HDP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, meclis grup toplantısında gündemdeki konuları değerlendirdi.

Grup toplantısında konuşan Başbakanı hayretler içerisinde dinlediğini belirten Tuncel, "Başbakan her şeyi CHP'ye attı. Kendini muaf tuttu. Darbe zihniyeti AKP zihniyetinde devam ediyor. Darbeyle yüzleşmek, darbeci zihniyeti ortadan kaldırmak isteseydi başbakan 12 Eylül anayasasını ortadan kaldırırdı. AKP'nin derdi demokrasi değil, bu darbelerden kendisine çıkar üretmek. O yüzden Anayasa masasından kendisi kalktı. Bu darbeci zihniyetle yüzleşeceğiz ve hesabını soracağız. Aksi halde gerçek anlamda bir demokrasi olmaz" dedi.

Çorum katliamının yıl dönümü olduğunu hatırlatan Tuncel, bu katliamla hala yüzleşilmediğini, Alevi-Sünni çatışması denilerek katliamcıların yargılanmadığını belirtti.

1 Haziran'da Ağrı ve Norşin'de yeniden yapılacak olan yerel seçimlere değinen Tuncel, Başbakan'ın yerel seçimde milli iradenin kazandığını ifade etse de böyle olmadığını, şaibeli bir seçim süreci yaşandığını söyledi. Tuncel, özellikle Ağrı ve Norşin'de BDP'nin kazanmasına rağmen AKP'nin her türlü hileye başvurduğunu, sonuç alamayınca iptal başvurusunda bulunduğunu belirtti, "İnanıyoruz ki bu seçimleri BDP kazanacak. Yerel seçimlerde sandık başına giden halkımıza başarılar diliyoruz" dedi.

Yüzlerce madencinin yaşamını yitirdiği Soma katliamını hatırlatan Tuncel, "Bu bir katliamdır. Önlenebilir bir kazaydı, AKP bunu önlemedi" dedi. Başbakan'ın "kader" diyerek herkesi susturmaya çalıştığını kaydeden Tuncel, katliamın siyasi sorumlusunun AKP olduğunu ve hesap vermesi gerektiğini ifade etti. Tuncel, "Gensorumuzu engelleyerek iki bakanın sorumluluğunun açığa çıkmasını engelledi" diye ekledi. Soma'da Maden-İş yönetimini istifa ettiren işçilerin mücadelesini kutlayan Tuncel, "Soma'nın peşini bıkmayacağız" dedi.

İş cinayetlerinin cezasız kaldığını hatırlatan HDP Eş Genel Başkanı Tuncel, tedbirler alınana kadar tüm madenlerin kapatılması, işçilere maaşlarının işsizlik fonundan ödenmesi, bir an önce soruşturmanın tamamlanarak siyasi sorumluların cezalandırılmasını önerdi. Tuncel, AKP'nin, üzerinden 882 gün geçen Roboskî katliamının da hesabını vermediğini belirtti.

Tuncel, Ege'deki depremden yaralananlara geçmiş olsun dileklerini iletti. Tuncel, Başbakan'ın depremde ölümler için de "kader" dediğine işaret ederek, insanların depremden korunacağı mekanların ranta açıldığını söyledi. Sebahat Tuncel, "Depremle ilgili tedbir alıyormuş gibi gösteren AKP, kentsel rantı geliştirmeye çalışıyor. Hükümeti uyarıyoruz; yarın büyük depremle karşılaştığımızda kader demenizi kabul etmeyeceğiz. Deprem vergisi toplanıyor. O paralar nerede kullanılıyor? Halk için kullanın" diye konuştu.

Tuncel, geçen hafta Uğur Kurt ve Ayhan Yılmaz'ın öldürüldüğünü hatırlatarak, şunları söyledi: "AKP hükümetinin polis devletine dönüşmesinin göstergesi. AKP pervasızca saldırıyor. Çılgınca sağa sola ateş ederek bu durumdan kurtulmaya çalışıyor. Uğur Kurt'un yanında Cemevi başkanının hedef olduğu iddiası var. Aleviler kendini güvende hissetmediler hiç. Başbakan çatışma yaratılmak isteniyor derken bile ayrımcı dil kullanıyor. Ali'siz Alevi diyor. Sen saygı göstermek durumundasın. Bunu demek bile Alevileri ayıran, iyi Kürt kötü Kürt gibi ayrımların yansıması. Başbakan Alevi açılımı yapacakmış. Açılım yapmayın. Açılım yaptınız cezaevleri açıldı. Sizin açılımlarınız ölüm getirdi."

AKP'nin Okmeydanı'nda halkı boşaltmak istediğini, zorunlu göçle çoğunluğu Alevi olan insanları ayrıştırmanın peşinde olduğunu söyleyen Sebahat Tuncel, "Toplumu nasıl birbirine düşman ederiz, yan yana gelmelerini nasıl engelleriz diye toplum mühendisliği yapıyor. Buna fitne mühendisliği de diyebiliriz. Berkin Elvan'ın elinde sapan vardı diyor. Yüzünde maske vardı diyor. Bu ülkenin Başbakanı değil misiniz? Güvenlikten sorumlu değil misiniz? İnsanlar sapan alıp taş atıyorsa orada suç varsa bizde ne kadar var diye düşünün. İnsanlar niye isyan edip yürüyüş yapıyor? İstanbul'da OHAL var. Her şeye gazla copla müdahale ediliyor."

Tuncel, Başbakan'ın Gezi'yle ilgili açıklamalarına da değinerek, "Yarın Gezi'nin yıl dönümü. Ne oldu da Gezi oldu? 12 ağaç için eylem yaptılar, söküp başka yere dikecektik diyor. Başbakan anlamamışsın. Mesele 12 ağaç değil. Oraya AVM dikecektin, olmadı topçu kışlası dikecektin. Anlamak istemiyorsun. Gezi direnişine neden olan şey, resmi rakama göre 3 milyon insan aynı anda sokağa çıkıyorsa mesaj var demektir. Başbakan bunu okusun. Faiz lobisi, dış mihrak diyerek Gezi'nin talebini görmezden geldi. Gezi en demokratik barışçıl eylemdi. Yan yana gelmez denilen birçok kesim vardı. İstedikleri adalet, demokrasi ve eşitlik. AKP bunu şiddetle bastırmaya çalıştı. 8 insan yaşamını yitirdi. Toptan insanları düşman ilan edip kendi sorumluluğunu görmeyerek ülkeyi karıştırmak istiyorlar diyeceksin. Bu ülkeyi karıştıran Başbakanın dili, üslubu ve tavrıdır" dedi. Tuncel, "Askeri vesayetle mücadele ettiğini söyleyen AKP, asker yerine polisi getirdi" diye ekledi.

Tuncel, çözüm sürecine de değinerek, "Halkımız 4 gündür direniyor. Olaylar yaşanıyor. Halk savaş olmasın diye çadır kurmuş. Tüm yollar kapatılmış. AKP'nin buna ilişkin bir tek sözü yok. Madem çözüm diyorsunuz niye kalekollar yaparsınız? Yapmanız gereken demokratik müzakere yasasını çıkarmak ve demokratik siyaset alanını açmaktır" dedi.

Tuncel, Başbakan Erdoğan'ın Diyarbakır'daki ailelerin çocuklarının alınması çağrısına da yanıt verdi: "Mesele HDP, BDP meselesi değil. Zindanlar boşalsın, insanlar dağa gitmesin. Dağdakiler gelip siyaset yapsın. Ama hiçbir adım atmıyorsunuz. Sınırda halen insanlar öldürülüyor. Demokratik siyaset kanalı açık değil. Sayın Öcalan ile görüşen MİT heyetini güvence altına aldınız. Ama bizim heyetimizi almadınız. Artık gençler ölmesin istiyoruz. Sorumluluk AKP hükümetinindir. Başbakan barış annelerine atıfta bulunuyor. Başbakan yine anlamamış. O insanlar kaç yıldır gerilla ve asker ölmesin diye oturuyor. Dikkate almadınız. Kayıplarını sorarken barış olsun diyorlar."

Tuncel, AKP'nin samimiyetini kalekol yapımlarında ve Rojava sınırında sorgulayacaklarını söyledi. Rojava'da 4 yılda 100'ü aşkın sivilin sınırda katledildiğini de hatırlatan Tuncel, "Sınırı çetelere açıyor, sivillerin geçmesi konusunda her türlü engel var. Kabul etseniz de etmeseniz de komşularınız Kürtler. Rojava kantonu yöneticileri iyi ilişkiler geliştirmek istiyor. Çatışma istemiyor. Ama sorunlar devam ettiği sürece çözüm sürecinin riske girdiğini söylemek istiyoruz. Uyarmak görevimiz" dedi.

Kayıplar Haftası'na da değinen Tuncel, gözaltında kayıplar ve faili meçhullerin hesabının hala sorulmadığını söyledi.

Tuncel, Cannes'da ödül alan Nuri Bilge Ceylan'ı da kutladı.

27.05.2014