Feleknas Ucanın, Clara Zetkin ödül töreninde yaptığı konuşma

Almanya'nın Berlin kentinde 7'ncisi düzenlenen törenle Clara Zetkin Onursal Ödülü'ne Diyarbakır Milletvekilimiz Feleknas Uca layık görüldü. Clara Zetkin Ödülü, Alman Sol Parti (Die Linke) tarafından kadın hakları için yaptığı mücadele dolayısıyla “kadınlara örnek olan kişilere” veriliyor. Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün fikir annesi ve Alman kadın hakları savunucusu olan Clara Zetkin'in adıyla anılan ödül, 2007 yılından beri iki yılda bir veriliyor. Ödül, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nün politik boyutunu tekrar kamuoyuna hatırlatmak amacını taşıyor.

Uca'nın ödül töreninde yaptığı konuşma:

Sevgili yoldaşlar, değerli dostlar

Öncelikle çok teşekkür etmek istiyorum. Çok duygulandım, sadece Clara Zetkin 2017 ödülüne layık görüldüğüm için değil, zor zamanlarımızda bize verdiğiniz dayanışma, destek ve güçten dolayı çok duygulandım. Clara Zetkin işçilerin özgürlük mücadelesiyle, insan hakları mücadelesiyle örnektir bize. Bu ödüle laik görülmek, gösteriyor ki Clara Zetkin'in yürüdüğü yoldan yürümeye devam etmeliyim. İnsan hakları, kadın hakları ve cins eşitliği bakımından, ezilen halkların, Kürt halkının ve DAİŞ'e karşı Şengal ve Rojava'da savaşan kadınların özgürlük mücadelesi bakımından daha fazlasını yapmam gerektiğini gösteriyor. Türkiye'de cezaevlerinde işkence gören kadınlar için, özgürlük mücadelesinde hayatını ortaya koyan kadınlar için bu yolda yürümeye devam etmemiz gerektiğini gösteriyor. Birlikte bu yolda yürüyeceğiz. Yolumuz uzun. Yolumuza çok taş koyacaklar ama biz bu yolu birlikte engellerden temizleyeceğiz. Haklarımız için, demokrasi için ve kadın hakları için bu yolu birlikte yürüyeceğiz.

Türkiye'den, Kuzey Kürdistan'dan yeni geldim. Size Diyarbakır'dan kadın arkadaşlarımdan selam ve sevgi getirdim. Ödüle layık gösterildiğimde Türkiye basınında, ama özellikle tüm Kürt basınında haberler yer aldı. Tüm Kürt kadınlar şunları belirtti: "Özgürlük mücadelemizde her zaman Clara Zetkin'lerin bayrağını dalgalandırdık, bundan sonra da hep beraber bu bayrağı dalgalandırmaya devam edeceğiz. Bizden bir yoldaşım bu ödüle layık görülmesi, bize verilebilecek en güzel hediye."

8 Mart'tan bahsediyorduk. Bugün, kısa bir süre önce 8 Mart etkinliğinin Diyarbakır valisi tarafından yasaklandığı yönünde bilgi aldım. Sadece Diyarbakır'da değil birçok kentte etkinlikler yasaklandı. Bu yasaklar bize Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kadınların direnişinden ne kadar korktuğunu, kadınların dünyayı değiştirebilme gücünden korktuğunu gösteriyor.

Bugün burada yanınızda olabileceğim de net değildi, çünkü ülkeden çıkış yapabileceğim konusunda emin değildim. Bu nedenle havaalanında check-in yaparken çalışana sordum; "Hakkımda yurtdışı yasağı olup olmadığını bana söyleyebilir misiniz?" Sonuçta ödülümü teslim almalıyım. Yetkili tebessüm ederek, "bilmiyorum" dedi. "Bilmiyorum çünkü şu an ki durumda her 5 dakikada bir Türkiye'de politika değişiyor.

Sadece şunu söylemek istiyorum, tutuklu HDP kadın milletvekilleri, görevinden alınan ya da tutuklu bulunan 35 belediye eş başkanımız, sadece özgürlük ve demokrasi istedikleri için cezaevlerine konulan binlerce üyemiz ile dayanışma ve desteğe sahibiz. Bu ödülü Türkiye'de cezaevinde tutsak edilen ve milletvekilliği düşürülen Eş Genel Başkanım Figen Yüksekdağ için, belediye eş başkanlarımız için, partili kadın arkadaşlarım, Sakine Cansız, Seve Demir ve DAİŞ'e karşı Şengal ve Rojava'da savaşan Kürt kadın savaşçılar için alıyorum. Çok teşekkür etmek istiyorum.

Tüm siyasi yaşamım boyunca, susmanın ve görmezde gelmenin hiçbir işe yaramadığını düşündüm. Türkiye'de gözlerimizin önünde sokak ortasında kadınlar güvenlik güçleri, polisler tarafından saçlarından sürüklenirken, darp edilirken, işkence görürken ve gözaltına alınırken kendimi bir milletvekili olarak koruyamam. Bir vekil olarak, bir kadın olarak ve mücadele arkadaşı olarak ezilen kadınları, Erdoğan ve AKP iktidarının ataerkil sistemi nedeniyle ihraç edilen ve işinden edilen sendikacıları, akademisyenleri, gazetecileri korumak için önlerinde siper olmalıyım. Bununla gurur duyarım.

Kenya'ya gittim, orada projeler hayata geçirdim. Kadın sünnetçileri sağlık danışmanlarına dönüştürmek için eğitimlere kattık. Bu projeyi Avrupa Parlamentosu Sol Parti grubunda başlatmıştık. Filistin'e gittik, Suriye'ye gittik, Irak'a gittik. İnsan haklarının ayaklar altına alındığı, baskının olduğu her yere gittik. Kürt sorununun barışçıl çözümü için tankların önünde kendimizi siper ettik. Yıllarca bu mücadeleyi yürüttüm, bundan sonrada mücadelemi sürdüreceğim. Çünkü Ortadoğu'da da, Türkiye'de de, Kürdistan'da da sadece barışçıl bir çözüm sorunlara cevap olabilir.

İster Almanya Berlin'de olalım, Türkiye'de, Şengal'de, Kürdistan'da ya da dünyanın herhangi bir noktasında olalım kadınların özgürlüğü ve eşitliği için sonuna kadar mücadele etmeye devam edeceğiz. Bununla gurur duyuyorum. Sizlerin huzurunda bu mücadelenin süreceğini belirtmek istiyorum. Hep beraber bu mücadeleyi sürdüreceğiz.

Bu anlamda Sol Parti'ye (Die Linke) teşekkür etmek istiyorum. Sevgili Katya, HDP'ye ve milletvekillerine parti olarak (Die Linke), partinin üyeleri olarak her zaman destek sunduğunuz için, Avrupa Parlamentosu’nda kardeş vekillik uygulamasından dolayı sizlere Gabi, Almanya Parlamentosu’nda ve eyalet parlamentolarından dayanışma içinde bulunduğunuz için teşekkür ediyorum. Biz bir yüreğiz, bir partiyiz. Ve Türkiye Meclis üyesi olmama rağmen hala Sol Parti üyesi olduğumu bu arada da belirtmek isterim.

Hakkımda yürütülen bir soruşturma kapsamında 15 yıl ceza isteniyor. Gabi biraz önce bahsetti. 2 Şubat'ta ilk duruşmam görüldü. Duruşmaya gitmedim. Bunun üzerine hakkımda zorla getirilme kararı çıkarıldı. Bu şu anlama geliyor; 24 Nisan'da polisler eşliğinde zorla mahkemeye götürüleceğim. Ama burada şunu belirtmek istiyorum; nerede olursam olayım- cezaevinde olsun, sokakta olsun, mecliste olsun- mücadele sürecek. Eşitlik ve adalet mücadelesi sürecek. Cezaevi için valizim hazır bulunuyor. Türkiye'de insan ne zaman tutuklanacağını kestiremiyor. Ben 3 ay önce valizimi cezaevine götürmek üzere hazırlamıştım. Bu şu anlama geliyor; ben bu yolu adımlamaya başlarken tüm bedelleri göze alarak yürüdüm. Her seferinde kefenimizi hazır ederek yürüdük. Filistin'e gittiğimizde de, Afrika'ya gittiğimizde de dönmemek üzere gitmiştik. Ama her yolculuktan geri döndük ve bugün burada karşınızda duruyorum. Asıl önemli olan budur. Sol Parti'ye tekrardan çok çok teşekkür ediyorum.

Feleknas Uca
Halkların Demokratik Partisi
Diyarbakır Milletvekili
3 Mart 2017, Berlin