
Son iki yıllık süreçte, özellikle Türkiye'nin belli bölgelerinde belli dönemlerde internet kesintilerinin yaşandığını biliyoruz. Özellikle, bazı bölgelerde, abluka ya da sokağa çıkma yasaklarının olduğu bölgelerde internet kesintileri yapıldı. Sadece internet kesintileri değil, telefon kesintileri de oldu. internet ve telefon kesintilerinde biz 112'ye bile ulaşamadık. İnsanlar hastaneye gitme ya da ambulansı çağırma olanağını bile elde edemedi. Uzun süre bu bölgelerde internet kesintileri devam etti. Yine, belediyelere kayyum atandığı süreçlerde -bunların arasında, 4 Eylülde ilk atanan kayyumların arasında Batman Belediyesi de vardı- bu kayyumların atandığı günlerde de özellikle internet kesildi. Batman'ı örnek verdik, buradan devam edelim. Bir sabah uyandık, internet kesik, telefonlar geliyor, Batman'a kayyum atanmış. İktidar sürekli yaptıkları politikaların halk tarafından, kabul gördüğünü söylüyor. Mademki kabul var, mademki halk bu kadar politikalarınızı destekliyor niye bu internet kesintileri yapılıyor?
İktidarın muhaliflere dönük planı olunca internet kesiliyor
GSM operatörlerini aradığımızda bir teknik sıkıntının olduğunu, bunun iktidarla bir ilgisinin olmadığına dair bazı imalarda bulundular ama bunun tesadüf olmadığını hepimiz biliyoruz. İktidar muhaliflere karşı bir plan, bir program uyguluyor, o anda bütün internetler, bütün telefonlar kesiliyor. Özellikle 15 Temmuz darbe girişiminden sonra onlarca, hatta yüzlerce basın-yayın organı kapatıldı. Bu basın-yayın organları kapatıldığı için bu kritik durumlarda, toplumu en çok ilgilendiren bu konularda halkın tek haber alma alanı olan internette kesintiler yapıldı.
İnterneti kestiniz peki ya gerçekleri?
‘’İnterneti kestik, hiç kimsenin hiçbir şeyden haberi olmuyor." ya da "İnterneti kestik, kendi oluşturduğumuz trol ve troliçeler ordusuyla biz halkta başka bir algı oluşturacağız." diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Çünkü geçen haftalar
Terörist tanımlamalarına doyamıyoruz: Doları olan da artık terörist!
Özellikle son süreçte sosyal medya üzerinden muhalif grupların ya da muhalif kesimlerin ya da bizlerin yaptığı açıklamalar üzerinden operasyonlar yapıldı, "terör örgütünü övme" gibi bazı bahanelerle ya da suç vasıfları, suç ithamlarıyla insanlar gözaltına alındı. Bugün, Sayın Cumhurbaşkanı bir başka terör tanımı daha eklemiş oldu bütün bu terör tanımlarınızın içerisine, doları olan da artık "terörist" kategorisine girdi. Şöyle diyor Sayın Cumhurbaşkanı: "Elinde silah olan da elinde dolar olan da teröristtir." Böyle bir tanım olabilir mi?
AKP kağıt filmini izlesin!
İktidara bir fil izlemesini öneriyorum: "Kâğıt" filmi. Filmin şöyle bir bölümü vardır: "Kanunsuz Düzen" diye bir bölümü var, özellikle izlemenizi tavsiye ediyorum. Çünkü şöyle diyor: Bir sabah kalktınız ve kahvaltıda zeytin yemek yasak. İşte biz böyle bir süreçten geçiyoruz. Her an her şeyin yasaklanabileceği bir süreçten geçiyoruz.
Delirten iksirden ne biz ne de halk içecek!
Türkiye’yi ilgilendiren bir hikaye anlatmak istiyorum: Dönemin birinde bir krallıkta bir büyücü o krallığı çökertmek için oradaki bütün halkın kuyularına insanları delirten bir iksir atmış ve bu iksirin sonucunda bütün halk en nihayetinde onu içtikten sonra delirmiş. Bir tek delirmeyen kesim varmış, onlar da kraliyet ailesi ve çevresi, onların başka bir kuyusu olduğu için delirmemişler. Sonrasında kral şunu düşünmüş, bir bakmış ki, ülkede hiç kimse onu dinlemiyor, bir bakmış ki, muhafızları ya da kendi altında çalışan hiç kimse onun emirlerini yerine getirmiyor ve kendisine çözüm olarak da şunu bulmuş: O kendi kuyusuna da o delilik iksirinden koyup kendisi de delirmiş. İşte böyle mutlu mesut krallığını yönetir olmuş. AKP’nin yapmak istediği işte tam da bu. Ama nebiz ne de halk bu delilik iksirinden içecek.
12 Ocak 2017