Gezi direnişi sırasında Ümraniye 1 Mayıs Mahallesi'nde, 2 Haziran'da TEM otoyolunda yapılan yürüyüşte bir aracın çarpması sonucu yaşamını yitiren Mehmet Ayvalıtaş'ın ölümü ile ilgili açılan davanın üçüncü duruşması, Kartal'da bulunan Anadolu Adliyesi İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.

Duruşmanın görüleceği adliye binası, TOMA ve onlarca çevik kuvvet polisi ile abluka altına alındığı duruşma öncesi salona sadece Ayvalıtaş'ın ailesinin alınacağı söylenmesi üzerine Ayvalıtaş'ın ailesi ve duruşmayı takip etmek üzere gelen yurttaşlar tepki gösterdi. Birçok kişi duruşma salonuna alınmazken Ayvalıtaş'ın ailesi, avukatları ve gazeteciler duruşma salonuna alındı. Duruşmaya Ayvalıtaş'ın babaannesi Neslihan Ayvalıtaş, Ayvalıtaş'ın annesi Fadime Ayvalıtaş'ın fotoğrafıyla katılırken, Gezi direnişinde katledilenlerin aileleri, Berkin Elvan'ın anne ve babası da izleyici olarak katılırken Anayasa Profesörü İbrahim Kaboğlu'nun da bulunduğu çok sayıda avukat hazır bulundu.

Duruşmada, Ayvalıtaş'a çarptığı belirtilen aracın sürücüsü sanık Mehmet Görkem Demirbaş hazır bulunurken, geçen duruşmada hakkında zorla getirme kararı alınan sanık taksi şoförü sanık Cengiz Aktaş katılmadı ve katılmama mazeretini duruşma başladıktan 2 saat sonra bildirdi.

Avukatların savunmalarıyla başlayan duruşmada söz alan avukat Arzu Becerik, Ayvalıtaş davasına ilişkin ilginin çok olduğunu belirterek, duruşma salonunun yetersiz oluşuna dikkat çekti. Becerik, "Bu davada duruşma salonunun yetersizliği nedeniyle adil yargılama ilkesi zedeleniyor" diyerek aleniyetin sağlanması için davanın büyük bir salonda görülmesini talep etti. Anayasa Profesörü İbrahim Kaboğlu da duruşma salonunu küçük olduğunu ifade etti ve adaletin tecellisi için salonun değiştirilmesi gerektiğini söyledi. Avukat Eylem Hakverdi de sanık Cengiz Aktaş'ın neden getirilmediğini sorarak sanık ifadeleri alınmadan tanık ifadelerine başvurularak yapılacak yargılamanın usulen hatalı olduğunu söyledi.

Duruşmada söz alan avukat Sezer Özkaya ise dün Mehmet Ayvalıtaş'ın yaşamını yitirdiği yerde bilirkişi uzmanı ile beraber bir inceleme yaptıklarını belirterek hazırladıkları raporu mahkemeye sundu. Sezer, "Yeterli aydınlatma mevcut. Fren izi de hala olay yerinde mevcut. Bu fren izinin hangi araca ait olduğu tespiti için keşif incelemesi talep ediyoruz" dedi. Turan'ın ardından söz alan avukat Ayla Öztabak da olay günü kazaya neden olan birden fazla aracın olduğuna işaret ederek, bunların tek tek plaka tespitinin yapılmasını, bu kişilerin araştırılmasın, Mobese kamerası görüntülerinin uzman bilirkişilerce incelenmesini, Mobese kamerasının karşı tarafından çekilen bir görüntü bulduklarını ve bu görüntünün de incelenmesini talep etti. Öztabak, olay günü bir taksi şoförü tarafından çekilen fren, trafik akışının ve seslerinin olduğu bir görüntünün izlettirilmesini talep etti.

Mahkeme heyeti, bu talebi kabul ederek yaklaşık 30 saniyelik kaydı inceledi. Avukat Ömer Kavili de söz alarak AİHM kararları gereği, sanığın yüzüne iddianamenin okunmasıyla duruşmanın başlayacağını savunarak, "Kamuoyunun kandırılmaması için mahkemenin dürüst duruşma gerekli. Mahkemenin yapmış olduğu yargılama kanun çiğnemedir" dedi. Kavili'nin talebini reddeden mahkeme heyetine tepki gösteren bazı avukatlar, duruşma salonunu terk etti.

Avukatların talep ve savunmalarının ardından sanıklar dinlenmeden tanık dinlemelerine geçildi. Tanık olarak dinlenen Ataşehir Pir Sultan Abdal Cemevi Başkanı Metin Aslan, "AKP iktidarının Alevilere dönük politikalarından dolayı biz Aleviler, Gezi sürecinde sokaklardaydık. Bizim mahallemizde de yürüyüş oldu. Herkes farklı yönden yürüyordu. Biz de otobana gitmeye karar verdik. Otobana girdiğimizde kontrollü bir şekilde yol kapatıldı. Ve o anda karşı taraftan arabalar geçiyordu. Biz de Ankara'ya gidilen yolu kapattık. Herkes slogan atarak bağırıyordu. Bazı arkadaşlar bizim bulunduğumuz yere gelmek istemediler. O anda taksi ve iki özel aracın gruptakiler çarptığını ve arkadan gelen cipin çok hızlı çarptığını gördüm" ifadeleriyle tanıklığını anlattı.

Tanık sıfatıyla ifade veren Ayvalıtaş'ın ağabeyi Volkan Ayvalıtaş da TEM otoyolunu trafiğe kapattıklarını ve 5-6 arkadaşıyla birlikte otobana atladıklarını dile getirerek, "Arkadan gelen arabaları durdurmamıza, t-shirt sallamamıza rağmen ticari taksi durmadı. Araba, Ayvalıtaş ve Seyit Kartal'a çarptı. Arkadan gelen siyah cip fren yapmasına rağmen taksiye çarparak takla attı" dedi. Ayvalıtaş, arkadan gelen otomobillerin frene bastığında durabildiklerini de sözlerine ekledi.

Tanık ifadelerinin ardından avukatlar, sanık Mehmet Görkem Demirbaş'ın tutuklanmasını talep etti. Duruşmaya verilen arada Ayvalıtaş'ın babaannesi Neslihan Ayvalıtaş sanık Demirbaş'a dönerek, "Hiç vicdanınız yok mu" diye tepki gösterdi. Aranın ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık Cengiz Aktaş hakkında yakalama kararı çıkartırken, sanık Mehmet Görkem Demirbaş'ın tutuklanmasını talebini ise reddetti.

Mahkeme heyeti bir sonraki duruşmanın daha geniş bir salona alınmasına karar vererek davayı 22 Eylül'e erteledi.

Mahkeme heyetinin sanık Demirbaş hakkında tutuklama talebini reddetmesi kararını açıkladığı sırada Ayvalıtaş'ın babası Ali Ayvalıtaş mahkeme heyetine, "Bize niye bunu yapıyorsunuz? Niye tutuklama yapmıyorsunuz. Bana söyleyin ben kime güveneyim" diyerek tepki gösterdi. Duruşma salonu dışında bekleyen yurttaşlar da kararı "Katiller halka hesap verecek" , "Mehmet'in hesabı sorulacak" sloganlarıyla protesto etti.

Öte yandan duruşma devam ederken aralarında HDP'lilerin de bulunduğu kitle adliye önünde "Katillerden hesabı gençlik soracak", "Gezi'den Soma'ya katil devlettir" pankartı açarak forum düzenledi. Forumda konuşan HDP İstanbul İl Eş Başkanı Şamil Atan, "Bu adalet sarayları kimseye adalet dağıtmıyor. Bu adalet saraylarında katiller sığınıyor. Halk kendi iktidarını kurup mücadeleyi yükseltecek" dedi.

21.05.2014