İzmir Milletvekilimiz Ertuğrul Kürkçü, “Genişleme Bölgesinde Yerel ve Bölgesel Yetkililer ve Avrupa Bölgesel Politikası Konferansı”na katıldı. Konferans'ta sunum yapan 'Avrupa Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakereleri Avrupa Komiseri' Johannes Hahn’ın konuşmasından sonra söz alan Kürkçü şunlara dikkat çekti:
Halkların Demokratik partisi milletvekiliyim, aynı zamanda Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nde de partimi temsil ediyorum. Bu toplantıda, Türkiye bakımından bence sıradan bir gündemi aşan bir ihtiyaçla hepimiz karşı karşıyayız. Eğer başlığa sadık kalacaksak, “Genişleme Bölgesinde Yerel ve Bölgesel Yetkililer ve Avrupa bölgesel Politikası” diyorsak, Türkiye’deki şu gerçeği hepimizin yüksek sesle birbirimize söylemiz lazım.
Türkiye’de şu an 3 büyük şehir belediyesinin 6 eş belediye başkanı cezaevindedir, 6 kent belediyesinin 12 eş belediye başkanı cezaevindedir, 53 ilçe belediyesinin 106 eş belediye başkanı cezaevindedir, 10 belde belediyesinin 20 eş belediye başkanı cezaevindedir, 93 ilçe belediye meclisi üyesi, 11 belde meclis üyesi cezaevindedir. Bunların hepsinin yerine merkezden, doğrudan doğruya hükümetin temsilcisi olan kişiler atanmışlardır.
Bu, Türkiye’nin tarafı olduğu uluslararası sözleşmelere, Avrupa Konseyi Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'na ve Türkiye’nin Avrupa Konseyi’ndeki yükümlülüklerini belirleyen 12 taahhüdünden hiçbirisine uymayan bir durumdur.
Sorum şudur: Siz, Komisyon'un Başkanı olarak belediye başkanlarımızın serbest bırakılması, özellikle Ahmet Türk’ün serbest bırakılarak görevinin başına dönmesi ve belediye başkanlarının yerine herhangi bir seçim yapılmadan merkezden atanan kayyumların görevden alınması ve Türkiye’nin bir an önce demokratik yerel yönetimlere geri dönüşü için bir çağrıda bulunacak mısınız? Sizden bu çağrıda bulunmanızı isteme hakkımız olduğunu düşünüyorum. Bütün belediye başkanlarımızın serbest bırakılmasına ve zulmün ve şiddetin son bulmasına Türkiye’yi yönetenleri de buradan davet ediyoruz.
Hahn, Kürkçü'nün sorusuna şu şekilde yanıt vermiştir: “Yerel yönetimlere yönelik her tutuklama hukuk devleti ilkesinin bir kere daha ihlal edilmesi demektir. Türkiye’de darbe girişimi sonrasında alınan önlemlerin orantısız olduğunu ve insan hakları ihlallerine yol açtığını biliyoruz... Hiç kimse yargılanmadan mahkum edilemez.”
31 Ocak 2017