürece nasıl gelindiğini hem bakanlık hem bizler çok iyi biliyoruz. OHAL sonrası çıkartılan ilk KHK’lerin yansıması ve sonucudur bugün yaşadığımız kriz. Elindeki mevzuata ve KHK’lere dayanan keyfi tutumun sonucudur bugün yaşadıklarımız. Bir an önce yüzümüzü cezaevlerine çevirmeli ve KHK’lere ilişkin yeniden bir düzenleme sağlanmalıdır.
Mahpusların durumu kritik bir noktada gerçekten. Sağlık durumları kötüye giden tutsaklar var. Kronik rahatsızlıklar ortaya çıkmaya başladı. Diğer yandan yakınlarıyla, aileleriyle de görüşüyoruz. Tüm cezaevleri dönüşümlü ya da dönüşümsüz grevlere dahil oldular. Hem ailelerin kaygılarını gidermek hem de tutsakların kalıcı sağlık sorunlar yaşamaması için tüm kesimlere çağrıda bulunuyoruz.
Sırrı Süreyya Önder:
Bir ülkede düşünün ki, 10 binlerce siyaseten tutuklanmış, özgürlüğü gasp edilmiş insan var. Orada kriminal değil sosyolojik bir olgudan bahsetmek durumundayız. 2009 Nisan’ı ile 2011 Ekim’i arasında bu ülkede 7 binden fazla insan KCK adı verilen operasyonlarla gözaltına alındı, uzun süreler özgürlükleri gasp edildi. Üzerlerinden tırnak çakısı bile çıkmadı. Bu davaları açan, bu duruşmaları yürüten yargıçlarınsa yarısından fazlası bugün darbeci olarak cezaevinde.
Hükümete dönük soruşturmaların hepsi gayrı meşru ilan edilmişken, aynı yargıçlar tarafından açılan bizlere dönük davalar devam ettiriyor. Bundan bir sonuç çıkarmadık. Sadece son 1 buçuk yıl içinde HDP’nin siyaseten gösterdiği başarı yargı eliyle çürütülmek isteniyor. Son bir buçuk yılın bilançosu da 5 bini aşkın partilimizin tutuklanması.
Eşbaşkanımız ve milletvekillerimiz sorunları görünür kılmak için greve başladılar
Demirtaş ve milletvekili arkadaşlarımız, tüm mahkumlara dönük adaletsiz uygulamaları görünür kılmak için açlık grevine başladılar. Bu durum eğer demokrasiye inanıyorsanız, utanç vericidir. Bu ülkenin üçüncü büyük partisinin eş genel başkanı ve milletvekilleri cezaevlerindeki hukuksuz uygulamaları görünür kılmak için bedenlerini açlığa yatırdılar.
Düşman ceza uygulamasına maruz kalıyoruz
Hükümetin şu sözü hatırlaması lazım; Hz Peygamber, komutanına söylemiş. Düşmanların ya dinen kardeşindir ya da yaradılışta eşindir. Yani düşman değildir. Bu ülkede bizlerin maruz kaldığı şey düşman ceza uygulamasıdır. Buna hep maruz kaldık. Dünyada yargıya maruz kalınamaz, yargılanırsınız. Bu ülkede yargı siyasallaşmıştır deniliyor. Yeni düzenlemeyle Cumhurbaşkanı’nın yargıyı düzenleyecek olmasından vahim bir şeymiş gibi gösteriliyor. Doğru ama geç.
Yargı ile siyaset ayrı erklerin temsilcisidir. Çok önemli yapısal farklar vardır. Yargı iki sonuçludur: Ya kazanırsınız ya kaybedersiniz. Siyaset ise üç sonuçludur: Ya kazanırsınız ya kaybedersiniz ya da uzlaşırsınız. Siz mahkeme heyeti ile uzlaşamazsınız ama siyaset hep bu üçüncü seçeneği dikkate almak durumundadır. Siyaseti yargı eliyle dizayn edemezsiniz. Demokrasi siciline çıkmaz bir leke olarak geçer. Geçmişte buna tevessül edenler bugün insan içine çıkamıyorlar.
Buradan çağrıda bulunuyoruz; söz konusu olan insan onuru ve cezaevleri bunun en kritik yerleri. Günlük hayat içinde siz bunu göremiyorsunuz ama en billurlaşmış hali cezaevlerimde yaşanmaktadır. Tüm kurum ve kuruluşlardan yüksek bir duyarlılık beklediğimizin bilinmesini istiyorum.
Anayasa Mahkemesi kararı neden geciktirdiğini açıklamak zorunda
Son çağrım Anayasa Mahkemesi’ne; artık sizin karar vermekte üşengeç ve cimri davrandığınız meseleler cezaevlerinde telafisi mümkün olmayan vahim sonuçlar doğurabilir. Anayasa Mahkemesi, kararı niye geciktirdiğini açıklamak zorundadır. Bunu gündemde tutmaya devam edeceğiz. Cezaevinde zulme maruz kalan tüm mahkumlara dayanışma duygularımızı gönderiyoruz. Haklarının birinci elden takipçisi olduğumuzu bilmelerini istiyoruz.
Adalet Bakanından randevu aldık
Adalet Bakanından randevu talep ettik. Ama görüşmekte güçlük çekiyoruz. Randevu talebimizi ulaştırmakta güçlük çekiyoruz. Dün Pervin Buldan’a döndü. Pazartesi bizimle görüşebileceğini söyledi. Pazartesi görüşmeyi ümit ediyoruz.
31 Mart 2017