Partimizin Mersin il örgütü, sabah saatlerinde Mersin’de düzenlenen ve aralarında 4. sıra milletvekili adayımız İkram Vuran’ın da bulunduğu operasyonları, yaptığı basın açıklaması ile protesto etti. Yapılan basın açıklamasına Mersin milletvekillerimiz Dengir Mir Mehmet Fırat ve Çilem Küçükkeleş’in yanı sıra çok sayıda partili katıldı.

Dengir Mir Mehmet Fırat şu açıklamaları yaptı:


"Vatan savunması değil saray savunmasıdır"

"7 Haziran seçimleri sonrasında şehit düşen, toprağa düşen emniyet güçleri olsun, sivil halk olsun, genç olsun, kadın olsun bunun hesabını mutlak suretle vereceklerdir. Çünkü insanlarımız şunu biliyor; bu mücadelede hayatını kaybedenler bu ülkenin savunması için hayatını kaybetmiyor. Sadece sarayın iktidarının devamı ve yolsuzluklarının örttürülmesi için hayatlarını kaybediyorlar. Bunu şehit cenazelerinde, o ailelerin bağırmalarından anlayabilirsiniz. Hiç bir cenazeye şehit cenazesine gidebilme cesaretine artık sahip değiller. Dolayısıyla bu halk her şeyin farkında. Bu halk birbirleri ile çatıştırılıp bir iç savaşa sürüklenme denemesi sürecinden geçti. Ama bu halkın feraseti buna mani oldu. Bundan sonra da mani olacaktır."


Bir ülke düşünün ki kendi vatandaşını sağlık ekiplerine ulaşabilmek için güvenlik güçleri o vatandaşa ellerinde beyaz bayrakla sokağa çıkma önerisinde bulunabiliyor.


"Yaşatılanlar gayri ahlakidir"

"Bir ülke düşünün ki ölmüş bir insanı başından takmış olduğu iple bir zırhlı aracın arkasından sürüklenebiliyor. Bir ülke düşünün ki kendi vatandaşını sağlık ekiplerine ulaşabilmek için güvenlik güçleri o vatandaşa ellerinde beyaz bayrakla sokağa çıkma önerisinde bulunabiliyor. Bunlar hukuk dışılık değil bunlar gayri ahlakiliktir. O kadar pervasızlaşabiliyorlar ki, öylesine bir terör yaratmak istiyorlar ki gazetecilere gazete sahiplerine hatta ve hatta şirketlere yönelik bir şiddet bir korku ülkesi haline getirilmeye çalışılıyor. Dün valilere 'biz böyle emretmiştik onun için yapmadılar' diyenlerin 3 gün sonra 'valiler görevlerini yapmamışlar' diyebilecek kadar asgari ahlak kurallarından uzaklaşabilen yönetimin başını ibretle izlememiz gerekiyor."


AKP inişi başlamıştır. Siyasi olarak bir kurumun ölümünü izliyoruz.


Savaşla seçim kazanamayacaklar

"Bir gün mutlaka Türkiye'de hukuk hakim olacaktır. Hukukun hakim olduğu bir sistem içerisinde de mutlaka hukuka aykırı davrananlar hesap verecektir. O hesap gününde bugün o talimatları veren siyasilerin arkalarında olmadığını, hatta onlar aleyhine şehadet edeceklerini, çok kısa bir süre önceki beyanatlara bakarlarsa görmeleri mümkündür. Toplumun terörize edilerek seçim kazanılmasının mümkün olmadığının iyi bilinmesi gerekir. AKP inişi başlamıştır. Siyasi olarak bir kurumun ölümünü izliyoruz. Bu inişi ne yaparlarsa yapsınlar durdurabilmeleri mümkün değildir. Bir süre sonra şunu göreceğiz ki AKP bir tabela partisi olma durumu ile karşı karşıyadır. Ne yaparlarsa yapsınlar hırsızlıkları örtebilmek mümkün değil. Ama kefen edebiyatına girmelerine de gerek yok. Çünkü hırsızlığın cezası ölüm değildir.


Ama artık bundan sonraki sloganımız 'İnadına barış, inadına özgürlük' ve 'Seni diktatör yaptırmayacağız.'


"Seni mutlaka ama mutlaka yargının karşısına çıkaracağız"

7 Haziran seçimleri öncesi kullandığımız 'Seni başkan yaptırmayacağız' şeklindeki sloganı değiştirdik. "Biz şunu söylüyoruz. Seni diktatör yapmayacağız. Bundan önceki sloganımız 'Seni başkan yapmayacağız' idi. Ama artık bundan sonraki sloganımız inadına barış, inadına özgürlük ve 'Seni diktatör yaptırmayacağız.' Seni mutlaka ama mutlaka yargının karşısına çıkaracağız ve gereği orada mutlaka yapılacak.