Gezi protestolarına ilişkin önergemiz

Grup Başkanvekillerimiz Meral Danış Beştaş ve Saruhan Oluç, Gezi protestolarıyla ilgili iktidar sözcüleri tarafından sürekli dillendirilen ve toplumda inanç eksenli ayrışma ihtimalini güçlendiren iddiaların araştırılması, gerçeklerin açığa çıkarılması ve toplumsal yaşama olumsuz etkilerinin önüne geçilmesi amacıyla Meclis Araştırması açılmasını istedi. TBMM Başkanlığına verilen önergede şu ifadeler yer aldı:

 TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA

Gezi protestolarıyla ilgili iktidar sözcüleri tarafından sürekli olarak dillendirilen ve toplumda inanç eksenli ayrışma ihtimalini güçlendiren iddiaların araştırılması, gerçeklerin açığa çıkarılması ve toplumsal yaşama olası olumsuz etkilerinin önüne geçilmesi amacıyla TBMM İçtüzüğün 104 ve 105’inci maddeleri gereğince sunulan gerekçe çerçevesinde Meclis Araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.  

GEREKÇE

2013 yılında İstanbul Taksim Gezi Parkı'na Topçu Kışlası ve AVM yapılması için parktaki ağaçların sökülmesi girişimi üzerine ülkenin dört bir yanında vatandaşlar demokratik haklarını kullanarak çeşitli protestolar gerçekleştirmişlerdi.

Protestoların devam ettiği günlerde bazı medya organları tarafından eylemcilerin polis müdahalesinde sığınmak için girdikleri Dolmabahçe’deki Bezmi Alem Valide Sultan Camii’nde bira içtikleri iddia edilmişti. Dönemin kimi bakanları tarafından da bu iddia tekrar edilmişti. Bu iddiaların kamuoyunda yankı yaratmasına sebep olan konuşma dönemin başbakanı Erdoğan tarafından 11 Haziran 2013 tarihli partisinin Meclis grup toplantısında şu sözlerle dile getirilmişti: “Ayakkabılarla Bezm-i Alem Valide Sultan Camisi’ne gireceksiniz, orada içeceksiniz. Bu ülkenin dini mabetlerine karşı bu saygısızlığı yapacaksınız. Ne adına? Çevre adına. Caminin müezzinini tehdit edeceksiniz, ondan sonra farklı şekilde konuşturacaksınız; ‘Böyle bir şey olmadı’… Ne olmadı, bütün görüntüler elimizde. Cuma günü arkadaşlarımıza bunları görüntüyle vereceğiz.”

Protestoların yaşandığı dönemde Bezm-i Alem Valide Sultan Camii müezzini olan Fuat Yıldırım “Burada içki içilmedi. Eylemciler buraya sığındıktan sonra içki içen görselerdi zaten kendileri dışarı atardı. İki günlük süre içinde yaralılar tedavi edildi. Polis gazından kaçanlar camiye sığındı” ifadelerini kullanmıştı.

Aradan dokuz yıl gibi bir süre geçmesine rağmen bu iddialarla ilgili ne görüntüler yayınlandı ne kamuoyuna doğru bir bilgilendirilme yapıldı ne de özür dilendi. Aksine aynı dönemle ilgili 2022 yılında konuşan AKP Genel Başkanı “Dolmabahçe'deki caminin içinde bu eşkıyalar, teröristler, bira şişeleriyle caminin içini pisletmişti. Bunlar çürük, bunlar sürtük” diyerek kamuoyunda infial yaratmıştır.

Bu iddiaların yanı sıra s2022 yılının Haziran ayında partisinin bir etkinliğinde konuşan AKP Genel Başkanı bu kanıtlanmamış iddiasını bir adım öteye taşıyarak Gezi protestolarının gerçekleştiği dönemle ilgili sözlerinde “camilerimiz yakıldı” iddiasında bulundu.

Kuşkusuz ki, Gezi protestoları üzerinden kullanılan bu ifadeler toplumsal kutuplaşmayı ve ayrışmayı üst seviyelere taşıma sonucunu ortaya çıkarmaktadır. Hele ki, ekonomik buhranın derinleştiği, mülteciler üzerinden ırkçı hezeyanların arttırıldığı bu dönemde söz konusu iddialar, siyasi çıkar hesapları üzerinden düşünülse de toplumsal yaşamda çok ciddi tahribatlar yaratma potansiyeli taşımaktadır.

Tüm bunlardan hareketle, bu iddiaların toplumu kutuplaştırıcı, toplumsal ayrışma çizgilerini derinleştirici iddialar olması sebebiyle gerçekliğinin ortaya çıkarılması toplumsal yaşamın salahiyeti açısından çok önemli bir mesele olarak önümüzde durmaktadır.

Bu kapsamda, toplumda kutuplaşmayı ve ayrışmayı derinleştirme tehdidinin önüne geçmek üzere Gezi protestolarıyla ilgili iktidar sözcüleri tarafından sürekli olarak dillendirilen ve toplumda inanç eksenli ayrışma ihtimalini güçlendiren iddiaların araştırılması, gerçeklerin açığa çıkarılması ve toplumsal yaşama olası olumsuz etkilerinin önüne geçilmesi amacıyla bir araştırma komisyonunun kurulması gerekmektedir.

7 Haziran 2022