Gülistan Dokunun akıbetinin araştırılması ve suçluların tespitine ilişkin önergemiz

Grup Başkanvekillerimiz Meral Danış Beştaş ve Saruhan Oluç, 5 Ocak 2020'den beri haber alınamayan Gülistan Doku’nun akıbetinin araştırılması ve Doku’nun kaybolmasına karışan veya suç işleyenlerin tespit edilerek haklarında gerekli soruşturmaların yapılması amacıyla Meclis araştırması açılması için TBMM Başkanlığına başvurdu. Önergede şu ifadeler yer aldı:

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

5 Ocak 2020 günü kaybolan Gülistan Doku’nun akıbetinin araştırılması ve Doku’nun bulunması ile bu süreçte Doku’nun kaybolmasına karışan veya suç işleyenlerin tespit edilerek haklarında gerekli soruşturmaların yapılması amacıyla Anayasa’nın 98 inci ve İçtüzüğün 104’üncü ve 105 inci maddeleri gereğince Meclis araştırması açılması için gereğini arz ve teklif ederim. 

GEREKÇE

Kayıp; kaybolan kişinin akıbetinin bilinmemesinden ötürü bünyesinde beklemeyi de barındırdığından tarifi olanaksız manevi eza niteliğindedir. Tüm kamuoyunun malumu olduğu üzere Gülistan Doku, iki yılı aşkın bir süredir kayıptır ve yaşadığına yahut öldüğüne dair tek bir bulguya dahi ulaşılamamış olması meselenin vahametini ortaya koymaktadır. Bu süreç Doku’nun ailesi başta olmak üzere bütün sevenleri için bir işkence niteliğindedir. Kamuoyunun tepki ve beklentilerine, ailenin çabalarına ve taleplerine karşın Gülistan Doku’nun bulanamamış olması, yoğun bir üzüntünün yanı sıra endişe ve korkuları da artıran bir olgudur.  

Munzur Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü 2’nci sınıf öğrencisi iken kaybolan Gülistan’ın son olarak Uzunçayır Baraj Gölü üzerindeki Dinar Köprüsü yakınlarında görüldüğü ihbarı yapılmış ancak arama çalışmaları neticesiz kalmıştır. Yeterli düzeyde yapılmayan arama faaliyetleri en son 2020 yılının 18 Ağustos günü sonlandırılmıştır.

Gülistan’ın hala bulunmamış olmasında en büyük etkenin, ilk anda gerekli müdahalelerin yapılmamış olması ve yargı sürecinin hızlı refleks göstermemiş olması aşikârdır. Öte yandan valilikçe yapılan açıklamalar Doku’nun intihar etmiş olduğu yönündeyse de cenazesine ulaşılamamış olması soru işaretlerini artırmakta ve bu olasılığı azaltmaktadır.

Gülistan Doku’nun kaybolması ile ilgili kritik olan husus, Tunceli’de görev yapan bir polisin oğlu olarak bilinen ve harp akademisi mezunu olan Rus asıllı Zaynal Abakarov ile olan arkadaşlığıdır. Nitekim, Gülistan’ın bu zat tarafından darp edilerek bir minibüse konulduğuna dair beyanlar mevcuttur. Ancak ne emniyet ne de yargı bu iddiaları araştırmaya dönük ciddi bir çalışma yürütmemiştir. Ayrıca, Gülistan’ın kayıp ilanını veren kişinin Abakarov olması ve Abarakov’un yurtdışına çıkmış olması gibi son derece kritik gelişmeler, kayıp olayında Abrakov’un dahli olduğuna delalettir. Yine Gülistan’ın kaybolduğu bölgedeki mobese ve HTS kayıtlarına ulaşılamıyor oluşu, Tunceli alınan yoğun güvenlik önlemleri nazara alındığında hayatın olağan akışına aykırıdır.

Gülistan’ın ailesi çeşitli kereler oturma eylemleri gibi çeşitli araçlarla seslerini duyurmaya çalışmışlar ancak her kezinde kolluk şiddeti ve yargı baskısı ile karşılaşmışlardır. Gülistan’ı en son gören Zaynal Abakarov’un bu olaydaki dahli hiçbir şekilde sorgulanmazken; Gülistan’ın aile fertlerine yönelik baskı; Abakarov’un kolluk ve yargı tarafından korunduğu şüphesini artırmaktadır.

Ülkede üniversite öğrencisi genç bir kadının tam 2 yıldır kayıp olması, toplumda, bilhassa kadınlar açısından büyük bir endişe, korku ve umutsuzluk yaratmıştır. Gülistan’ın anne ve ablası yaşadıkları acıyı ve manevi ezayı dile getirmekten geri durmamış ancak onların bu sesleri artık duyulmaz olmuştur. Gülistan’ın yaşayıp yaşamadığının, hangi şartlarda kaybolduğunun 2 yılı aşkın bir süredir bilinemiyor oluşu, gerçek manada bir trajedidir. Üstelik olayda dahli olduğu ortaya konulan delillerden açıkça anlaşılan Zaynal Abarakov’un ifade dahi vermeksizin yurtdışına çıkmış olması, meselenin emniyet ve yargı organlarında sahiplenilmediğinin de ifadesidir. Olaydaki tek şüpheli şahsın, emniyet mensubu olan üvey babası tarafından koruma altına alındığına işaret eden gelişmeler, kayıp hadisesine dair ailenin de bilgi sahibi olduğuna dair kuşkuları artırmaktadır. Ancak tüm bunlara rağmen Gülistan’ın bulunmasına yarayacak araçların yargı ve emniyet tarafından irdelenmiyor oluşu, olası başka kayıp vakaları açısından da tehlike içermektedir. Gülistan’ın ailesinde ve toplumda oluşan derin kaygının bir yönünü de bu tehlike oluşturmaktadır.

Bunca zamandır ülke gündeminde olan Gülistan Doku’nun kaybolması hadisesinin parlamento gündemine derhal getirilmesi ve bir komisyon kurularak meselenin aydınlatılması elzemdir. Bu bahisle bir komisyon kurulmasını talep zarureti hasıl olmuştur.

23 Şubat 2022