HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hafta sonu gerçekleştirilen kongre sonrasında ilk defa HDP grup toplantısında konuştu. HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ın da selamlama konuşması yaptığı grup toplantısına şüpheli asker ölümlerinde çocuklarını yitiren aileler ile SSPE Derneği'de katıldı. Konuşmasına şüpheli asker ölümlerine değinerek başlayan Demirtaş, 22 yılda yaklaşık 2 bin 200 şüpheli asker ölümünün gerçekleştiğini kaydetti. Demirtaş, bu konuda yargılama açısından hiçbir sonuç alınamadığını ve askeri yargılarda hepsinin "kaza" olarak tutanaklara geçtiğine işaret etti. SSPE hastalarına ilişkin Meclis'te defalarca çağrı yaptıklarını hatırlatan Demirtaş, bu çağrıların sürekli görmezden gelindiğini kaydetti.

Pazar günü HDP kongresini gerçekleştirdiklerini hatırlatan Demirtaş, kongrenin bütün ezilenlere ve halklara hayırlı olmasını diledi. Son derece önemli ve tarihi bir kongre gerçekleştirdiklerini belirten Demirtaş, "Bir adım geriye çekilip, bütün Ortadoğu'ya baktığımızda HDP'nin Türkiye açısından ne kadar önemli bir gelecek vaat ettiğini daha iyi anlarız. Biz klasik parti değiliz, toplumsal gelecek projesiyiz. Dünyada bir ilki gerçekleştiriyoruz. Nedir o? Eşit temsil ilkesidir. İlk defa kadın ve erkek eşit temsil konumuna geliyor" ifadesini kullandı. Demirtaş, kadınların kendi emekleri ile bu noktaya geldiğini kaydetti. Demirtaş, bunun bile tek başına HDP'yi diğer partilerden demokrat yapacağını söyledi.

"Bir zihniyet devrimi ve dönüşümü yaşanıyor. Ortadoğu gibi köklü ve feodal kültüre sahip coğrafyada, Türkiyeli, Kürdistanlı kadınlar yürüttükleri mücadele ile siyaset sahnesine damga vuruyorlar" diyen Demirtaş, kongrenin öncelikle ezilen ve dik duran kadınlara hayırlı olması gerektiğini söyledi.

Demirtaş, "Türkiye'de ilk defa bir araya gelmez, birbirine selam vermez denilenler bir araya geldi. Başörtülüsü, Alevisi, Türkü, Kürdü, genci yaşlısı ile bir araya geldi. Bütün yok sayılanların ortak partisinde yürüyüşüne ne kadar güçlü devam edeceğini ortaya koydu. Elbette bu çok uzun zamandır devam eden bir arayışın yeni atılımıydı. 1960'lardan günümüze birlik arayışı ilk defa bu kadar güçlü olarak HDP altında ete, kemiğe büründü. Artık bundan sonra bize devredilen bayrağı ileriye taşımak bizim boynumuzun borcudur" dedi.

Demirtaş, önlerinde muazzam bir fırsatın olduğunu ve kimsenin AKP ile CHP'ye muhtaç olmadığını söyledi. Türkiye'de 4 parti olmadığını belirten Demirtaş, AKP, CHP ve MHP'nin Anayasa teklifleri ile tekçilik anlayışlarına bakıldığı zaman tek olduklarını vurguladı. Demirtaş, "Konuşmalarına bakın aynı danışman tarafından yazılıp, önlerine konulmuş gibidir. Çünkü paradigma ve dünyaya bakış aynı. Bunların hepsi bir ağaca bakınca odun gören anlayıştan geliyorlar. Yeni bir anlayışa yelken açmak isteyenlerin gözü HDP'dedir. Seçim partisi olmadık seçim partisi olmayacağız. Tek ölçümüz sandık olamaz. 'Sandık=demokrasi' anlayışını biz bir aldatmaca olarak görüyoruz. Tek başına sandık değildir demokrasi" vurgusunu yaptı.

Demirtaş, Kürt halkına yaklaşımın demokrasi anlayışının ölçüsü olduğuna işaret etti. Sandığın sadece demokrasiyi belirlediği anlayışının bir aldatmaca olduğunu söyleyen Demirtaş, "Biz bu gerçeğin farkında olarak sandığı değerli görüyoruz. Tek başına her şeydir demedik demeyeceğiz. Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlere de bu anlayış ile yaklaşacağız. Asıl önemli olan toplumsal demokrasiyi mahallede, sokakta, köyde, evde ve zihinlerde inşa etmektir. Demokrasi bir kültür işidir. Sandıktan kültür çıkmaz. Türkiye devlet yönetme veya hükümet etme modellerine henüz uğramamış bir kültürdür. Başbakan'ın zihninin tahayyül edemeyeceği bir kültürdür" dedi. Demirtaş, demokrasinin formel bir durum olmadığını kaydederek, demokrasinin yürek işi olduğunu hükümette ise bunun olmadığını belirtti.

"Medya, para, devletin bütün olanakları, sandık kurumları, YSK onlarda, bizler böyle seçime girip buradan çıkana demokrasi diyeceğiz. Bunu bize yutturmaya çalışıyorlar. İşte HDP sistemin bütün aşağılık yönlerini teşhir için çatı partimiz olacaktır" diyen Demirtaş, kendilerine gelecek için sunulan bütün projeleri alaşağı edecek bir model ile yürüyeceklerini ve ortak vatan vurgusunu yapacaklarını söyledi.

Devleti, milletin hizmetkarı yapıncaya kadar mücadele edeceklerini de belirten Demirtaş, "Bizim kitabımızda kutsal devlet yoktur. Bunu bitireceğiz. Biz devleti ele geçirmek için yola çıkmadık. Yarın iktidar olduğumuz zaman ilk yapacağımız şey devletin, başbakanın yetkilerini kısıtlamak olacak. Yetkinin yüzde 80'inin yerel yönetime devredeceğiz. Kongremiz bunun gerçeği yansımasıydı. Halk iktidarının gümbür gümbür geldiğinin göstergesiydi" ifadesini kullandı.

Demirtaş, hızla Meclis gündemine devam edeceklerine işaret ederek, HDP grubunun ana muhalefet partisi görevini gördüğünü söyledi. Demirtaş konuşmasını şöyle sürdürdü: "Soma işçi katliamından sonra gündeme gelen ama asıl derdi başka olan bir torba yasa tartışılıyor. Şu anda komisyonda. AKP'nin duruşunun teşhir olmadığını düşünüyoruz. Basın emekçileri bu konuya daha fazla yoğunlaşmalı. Soma'da 301 işçi katledildikten sonra Erdoğan ve hükümeti ailelere dönük olumlu düzenlemeler yapacaklarını ifade etti. Birkaç pozitif düzenlemeyi bunun içine koydular. Torba yasa dediğimizin içinde yok yok. AKP'nin rezaletlerinin bir ayakkabı kutusu içinde tutulmasıdır. Maden işçileri için olumlu düzenlemeler haricindekilerin hepsi halkın özgürlüklerini elinden alıyor. Bir tane mavi boncuk yanına 2 tane kaktüs. Tasarı geldiğinde 61 maddeydi. Fırsat bu fırsat deyip şişirdiler ve şimdi 106 madde oldu. 3 tane madde emekçilerle ilgili. Geri kalanların hepsi yıllardır çıkarmayı deneyip de başaramadığı işlerdir."

Demirtaş, tasarıda taşeron sisteminin kaldırılması yerine taşeronlaşmayı genişleten maddenin yer aldığını söyledi. Demirtaş, torba yasayı "ucuz tüccar mantığı" olarak değerlendirdi.

Demirtaş, hazırlanan Torba Yasa ile kamu emekçilerinin haklarının da ellerinden alındığını ve hükümetin istediği memurları süreceğini ve istediği zaman mahkeme kararlarını uygulayacağını söyledi. Demirtaş "Bunun adı tam faşizmdir. Kenan Evren bile buna cesaret edememişti. Mahkeme kararını 2 yıl uygulamayacağını düzenliyor. Bu da torbanın içinde. Halkın dikkatli olması lazım. Birde bakan sendikalarla ortaklaştık diyor. O ortaklaştığın sendika senin kurduğun sendika. Başkanını sen seçtin. Ona da sendika demeyelim AKP'nin çalışan kollarıdır. Kendi kurduğun sendikaya, memur sendikası deme. Bu sendika ile ortaklaşmış onlar da itiraz etmemiş. Onların derdi 'padişahım çok yaşa' deyip Erdoğan'ın arkasından yürümek. Belki cebindeki para düşer onlarda arkadan toplarlar. Bu mu sendikacılık?" dedi.

Demirtaş, Soma katliamını gerçekleştiren firmanın başka bir ihale alabileceğini önünde hiçbir engelin olmadığını söyledi. Demirtaş bunun nedeninin ise devletin merkezinde emekçinin değil, paranın olması olduğunu kaydetti. Demirtaş, "Siz bir kişiyi vatandaş olarak yaralasanız hakimin karşısına çıkar paşa paşa yargılanırsınız. Ama bu şekilde 301 kişiyi katletseniz 2 yıl ile yargılanırsınız. İşçi katliamından dolayı patronun yargılanabileceği sınır, 2 yıldır. Sen bunu arttır patron rahat gezebiliyor mu bakalım. Neden yapmıyorlar? Yatırım gelmez diyorlar. İşçinin canını ucuz yapacaklar ki patron üretim yapsın diyorlar. İşte biz bu düzeni değiştireceğiz. Biz devletin merkezine insanı koyacağız. Biz demokratik özerklik derken işte bu sistemi alaşağı edeceğiz diyoruz" diye konuştu.

Demirtaş'ın ardından ise HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ konuştu. Yüksekdağ, önemli ve zorlu bir sürecin eşiğinde olduklarını vurgulayarak, "Yeniden yapılandırma ve kolektif dayanışmamız önümüzdeki bütün zorlu engelleri aşacak gücü bize verecek. HDP ilk merhaba dediği günden bu yana şaşırtmaya devam ediyor. Umudumuzu kırmadık, çünkü umudumuzu kıran engellerden daha güçlüydü umudumuz" diye konuştu. Türkiye'nin iki seçeneği olduğunu bunun birinin "Kokmuş" siyasetin devamı olduğunu diğerinin ise HDP'nin açtığı ışıktan yürümek olduğunu kaydeden Yüksekdağ, "Bu yolu açtıkları için mutlu olduklarını ama çok emek vermeleri gerektiğini vurguladı. HDP'yi bu sürece getiren bütün dostlarımızı minnetle selamlıyorum. Başta Sabahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü'yü saygıyla selamlıyoruz" dedi.

"Bir selamda bu projeye herkesten daha fazla inanan ve bize güç veren değerli halk lideri Sayın Abdullah Öcalan'a" diyen Yüksekdağ, "Sayın Öcalan değerli bir halk lideri olarak halkına, halklara ve bu halkların devrimci, sosyalist, demokrat insanlarına güvenmeyi, inanmayı ve bu inancın gücünü göstermiştir bizlere. Bu inancı ve gücü Türkiye siyasetinin karanlık tarafında yer alanlar da görmek zorunda kalacaklar" dedi.

24.06.2014