
“KCK operasyonları” adı altında yürütülen operasyonların geçmişini kısaca değerlendirecek olur isek bahse konu operasyonlar 2009 yerel seçimlerinin hemen ardından DTP’nin elde ettiği başarıya gölge düşürmek amacıyla 14 Nisan 2009’dabaşlamıştır. İlk olarak 29 Mart 2009 yerel seçimlerinde DTP kazandığı belediye sayısını neredeyse iki katına 99’a çıkararak seçimlerden önemli bir zaferle çıkmıştı. Akabinde de 13 Nisan 2009 tarihinde PKK de yasal-demokratik siyaset zemininin önünün açılmasına katkıda bulunmak amacıyla tek taraflı ateşkes kararı aldığını deklare etmişti. Bu açıklamanın hemen ertesinde KCK operasyonları başlatılarak 14 Nisan 2009 tarihinde Türkiye’nin birçok kentinde 3tane BDP eş başkan yardımcımız, 3 MYK üyemiz, 3 tane PM üyemiz, 11 kadın meclisi üyemiz, 13 örgütlenme komisyonu üyemiz, bir il yöneticimiz, 2 belediye başkan yardımcımız, 7 yerel yönetimler komisyonu üyemiz, 3 belediye çalışanımız, iki avukat, 15 üyemiz olmak üzere toplamda 68 kişi gözaltına alınıp tutuklanmıştır. Sonrasında da bu operasyonlar yıllara yayılarak ve dozu giderek artarak devam etmiştir. 8 binden fazla insan gözaltına alınmış; dörtbin civarında kişi yıllarca cezaevlerinde tutuklu kalmıştır.
17 – 25 Aralık sürecinde cemaat yapılanması tarafından yapılan çalışmalar hükümet yetkililerince kamuoyuna açıklanmış; KCK dışında Balyoz, Ergenekon gibi yargılamaların da cemaat yapılanmasının yürüttüğü operasyonlar olduğu ifade edilmiştir. Mevcut durumda ise 15 Temmuz Darbe Girişiminin ardından cemaat yapılanmasına dahil olan savcı ve hakimler tutuklanmış, görevden alınmışlardır. İşbu halde Fethullah Gülen Örgütü yapılanmasına dahilsavcılar tarafından hazırlanan iddianameler ile bu yapıya dahil hakimler tarafından yapılan yargılamaların şaibeli geçmişi ortaya çıkmış durumdadır.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından bu saldırının arkasında Fethullah Gülen olarak adlandırılan terör örgütünün bulunduğu açıklığa kavuşmuş ve bu illegal yapılanmanın ne derece tehlikeli yöntemlerle devlete sızdığı, mensuplarını sinsice kurumlara yerleştirerek çeşitli komplolar gerçekleştirdiği kamuoyuna yansımış bir vakıadır. İşte bu terör örgütüne yönelik geçtiğimiz günlerde Ankara Cumhuriyet Savcısı Serdar COŞKUN tarafından “Çatı İddianame” hazırlanmış ve Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilerek kovuşturmaya başlanmıştır. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi ise 06.10.2011 gün ve 2008/161 E., 2011/223 K. sayılı dosya kapsamında hükümlü hakkında verilen ceza kararı ile ilgili olarak, yapılan başvuru üzerine olayın CMK-311 inci madde kapsamında yargılamanın yenilenmesi nedeni ve CMK-318 inci madde bağlamında talebin kabule değer olduğuna karar vererek hükümlünün kesinleşmiş 9 yıl 8 ay 20 gün hapis ile 166 gün adli para cezası hakkında infazın durdurulması kararı vermiştir ve hükümlü tahliye edilmiştir.
Az evvel de ifade ettiğim üzere gelinen aşamada 3000’in üzerinde hâkim ve savcı görevden alınmış ve tutuklanmıştır. Bahse konu hal üzerine görevden alınan savcılar tarafından hazırlanan iddianameler ile görevden alınan hakimler tarafından yürütülen yargılamaların şaibeli olduğu ve bu bahisle bu savcı ve hakimlerin görev aldığı davaların hükümsüz olacağı görüşü kamuoyunda da tartışılmaya başlanmıştır. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianame kapsamında yargılanan hakim ve savcıların Fethullah Gülen Örgütü’ne mensup oldukları, bu bağlamda suç işledikleri dile getirilmektedir. Nitekim 205 Kürt siyasetçinin yargılandığı KCK İstanbul ana davası iddianamesini hazırlayan savcı Adnan Çimen, KCK avukatlar davasında soruşturmayı yürüten İsmail Tandoğan, 46 Kürt gazetecinin yargılandığı KCK basın davasında soruşturmayı yürüten Bilal Bayraktar ve yargılamanın yapıldığı Özel Yetkili İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi üye hâkimleri Alparslan Uz, Kazım Kahyaoğlu ve duruşma savcısı İsmail Işık, KCK Diyarbakır ana davasının ilk hâkimlerinden olan ve daha sonra Yargıtay üyeliğine atanan hâkim Menderes Yılmaz 2016/238 E. sayılı dosyada ifade edilen suçlar ile ilgili olarak görevden alınanlar arasındadır. Adı geçen hâkim ve savcılar sadece örnek teşkil etmesi bakımından ifade edilmiş olup bunların dışında çok sayıda KCK davalarına bakan hâkim ve savcı da tutuklanmış durumdadır.
Açıklamış olduğum nedenlerden ötürü Fethullah Gülen yapısına dâhil olan hakim ve savcılar tarafından yürütülen dosyalar kapsamında yargılanan/yargılanmış hüküm giymiş kimselerin maruz kaldığı mağduriyetlerin giderilmesi ve telafisi imkansız zararların önlenmesi açısından yargı yollarının yeniden açılması, hükümlü ve tutukluların derhal tahliye edilmesi gerekmektedir. Ayrıca bu dosyaların öncelikli ve re’sen incelenmeye tabi tutularak davaların neticelendirilmesi üstün kamu yararı gereğidir.
MADDE GEREKÇELERİ
MADDE – 1 ) 15 Temmuz Darbe Girşiminin hemen ardından 18 Temmuz itibariyle 2745 adli-idari hâkim ve savcı görevden alınmış ve büyük bir kısmı tutuklanmış olup ilerleyen günlerde bu sayı giderek artımıştır. Tutuklu savcılar tarafından düzenlenen iddianameler ile tutuklu hâkimler tarafından verilen kararların gerçekleşmiş olgulara dayanmayan, tamamen uydurma yargılamalar olduğu hususu tutuklu savcı ve hâkimleri de kapsayan Fethullah Gülen Örgütü yargılamasına ilişkin çatı iddianamede yer almıştır. Tutuklu savcı ve hâkimlerin Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2016/238 E. sayılı dosyası kapsamında “Fethullahçı Terör Örgütü”ne üye oldukları dile getirilmiştir. Ayrıca 205 Kürt siyasetçinin yargılandığı KCK İstanbul ana davası iddianamesini hazırlayan savcı Adnan Çimen, KCK avukatlar davasında soruşturmayı yürüten İsmail Tandoğan, 46 Kürt gazetecinin yargılandığı KCK basın davasında soruşturmayı yürüten Bilal Bayraktar ve yargılamanın yapıldığı Özel Yetkili İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi üye hâkimleri Alparslan Uz, Kazım Kahyaoğlu ve duruşma savcısı İsmail Işık, KCK Diyarbakır ana davasının ilk hâkimlerinden olan ve daha sonra Yargıtay üyeliğine atanan kâkim Menderes Yılmaz 2016/238 E. sayılı dosyada ifade edilen suçlar ile ilgili olarak görevden alınanlar arasındadır. Adı geçen hâkim ve savcılar sadece örnek teşkil etmesi bakımından ifade edilmiş olup bunların dışında çok sayıda KCK davalarına bakan hâkim ve savcı da tutuklanmış durumdadır.
Halihazırda Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2016/238 E. sayılı dosyası kapsamında bir çok hakim ve savcı tutuklanmış olup onlar tarafından verilen kararlar ile ilgili “yargılamanın yenilenmesi” hususu gündeme gelmiştir. Bu konuda emsal niteliğinde olmak üzere, Ankara 11 Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmüş ve Yargıtayca da onanarak kesinleşen 06.10.2011 gün ve 2008/161 E., 2011/223 K. sayılı dosya hükümlüsü hakkında verilen ceza kararı ile ilgili olarak yargılamayı yapan ve karara bağlayan Ankara 11 Ağır Ceza Mahkemesi; yapılan bavuru üzerine olayın CMK-311 inci madde kapsamında yargılamanın yenilenmesi nedeni ve CMK-318 inci madde bağlamında talebin kabule değer olduğuna karar vererek hükümlünün kesinleşmiş 9 yıl 8 ay 20 gün hapis ile 166 gün adli para cezası hakkında infazın durdurulması kararı vermiştir. İşbu karar ile hâkim ve savcılarının görevden alındığı KCK adı altında yürütülen yargılamaların da bu kapsamda değerlendirilmesi ve yarılamanın yenilenmesine konu olması gerekliliğinden hareketle KCK ve benzeri davalar ile ilgili maddeye ek fıkra eklenmiştir.
MADDE – 2)Yargılamanın yenilenmesine ilişkin yapılan düzenlemenin talebe bağlı olmakısızınre’senve ivedilikle yerine getirilmesi amacı ile işbu düzenleme yapılmıştır.15 Temmuz darbe girşimi kapsamında kapsamında aleyhinde ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek biçimde görevi ifa ederken kusur işlemiş, görevden alınmış, “Fethullahçı Terör Örgütü ve İşlediği Suçlara” dahil olmuş ve Fethullah Gülen Örgütü ile işbirliği içerisinde yargılama ve hüküm verme yetkisini kötüye kullanmış olan hakimler tarafından verilen kararlara ilişkin dosyalar kapsamında hakihazırda tutuklu ve hükümlü bulunanlar hakkında derhal infazın durdurulması kararı verilmesi olası mağduriyetler ve telafisi imkansız zararların önüne geçilmesi açısından elzemdir.
MADDE – 3 ) Yürürlük maddesidir.
MADDE – 4 ) Yürütme maddesidir.
5271 SAYILI CEZA MUHAKEMESİ YASASI’NDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ
MADDE – 1 ) 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Yasası’nın 311 inci maddesinin (f ) fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki (g) fıkrası eklenmiştir.
“(g)İddianame düzenleyen savcılar ilehüküm veren hâkim ya da hükme katılmış olan hâkimlerden biri;15 Temmuz darbe girişimine konu olaylar kapsamında aleyhinde ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek biçimde görevi ifa ederken kusur işlemiş, görevden alınmış,Fethullah Gülen Örgütü ve İşlediği Suçlara dâhil olmuş ve Fethullah Gülen Örgütü ile işbirliği içerisinde yargılama ve hüküm verme yetkisini kötüye kullanmış ise”
MADDE -2) 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Yasası’na aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE – 1) (1) 15 Temmuz darbe girşimi kapsamında haklarında soruşturma başlatılan, iddianamede adı geçen, görevden alınan yahut yargılanan hâkimler tarafından verilen vekesinleşentüm yargılamalar bir talebe bağlı olmaksızın re’sen yargılamanın yenilenmesine konu olur.
(2) 15 Temmuz darbe girşimi kapsamında aleyhinde ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek biçimde görevi ifa ederken kusur işlemiş, görevden alınmış, FethullahGülen Örgütü ve İşlediği Suçlara dâhil olmuş ve Fethullah Gülen Örgütü ile işbirliği içerisinde yargılama ve hüküm verme yetkisini kötüye kullanmış olan hâkimler tarafından verilen kararlara ilişkin dosyalar kapsamında hâlihazırda tutuklu ve hükümlü bulunanlar hakkında derhal infazın durdurulması ve tahliye kararı verilir.
(3) Adalet Bakanlığı; soruşturma, yargılama ve hüküm verme yetkisini kötüye kullanmış olan hâkim ve savcılar tarafından görülen işlere ilişkin dosyaların inceleme ve tasnifniyaparak infazın durdurulması ve yargılamanın yenilenmesi istemiyle dosyaları ilgili mahkemelere ivedilikle gönderir. Mahkemeler Adalet Bakanlığı’nca gönderilen dosyaları öncelikli olarak inceler.
MADDE – 3 ) Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE – 4 ) Bu kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
Meral Danış Beştaş
HDP Adana Milletvekili