HDP Eş Genel Başkanı Ertuğrul Kürkçü, grup toplantısında konuştu. Grup toplantısının yapıldığı salonda, kürsünün arkasına Soma için siyah bez asıldı. Grup toplantısına katılanlar yakalarına siyah kurdele taktı.

Konuşma öncesinde ise yaşamını yitirenler anısına saygı duruşunda bulunuldu. Kürkçü, konuşmasında Soma'da yaşamını yitirenlerin ailelerine başsağlığı dileyerek başladı. Yaşamını yitiren ailelerin HDP'nin yaşanan katliamın takipçisi olacağını belirten Kürkçü, madencilerin de grup toplantısına geleceğini ancak yola çıktıktan sonra geri dönmek durumunda bırakıldıklarını aktardı. Kürkçü, İbrahim Kaypakkaya'nın katledilişinin yıldönümü olduğunu hatırlatarak, "Kaypakkaya, bağımsız, devrimci bir işçi hareketi yaratılması için çok genç yaşta hayatını feda etti. Kaypakkaya, hiçbir zaman unutulmadı. Her yerde Kaypakkaya'nın adı ile anılan devrimci hareketler var. Onun hatırası önünde saygı ile eğiliyoruz. 18 Mayıs'ta Kürdistan devrimci hareketinin öncü kadrolarından Haki Karer bir pusuda yaşamını yitirdi. O yoldan ilerleyen hareket en temel devrimci hakikatlerden birini oluşturuyor. Anmamız gereken dört insan daha var. 17 Mayıs 1982'de, Diyarbakır işkencehanesinde devrimci tutsaklara yönelik yapılan faşist saldırılın karşısında boyun eğmeyerek kendini ateşe veren Dörtler'i buradan anıyoruz" dedi.

Konuşmasında İran'da yaşanan idamlara da tepki gösteren Kürkçü, "En son 59 Kürt devrimci hakkında idam kararı verildi. İran İslam Cumhuriyeti'nin buradaki temsilcilerine bunun kabul edilemez olduğunu söylediğimizde 'Ama sadece Kürtleri idam etmiyoruz, herkese yapıyoruz, ondan adiliz' diyorlar. Böyle adalet batsın. Buradan kınıyoruz. Türkiye'ye de sesleniyoruz bu idamı yapan ülke ile dostluk ilişkinizi sonlandırın. İran'da idamlar son bulsun, devrimcilere özgürlük" diye konuştu.

Türkiye'nin Rojava devrimine karşı silahlı mücadele yürüttüğünü ve iki gün önce çocuklarının önünde bir kadının öldürüldüğünü dikkat çeken Kürkçü, "Biz İran'dan adalet bekliyoruz ama Türkiye Cumhuriyeti bu adalet karşısında İran'dan geri mi? Türkiye'nin devrimi tanımasını ve sınır kapılarını açmasını buradan bir kez daha istiyoruz" ifadesini kullandı.

Türkiye'de çözüm ve müzakere sürecinin olduğunu söyleyen Kürkçü, Öcalan'ın ve HDP'nin çabalarına rağmen sürecin sonuç vermeksizin askıda sallandığını kaydetti. Kürkçü, karakol ve kalekol yapımlarını eleştirerek, "Halk, bu kalekolların yapımına tabii ki itiraz ediyor. Bu itiraza karşı devlet zihniyeti zehirli meyvesini verdi ve bir gerilla yaşamını yitirdi. Barış süreci başladığından beri verilen ilk kayıptır ama sürecin aksamakta olduğuna dair ilk işaret değildir. Hükümeti uyarıyoruz; barış sürecini hakiki bir barışa dönüştürmek istiyorsanız güvenlik önlemlerinden vazgeçin. Ne halk, ne öncüsü mücadeleden vazgeçmiştir. Hükümete bir çözüm olanağı sunulmuştur, bu istismar edilirse başladığımız yere geri dönme ihtimali artmaktadır. Önlemlerinizi barıştan ve çözümden yana alınız" diye konuştu.

Kürkçü, Soma'da yaşananlara ilişkin yapılan incelemeler sonucu açıklanacakların sadece hükümetin gerçekleri olacağını, çünkü Soma'da görülmemiş yasakların uygulandığını ve bağımsız heyetlerin inceleme yapmasına izin verilmediğini de kaydetti. "Elleri sopalı AKP milisleri, sokaklarda gezerek Soma'ya dayanışmak amacıyla gelenlere güç gösterdiler ve bilgi akışını engellediler" diyen Kürkçü, Soma'da sadece resmi verilerin bilindiğini bunun da 301 madencinin yaşamını yitirdiğini gösterdiğini kaydetti.

Kürkçü, kendilerinin de inceleme yaptığını ve yurttaşlar ile konuştuklarını konuşmalarında kimsenin verilen rakamları gerçekçi bulmadığını söyledi. Kürkçü, "Bakanın açıklamalarına bakın her gün madende bulunanların rakamı değiştirildi. En son 120 kişinin madende olduğunu söyledi bakan ancak tek bir kapısı olan madenden hiç kimse canlı çıkmazken birden bunların canlı çıktığı söylendi. O yüzden orada ortaya çıkarılmayan madenciler olduğu inanışı var. Ne cenazeler basının gözü önünde kaldırıldı ne de ailelerine teslim edildi" dedi.

Kürkçü, facia sonrasında günlerce hükümet tarafından ne olduğunu veya kaç işçi bulunduğuna ilişkin bir açıklamanı olmadığını ve olayın büyüklüğünün gözlerden kaçırıldığını söyledi. Kürkçü, "Hakikati dilim dilim vererek halkın tepkisini küçültmek için bunlar yapıldı. Başbakan sonra çıkıp bunun bir 'kaza' ve 'kader' olduğunu söyledi. 'Bu işin fıtratında vardır' ifadesini kullandı. Bu Başbakan'ın siciline son derece büyük bir çarpı işareti olarak kaydedildi. Ancak oraya din görevlilerini gönderdi oysa orada ihtiyaç acil müdahale yapacak ekiplerdi" ifadesini kullandı.

Kürkçü, bu gerçeklerin ise ancak halktan ve işçiden yana tutum alanların incelemeleri ile olacağını belirtirken, hükümetin kendi istikrarı dışındaki hiçbir şeyi dikkate almadığını belirtti.

Kürkçü konuşmasının devamında şunları kaydetti: "Karbon monoksit zehirlenmesinden insanlar öldü. Sermaye ve ocak sahipleri, birinci dereceden sorumludurlar. İşçiler ocağın içinde ısının arttığının 15 gündür bilindiğini söyledi. Nereden çökeceğini ocak sahibi bilecektir. 24 saat boyunca kesintisiz üretim isteyen sermaye sahipleri çalışmayı durdurmayı düşünmediler bile. Yaşananlardan sonra görüyoruz ki gerçekler işçilerin tecrübe ettikleri gibi. Şimdi Başbakan 'Kim sorumlu ise o ortaya çıkacak' diyor. En önce siz sorumlusunuz. Araştırmaya gerek yok. Roboski'de de hemen biliyorduk. Şimdi de biliyoruz. İstifa diye bir müessese var. Dünyanın başka ülkelerinde istifa eden Başbakanlar gibi. Edemezsiniz. Çünkü siz yolsuzluklarınızı saklamak için o koltukta oturmaya muhtaçsınız. Cumhurbaşkanlığı zırhına girmeye muhtaçsınız."

Kürkçü, yurttaşların bunlara göz yummayacağını kaydetti. Kürkçü, kapitalizmden kurtulmadıkça işçi cinayetlerin durmayacağını belirtti.

Kürkçü, bu hafta içinde Başbakan ve bakanları ile ilgili Meclis'e gensoru vereceklerini de söyledi. Kürkçü, bütün sorumluların Meclis'in karşısında hesap vereceğini ve devletin facianın bütün aşamalarında yalan söylediğini hatırlattı. Kürkçü, "Teşeronlaşma olmadığını ileri sürdüler. Rodavans dediğiniz sistem zaten budur. Bunun dışında da katmerli bir taşeronlaştırma mevcuttur. Dayıbaşılık rejimi burada vardır. Dayıbaşları ocakta işçi olarak görülmektedir. Getirdikleri işçilerin payları ona verilmektedir. Sömürü içinde sömürü vardır. Bu kölelik sistemini kuran ve 'mükemmel işletme' diyen bakan bize 'şefkatli insan' olarak anlatılmaya çalışılıyor" diye konuştu.

Kürkçü, kapitalizmin mantığının kar mantığı olduğunu ve kapitalistlerin işçiler tarafından kuşatılmaması durumunda bu kar mantığından vazgeçmeyeceğini belirtti. Kürkçü, dünya örneklerine bakıldığı zaman verilen mücadele sonucunda iyileştirmelerin yaşandığını görüleceğini belirtti. Kürkçü, patronların baktığı noktadan bakan sendikaların da bulunduğunu bundan dolayı işçilerin kendilerinin yönetime gelmesi gerektiğini kaydetti.

Kürkçü, yaygın medyanın hakikatleri gizlediğini ve HDP'nin Soma'da yaptığı girişimleri de yok saydığını belirterek, "O şimşek bir gün sizin gazetelerinizi de aydınlatacak" dedi.

20.05.2014