Günay: İnfazda eşitliğin gerçekleşmesi için aktif mücadele edeceğiz

Parti Sözcümüz ve Mardin Milletvekilimiz Ebru Günay, genel merkezimizde basın toplantısı düzenleyerek gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Günay, şöyle konuştu: 

Korona Virüs nedeniyle açıklamalarımızı, aldığımız tedbirler kapsamında video ve sosyal medya üzerinden gerçekleştiriyoruz. Umarım daha sağlıklı günlerde hepimizin bir arada olduğu açıklamalar da gerçekleştireceğiz. 

Değişmeyen tek şey AKP’nin ayrımcılığı, fırsatçılığı

Dünya salgınla mücadele ederken çok ciddi tartışmalar da yürüyor. Birçok şeyin değişeceğini, toplumsal yapıların değişeceğini tartıştığımız günlerden de geçiyoruz. Bunlar işin teorik ve felsefik yanı. Ama biz şunu açıkça idrak ettik ki, dünya ne kadar değişirse değişsin, değişmeyen bir şey var ki AKP hükümetinin ayrımcılığı, fırsatçılığı ve krizden güç devşirmesi. 

Hükümet mahpusları virüs karşısında ölüme terk ediyor

Salgın herkese eşit mesafede tehlike saçıyor. Bu virüs tehdidi karşısında en savunmasız alan cezaevleri. Bu nedenle özellikle hasta ve yaşlı mahpuslar, yani risk grubundakiler, bir an önce tahliye edilmelidir demiştik. Maalesef geldiğimiz aşamada bu konuda bir ilerleme ve gelişme söz konusu değil. Hükümet, düşman hukuku ile mahpusları virüs karşısında savunmasız bırakarak ölüme terk ediyor. Vicdan ve ahlak sahibi demokrat çevrelerin, herkesin açık çağrıları var. 

Mahpusların ölüme terk edilmesi taammüden cinayettir

Yine BM ve CPT gibi kuruluşların önemli çağrıları var, “Cezaevleri bir an önce bırakılmalı ve mahpusların yaşam hakları güvence altına alınmalı” diye. AKP hükümeti bu çağrılara karşı kulak tıkıyor, görmezden geliyor. Bu kulak tıkama ile katliama davetiye çıkarıyor. Virüsün cezaevine bulaşması halinde, mahpusların yaşam hakkını korumamış olacak AKP. Bu sürecin tek sorumlusu AKP ve ortağı olacaktır. Açıkça ifade edelim, tedbirleri almaması ve cezaevlerinde insanları virüs karşısında ölüme terk etmesi taammüden cinayettir ve faili de AKP’nin kendisidir. 

İnfazda eşitlik bir lütuf değil, anayasal bir hak

Bildiğimiz üzere, virüs salgını günlerinde tartıştığımız bir diğer konu infaz yasası. Bugün Meclis Adalet Komisyonu’nda görüşülmeye başlanacak. Milletvekili arkadaşlarımız orada; infazda eşitliğin gerçekleşmesi için aktif mücadele edecekler. Bugüne kadar bunun için mücadele ettik, bundan sonra da etmeye devam edeceğiz. Şunu ifade etmek istiyorum; infazda eşitlik bir lütuf değil, bu ülkenin vatandaşları için anayasal bir hak. Herkes anayasal olarak eşittir ve bu eşitlik güvence altındadır. Ama tabii kimse şunu söyleyemez: Birileri vatandaş birileri değil. Eğer böyleyse, AKP hükümeti bunu açık ve net bir şekilde ifade etsin: “Ben eleştiren, muhalefet eden Kürtler ve tüm toplumsal yapıları vatandaş olarak görmüyorum” desin ve bunu açıkça ifade etsin. Bir taraftan insanlık, vicdan, hak, hukuk, adalet propagandası yapacaksın diğer yanda iktidarına ters düşen, otoritesini sarsan herkese karşı ayrımcılık yapacaksın. Bu açıkça ayrımcılıktır ve biz bu ayrımcılığı kabul etmiyoruz. Buna karşı da mücadele etmeye devam edeceğiz. 

TMK, bütün muhalifleri cezalandıran bir yargı silahına dönüşmüş durumda 

TMK Türkiye’de bütün muhalifleri cezalandırmak için bir yargı silahına dönüşmüş durumda. ‘Terör’ tanımı neredeyse muhalif olan herkesi kapsıyor. Herkes her an terörist olabilir. Her an terörist suçlamasıyla cezaevine girebilir. İktidarın her an her yere çekebileceği bir yasa ve hiçbir hukuki kritere dayanmayan büyük bir belirsizlik var. Öyle ki siyasetçiler, milletvekilleri, yazarlar, akademisyenler, hak savunucuları, sendikacılar, kadınlar, öğrenciler her an terörist sıfatıyla suçlanıyor. Bu nedenle bir kez daha şunu ifade etmek istiyorum: TMK’da hiçbir belirsizliğe yer vermeden terör tanımını yeniden yapmalı ve hatta TMK kaldırılmalı. İnfazda eşitlik, tartışmasız herkes için uygulanmalı. Korona Virüs salgınına karşı mahpusların yaşam hakkını koruyacak düzenlemeler yapılmalıdır. Salgından kaynaklı olarak cezaevleri bir an önce boşaltılmalı. Virüs ayrımcılık yapmıyor, herkesi tehdit ediyor, bu yüzden bu konuda en korunaksız alan olan cezaevleri bir an önce boşaltılmalı. 

Bizi ayakta tutacak olan dayanışma ve yardımlaşmadır

Bu zorlu günlerde bizi ve toplumu ayakta tutacak olan dayanışma ve yardımlaşmadır. Ayrım gözetmeksizin ihtiyaç sahibi olan herkese yardım eli uzatmak zorunda olduğumuz zamanlardan geçiyoruz. Bu salgını kendisi için siyasi ranta, bir fırsata dönüştürmeye çalışan bir iktidar var. Her krizde güç devşirmeye çalışan bir iktidar aklı var. Salgına karşı mücadelenin yolu HDP’nin belediyelerine kayyım atamak değil. Samimi iseler muhalefet ile işbirliği içinde olmalılar. Muhalefet partilerinin belediyelerinin Korona Virüsle mücadelelerini desteklemelidirler. 

Dayanışma ağlarını, “alternatif bir devlet” olarak tanımlamak akıl dışıdır

Dayanışma ağlarını, “alternatif bir devlet” olarak tanımlamak akıl dışılıktır. Toplum karşıtlığıdır. Toplumu yok etmeye çalışıyorlar, tek tek bireyleri kendine, iktidara muhtaç etmeye çalışan bir yerden siyaset kurmaya çalışıyorlar. Hepimiz aslında sosyal medyada gördük. Yardım paketleriyle insanların hayatını tehlikeye attılar, PTT önlerinde uzun kuyruklar oluşturdular. Dertleri insanların ihtiyaçlarını karşılamak, sağlıklarını korumak değil; dertleri kendi iktidarlarını ve bekalarını korumak ve herkesi kendilerine muhtaç hale getirmek. 

İktidar toplumdaki dayanışma ağlarını kesip atıyor

Bütün toplumsal kesimlere buradan bir kez daha dayanışma çağrısı yapmak istiyorum. Önce kapı komşumuz ile dayanışacağız. Apartmanda isek; apartman sakinleri ile mahallemizle, bulunduğumuz her yerde toplumun tamamıyla dayanışma içerisinde olmalıyız. İktidar belediyelerin hesaplarını bloke ederken, dayanışmayı yasaklarken, çok tehlikeli bir şey yapıyor. Burada dayanışma ruhunu, imeceyi hedef alarak halkın birbirini yaşatmak için kuracağı dayanışma ağlarını kesip atmak istiyor.

Yani “Bana muhtaçsınız. Kapı komşunla, dostunla, arkadaşınla dayanışamazsın; sen sadece ben izin verirsem benle dayanışırsın” diyen bir iktidar var. Bizim parti olarak amacımız dayanışma ruhunu, ağlarını diri tutmaktır. Vekillerimiz, belediye başkanlarımız, parti yöneticilerimiz her alanda tüm imkanlarını seferber ederek öncülük ettiler ve öncülük etmeye devam edecekler. 

Korana Virüs günlerinde kadın dayanışma ağlarını engelliyorlar

Tüm engellemelere rağmen mücadele etmeye devam edeceğiz. Şunu da ifade etmek istiyorum: Biz kadınların dayanışma ağı çok daha güçlü, bugüne kadar binbir zorlukla karşılaşarak bu dayanışma ağlarını kurduk. Korona Virüs günlerinde de bu dayanışma ağlarımızı engellenmeye çalışılıyor. Bizler erkek devlet şiddetine karşı Korona Virüs günlerinde savunmasız bırakılmaya çalışılıyoruz. Bütün zorlukları, engelleri aşarak kadın dayanışma ağlarını gerçekleştirdik. Çünkü biliyoruz ki, bizi koruyacak olan kadın dayanışmasıdır. Korona Virüs günlerinde de biz dayanışmayla mücadele etmeye, kendimizi korumaya ve savunmaya devam edeceğiz. 

Yönetememe krizlerini partimizi kriminalize ederek gizleyemezler

Demokratik toplumcu, kadın özgürlükçü bir çizgide mücadele eden bir partiyiz. Partimiz Korona günlerinde de maalesef İçişleri Bakanlığı’nın saldırılarıyla karşı karşıya kalıyor. Kendi ülke yönetememe krizlerini partimizi kriminalize ederek gizleyemezler. Hiçbir bakan hiçbir yetkili bu ülkeyi, bu krizi yönetemediğini partimizi kriminalize ederek, acizane bir şekilde hamaset yaparak gizleyemez. Toplum, halkımız buna gereken cevabı verecektir. Hepimiz şunu çok iyi biliyoruz; hiçbir faşist rejim demokrasiden, barıştan, dayanışmadan yana yüreği atan toplumlar karşısında duramamıştır. Medyasıyla, yandaşıyla, bakanıyla bu faşist blok içinde yer alan herkes tarihin derinliklerine gömülecektir. Dolayısıyla biz inanıyoruz, faşist saldırıyı yapanlar da tarihin derinliklerine, karanlıklarına gömüldüler, bu faşist blok da mutlaka gömülecektir. Partimizi hedef yapmak bu iktidarın sürekli bir politikası. Bu sayede aslında toplumda nefreti sürekli diri tutmaya çalışıyor. Bizleri caydırmaya kendilerine muhalefet etmemizi engellemeye çalışıyorlar. Bugüne kadar başaramadılar, bundan sonra da başaramayacaklar. Her koşulda bu halka AKP’nin kirli politikalarını anlatmaya, teşhir etmeye devam edeceğiz.

Daha güçlü bir araya gelmek için evde kalalım

Halkımıza hakikatleri anlatmaya devam edeceğiz. Korona Virüs günlerinden kaynaklı çok uzatmadan bitirmek istiyorum. Korona Virüs karşısında halk sağlığını korumayarak, gerekli önlemleri almayarak, yoksulu, işsizi korumayarak bu süreci götürmeye çalışan AKP politikalarına karşı halkımızı kendi korumasını ve savunmasını geliştirmek için evlerinde kalmaya davet ediyorum. 

Maalesef virüse karşı en büyük korunma kalkanımız sosyal izolasyon, yani evimizde kalarak bunu gerçekleştirebiliriz. Buradan bir kez daha virüsten korunmak için, daha güçlü bir araya gelmek için evde kalma çağrısı yapmak istiyorum.

3 Nisan 2020