Günay: İktidarın elindeki ana akım ve havuz medyası İstanbul Sözleşmesine yönelik algı yaratıyor

Parti Sözcümüz Ebru Günay'ın T24'e verdiği demeç:

İstanbul Sözleşmesi’nin ilk imzacısı Türkiye’de sözleşmesinin feshedilmesine yönelik tartışmalar devam ediyor. Siyasi partiler İstanbul Sözleşmesi tartışmalarını nasıl değerlendiriyor?

HDP Parti Sözcüsü ve Mardin Milletvekili Ebru Günay, İstanbul Sözleşmesi'nin kadın hareketi ve kadınlar açısından önemli bir kazanım olduğunu hatırlattı. Sözleşmenin uluslararası anlamda da hukuki bir güvence sağlandığının altını çizen Günay, "İstanbul Sözleşmesi’nin gereklerinin yerine getirilmesi bizler için hayati önemde. Bir süredir, özellikle son bir yıldır ısrarla iktidar kadın kazanımlarına yönelik saldırı halinde. Kadınların binbir emekle, mücadeleyle kazandıkları hakları ellerinden alınmaya çalışılıyor. İstanbul Sözleşmesi de bunlardan biri." değerlendirmesinde bulundu. 

"İktidar bu şekilde, ‘Kadına yönelik şiddete göz yumacağım’ mesajı veriyor"

Günay, "Tartışma esasında pandemi döneminde infaz yasasında yapılan değişikliklerle kadına yönelik, taciz, şiddet ve çocuğa yönelik istismarcılarının serbest bırakılmasının önünün açıldığı, bunun yanında siyasetçilerin cezaevinde kaldığı bir sürecin arkasından geldi. Aslında iktidar bu şekilde, ‘Kadına yönelik şiddete göz yumacağım’ mesajı veriyor, ‘Bunu görmezden geleceğim’ diyor. Hatırlarsanız, infaz yasasıyla affedilip çıkan erkeklerden kadınlara şiddet uygulayan ve katledenler olmuştu. Bunlar kamuoyuna yansıdı. Biz kadınlar olarak ısrarla karşı durduğumuzu söylemiştik bu yasal düzenlemeye." yorumunu yaptı. 

"İktidarın yaratmaya çalıştığı bir ‘makbul kadın’ profili var" diyen Günay, "Evinde oturan, çocuk besleyen, bu konuda söz söylemeyen, toplumsal hayata karışmayan, özetle erkeğin gerisinde duran bir kadın profili yaratmaya çalışıyorlar. Ama geldiğimiz aşama, sadece Türkiye kadın hareketi için değil dünya kadın hareketi için söylüyorum, kadınlar artık kendileriyle ilgili meselelerde karar veren, bunun mücadelesini yürüten, siyasetini yapan,  kendi hakkını koruyan bir yerden ortak dayanışmayla ses çıkartıyor. İstanbul Sözleşmesi’nin bizim açımızdan böyle bir anlamı var." düşüncesini dile getirdi. 

"İktidarın elindeki ana akım ve havuz medyası İstanbul Sözleşmesi'ne yönelik algı yaratıyor"

Günay, "Eş genel başkanlık sistemini uygulayan, özgün bir kadın meclisi olan ve bu anlamıyla Türkiye’deki kadın hareketleriyle çok aktif bir şekilde faaliyet yürüten kadınlarız. HDP’nin her aşamasında çalışma yürüten kadınların ayrıca geçmişten gelen bir kadın mücadelesi deneyimi var. Dolayısıyla İstanbul Sözleşmesi bizim için çok önemli. İstanbul Sözleşmesi’ni anlatan ve bunun gereklerini yerine getirmeye çalışan kadın meclisimizin yürüttüğü çalışmalar var. Her ilde, ilçede bunun etkinliklerini yapıyoruz. Kuşkusuz bunlar yeterli değil. İktidarın elindeki ana akım medya ve havuz medyasının İstanbul Sözleşmesi’ne dair yarattığı bir algı var aslında." görüşünü savundu.

Günay şunları kaydetti: 

"İstanbul Sözleşmesi kadına yönelik şiddete karşı akdını koruyan, kadına hukuki koruma sağlayan çok temel ve yasal bir güvence. İstanbul Sözleşmesi kadınlar için; sığınma evi, şiddet faillerinin yakalanması, ALO Şiddet Hattı, 6284 sayılı kanun, koruma kanunu demek. Yani bir koruma zırhı. İstanbul Sözleşmesi’nin gerekliliklerinin yerine getirilmesi sürekli gündemimizde olan bir şey. İstanbul Sözleşmesi’nin geri çekilmemesi için gerekli her türlü desteği kadın hareketleriyle ortaklaşarak, kadın meclisimizin öncülüğünde her türlü mücadeleyi yürütecek yerdeyiz. Parlamentoda, sokakta, alanda, her yerde bu sözleşmeyi anlattığımız gibi, Türkiye’nin imzasını çekmemesi için de elimizden geleni yapacağız.

"Kadınlar kendi kazanımlarına sahip çıkarsa iktidar geri adım atacak"

İstanbul Sözleşmesi tüm kadınların güvencesi ve kazanımı. Biz kadınların bu kazanımımızı korumak gibi bir asli görevi var. Kadın hareketleri, kadın kuruluşları ve kadın örgütleriyle daha çok temas halindeyiz, bu konuda en büyük deneyime sahip ve getirileri götürüleri bilecek olanlar onlar. Meclis’in kapalı olması da bu süreci etkiliyor. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilip çekilmemeyi belirleyecek olan aslında bizim mücadelemiz. Kadınlar kendi kazanımlarına sahip çıkarsa iktidar geri adım atacak ya da kararından vazgeçecektir. İktidar kadın kazanımlarına saldırırken aslında güçlenen, örgütlenen kadın hareketinden de rahatsız. İktidarın genel aklı ve genel karakteri maalesef erkek. Bu dünyanın her yerinde böyle. Farklı, öteki, muhalefet olana göz açtırmaz, yok etmek ve geriletmek ister. Bu süreçte yaklaşım biraz öyle olacaktır. İstanbul Sözleşmesi’ni çok güçlü bir şekilde savunmak gerektiğini düşünüyorum."

11 Ağustos 2020