Günay: Çözüm için muhalefet turlarına başladık, acil önlemler paketimizi paylaştık

Parti Sözcümüz Ebru Günay, Genel Merkezimizde basın toplantısı düzenleyerek gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi:

Parti Sözcümüz Ebru Günay, Genel Merkezimizde haftalık basın toplantısı düzenleyerek gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi. Günay, şunları söyledi:

2021 yılının son günlerindeyiz yeni bir yıla hep birlikte gireceğiz. Çok zorlu bir yılı geride bıraktık, gerek pandemi gerekse iktidarın yarattığı krizler nedeniyle Türkiye toplumu zorlu bir yılı geride bıraktı. 

2021’de büyük bir mücadele yürüttük, 2022’de mücadeleyi daha da büyüteceğiz

Birbirimizle dayanışarak 2021 yılını geride bıraktık. Bizler HDP olarak, “HDP’liyiz Her Yerdeyiz” diyerek Edirne’den Hakkari’ye, Mardin’den İstanbul’a, Diyarbakır’a Ankara’ya kadar her yerde direnen, baskıya karşı mücadele eden, sesini yükselten, kadın kazanımlarını koruyan kadınlarla geleceğini korumaya çalışan gençlerle, ekolojik dengeyi korumaya çalışan ekolojistlerle bir aradaydık. Özetle Türkiye’nin tamamı ile bir mücadele yürüttük, birlikte direndik. Hep birlikte alanlarda, sokaklardaydık. 2022 yılı da bizler için böyle bir yıl olacak. Türkiye’nin bütün kesimleriyle, ezilenleriyle, kadınlarıyla, gençleriyle, Alevileriyle, Êzidîleriyle, Süryanileriyle birlikte dayanışarak kazanacağımız bir yıl olacak. 2022 yılı Türkiye halklarına kutlu olsun, hepimizin kazanacağı ve hep birlikte direneceğimiz bir yıl olsun. Hep birlikte özgür, birlikte kazanacağımız, dayanaşacağımız bir yıl olmasını diliyoruz. 

Krizleri görmezden gelmek ve yandaşları için fırsata dönüştürmek bir AKP klasiğidir

Ekonomik kriz ülkeyi yangın yerine dönüştürdü. Halkımız her gün açlık, yoksulluk, sefalet içinde yaşam mücadelesi veriyor. Buna karşı iktidar her zamanki gibi gözlerini kapatmış, olan biteni görmezden gelmeye çalışıyor. Bütün kriz anlarında yaptığı gibi bu iktidar tekrardan kendisini, yandaşlarını kurtarmaya, halkın taleplerini görmezden gelmeye çalışan bir politika yürütmeye çalışıyor. Bu bir AKP iktidarı klasiği, krizleri görmezden gelmek, halkın taleplerini görmezden gelmek. En önemlisi, çözüm formülleri adı altında yandaşı kayırmak bir AKP klasiği. Maalesef bu içinde bulunduğumuz ekonomik krizde de AKP iktidarı tekrardan kendi iktidarını ve yandaşı koruma derdine düşmüş. Kendi yönetememe krizini kamufle etmeye, gizlemeye ve toplumdan gerçekleri saklamaya çalışıyor. Türkiye toplumu bütün bu olan bitenin farkında son bir haftada yaşananlara baktığımızda her şey bütün çıplaklığı ile ortada. İktidarın çözüm yaratamadığına, sermayeden yana tavır aldığına, halkın taleplerini görmezden geldiğine bütün Türkiye toplumu tanıklık etti. 

İktidar bu ülkenin başına gelmiş en büyük felakettir, ülkeyi uçuruma sürüklüyor

Bununla birlikte Erdoğan çıkıp “gece yarısı finans oyunları” diyerek yeniden bir hayali düşman yarattı ve yeniden gerçekleri gizlemeye çalıştı, muhalefeti hedef göstererek kutuplaştırmaya çalıştı. Bizler şunu ifade edelim ki; en büyük tehlike siz kendinizsiniz, ülkeyi uçuruma sürüklediniz, ülkeyi yangın yerine dönüştürdünüz, dolayısıyla bu ülkenin başına gelmiş ve gelebilecek en büyük tehlike sizin iktidarınız, sizin politikalarınız ve yönetememe biçiminizdir. Bir gecede milyar dolarlar satanlar kimler, hangi yandaşlarınızı artan ve düşen dolardan zengin ettiniz. Yetmedi TL’yi dolara bağladınız, yeniden yoksulluk, fakirlik ve çözümsüzlük yarattınız. 

Birileri operasyon yapıyorsa yapılan zamları geri alın

Madem birileri operasyon yapıyor bunun çözümü çok basit; yaptığınız zamları geri alın, benzin mazot zamlarını geri alın. Sonuçta bu kur farkının topluma yansıması ve cep yakması, hale toplumda açlık ve yoksulluğa sebep olduğu sonuçlar ortada ve kendisini korumaya devam ediyor. Bunları bir an önce ortadan kaldırın, halkın taleplerine cevap verin. 

Halkımız sizin fırıldak gözlerinizdeki ışığa bakmıyor, sönen ocağının ateşine bakıyor

Hazine ve Maliye Bakanı ne diyor; ekonomi gözlerimdeki ışıktır. Ben buradan kendisine şunu söylemek istiyorum; açlıkla, yoksullukla cebelleşen halkımız sizin fırıldak gözlerinizdeki ışığa bakmıyor. Faturasını ödeyemediği için yanmayan elektriğine bakıyor, sönen ocağının ateşine bakıyor, tenceresinde kaynamayan aşına ekmeğine bakıyor. Baktıkça da öfkeleniyor, bu öfke sizi sandığa gömecek olan öfkedir. Benden size tavsiye halkın gözlerindeki öfkeye bakın bu öfke iktidarınızın sonunu getirecektir. Halkın taleplerine kulak verin, bu ülkeyi yönetemediğinizi kabul ederek bir an önce istifa edip bu ülkenin ve halkın sırtına kambur olmaktan bu ülkeyi kurtarın. 

Çözüm için muhalefet turlarına başladık, önerilerimizi paylaştık

HDP olarak bizler bu gelişmeler devam ederken MYK toplantımızı gerçekleştirdik. Acil sorunlardan biri olarak ekonomi ve yönetememe krizi bizim de gündemimizdeydi. Bu tartışmalar sonucunda Eş Genel Başkanlarımız siyasi partilerle görüşmeler gerçekleştirdiler. İlk olarak Saadet Partisi ile görüştük önümüzdeki hafta Gelecek, DEVA  ve CHP  ile görüşmeler yapılacak. Şunu ifade etmek isteriz; bizler HDP olarak ülkenin yönetememe krizi olduğunu söylüyoruz. Yönetememe krizine en iyi çözüm ise iktidarın bir an önce seçime gitmesi, iktidarın yönetemediğini kabul etmesi. Bizim önerimiz şudur, görüşmelerde de bunu dile getireceğiz, bütün muhalefet partilerinin ortaklaşacağı bir seçim önergesinin Meclis'e gelmesi gerekiyor. Türkiye yönetememe krizine çözüm olarak bir an önce erken seçime gitmeli. Burada bütün muhalefet partilerinin ortak hareket etmesi ve bu gidişata dur demesi bizler açısından önemlidir. Evet iktidar yönetemiyor ama muhalefetin de bu gidişata dur demek gibi bir sorumluluğu var. Bu soruna dikkat çekerek muhalefet olarak hep birlikte seçim önergesinin gündeme gelmesi ve bir erken seçime gidilmesinin elzem olduğunu düşünüyoruz. Türkiye toplumlarının tamamı erken seçim istiyor. Sırtında yük olarak gördüğü bu iktidardan kurtulmak istiyor, özgür demokratik bir gelecek istiyor. Bunun için mücadele etmek ise muhalefetin temel görevlerinden biri. 

Krize karşı acil önlemler paketimiz ve önerilerimiz var

Yönetememe krizinin bir diğer önemli konusu ekonomik krize yönelik de bizim çözüm önerilerimiz var, erken seçim öncesi toplumu rahatlatacak ve halkın acil ihtiyaçlarına çözümler bulacak ekonomik tedbirler de gündemimizde. Bu kapsamada, temel ihtiyaçlar konusunda toplumu rahatlatacak, halkın sırtındaki yükü az da olsa azaltacak bir acil ekonomik tedbirler önerilerimiz var. Çözüm önerilerimiz şunlar; Acil olarak elektrik, su, doğalgaz ve internet, tüm hanelerde ihtiyaç sınırına kadar ücretsiz karşılanmalı. En düşük emekli maaşı asgari ücret sınırına kadar yükseltilmeli. Yine 800 TL olan öğrenci bursları ise karşılıksız bir şekilde 2.000 TL’ye yükseltilmeli. İşsizlere asgari gelir desteği sağlanmalı, çiftçilere verilen destekler artırılmalıdır. Bunlar seçime girmeden önce alınması gereken acil tedbirler önerilerimiz. Bizler halkın taleplerine kulak veren bir parti olarak bu konudaki tarihi rolümüzü oynamaya devam edeceğiz, bu konudaki her türlü sorumluluğu alacağımızı bir kez daha söylemek isterim. Bu tarihi misyonumuzun gereği olarak da çözüm odaklı bu görüşmeleri gerçekleştiriyoruz. 

Cezaevleri ölüm evlerine dönüştü, şüpheli ölümler konusunda Adalet Bakanlığı açıklama yapmalı

Ülkedeki bir diğer kanayan yara maalesef ölüm evlerine dönüşen cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleridir. İHD 14 Aralık’ta bir rapor yayınladı. Bu rapora göre 2020 yılın başından itibaren 7’si infaz ertelemesinden sonra olmak üzere en az 59 ölüm var. Sadece son bir ayda devletin koruması ve sorumluluğu altında olan cezaevlerinden 7 cenaze çıktı. Cezaevlerinin ölüm evlerine dönüştüğü herkesin malumu. Adalet Bakanlığı ise bütün bunları izlemeye devam ediyor. En son Tekirdağ F Tipi Cezaevi'nden Vedat Erkmen’in cenazesi çıktı. Bakın olaydan birkaç gün önce odasında bir arama gerçekleşti. Bu aramada bir ince arama yapıldı. Arkadaşlarının yanından, güvenlik gerekçesiyle alınarak tek kişilik bir hücreye bırakıldı. Ailesi ile yaptığı son telefon görüşmesinde, ailesi ve kardeşleri herhangi bir olağanüstülük olmadığını ve bu şüpheli ölümün bir cinayet olduğuna ikna olduklarını söylediler. 

Ne ailesi, ne arkadaşları bu ölümü şüpheli bir cinayet olarak görüyor. Bizler de bunun intihar olduğunu düşünmüyoruz. Adalet Bakanlığını kamuoyunu ve aileyi tatmin edecek bir açıklama yapmaya davet ediyoruz. Artan şüpheli ölümlerden kaynaklı milyonlarca aile artık tedirgin. Çocukları cezaevinde. Cezaevleri hak ihlallerinin yoğun olarak yaşandığı bir yere dönüştü. Türkiye'de insanlar artık cezaevlerinde can güvenliği tehlikesi yaşıyor. Hak ihlalleri bununla da sınırlı kalmadı, Kars’ın Digor ilçesine götürülen Vedat Erkmen’nin cenazesinin camiye götürülmesine, selasının okunmasına izin verilmedi. Cami imamı İl Müftülüğünün genelgesini ve talimatını gerekçe göstererek Vedat Erkmen’in cenazesini camiye kabul etmedi. 

Bir ölünün selasını okumamak camiye almamak hangi dine, kitaba, ahlaka sığar? 

Buradan hem İl Müftüsüne hem de cami imanına sormak istiyorum; bu yaptığınız hangi dine sığar, hangi kitapta geçer, hangi ahlaka sığar? Hangi insanlık değeri bir ölünün selasının okunmamasını kabul eder. Hangi din insanı bunu kabul eder. Bunu yapsa yapsa vahşi IŞİD çetesi yapar. Bu uygulamalar aslında IŞİD’İ aratmayacak düzeyde. IŞİD cenazelerine olan vahşeti aratmayacak düzeyde. İnsanlık dışı uygulamalardır.  Bunları asla kabul etmiyoruz! 

Failli meçhuller bugün iktidarın kontrolündeki cezaevlerinde yaşanıyor

90’lı yılların faili meçhul cinayetleri artık Adalet Bakanlığının kontrolündeki cezaevlerinde yaşanıyor. Faili meçhul cinayetlerin yerini cezaevlerinde mahpusların şüpheli ölümleri aldı. Bunlar asla bizler açısından kabul edilemez şeyler. Adalet Bakanını duyarlılığa, cezaevlerindeki bu ölümlere bir an önce dur demek için açıklama yapmaya davet ediyoruz. Cezaevlerindeki infaz sistemi bu iktidarın adım adım ördüğü bir sistem ve bu sistem artık ölüm üretiyor. 

İktidarın ırkçı söylemleri İzmir’de 3 mültecinin diri diri yakılmasına neden oldu

Düşman politikaları sonucu olarak iktidarın toplumu kışkırttığını biliyoruz. Irkçılığın teşvik edildiği, ırkçı söylemlerin arttığı bir dönemde, İzmir’de, 3 Suriyeli mülteci diri diri yakılarak hayatını kaybetti. Bu olanlar bu yapılanlar elbette insanlık dışı uygulamalardır. Failler hesap vermelidir. İktidar topluma karşı düşman dilinden bir an önce vazgeçmelidir.  

JİTEM’in iyi çocukları beraat ettirildi

Bu iktidarın hak ihlalleri, yaptığı adaletsizlikler, hukuksuzluklar anlatmakla bitmez. Birkaç gün önce Umut Kitabevi dosyasında, delillere, kamuoyuna mal olan görüntülere rağmen sanıklar tam 16 yıl sonra beraat ettirildiler. Yine Cizre JİTEM dosyasında gözaltındaki 21 kişinin infazından sorumlu olan Cemal Temizöz ve diğer sanıkların beraat kararı Yargıtay tarafından onaylandı. 

İktidara geldiğinden bu yana faili meçhul cinayetleri açığa çıkartacağını söyleyen AKP iktidarı yargılamaya başladığı JİTEM sanıklarını beraat ettirdi, teker teker dosyaların üzerini örttü, bu dosyalara bu katliamlara ve ölümlere ortak olduğunu ifade etti. Geldiğimiz aşamada AKP iktidarı derin devletin kendisi oldu, ülkeyi mafya ve çete ülkesi haline getirdi. Bu adaletsizliğe karşı HDP olarak bizlerin mücadelesi kesintisiz devam edecek. 26 Aralık’ta Urfa’da adaletsizliklere, cezaevlerindeki hak ihlallerine ve tecride dikkat çekmek için bir miting yapıyoruz. Bu mitinge Eş Genel Başkanımız Mithat Sancar katılacak. Adaletsizliğe karşı olan herkesi bu mitinge katılmaya davet ediyoruz. 

29 Aralık’ta Eş Genel Başkanımız İzmir’de görülecek olan Deniz Poyraz duruşmasına katılacak. Buradan bütün kadınlara çağrımızdır. Deniz’in katillerinden hesap sormak için İzmir’de buluşma çağrısında bulunuyorum. 

Gençlik kongremize HDP’de umudu gören bütün gençleri katılmaya çağırıyoruz

HDP tüm mücadele alanları içinde, aynı zamanda çok büyük bir gençlik partisidir. Bütün gençlerin HDP’de umudu gördüğü, kendisini HDP’de ifade ettiğini ve HDP’de mücadele etmek istediğini biliyoruz. Gençlik meclisimiz 26 Aralık’ta Diyarbakır’da Kaplan City Salonu'nda 3’üncü Olağan Kongresini gerçekleştiriyor. "Şimdi Gençlik Zamanı" diyen, "Genç Başladık Genç Bitireceğiz" diyen gençleri Diyarbakır’da yapılacak olan Gençlik Kongremize bir kez daha davet ediyorum. Gençlik Kongremize de aynı zamanda Eş Genel Başkanımız Mithat Sancar katılacaktır. 

Me ji bo çareseriya pirsgirêkên civakî dest bi hevdîtinan kir

Pirsgirêkên Tirkiyeyê berdewam dikin. HDP ji bo çareseriya van pirsgirêkan rola xwe dilîze. Cardin em ê ji bo gelan, ji bo tevahiya civaka Tirkiyeyê rola xwe bilîzin. Krîza aborî, bêsînor berdewam dike. Cardin hem ji bo çareseriya krîza aborî hem jî çareseriya nerêveberiya vê desthilatdariyê me bi partiyên siyasî re dest bi hevdîtinan kir. Me doh bi Partiya Saadetê re hevditîn pêk anî em ê hefteya pêşiya me jî bi CHP, DEVA, Gelecekê re hevdîtinan pêk bînin. Di van hevdîtinan de pêşniyaza me ya yekemîn ew e ku divê hilbijartina pêşwext bê lidarxistin û ji bo vê yekê bi hemû muxalefetê re di parlamentoyê de em dixwazin pêşniyaznameyekê amade bikin. Ji bo çareseriya qeyrana aborî jî pêşniyazên me hene û em van jî parve dikin.  

Berpirsyarên kuştinên li girtîgehan ev hikûmet e

Mijareke din jî di girtîgehan pirsgirêk roj bi roj girantir dibin. Herî dawî li Girtîgeha Tekîrdagê girtiyekî din jiyana xwe ji dest da. Ne malbata wî ne hevalên wî ne jî em vê kuştinê wekî întihar qebûl dikin. Em li hemberî van mirinan bi şik û guman in. Desthilatdar li hemberî girtiyan polîtîkayên neyartiyê, tecrîdê û kuştinê dimeşîne. Di salên 90’î de kuştinên kiryarên wan ne diyar pêk dihatin, lê îro jî li heps û zindanan kuştina girtiyan pêk tê, em vê yekê qebûl nakin. Em bang li wezîrê  dadê dikin da berpirsyariya xwe pêk bîne û di vî warî de daxuyaniyekê bide. Divê demildest girtiyên nexweş bên berdan. Em van êrişên li ser girtiyan qebûl nakin. 

Bilgen'in taktiridir, herkese hayırlı olsun

SORU: Ayhan Bilgen geçtiğimiz günlerde partinizden istifa etti. Bu konu kamuoyunda çok tartışılıyor. Bu istifayı ve sonrasında yaşanan tartışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?  

Ayhan Bilgen HDP’ye emek vermiş, kuruluşundan bu yana  birçok kademesinde çalışmış siyasetçiydi. Geldiğimiz aşamada kendi takdiriyle partimizden istifa etmiştir. Kendi  takdiridir, herkese hayırlı olsun.

23 Aralık 2021