
AKP’nin Türkiye’yi sürüklemeye çalıştığı karanlık, otoriter ve hukuk tanımaz düzene karşı 2015’ten bu yana yapılan bütün seçimlerde temel muhalefet dinamiği olduğunu ortaya koyan partimize yönelik sistemli ve planlı saldırılar sürdürülmektedir.
Son günlerde ortaya çıkan bütün işaretler, AKP-MHP iktidarı tarafından tasarlanmış, planlanmış çok önceden üzerinde ince ince çalışılmış bir kirli operasyonla karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir.
Kayyım Darbesi’ni topluma bir türlü anlatamayan iktidar, elinde tuttuğu medya gücüyle özel savaş tekniklerini devreye sokarak, partimize yönelik kapsamlı bir karalama kampanyası başlatmıştır. Günlerdir partimizin önüne yönlendirilen anneler üzerinden duygu sömürüsü yapan, 40 yıldır var olan dağa gidişleri partimizle ilişkilendirmeye çalışan gazete müsveddeleri, en son Kulp’ta yaşanan ve en sert biçimde kınadığımız patlamayı partimizle ilişkilendirecek kadar düzeysizleşmiş, akıl ve izandan yoksun bir yayıncılık yaptıklarını bir kez daha göstermiştir.
Yeni Şafak Gazetesi’nin bugün attığı manşet, yeni bir utanç vesikası olarak tarihe geçmiştir. İktidar medyayı, siyasi darbelerini meşrulaştırma ve topluma kabul ettirme aparatı olarak kullanmaktadır. Dün 28 Şubat darbesini meşrulaştırmak için atılan manşetler ile, bugün Yeni Şafak’ın ve AKP’ye bağlı medyanın partimizi karalamak için attığı manşetler ve yaptığı haberler arasında herhangi bir nitelik farkı yoktur. Türkiye’de basın askeri darbeler dönemlerinde bile kara propaganda konusunda bu kadar pespaye ve yalan üreten duruma düşmemişti.
Yeni Şafak başta olmak üzere AKP’nin birer aparat olarak kullandığı medya kuruluşları, bu haberleri ile sadece gerçekleri katletmekle kalmamakta, aynı zamanda demokratik düzene karşı darbe suçuna da iştirak etmektedir. Yapılan habercilik değil, evrensel basın ilkelerinin katledilmesidir.
Elbette gazete müsveddelerinden gerçeğe, hakikate uygun bir yayıncılık yapmalarını beklemiyoruz. Ancak şunu belirtmek isteriz: Dün askeri darbeleri meşrulaştıran basın kuruluşları, kalemler ve gazeteciler nasıl toplum vicdanında mahkum oldularsa, bugünkü yayın organları da şimdiden toplum nezdinde mahkum olmuşlardır. Karalama kampanyaları bizleri demokratik ve meşru mücadelemizden vazgeçiremez. Bu kara propagandayı yapan kuruluşlar hakkında gerekli hukuki işlemleri yapacağız.
Azad Barış
HDP Basın, Yayın ve Propagandadan Sorumlu
Eş Genel Başkan Yardımcısı
14 Eylül 2019