Günay: Gezi Davası kararı iktidarın yargıyı sopaya dönüştürdüğünün açık göstergesidir

Parti Sözcümüz Ebru Günay Genel Merkezimizde düzenlediği haftalık olağan basın toplantısında gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi. Günay şunları söyledi:

Gerçek demokrasi Roboski Katliamı’nın faillerinin hesap vermesiyle olacaktır

Dün Roboski katliamının 11’inci yıl dönümüydü. Dün bir kez daha kapanmayan bir acıyı andık. Yaşamını yitiren 34 canımızı saygıyla anıyorum. Gerçek katiller ortaya çıkıp hesap verinceye kadar bizler mücadele etmeye devam edeceğiz. Çünkü bu ülkedeki gerçek demokrasinin, Roboski Katliamı’nın gerçek faillerinin hesap vermesiyle olacağını hepimiz çok iyi biliyoruz. Bizler HDP olarak, acılı ailelerle birlikte mücadele yürütmeye, hesap sormaya devam edeceğiz.

Gezi Davası iktidarın yargıyı sopaya dönüştürdüğünün açık göstergesidir

Yılın son günlerindeyiz ve maalesef tekrardan iktidarın düşman politikalarıyla, hukuksuzluklarıyla yılı bitiriyoruz. Dün Gezi Davası kararı istinaf mahkemesinde onaylandı. Osman Kavala'nın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile diğer tutuklulara verilen karar onaylandı. Bu bir kez daha iktidarın yargıyı sopaya dönüştürdüğünün, yargıyı intikam alma aracına dönüştürdüğünün açık göstergesidir. Baştan sona hukuksuz ve usulsüzlüklerle dolu bir yargılama. Yargıyı sopaya dönüştürenler bilsinler ki; Gezi bu halklara umut oldu. Gezi direnişini ve ruhunu asla zindanlara dolduramazsınız. Bizler Gezi direnişinin yanında durmaya ve Gezi ruhuyla mücadele etmeye devam edeceğiz. 

Savaş politikalarının en büyük etkenlerinden biri tecrit politikasıdır

Bildiğiniz üzere HDP olarak Adalet Bakanlığı önünde Adalet Nöbetimiz devam ediyor. Bu ülkedeki savaş politikalarının en büyük etkenlerinden biri elbette iktidarın yürüttüğü tecrit politikalarıdır. Sayın Öcalan’ın avukatları, Asrın Hukuk Bürosu, Sayın Öcalan’ın CPT ile görüşmeye çıkmadığını duyurdu. Zaten 21 aydır avukat ve aile görüşmesinin gerçekleştirilmediği İmralı ile hiç bir fiziki temasın olmadığı kamuoyunun bilgisi dâhilinde. Bizler İmralı tecrit sisteminin, bu ülkedeki hukuksuzlukların, adaletsizliğin, faşizan uygulamaların temelinde olduğunun farkındayız. AKP kendi faşizmini tecrit ile besleyip büyüten bir iktidar. Tek adam rejimine karşı durmak için en çok da iktidarın tecrit politikalarına karşı mücadele ediyoruz, bunda da ısrarlıyız. 

Adalet Bakanını bu suça ortak olmamaya davet ediyoruz

HDP olarak parlamento grubumuz Adalet Bakanlığı önünde hukuk uygulansın ve avukatlar görüşme gerçekleştirsin talebiyle nöbet eylemi başlattı. Eylemimiz 1 haftadır devam ediyor. Ne yazık ki Adalet Bakanlığı’ndan bu konuda henüz bir açıklama yapılmış, avukat ve aile görüşlerinin yapılması için herhangi bir adım atılmış değil. Daha da önemlisi bizlerin, Eş Genel Başkanlarımızın yaptığı başvuru, DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz’in yaptığı başvuru, DTK Eş Genel Başkanı Berdan Öztürk’ün ve vekillerimizin yaptığı başvurulara Adalet Bakanlığı henüz bir yanıt vermedi. Bir kez daha Adalet Bakanlığı’na şunu hatırlatmak isterim: Oturduğunuz koltuk, adaletin tesis edilmesi için var olan bir makamdır. Sorumluluğunuzdaki bir cezaevinde 21 aydır aile ve avukat görüşmeleri gerçekleştirilmiyorsa, tecrit politikalarında ısrar ediliyorsa, siz de hukuku ayaklar altına alıyorsunuz. Adalet Bakanı olarak bu suça ortak oluyorsunuz. Bizler Adalet Bakanı’nı bu suça ortak olmamaya, çağrılarımıza ve taleplerimize cevap olmaya davet ediyoruz. Demokratik kamuoyunun kaygılarını gidermek için en hızlı şekilde avukat ve aile görüşmesinin gerçekleşmesi talebimizi yineliyoruz. 

Tecride karşı çıkmak, demokrasi, barış ve özgürlükte ısrar etmektir

Tecrit politikaları, savaş politikaları, tek adam rejimini besliyor. Tecrit politikaları bu ülkedeki her türlü hukuksuzluğun temelinde ve AKP’nin bir yönetim biçimine dönüştü. Tek adam rejimine karşı çıkmak, tecride karşı çıkmak, demokrasi, barış ve özgürlükte ısrar etmektir. Sayın Öcalan ile yapılacak görüşmelerin nasıl etki yaratacağını hepimiz çok iyi biliyoruz. Nasıl barışçıl bir ortam gelişeceğini, nasıl özgürlük ve demokrasinin gelişeceğinin farkındayız. Bundan da en fazla rahatsız olan, savaş politikalarından beslenen, içeride dışarıda savaş politikalarında ısrar eden AKP iktidarıdır. Bu nedenle tecritte ısrarlı. Adaletin tesis edilmesini, hukukun uygulanmasını, Adalet Bakanlığı’nın bu konuda bir an önce kaygıları giderecek adımlar atmasını, bir kez daha talep ediyoruz. 

DBP Eş Genel Başkanını tutuklayarak seçim startını vermeyi amaçlıyor

Bu tecrit politikalarıyla beraber her yerde Kürt halkına, onun örgütlü gücüne karşı saldırılar, baskılar devam ediyor. En son bileşen partimiz DBP Eş Genel Başkanı Sayın Keskin Bayındır, Amed İl Eşbaşkanı Hayrettin Altun tutuklandı. Birçok İl Eşbaşkanı gözaltına alındı, birçok il örgütü ve DBP Genel Merkezi’nde hukuka aykırı şekilde aramalar yapıldı. Bu iktidar kaybediyor, kaybederken de Kürdün örgütlü gücüne her alanda düşmanlık yapıyor. Kürdün örgütlü gücüne saldırarak, DBP Eş Genel Başkanını tutuklayarak seçim startını vermeyi amaçlıyor. Ama Kürt halkı kendisine yapılan zulmü, kendi iradesine, örgütlü gücüne yapılan baskı, tutuklama ve gözaltıları asla unutmaz, bunun cevabını da sandıkta mutlaka verecektir. Keskin Bayındır’ın derhal serbest bırakılması çağrısı yapıyoruz. Her alanda DBP ile omuz omuza mücadeleye devam edeceğiz. Mirasını devraldığımız mücadele geleneği, her alanda baskılara karşı örgütlenmesini büyüterek cevap vermiştir. Her alanda yan yana omuz omuza mücadeleyi sürdüreceğiz. 

Her yerde Kürde düşmanlık yapmaya devam ediyor

Her alanda saldırılar sürerken, Paris Katliamının 10’uncu yılında ikinci bir Paris katliamı gerçekleşti. Kadın mücadelesinin öncü isimlerinden Emine Kara, sanatçı Mir Perwer, Abdurrahman Kızıl katledildi. Hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı diliyorum. Birinci Paris katliamının arkasındaki karanlık güçler açığa çıksaydı bugün ikinci Paris katliamı açığa çıkmayacaktı. İktidarın her yerde içeride dışarıda Kürdün nefes aldığı her yerde, Kürdün kazanımlarında, Kürt halkına dönük düşman politikalarında bu saldırılarda etkilidir. İktidarın ırkçı politikaları, Kürt politikaları, her yerde Kürtlere dönük katliamları tetikliyor. Her yerde Kürde düşmanlık yapmaya devam ediyor. 

Kürt halkının değerlerini hedef alan cinayettir

Buradan Fransız yetkililerine bir  kez daha çağrıda bulunuyoruz; bu katliama aydınlatmak, bu cinayetin arkasındaki karanlık güçleri açığa çıkarmak sizlerin sorumluğunda. Bizler bunun farkındayız, ne birinci Paris katliamı ne de ikinci Paris katliamı sıradan ırkçı cinayetler değildir. Arkasında karanlık güçlerin olduğu, organize edilmiş ve tamamen Kürt halkının değerlerinin hedef alındığı cinayetlerdir. Emine Kara, Kürt kadın mücadelesinin öncü isimlerindedir. Katledilmesinin ‘Jin Jiyan Azadî’ sloganın yankı bulduğu bir döneme denk gelmesi tesadüf değildir. Mir Perwer, Kürt müziğindeki emekleri ile herkes tarafından biliniyor.  İktidarın Kürt kültür kırımına yönelik politikaları ile hedef alınması tesadüf değildir. Tam da iktidarın Kürt kadın, kültür düşmanı, halk düşmanı politikaları ile bağlantılıdır. Hiç bir katil bunları tek başına yapamaz bunlar organize suçlardır. Bir an önce katiller ve arkasındaki gerçek failler ortaya çıkarılmalıdır. 

Bir katilin arkasındaki karanlık güçlerin nasıl aklandığının filmini izledik

Bir önemli katliam davası da karara bağlandı. Partimizin İzmir İl Örgütüne yönelik gerçekleştirilen saldırıda katledilen Deniz Poyraz arkadaşımızın dava duruşması görüldü. Bu duruşma şunu gösterdi. Orada bir yargılama gerçekleşmedi. Dava süresince bir katilin arkasındaki karanlık güçlerin nasıl aklandığının filmini izledik. Delillerin karartıldığı, araştırılmadığı, katillerin her koşulda korunduğu, mağdurların daha da mağdur edildiği bir yargılama sürecine tanık olduk. Bir yargılama süreci düşünün ki duruşma salonunda katilin çıkardığı provokasyonlar sonucu gaz sıkıldı, müştekilerin ve mağdurların avukatlarının, Eş Genel Başkanımızın salona alınmadığı bir yargılama yapıldı. Bu bir yargılama değil, siyasi bir cinayetin üzerinin örtülmesidir. Bu siyasi bir cinayeti aklama, bir tetikçiyi yargılıyormuş süsü vererek, arkasındaki güçleri korumaktır. 

Bu bir siyasi cinayettir, tetikçi asla bunu tek başına gerçekleştiremez

Bu cinayet HDP’nin il binasında gerçekleşti. Türkiye’nin  önemli kent merkezlerinden biri ve 3’üncü büyük siyasi partisine yönelik gerçekleştirilen bir saldırıdır. Bu katil bunu tek başına organize etmiş olamaz. Herkes katliamın hangi koşullarda gerçekleştiğini, katilin hangi eğitimlerden geçtiğini, hangi poligonlarda atış talimi yaptığını, kimlerle ilişkide olduğunu, arkasındaki karanlık güçleri biliyor. Bu karanlık güçler hesap verinceye kadar bizler mücadelemize devam edeceğiz. Mahkeme olayı basit bir cinayet olarak ele aldı. Tetikçiye tasarlayarak cinayetten ceza vermesini kabul etmiyoruz. Bu bir siyasi cinayettir, tetikçi asla bunu tek başına gerçekleştiremez. Bütün bu gerçekler tüm çıplaklığıyla ortadayken bir yargılama görüntüsü verilerek ceza verildi. Katil tek başına değil, arkasındaki bütün güçlerden mücadele ile hesap soracağız. Yargılama süreci boyunca bizleri yalnız bırakmayan başta avukatlar olmak üzere, yine Kadınlar Birlikte Güçlü İnisiyatifi’ne teşekkür ediyoruz. Kadınların, baroların dayanışma duygusu bizler için önemliydi. Bizleri yalnız bırakmayan, katillerin ortaya çıkması için mücadele eden, bizlerle yan yana, omuz omuza duran her bir arkadaşımıza teşekkür ediyoruz. 

2022 yılı AKP-MHP’nin politik tercihleri nedeniyle koyu karanlığa döndü

Değerli basın emekçileri, 2022 yılını artan saldırılarla, derinleşen krizlerle geride bırakıyoruz. Toplumun büyük kesiminin umut ve beklentilerle karşıladığı 2022 yılı, AKP ve MHP iktidarının politik tercihleri nedeniyle ne yazık ki koyu bir karanlığa, kara bir kışa döndü. Bütün toplumsal kesimler iktidarın saldırı politikalarının hedefi haline geldi. 2022’de iyice açığa çıktı ki; iktidarın yönetme biçimine dönüşen tecrit artık ülkeye yayılmış ve sistematikleşmiş durumdadır. Bunun sonucunda cezaevlerinin tamamında ağır hak ihlalleri yaşanmış, cenazeler çıkmış, hasta tutsaklar tedavi edilmemiş, her türlü hak ihlali, infaz yakma, saldırı, işkence ve kötü muamele yaşanmıştır. 

Her kesimin sesi ve itirazı savaş ve tecrit politikalarıyla engellendi

Emine Şenşayaşar, Adalet Nöbeti tutan anneler, Cumartesi insanları, tecride karşı alana çıkan Kürtler, demokratik siyaset yürüten bizler her tür engelleme, abluka ve gözaltılara maruz kalırken, aynı tecrit 25 Kasım’da kadınlara, Meclis’e yürümek isteyen emekçilere, zeytinlikler için alana çıkan çiftçilere, eşit yurttaşlık için mücadele eden Alevilere, ‘Barınamıyoruz’ diyen öğrencilere, ‘Doğa talan edilmesin’ diyen ekolojistlere ve hatta 6 yaşındaki çocukların cinsel istismarını protesto etmek isteyenlere de uygulanıyor.

2022’de tecrit ve abluka öyle bir boyuta ulaştı ki sokak bütün hak arama yöntemlerine kapatıldı ve milletvekillerinin sokak ortasında ayağı kırıldı, siyasetçiler engellendi. İktidarın yasakçı politikalarına itiraz eden herkesin ve her kesimin sesi ve itirazı savaş ve tecrit politikalarıyla engellendi. Bütün bunlarla ekonomiyi çökerttiler, demokrasiyi rafa kaldırdılar, hukuksuzluğu yol haline getirdiler; Durum ortada, TÜİK’in şaibeli resmi verilerine göre, bugün enflasyon yüzde 85 civarında, işsizlik almış başını gidiyor, cari açık, bütçe açığı artıyor. İnsanlar evlerine ekmek götüremez hale getirildi. Neden mi? İktidarın savaş ve tecrit politikaları yüzünden.

Hala sokaktayız, hala mücadeledeyiz, hala direnişteyiz

Kuşkusuz 2022’de iktidarın düşmanlıklarını, demokratik siyasete tahammülsüzlüğünü anlatmaya günler yetmez. Yılın son birkaç gününde yaşanılanlar bile 2022 özetini açığa çıkarıyor. Yine de yıl boyunca mücadelemizi bütün engellemelere ve saldırılara rağmen sürdürdük. İttifaklarımızı geliştirdik, yeni mücadele yolları açtık. Emek ve Özgürlük İttifakıyla da halklara umut olduk. Hala sokaktayız, hala mücadeledeyiz, hala direnişteyiz. İçeride dışarıda nerede olursak olalım sessiz kalmayacağını kanıtlamış bir partidir HDP. İşte bize öfkelerinin nedeni budur, bize saldırılarının altında bu yatıyor. Ama unutulmasın ki; Demokrasi, özgürlük ve eşitlik hepimiz için gereklidir. Bir kesime yönelik hukuksuzluk gelişirken, diğer kesimlerin hukuk içinde olması mümkün değildir ve 2022 yılı bunu açık bir şekilde göstermiştir. HDP her koşulda mücadele etmeye yeni yılda da halklara umut olmaya devam edecektir.

Bu koyu karanlığı dağıtmanın vakti geldi, işte 2023 yılını böyle karşılıyoruz

Bu koyu karanlığı dağıtmanın vakti geldi. İşte 2023 yılını böyle karşılıyoruz. 2023 ülke tarihinin en kritik seçimlerinden birinin yapılacağı bir yıl olacak. Seçimlere olağanüstü koşullarda gireceğimizin farkındayız. Partimizin tarihsel mücadele geleneği ve büyük birikimi bu kritik süreci de başarıyla atlatacağımızın en büyük kanıtıdır. Buna bağlı olarak seçim çalışmaları kapsamında hem merkezi hem de yerel düzeyde hazırlıklarımızı başlatarak merkezi ve yerel koordinasyonlarımızı büyük oranda oluşturduk. Seçimde mevcut iktidara kaybettirmek, parlamentoda en üst düzeyde temsil gücüne ulaşmak ve ülkenin demokratik geleceğini demokratik ittifaklar temelinde inşa etmek en temel stratejimizdir. Emek ve Özgürlük İttifakı başta olmak üzere toplumun bütün demokratik muhalefetini kapsayacak daha geniş bir demokrasi ittifakını kurmak, en temel hedeflerimizden biridir. Seçimlerde ülkeyi savaşa, baskıya, eşitsizliğe, cinsiyetçiliğe ve faşizme mahkûm edenlere, büyük kaybettireceğimiz ve büyük kazanacağımıza dair inancımız da tamdır!

Demokratik Cumhuriyet Konferansımız geleceğe ışık tutacak

4-5 Şubat 2023 tarihlerinde İstanbul’da gazeteci, aydın, yazar, akademisyen, siyasetçilerin bir araya geleceği Demokratik Cumhuriyet Konferansı düzenleyeceğiz. Amacımız emek, demokrasi ve özgürlük güçleri olarak nasıl bir Cumhuriyet rejiminde yaşamak istediğimizi tartışmaya açmak, taleplerimizi gerçekleştirme imkânlarını birlikte konuşmak ve değerlendirmektir. 

Yeni yılda mücadeleyi her alanda yükselteceğiz

Yılın son günlerinde de Adana ve Batman’da “Savaşa, Tecride ve Yoksulluğa Hayır” mitingleri düzenledik. Yeni yılda da tecrit karşıtı mücadelemize devam edeceğiz. Mart ayında tarihin en görkemli kutlamaları elbette bizi bekliyor. 8 Mart ve Newroz alanlarını taleplerimizin, direnişimizin, umudun ve zaferin görkemiyle mutlaka dolduracağız.

Her koşulda ve zeminde HDP’yi büyütmeye devam edeceğiz

2023 yılı bizler için hem seçim çalışmalarının hem eylem ve etkinliklerin hem de örgütlenme alanımızı büyütüp geliştirmenin yılı olacaktır. Bir taraftan seçim hazırlık çalışmalarımız devam ederken, bir taraftan ülkenin önemli gündemlerine dair eylem ve etkinliklerimiz devam edecektir. Tüm bu çalışmalara paralel olarak, demokratik ittifak çalışmalarımız merkezi ve yerel düzeyde devam etmekte ve örgütsel ağımızı genişletme çalışmaları son hızıyla devam edecektir. Her koşulda ve zeminde HDP’yi büyütmeye devam edeceğiz. Özellikle Kadın ve Gençlik Meclislerimiz aynı kapsamda çalışmalarını yürütmeye devam edecektir. Yeni yılda da HDP umut olmaya, özgür ve demokratik bir geleceği inşa etmeye devam edecektir. Yeni yıla girerken, bütün dünya haklarının ve Türkiye halklarının yeni yılını kutluyorum. 

2022 bi têkoşînê derbas bû; di 2023’yan de em ê hêviyan mezin bikin

Em ber bi saleke nû ve diçin. Sala 2022’yan saleke tije berxwedan bû, êriş û zordarî bi destê AKP û MHP’ê zêdetir bûn. Bi taybetî li ser destkeftiyên gelê Kurd, AKP-MHP’ê tundiyeke hovane meşandin, lê gelê Kurd li hemberî vê yekê berxwedana xwe dewam kir. 

Niha ger ku em nirxandina 2022’yan bikin bi rojan xilas nabe lê di sala 2023’yan de HDP dê ji bo hemû civanan, jinan, mexdûran bibe navnîşana berxwedanê. HDP bi têkoşîna xwe her tim ji bo gelan dibe hêviyeke mezin. Em ê di sala 2023’yan de jî rola xwe bilîzin. Helbet kar û barên me roj bi roj girantir dibin. Em ê rêxistina xwe xurttir bikin û li her qadê tifaqa demokrasiyê mezin bikin. Em bawer in ku ev desthilatdarî dê têk biçe.

Heta tecrîd bişikê, dê têkoşîna me berdewam bike

Ez bi taybetî dixwazim çalakiya nobeta dadê jî binirxînim. Parêzerên Ocalan daxuyanî dan û gotin ku birêz Ocalan bi CPT re hevdîtin nekiriye. Vê jî şik û gumanên raya giştî girantir kir. Hevserokên me, parlamenterên me ji bo hevdîtina bi birêz Ocalan re serlêdan kirin hê mixabin heta îro Wezareta Dadê tu bersiv neda van serlêdanan. Ev hefteyek e em li ber Wezareta Dadê nobetê digirin. Ez li vir careke din bangewazî dikim; bersivê bidin serlêdanên me. Hevdîtinên bi birêz Ocalan re ji bo çareseriyê, aştiyê û dahatûya gelê Tirkiyeyê giring û taybet e. Desthilatdariya AKP’ê polîtîkayên şer bi tecrîdê mezin dike. 

Em li hemberî tecrîdê têkoşîna xwe mezin dikin. Di sala nû de ji bo me xebata herî mezin, berxwedana li hemberî tecrîdê ye. Heta tecrîd bişikê dê berxwedana me mezin bibe. 

Hevdîtina bi rejîma Sûriyeyê re durûtiya AKP’ê û neyartiya gelê Kurd e

PIRS: Niha rêyaderên Tirkiyeyê piştî salan, di asta herî mezin de bi pergala Suriyeyê re hevdîtin kirin. Hûn vê yekê çawa dinirxînin?

AKP dûritiya xwe nîşan dide. Bi van hevdîtinan re êrişên li ser Rojava mezin dike. Piştgirî dide çeteyan. Ev yek neyartiya wan a li hemberî Kurdan nîşan dide. Heta ku piştgiriya wan ya bi çeteyan re dewam bike dê hevdîtinên wan jî encam negire.

29 Aralık 2022