DİSK üyesi Birleşik Metal-İş Sendikası’nın Bursa’da bulunan Asil Çelik fabrikasında başlatma kararı aldığı grev ‘milli güvenliği bozucu nitelikte’ olduğu gerekçesiyle Bakanlar Kurulu kararıyla engellendi. 

Geçtiğimiz yıllarda da cam, lastik, metal ve maden işkollarında pek çok grev, hükümet tarafından ‘milli güvenliği bozduğu’ veya ‘halk sağlığına zarar verdiği’ gerekçesiyle ertelendi ve fiili olarak yasaklandı. 

İşçiler açısından en önemli hak arama aracı olan grev hakkı, evrensel ve temel bir haktır. Ancak Türkiye’de bu hakkın kullanılmasının önünde engeller bulunmaktadır. 12 Eylül’ün darbeci generallerinin grev hakkını gasp etmek için hazırladıkları yasalar, bugün Erdoğan-AKP Hükümeti tarafından pervasız biçimde kullanılmaktadır. 

Metal işçilerinin grevini fiilen yasaklama kararını imzalayan Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanların, ‘milli güvenlik’ten anladıkları ülkenin ve yurttaşların güvenliği değildir. İşçilerin sefalet ücretine, kölelik koşullarına, iş cinayetlerine mecbur edildiklerine bakılırsa, Erdoğan-AKP iktidarının sağlık ve güvenlikten anladığının paranın ve şirketlerin güvenliği olduğu görülecektir. 

Grev hakkının kullandırılmaması aynı zamanda toplu sözleşme hakkının da fiilen ortadan kaldırılması, sendikalaşma hakkının ise kadük hale getirilmesi demektir. Grev hakkı olmaksızın toplu sözleşme yapılması, işverenlerin verdiğine mahkum olunması demektir. 

Bu yasak sadece Asil Çelik işçilerinin ve onların ailelerinin değil; genel olarak sosyal, ekonomik ve demokratik hak arayışında olan tüm işçi ve emekçilerin önünü kesmeye yöneliktir. Grev hakkının fiilen yasaklanmasını kabul etmiyoruz. Metal işçilerinin hak arayışlarını ve haklı direnişlerini destekliyoruz.  

Serpil Kemalbay
Halkların Demokratik Partisi
Eş Genel Başkan Yardımcısı 
19 Ocak 2017